Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/613 E. 2019/406 K. 03.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/613 Esas
KARAR NO : 2019/406

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2018
KARAR TARİHİ : 03/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirketin kimyevi madde üretimi, iç-dış ticareti ve pazarlaması işi ile iştigal etmekte olduğunu, şirket tarafından davalıya, aralarındaki anlaşmaya ve davalının siparişlerine uygun olarak değişik tarihlerde ürün satışı ve teslimi yapılarak bu ürünler nedeniyle toplam 2.497,94 Euro alacağının doğduğunu, davalı tarafın müvekkil şirketin alacağını ödemekten imtina ettiği için müvekkili şirket tarafından alacağının tahsili talebiyle … 26. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından icra takibine/ödeme emrine itiraz edildiği ve takibin durdurulduğunu, davalı borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek alacağın likit olması ile birlikte davalının kötü niyetli olarak yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına ve İİK.m.67 gereği davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, ticari defterlerin incelenmesinde müvekkilinin davacı şirkete daha fazla ödeme yaptığının anlaşılacağını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının %20’den az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağının davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında mal satım sözleşmesi bulunduğu, davacının mal teslimleri davalının ödemeleri olduğu tarafların kabulünde olup uyuşmazlık, açık hesaba kaydedilmiş faturalara göre davalının bakiye borcu bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
… 26. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelendiğinde, davacı tarafından fatura ve cari hesap alacağına dayalı başlatılan ilamsız takibe davalının süresinde itirazı üzerine takibin durdurulduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, davacı tarafın dayandığı ticari defter delili kapsamında her iki taraf ticari defterleri üzerinde mali bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ancak davalı taraf defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemiştir.
Bilirkişi raporunda, davacı tarafın 2017 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş ve tasdiklerinin süresinde yaptırılmış olduğu, 2017 yılı Şubat ayında davacının düzenlediği 2 fatura bulunduğu, davacının 2017 yılı mal satımlarına ilişkin 2 faturanın davalı tarafça vergi dairesine verilen BA formu ile bildirilmiş olduğu, davalının 2017 yılında ödemesinin bulunduğu ve bu ödeme düşüldüğünden, davacının karşılığı ödenmemiş bakiye alacağının 8.938,20-TL olduğu, bu alacağın takip dayanağı olarak takip talebinde yazılı 2 adet faturadan kalan bakiye alacak olduğu, ancak bu fatura bedellerinin bir kısmının davalı tarafından takip tarihi hatta fatura tarihi öncesi dönemde (01.01.2017 tarihinde tarihinde) davalı tarafından davacıya ödenmiş olduğu ve bu hususun davacı şirket ticari defter ve muavin kayıtlarında, açık hesap kaydında aynen kayıtlı olduğu, dolayısıyla takip tarihi itibariyle davacının alacağının 8.938,20 TL olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Davacının dosyaya sunduğu 2 fatura ve ticari defter kaydı ile dayanak muavin kayıtların tümü TL. cinsindendir. Bilirkişi raporunda sanki faturaların yabancı para (Euro) cinsinden düzenlenmiş gibi yazılıysa da, sadece faturanın bir tanesinin TL cinsi miktar ve toplam kısmının en altında Euro cinsi tutarın ayrıca bildirildiği görülmektedir. Ancak davacının son fatura tarihi (24.02.2017) itibariyle bakiye alacağını (8.938,20 TL.) Euro’ya çevirerek davalı hakkında tuttuğu açık hesaba kaydettiği, böylece kendini korumaya alırken aynı zamanda kur farkından kaynaklanan fark nedeniyle davalının gerçek borcunun yükselmesine neden olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim davalının borcu 24.2.2017’de 8.938,20 TL iken takip tarihi olan 04.05.2018 itibariyle 12.591,87 TL.ye yükselmiştir.Bu uygulama yerine alacak kayıtlardaki gibi TL cinsinden istenseydi, sözkonusu dönemde işleyecek avans (temerrüt) faizi tutarı yaklaşık 1.000,00 TL olacak iken, dövize çevrilerek açık hesaba kaydedilince davacı alacağına işleyen kur farkı (faiz hariç) takip tarihi itibariyle 3.653.67 TL olmuştur. Bu uygulamanın kabul edilebilmesi için, ya taraflar arasındaki mal alım sözleşmesinin ve mal satımlarının yabancı para cinsinden olması, dolayısıyla borcun da gerçek yabancı para borcu olması, ya da alım satım TL cinsinden olsa da borç/alacak kayıtlarının yabancı paraya çevrilerek tutulacağı ve davalının borcunun yabancı para cinsinden belirlenerek talep edilebileceği şeklinde taraflar arasında bir anlaşma-sözleşme olması gerekir. Ancak davacı tarafından bu yönde bir sözleşme veya delil dosyaya sunulmuş değildir. Davalının temerrüdü kapsamında faiz istenmesi mümkün ise de, bu şekilde davacıya faizden daha fazla avantaj ve hak tanıyacak, davacıyı davalının temerrüt tarihini ispat yükünden kurtaracak bir uygulama yapılabilmesi için, davalının muvafakati bulunduğunun ispatı gerekir. Dosyaya bu yönde sunulmuş herhangi bir delil bulunmamaktadır.
Bilirkişi raporunda davacının kendi kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle takip tutarı kadar Euro cinsi alacağı olduğu belirtilmişse de, rapordaki bu tespit raporun diğer kısımlarındaki alacak tutarı (8.938,20 TL) tespitiyle birlikte değerlendirildiğinde, yukarıdaki nedenlerle raporun sonuç görüşüne itibar edilmemiştir.
Davalının davacı tarafından düzenlenen faturalara yasal sürede itiraz etmemiş olması, bu faturaları vergi dairesine BA formuyla bildirmiş yani mal teslimlerini kabul etmiş olması, davacının dosyaya sunduğu imzalı sevk irsaliyelerinin mal teslimine ilişkin resmi belge niteliğinde olması ve sevk adreslerinin davalı adresiyle aynı olması, içeriklerinin faturalarla aynı olması, davalının aradan geçen süreçte mal teslim edilmediğine dair herhangi bir ihtar ve beyanının da bulunmaması, davacının defterlerinin sahibi lehine delil teşkil eder mahiyette olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının iki faturadaki mal teslimleri nedeniyle davacıdan takip tarihi itibariyle 8.938,20 TL alacaklı olduğu kanaatiyle davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Takip talebi incelendiğinde, davacının takip konusu yaptığı alacağın dayanağı olan iki fatura bedeline ilişkin davalının takip öncesi tarihte davacıya ödeme yaptığı ve bu durumun davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, yani davacı tarafından bilinmesi gerektiği ve takibin ödenmemiş bakiye alacak için başlatılabileceği, davalının alacağı TL cinsinden iken kendi inisiyatifiyle açık hesap kaydında Euro cinsinden takip etmek suretiyle borcun yasal temerrüt faizlerini aşacak şekilde artmasına neden olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, alacağın reddedilen kısmı yönünden davacının takipte kötüniyetli davrandığı kanaatiyle, davalının bu kısım yönünden kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Takip başlatılan kısmın HMK madde 221’e göre ticari defter kayıtları mutabık olduğundan ve davacı defterleri sahibi lehine delil teşkil eder mahiyette olduğundan davacı tarafından kesin delil niteliği taşıyan ticari defter kayıtlarıyla ispatlanmış olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, fatura alacağından doğan bu kısım yönünden alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davacının %20 icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının … 26.İcra Dairesi … Esas takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 1.773,13-EURO karşılığı 8.938,20-TL alacak üzerinden 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilmek suretiyle (tahsilde tekerrür oluşturmamak koşuluyla) devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacağın %20’si oranında 1.787,64-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım yönünden (4.564,16-TL) %20 oranında 912,83-TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan red edilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL-vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan (posta ve tebligat masrafı 89,25-TL, bilirkişi ücreti 1.400,00- TL olmak üzere) 1.489,25-TL yargılama giderinden kabul red oranına göre hesaplanan 982,905- TL ile ilk dava açma gideri 202,69 TL toplamı olan 1.185,59-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Alınması gerekli 610,56-TL karar ve ilam harcından 166,79-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 443,77-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/05/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸