Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/57 E. 2018/1157 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/57 Esas
KARAR NO : 2018/1157

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2018
KARAR TARİHİ : 14/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkili davacı ile davalı firma arasında 13.03.2017 tarihinde, davalı firmanın personelinin işe geliş gidişinin sağlanması için müvekkili davacının servis hizmeti sağlaması amacıyla bir yıl süreli sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği verilen hizmet eksiksiz ve tam bir şekilde sağlanmaktayken davalı firmadan gelen 09.01.2018 tarihli elektronik posta yoluyla sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, sözleşmenin 11. Maddesinde davalı firmanın haklı nedenle fesih sebepleri hükme bağlandığını, müvekkili davacı üç bent halinde sayılı olan şartlardan herhangi birini karşılayacak aykırı bir fiilde bulunmadığını, davalı firma haklı fesih iddiasını herhangi bir yazılı belge tutanak yani bir delil ile gerekçelendiremediğini, keyfi bir şekilde sözleşmeyi fesh etmiş ve müvekkili ciddi anlamda zarara uğrattığını, sözleşmenin süresi bir yıldır ve sona erme tarihi 13.03.2018 tarihi olduğunu, sözleşmenin haksız olarak feshedildiği tarih ile sözleşmenin sona ereceği tarih arasında iki aylık bir süre bulunduğunu, müvekkil davacı sözleşme gereği yüklendiği servis hizmeti sağlama edimini bir yıl üzerinden planlamış ve işin tamamını bu doğrultuda takvime bağlandığını, müvekkili davacı, hiçbir hukuki dayanağı ve gerekçesi olmayan haksız fesih nedeniyle iki aylık kazancından mahrum kaldığı gibi servis hizmetini sağlayan araçların giderleri, şoförlerin maaş, sigorta ve tüm özlük hakları gibi masrafları da kendisi karşılamak zorunda kaldığını, belirtmemiz gereken son husus ise, sözleşme haksız bir şekilde feshedildiği gibi bu haksız fesih gerek sözleşmenin kendisi gerekse de yürürlükteki kanunlar uyarınca belirtilen yazılı tebliğ usullerine aykırı bir şekilde yapıldığını, mahkememiz nezdinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile taleplerinin haklılığının ortaya çıkacağını, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik; 1000 tl’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Müvekkili ile davacı arasında imzalana sözleşmede yeralan yükümlülüklerine açıkça aykırı davrandığını, müvekkili şirketin bu husustaki yazılı ve sözlü uyarılaranıa rağmen bu aykırılıkların düzeltilmediğini, söz konu ihlallerin son bulmadığını, davacı tarafın bu kusurlu davranışlarının söz konusu sözleşmedin doğan ilişkinin çekilmez hale gelmiş olması nedeniyle sözleşmenin 11.maddesi gereğince feshedildiğini, davacı şirketin kusurlu davranışları neticesinde müvekkili şirketin zor durumda kaldığını, müvekkili şirket sözleşmeyi haklı nedenle feshetmek etmek durumunda kaldığını, aynı hizmeti başka bir firmadan almak zorunda kaldığını, bu nedenli birçok ilave masraf ile karşı karşıya kaldığını ileri sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle kar mahrumiyeti ve sözleşmeye aykırılık nedeni ile zarar istemine ilişkindir.
Borçlu kendisine hiçbir kusurun isnat edilemiyeceğini ispat edemezse alacaklı akdin hükümsüzlüğünden mütevellit zararın tazminini de talep edebilir. Kâr kaybı, kârdan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır ve genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kârdan yoksun kalan tarafın mal varlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik mevcut olmaz. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Kâr kaybı zararının müspet zarar kapsamında bulunduğu şüphesizdir (YHGK, 12.05.2010 gün ve 2010/14-244 E., 2010/260 K. sayılı karar).
Somut olayda, taraflar arasında 1 yıl süre ile geçerli olmak üzere 13/03/2017 tarihli Personel Taşıma Servis Sözleşmesinin akdedildiği, taraflar arasında geçen ve davacı tarafından inkar edilmeyen e-maillerden sözleşmenin, taşıma yapılan araçların klima bakım, tamiri ve temizliğinin geciktirilmesi, araç şöförü değişimi ve vardiya planının davalıya bildirilmemesi nedeniyle haklı nedenle feshedildiği anlaşılmakla davacının sözleşmenin haklı nedenle feshi karşısında kar mahrumiyeti ve fesih nedeni ile oluştuğunu iddia ettiği zararı talep edemeyeceği kanaatine varılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin harcın mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibariyle kesin olmak üzüre verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/11/2018

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)