Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/675 E. 2020/383 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/675 Esas
KARAR NO : 2020/383

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2018
KARAR TARİHİ : 02/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Hollanda’da mukim olan müvekkili şirket tarafından 11.03.2017 tarihli ve… numaralı sipariş formu ile…-…-…adlı ürünlerin davalı firmadan satın alınması yönünde talepte bulunulduğunu, davalının 20.03.2017 tarihli proforma fatura ile müvekkil şirket tarafından sipariş edilen ürünlerin satımı için müvekkil firmaya 83.755 Euro fiyat teklifi verdiğini, müvekkili şirket tarafından satış bedeline mahsuben ön ödeme olarak 15.000 Euro bedelin 28.03.2017 tarihinde davalının bildirilen hesabına ödendiğini, bakiye bedelin ise davalı tarafından ürünlerin sağlam ve eksiksiz bir şekilde müvekkiline teslim şartının yerine getirilmesi sonrasında ödeneceğini, ancak sipariş edilen ürünlerin davalı tarafından müvekkili şirkete ihracatının yapılmadığını ve ürünlerin de teslim edilmediğini, müvekkili şirket adına ve lehine siparişi veren iş ortağı Hacı Yılmaz ile müvekkili şirketin ilişkilerinin sona ermesi nedeniyle bir daha davalı şirket ile irtibat da kurulamadığını, ayrıca sipariş edilen ürünler müvekkili şirkete teslim edilmediği gibi ön ödemenin de müvekkiline iade edilmediğini belirterek, taraflar arasında zedelenen güven ilişkisi nedeniyle ticari ilişki kurmak imkansız hale geldiğinden, davalı lehine sebepsiz zenginleşme oluşturan müvekkilinin alacağının tahsiline yönelik olarak davalı şirket hakkında İstanbul…İcra Müdürlüğü’nün…E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun icra takibine itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek tüm bu nedenlerle, borçlunun icra dosyasında 16.546,64 Euro asıl alacak ve fer’ileri açısından yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması sebebiyle de %20 oranında davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu proforma faturanın müvekkili tarafından düzenlenmediğini, müvekkiline ait herhangi bir kaşe ve imza olmaksızın müvekkili dışında başka kişilerin el yazılarının olduğu bir proforma fatura olduğunu, müvekkiline davacı şirket tarafından herhangi bir sipariş verilmediği ve müvekkili tarafından böyle bir proforma fatura düzenlenmediğini, davacı yanın müvekkili ile arasında satış akdinin kurulduğunu ispat etmesi gerektiğini, para transferine ilişkin banka havalesinde açıklama olarak sadece “… İstanbul” şeklinde ibare bulunduğunu, söz konusu ödemenin icra takibine konu proforma fatura ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını, söz konusu ödemenin icra takibine konu proforma faturaya ilişkin yapılmış olsaydı ödemenin açıklamasına “proforma faturasına ilişkin ödemedir” şeklinde açıklama olmasını gerektiğini, bu sebeple ödemenin borç ödemesi niteliğine sahip olduğunu, davacının müvekkile olan borcunu bu şekilde ödediğini, Yargıtay içtihadı uyarınca TBK md 457 vd göre havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapılmış olduğu yönünde yasal karine bulunduğunu, bu yasal karinenin tersini ileri süren havalecinin iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğunu belirterek, müvekkili hakkında başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, ödenen bedelin iadesi talebiyle başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır.
İstanbul …İM …E. takip dosyası getirtilerek incelendiğinde, “28/03/2017 20/03/2017 tarihli proforma faturaya istinaden ödenen ancak karşılığı alınamayan bedelin iadesi” açıklamasıyla 15.000 Euro asıl alacak ve 1.546,64 Euro işlemiş faiz talebiyle, asıl alacağa takip sonrası avans faizi istemiyle” 18/04/2018 tarihinde başlatılan ilamsız takip olduğu, takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu ve davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, icra dosyası, sipariş formu, takip dayanağı proforma fatura, ödeme dekontu, davalının banka hesap ekstresi, bankadan celbedilen swift açıklaması, davalının ticaret sicil ve vergi dairesi mükellefiyet kaydı, Bakırköy …Asliye Ceza Mahkemesinin … E dosyası Uyap kaydı incelenmiş, tarafların ticari defter ve belgeleri ve dosya kapsamı üzerinde mali bilirkişi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yapılarak kök rapor ve ek rapor alınmıştır.
Davacı şirketin Hollanda’da mukim olması nedeniyle, … Sözleşmesine Hollanda taraf olmakla yabancılık teminatından muaf olduğundan davacı tüzel kişiden teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiş, ticari defterlerinin dava konusu kısımlarının noterden onaylı yeminli tercüme edilmiş halinin, ayrıca yabancı dilde sunulan delillerin yeminli tercümeli halinin dosyaya sunulması sağlanmıştır.
Davalının dosyaya celbedilen vergi dairesi mükellefiyet kaydına göre, 19/10/2016-31/12/2018 tarihleri arasında “motorlu kara taşıtlarının parça ve aksesuarlarının bir ücret ya da sözleşmeye dayalı olarak toptan ticareti” faaliyetinden bilanço usulüne göre defter tutan birinci sınıf tacir kaydı olduğu görülmüştür.
Mali bilirkişiden alınan kök raporda özetle; davalı tarafın 2017 yılına ilişkin ticari defterlerini sunmaması nedeniyle incelenemediği, davacı defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre, takip dayanağı 20/03/2017 tarihli… no.lu proforma faturanın ve 15.000 Euro davalıya ödeme bilgilerinin davalı bilgileriyle (… VD … VN-… Otomotiv-…) ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 15.000 Euro’nun davalıya 28 Mart 2017 tarihinde havale edildiği, davacının 29/03/2017 tarihi itibariyle davalıdan 15.000 Euro alacaklı olduğunun kayıtlarında göründüğü tespit edilerek bildirilmiştir. Takip öncesi işlemiş faiz hesabı yönünden aynı bilirkişiden ek rapor alınmış, raporda ödeme tarihi ile takip tarihi arası avans faizine göre hesap yapılarak bildirilmiştir.
Davacı tarafça sunulan 11/03/2017 no.lu mal türü-bedeli üzerinden düzenlenmiş sipariş formu ile takip dayanağı 20/03/2017 tarihli … no.lu proforma fatura incelendiğinde,… Otomotiv-… logo ve işletme ünvanı-adres-vergi dairesi- banka hesap bilgilerini, siparişe uygun mal türü-adedi ve fiyat teklifini, ayrıca elle yazılmış “15.000 Euro peşin” ibaresi içerdiği, ikisinin de üzerinde bir imza bulunmadığı görülmektedir. Davalının vergi dairesi mükellefiyet kaydı da talep konusu mal türüyle uyumludur.
Davacı tarafından sunulan… muhabir banka dekontunda 28/03/2017 tarihinde davacı hesabından “… İstanbul-… (Ön ödeme) …” açıklamasıyla davalıya ait…hesabına 15.000 Euro swift havalesi yapıldığı,…Bankasından alınan 27/11/2019 tarihli yazıda verilen cevaba göre davalının hesabına davacı tarafından 29/03/2017’de ulaşan havalenin … mesajının “… 20032017” (Türkçesi: Ödeme Ayrıntısı Önödeme …) şeklinde açıklama içeren ve alıcı banka ve tarafından görülerek hesap sahibiyle de paylaşılabilen, yani proforma fatura no.su ve bununla ilgili ön ödeme olduğu açıklanarak gönderilen… havalesi olduğu, hesap ekstresine göre davalı tarafından hesaptan aynı gün çekilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Proforma fatura, akdi ilişkinin icap aşamasında düzenlenen bir belge olup, davalı taraf böyle bir proforma fatura düzenlemediğini, imzasının olmadığını, üstündeki el yazılarının kendisine ait olmadığını, dava konusu 15.000 Euro’yu ise davacı Hollanda’da mukim şirketin kendisine borç ödemesi sanarak aldığını ileri sürmüşse de, akdi ilişkinin ülkelerarası ticari ilişkide e-mail vb teknolojik imkanlardan yararlanılarak kurulmuş olduğu, davalı tacirin şahsi ve gizli ticari kimlik vehesap bilgilerini içeren sahte belge düzenlendiğine dair herhangi bir resmi makama bildirimi-suç duyurusu bulunduğu ileri sürülmediği gibi, Hollanda’da mukim bir şirketin Türkiye’de bulunan bir tacirin ticari ve banka bilgilerini edinerek kendi kendine sahte proforma fatura düzenleyip bir de karşılığında mal alamayacağını bildiği halde o tacirin Türkiye’deki hesabına para gönderdiği, sonra da bu parayı yabancı ülkede geri almaya uğraştığını ileri sürmek, hayatın olağan akışına açıkça aykırıdır. Ayrıca hesabına gelen 15.000 Euro tutarında bir meblağın hangi açıklamayla ve hangi akdi ilişki için gelen para olduğunu ticari defterine de kaydetmek zorunda olan tacirin, swift açıklamasına hiç bakmadan parayı çektiğini ileri sürmesi basiretli tacir davranışı da değildir.
Davalı tarafça, davacı yurtdışında mukim şirketin ticari defter kayıtlarının davacı şirkete ait olup olmadığının bile belli olmadığı, dosyaya usule uygun ticari defter kaydı ibraz edilmediği, bu nedenle mali bilirkişiden alınan raporun hükme esas alınamayacağı ileri sürülmüşse de, davanın dayanağının banka aracılığıyla davalıya gönderilen ve davalı tarafından çekildiği tespitli olan meblağın (sözleşme ön ödemesinin) iadesi talebine yönelik olduğu ve bu meblağın kendisine gönderildiğinin ve (akdi ilişki kurulmadığı, havalenin borç ödemesi kabul edilmesi gerektiği iddiasıyla) davacıya mal teslim edilmemiş olduğunun davalı tarafın da kabulünde olduğu gözetildiğinde, davacının ticari defter ilgili kısım kaydının noterden onaylı ve yeminli tercümeli halinin sunulmuş olması yeterli görülmüş, davalının bu iddiasının sonuca ve hükme etkisi bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Dosyaya Uyap kaydı getirtilen Bakırköy …Asliye Ceza Mahkemesinin… E dosyasıyla ilgili olarak, davalı vekilince bu dosyada davacının davalıyla akdi ilişki kurulmadığını kabul ve ikrar ettiği ileri sürülmüşse de, davacı şirket yetkilisinin incelenen suç duyurusu dilekçesinin eski iş ortağı … ve onunla ilişkili kişiler hakkında dolandırıcılık vb suçlardan suç duyurusuna ilişkin olduğu, dilekçesinde açıkça … tarafından kendisinin kandırılıp Hollanda’daki şirketiyle (davacı şirketle) davalı arasında akdi ilişki kurulup sipariş verip proforma fatura düzenletip şirketten para aktarılmasına neden olduğu, ama davalının mal teslimini yapmadığı, bu suretle kendisinin ve şirketinin kandırıldığının anlatıldığı, bu anlatımın dava dosyamızla da uyumlu olduğu, ceza dosyasında davacı şirket yetkilisinin davacı şirketle davalı arasında bir akdi ilişki kurulmadığı ve davalıya 15.000,00 Euro’nun borç ödeme için gönderildiğine dair bir beyan ve ikrarı bulunmadığı görülmüştür.
Cumhuriyet savcısı tarafından şüpheli … hakkında düzenlenen iddianamede yazılan “İstanbul … ATM … E dosyasında mal siparişi verildiği ve proforma fatura düzenlendiğinin bile bilirkişi raporuyla tespit edilemediği” şeklindeki ibare, sipariş formu ve proforma faturanın sözleşme icap-kabul aşamalarına ilişkin belgeler olmakla, akdi ilişkinin kurulması sonrası düzenlenecek fatura-ödeme belgeleri şeklinde ticari defterlere kaydedileceği, bu nedenle sipariş ve proforma faturanın ticari deftere kayıt zorunluluğundan bahsedilemeyeceği dikkate alındığında, ticari ilişkinin hukuki boyutuna dair ceza mahkemesince yapılmış maddi vakıa tespiti sayılamayacağı gibi, akdi ilişki kurulma koşulları hukuk mahkemesince değerlendirileceğinden, savcılık iddianamesi davacıyla davalı arasında akdi ilişki kurulmadığının ispatı sayılamaz. Davalı vekilince ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de, davalı hakkında ceza dosyasında bir tespit, araştırma bulunmadığı, dava dosyamızdaki talep ve dosya kapsamı gözetilerek, sonuçlanmasının beklenilmesine gerek görülmemiştir.
Netice itibariyle, davacının davasını ispatladığı, davacı ile davalı arasında mal alım satımı konusunda akdi ilişki kurulduğu, davacının bir miktar peşin ödeme yaptığı, davalının mal teslim edimini aradan geçen bir yılı aşan süreye rağmen yerine getirmediği, sözleşmenin ani edimli bir sözleşme ve sipariş edilen malın cins borcu niteliğinde olduğu, tüm bedel gönderilmemişse de gönderilen peşin ödeme karşılığı kadar malın da teslim edilmemiş olduğu, bu nedenle davacının sözleşmeden dönerek ödediği peşin ödemeyi iade talep edebileceği, ancak bu hususta takip öncesi davalıyı temerrüde düşürdüğünün davacı tarafça ispatlanamadığı, bu nedenle takip öncesi işlemiş faiz isteminin yerinde olmadığı, Euro cinsi para gönderen davacının akdi ilişki Euro cinsinden kurulmuş ve kendisi de Hollanda’da mukim olması nedeniyle gönderdiği bedeli yabancı para cinsinden iade talep edebileceği, ancak bu durumda takip sonrası (aksine anlaşma ispat edilememekle) istenebilecek faizin 3095 sayılı Kanunun 4-a maddesine göre Euro cinsi mevduata Devlet bankalarınca uygulanan yıllık faiz olabileceği kanaatiyle, aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüyle, itirazı haksız olan likit alacakla ilgili (takip tarihindeki kur üzerinden) davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas takip dosyasına itirazının kısmen iptaline, takibin 15.000,00-EURO asıl alacak yönünden, takip sonrası 3095 Sayılı Kanun 4-a maddesine göre faiz işletilmek suretiyle aynı koşullarda devamına, fazla istemin reddine,
Alacağın %20’si oranında 15.249,60-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 10.479,02 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 1.000,00- TL bilirkişi ücreti, 180,60-TL posta masrafından ibaret yargılama giderinin davanın red-kabul oranına göre hesaplanan 1.062,54-TL’si ile 1.615,08- TL harcın toplamı (35,90-TL başvuru harcı+1.579,18-TL peşin harç) 2.677,62-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,

5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
6-Alınması gerekli 5.085,95-TL karar ve ilam harcından 1.579,18-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.506,77-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.02/10/2020

Katip …

Hakim …