Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/566 E. 2019/326 K. 12.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/566 Esas
KARAR NO : 2019/326

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/06/2018
KARAR TARİHİ : 12/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; … Bankası ile borçlu arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, borcun ödenmediğini, yapılan takibe davalının itirazda bulunduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilince TCMB’ye başvurularak hakkında bir alacak takibi bulunup bulunmadığının bildirilmesinin istendiğini, TCMB cevabında kayıtlarına düşmüş bir alacak bulunmadığının beyan edildiğini, borcun zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Dava dışı … Şti ile … Bankası (…) arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının kefil olduğu sabit olup uyuşmazlık, borcun tutarı ve zamanaşımı konularındadır.
… 14.İcra Dairesinin … E takip dosyası getirtilerek incelenmiş, … Şirketi tarafından Genel Kredi Sözleşmesine dayalı başlatılan takibe süresinde itiraz edildiği, TMSF’den temlik alınan alacak olduğundan takibin sadece satış işlemleri yönünden durmuş olduğu, davanın hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Alacağın muaccel hale geldiği tarih ve takip tarihi dikkate alındığında, alacağın TMSF’ye devredilen banka nedeniyle TMSF’den ….A.Ş’ye, oradan da birleşme nedeniyle … A.Ş’ye temlik edilen alacak olduğu, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 141. madde gereği 20 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve dava konusu takibin başladığı tarih itibariyle ve dava tarihinde zamanaşımına uğramadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Takibin 08.06.2013 tarihinde başlatıldığı, dolayısıyla 6098 sayılı TBK’nun yürürlüğüne dair 6101 sayılı Kanunun 5.maddesi ile tanınan 1 yıllık geçiş süreci içinde takip başlatılmakla, 6098 sayılı TBK’da kefalet yönünden belirlenen azami süre geçmeden takip yapıldığı anlaşılmıştır.
Davanın niteliği gereğince banka kayıtları üzerinde bankacılık ve finans uzmanı bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özet ve sonuç olarak; 2.837,05 TL asıl alacak ve 16.273,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.110,55 TL borçtan kefil davalının sorumlu olduğu bildirilmiştir.
İddia, savunma, sözleşme, icra dosyası ve bilirkişi incelemesi dikkate alındığında, faaliyet izni iptal edilerek TMSF’ye devredilen … Bankası Şubesi ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti arasında 11.04.2000 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, sözleşmede limitin 9.000,00 TL olarak gösterildiği, bankanın göndermiş olduğu kat ihtarının davalının yanında çalışanına 01/03/2001 tarihinde tebliğ edildiği, temerrüdün 09/03/2001 tarihi itibariyle oluştuğu tespit edilmiş, bilirkişi raporunda TMSF tarafından alacağın … A.Ş’ye temlik tarihine kadar TMSF’nin anaparaya fiilen uyguladığı ve sözleşme faizinden daha düşük olan temerrüt faizi uygulanarak yapılan hesaplamaya göre davalının 2.837,05 TL asıl alacak ve 16.273,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.110,55 TL borçtan sorumlu olduğu sonucuna ulaşılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 13/06/2016 tarihli 2015/592 E-2016/423 K sayılı kararın taraflarca temyiz edilmesi sonucu Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/12220E-2018/1298 K sayılı kararı ile davacının temyiz istemi kabul edilerek mahkememiz kararı bozulmuştur. Bozma gerekçesi ise “kredi hesabı 01.03.2001 tarihinde kat ihtarı ile sonlandırılmış ve ihtarname davalı kefile tebliğ edilmiştir. Bu durumda davacının davalı kefilden isteyebileceği alacağın temerrüt tarihinden itibaren takip tarihine kadar asıl alacağa uygulanacak temerrüt faizi ile birlikte belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir” şeklindedir.
Bozma sonrası mahkememizce yapılan yargılamada bozma ilamına uyulmasına karar verilerek dosyamız, kök raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilmiş ve bozma ilamı doğrultusunda ek rapor istenilmiş, ek raporda önceki görüş tekrarlanmakla birlikte bozma ilamına göre borçlunun temerrüdünün oluştuğu tarihten (09.03.2001) itibaren kredi sözleşmesinde tarafların imza altına aldığı temerrüt faizi oranına göre (avans faizinin %100 fazlası) yapılan hesaplama sonucunda, davalının sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 9.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç tutarı 2.837,05 TL’sının kefalet limiti içinde kaldığı, bu nedenle davalı kefilin tespit edilen borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacının takip tarihi itibariyle anapara alacağının 2.837,05 TL, işlemiş temerrüt faizinin 24.180,00 TL, ihtar masrafı 189,22 TL olmak üzere toplam 27.206,27 TL olduğu, takip tarihi itibariyle GKS gereği o tarihteki avans faizinin %100 fazlası olan %27,50 faiz istenebileceği bildirilmiştir.
Ek raporda Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan hesaplama üzerinden, davanın kısmen kabulüne, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de %20 oranında kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının … 14. İcra Müdürlüğü … Esas takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 2.837,05 TL asıl alacak, 24.180,00 TL işlemiş faiz, 189,22 TL masraf olmak üzere toplam 27.206,27 TL alacak üzerinden (tahsilde tekerrür olmamak şartıyla) aynı koşullarda devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacağın %20’si oranında 5.441,25 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.264,75 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 110,51-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 267,00-TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam 967,00-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 957,33-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
6-Alınması gerekli 1.858,46-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 15 GÜN içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay’da Temyiz yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/04/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸