Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/629 E. 2018/1321 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/629
KARAR NO : 2018/1321

DAVA : Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 16/06/2017
KARAR TARİHİ : 13/12/2018

DAVA:Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında görülüp sonuçlandırılan 11/05/2017 tarihli hakem kurulu kararının davacı kuruluş aleyhine olan kısımları bakımından iptaline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalılar vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 08/06/2017 tarihinde hakem kararının iptali için … 5. ATM’de dava açıldığı, halen derdest olduğu, davalar arasında bağlantı bulunması sebebiyle birleştirme kararı verilmesi gerektiği, hakem kurulu kararının somut olaydaki kira bedelleri ve faizler gibi dönemsel edimlerin zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu sonucuna varılmış olduğu yönündeki bölümünün hukuka ve yasal düzenlemelere uygun olduğu, iptal koşullarının oluşmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, hakem kararının iptali talebine ilişkindir.
Taraflar arasında çıkan uyuşmazlık sebebiyle hakem heyeti tarafından 11/05/2017 tarihli kararın tesis edildiği sabit olup, uyuşmazlık bu hakem kararı ile ilgili olarak iptal talebinde bulunulup bulunulamayacağı ve iptalin gerekip gerekmediği konularındadır.
Daha önce mahkememizce yapılan yargılama sonunda “…6100 Sayılı HMK’nın 439. maddesiyle getirilen hakem kararlarına karşı sadece iptâl davası açılabileceği hükmünün uygulanması olanağı bulunmadığı, HUMK’nın 516 ve devamı maddelerinde iç tahkim davası sonucu verilen hakem kararına karşı temyiz yoluna başvurulabileceği, dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından davanın redine…” karar verilmiş verilen karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/610- 2018/2814 sayılı kararıyla “…Dava konusu tahkim şartını içeren sözleşme 30.06.1997 tarihinde düzenlenmiş olsa da tahkim yargılaması 27.01.2014 tarihinde başlamış olup; hakem heyeti kararı da 11.05.2017 tarihinde verilmiştir. Bu durumda mahkemece, anılan düzenlemeler ışığında hakem heyetince verilen karara karşı yalnızca iptal davası açılabileceği gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulmasına…” karar verilmiş, mahkememizce bozmaya uyulmuştur.
EMSAL KARAR:
“…6100 sayılı HMK’da tahkim yargılamasında görevli mahkeme konusunda 410 ve 439. maddelerde düzenlemeler yer almakta iken 15.03.2018 tarihli RG’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanun 57. maddesiyle HMK 410. madde, 60. maddesiyle de HMK 439. madde değiştirilmiş, 53. madde ile 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 15. maddesinde yapılan değişiklik ve 54. madde ile bu Kanuna eklenen ek 1. madde ile de görevli mahkeme konusunda ihtiyari tahkim ve milletlerarası tahkim arasında paralellik sağlanmıştır. Kanun’un 55. maddesiyle de 5235 sayılı Kanun’un 5. maddesinde değişiklik yapılmış ve iptâl davaları ticaret mahkemesinin heyet halince göreceği davalar arasından çıkarılmış, hakem kararının iptâli davalarının bölge adliye mahkemesinde görülmesi zorunlu hale gelmiştir.
6100 sayılı HMK’da tahkim yargılamasında görevli mahkeme konusunda 410 ve 439. maddelerde düzenlemeler yer almakta iken 15.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanun 57. maddesiyle HMK 410. madde, 60. maddesiyle de HMK 439. madde değiştirilmiştir. Ayrıca 53. madde ile 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 15. maddesinde yapılan değişiklik ve 54. madde ile bu Kanuna eklenen ek 1. madde ile de görevli mahkeme konusunda ihtiyari tahkim ve milletlerarası tahkim arasında paralellik sağlanmıştır. Kanun’un 55. maddesiyle de 5235 sayılı Kanun’un 5. maddesinde değişiklik yapılmış ve iptâl davaları ticaret mahkemesinin heyet halince göreceği davalar arasından çıkarılmıştır.
Yapılan değişiklikler sonucu HMK’daki son düzenlemelerde; tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkemenin, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi olduğu, tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkemenin, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkemenin ise davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesi olduğu (HMK 410/1), hakem kararına karşı yalnızca iptâl davası açılabileceği, iptâl davasının, tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği (HMK 439/1) belirtilmiştir.
4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu”ndaki son düzenleme ise hakem kararına karşı yalnızca iptâl davası açılabileceği, iptâl davasının, 3’üncü madde uyarınca yetkili asliye hukuk mahkemesinin bulunduğu yer yönünden yetkili bölge adliye mahkemesinde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği (15/1), bu Kanun’da asliye hukuk mahkemesine verilen görev ve yetkilerin, uyuşmazlığın konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi tarafından kullanılacağı (ek 1) şeklindedir.
Yapılan değişiklikler ile 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu ve 6100 sayılı HMK’daki tahkim konusundaki görev kuralları benzer hale getirilmiştir.
Yapılan bu düzenlemeler mahkemelerin görevine ilişkindir. Görev düzenlemesi yapılan 7101 sayılı Kanun’da görev kuralına ilişkin yapılan değişikliklerin eldeki davalara uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bir hükme yer verilmemiştir. Sonuç olarak uygulanması gereken geçiş hükmü bulunmamaktadır. Usul kuralları ve bu kapsamda yer alan görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, aksine düzenleme yoksa derhal uygulanacağından, yapılan görev kuralı değişikliklerinin kanunda istisna niteliğinde geçiş hükümlerine yer verilmediği için eldeki davalara da uygulanması gerekir.
Davanın 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce ya da bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarihten önce açılıp açılmadığının da bir önemi bulunmamaktadır. Aynı şekilde sözleşme tarihi itibarıyla hakem kararlarına karşı iptal davası mı açılacağı ya da temyiz yoluna mı başvurulması gerektiği konusundaki görüş ayrılığı da 13.04.2018 tarih, ve 20162 Esas, 2018/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile giderilip sözleşme tarihine bakılmaksızın iptâl davası olarak belirlenmiştir. 6100 sayılı HMK geçici 1/1. maddede bu Kanun’un yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinin Kanun’un yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış davalarda uygulanmayacağı düzenlemesi, geçici 3/3. maddede ise, bu Kanun’da bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanun’un bu kanun’a aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı düzenlemeleri bulunmakta ise de bu maddeler 6100 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemelere ilişkin olup 6100 sayılı Kanun’da değişiklik yapan 7101 sayılı Kanun hükümlerini kapsadığından söz edilemez.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde hüküm verildikten sonra yapılan kanun değişikliği ile hakem kararının iptâli davalarının bölge adliye mahkemesinde görülmesi zorunlu hale gelmiştir..”(Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2018/3876-4888 sayılı, 06.12.2018 günlü kararı)
Yukarıda yazılı yasal düzenlemeler, Yüksek Yargı kararları dikkate alınarak davanın görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın görev yönünden usulden Reddine,
2-Karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç ve masrafların görevli mahkemece nazara alınmasına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup anlatıldı. 13/12/2018

Başkan …
¸E-İmza
Üye …
¸E-İmza
Üye …
¸E-İmza
Katip …
¸E-İmza