Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/556 E. 2018/1057 K. 15.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/556 Esas
KARAR NO : 2018/1057
DAVA : İflas (Doğrudan Borçlu Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 178))
DAVA TARİHİ : 21/06/2018
KARAR TARİHİ : 15/10/2018
Dava : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilinin 2.816,000.-EURO tutarlı senetler yönünden davalıdan alacaklı olduğunu, davalı hakkında bazı senetlerden dolayı ihtiyati haciz kararları alındığını, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, ancak davalının borcunu ödememek amacıyla hileli işlemler yaptığını, adresini terkettiğini, mal kaçırmak amacı taşıdığını, davalının altın ve kıymetli taş imalat ve satışıyla uğraştığını, tacir olduğunu, işlem kapasitesi dikkate alındığında faaliyetinin esnaf faaliyetinin üzerinde olduğunu, ticaret siciline kayıtlı olmamasının tacir olması olgusunu etkilemeyeceğini, davalının Hocapaşa Vergi Dairesine ticari kazanç bildirdiğini, başlatılan takip sonrasında adına kayıtlı taşınmaz üzerine … lehine ana para ipoteği tesis ettirdiğini, bu kişinin iş yeri komşusu olduğunu, banka hesaplarının boşaltıldığını, eski tarihli fiktif senetler düzenlediğini, bunlarla ilgili başlatılan takiplerin danışıklı olarak kesinleştirildiğini, haciz işlemi için davalının iş yerine gidildiğinde, … isimli kişinin bulunduğunun belirlendiğini, bu kişinin istihkak iddiasında bulunduğunu, iş yerinde bu şahsa ilişkin tabela bulunduğunu, davalının muvazaalı senetler düzenleyerek kendi aleyhine takipler yaptırması iş yerini kendi aleyhine takip başlatan kişiye devretmesi çalışanların sigorta kayıtlarının bu kişiye devri gibi hususlar dikkate alındığında bunların doğrudan iflası gerektiren hileli işlemler olarak kabul edilmesi gerektiğini, davalının yerleşim yerinin belirsiz olması kaçması ve ödemelerini tatil etmiş olmasınında doğrudan iflası gerektirdiğini belirterek davalının doğrudan iflasına karar verilmesini istemiştir.
Cevap :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Tarafarın daha önce evli olduklarını, 2008 yılında boşandıklarını, senetlerin düzenleme tarihinin 2007 olduğunu, düzenleme anında tarafların evli olduklarını, taraflar arasında herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin ödemeleri tatil etmediğini, kaçmadığını, vadesi gelmemiş alacakların talep edildiğini, muaccel hale gelen borçların ödendiğini, bir kısım borçların cebri icra yoluyla ödenmiş olduğunu, davalının mernis adresinin veri tabanında kayıtlı olduğunu, bu nedenle yerleşim yerinin bulunmadığının kabul edilemeyeceğini henüz vadesi gelmemiş alacaklar sebebiyle ödemelerin tatil edildiğinin ileri sürülemeyeceğini, gerekirse ticari defterlerin incelenebileceğini, hileli işlem yapılmadığını, Volkan Tunçelli’yle 1999 yılından beri ticari ilişki bulunduğunu, işlem tarihlerinin hile iddiasını desteklemediğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava iflas talebine ilişkindir.
Davacı vekili 12.10.2018 havale tarihli dilekçesiyle davadan feragat tekrar etmiştir.
Dava dilekçesine ekli vekaletnamede davacı vekilinin feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili de 15.10.2018 tarihli dilekçesiyle masraf ve vekalet ücreti istemediklerini bildirmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun feragate ilişkin 307 ve devamındaki maddelerine göre; feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kayıtsız-şartsız vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Yukarıda yazılı yasal düzenleye göre; davanın, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikteki davalardan olduğu, davacı vekilinin talep sonucundan kayıtsız, şartsız ve tamamen vazgeçtiği, feragat sebebiyle davacı tarafın davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerinden sorumlu olduğu ancak davalı tarafın da masraf ve vekalet ücreti istemediği hususu dikkate alınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen sebep ve gerekçelere göre ;
1- Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Davacının yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Alınması gereken karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Alınan gider avansının davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Başkan …
¸E-İmza
Üye …
¸E-İmza
Üye …
¸E-İmza
Katip …
¸E-İmza