Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/492 E. 2019/633 K. 19.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/492 Esas
KARAR NO : 2019/633

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2017
KARAR TARİHİ : 19/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 09.09.2017 tarihinde nöbetçi eczane ararken “…” isimli bir işyerinin önünde daha önceden tanışıklığı bulunan … ve yanında bulunan başkaca şahıslarla karşılaştığını, davacı ile davalının tanışıklığının, davacının 2008 yılında … 2 daire ve 1 dükkan almasına aracı olmasına dayandığını, davalının kendisini tehdit ederek zorla bir ay önceki tarih attırılarak her biri 50.000,00 TL bedelli dört adet senet imzalattığını, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Sor. no ile davalıdan şikayetçi olduğunu, senetlerin takibe konma ihtimali bulunduğunu belirterek müvekkilinin söz konusu senetlerin borçlusu olmadığının tespitine, her hangi bir icra takibi tehdidi olur ise ihtiyati tedbir kararına karar verilmesini, davalının %20 tazminata mahkum edilmesini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilince dosyaya sunulan 22.01.2019 tarihli dilekçeyle bonoların takibe konulduğu belirtilerek tedbiren teminatsız takibin durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiş ve talebi %20 teminat karşılığı 25.01.2019 tarihli ara kararla İİK.md 72/3’e göre “icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi” şeklinde kabul edilmiş, ancak teminat 1 haftalık yasal sürede yatırılmadığından karar infaz edilmemiş, icra müdürlüğüne gönderilmemiştir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacının tanışıklığının 2008 senesine dayandığı yönündeki iddiasının gerçek dışı olduğunu, tarafların aynı mahalleden çocukluk arkadaşı olduklarını, davacının … arkadaşına ait satılık gayrimenkul olduğunu, bu gayrimenkulün müvekkileri tarafından satın alınmasının kazançlı olabileceğini söylemesi üzerine müvekkilinin bu taşınmaza ortak olmak için 2008 senesinde 80.000,00 TL.lik çekini bozdurarak taşınmaz sahibine para ödediğini, ancak aradaki güven ilişkisi nedeniyle taşınmazın satış işleminin davacı ile dava dışı arkadaşı … adına yapıldığını ve tapuya kaydedildiğini, sonrasında davacıya ulaşamadığını, müvekkilinin bilgisi dışında taşınmazların 2015 yılında satıldığını müvekkilinin 2016 yılında öğrendiğini, kendisine taşınmaz satışından bilgi ve para verilmediğini, davacı ile tesadüfen karşılaştığında kendisinden özür dileyerek nakit parası olmadığını senet imzalayabileceğini söylediğini, çay ocağında kalabalık bir yerde oturduklarını, hatta davacının bel fıtığı rahatsızlığı nedeniyle evine müvekkilinin bıraktığını, davacının senet imzalayacağını söylemesi üzerine müvekkilinin 2008 yılında ödediği 80.000,00.TL tutarlı çek bedeli Amerikan doları kuru esas alınarak yapılan hesap sonucu Türk lirasına dönüştürüldüğünde 4 adet her biri 50.000,00.TL tutarlı senetlerin tanzim edildiği, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Sor. no.lu dosyaya konu 4 adet senetin kriminal inceleme için teslim edildiği, bonoların davacının serbest iradesi ile tanzim edilen gerçek ve mevcut bir alacağa karşılık müvekkiline verildiğini beyan ederek, haksız ve asılsız davanın ve ihtiyati tedbir isteminin reddine, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacının tazminat ödemekle yükümlü kılınmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, kambiyo evrakından kaynaklanan takip öncesi menfi tespit davası olarak açılmış, yargılama sırasında takip başlatıldığından takip sonrası menfi tespit davasına dönmüştür.
… 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas dosyasıyla açılmış, verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine mahkememizde yargılamaya devam edilmiştir.
Dava konusu 4 adet bononun davacı tarafından imzalanıp davalıya verildiği sabittir. Uyuşmazlık, bonoların keşide ve imzasında irade sakatlığı bulunup bulunmadığı, ihdas nedeni talili nedeniyle ispat yükünün yer değiştirmiş sayılıp sayılamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
… 1.İcra Dairesi … E. takip dosyası getirtilerek incelenmiş, dava konusu dört senetle ilgili başlatılan kambiyo senetlerine özgü takip olduğu görülmüştür. Bu takiple ilgili davacı tarafından … 7. İcra Hukuk Mahkemesinde takibin taliki veya iptali istemli açılan 2019/33 E. dava dosyası, tarafların vergi dairesi ve ticaret sicil kayıtları, tapu kayıtları, .. CBS … soruşturma dosyası getirtilip incelenmiş, davacının bildirdiği tanıklar dinlenmiştir.
Kural olarak HMK md. 201 gereği senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak nitelikte hukuki işlemlerde tanıkla ispat yasağı varsa da, bir kambiyo evrakının keşidesi sırasında keşidecinin iradesini fesada uğratan durum iddiası maddi bir olgu olup hukuki işlem olmadığından tanıkla ispat olunabilir. Davacı vekilinin bonoların tehditle imzalatıldığı iddiasının ispatı açısından dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı da gözetilerek bildirdiği tanıklar dinlenmiş, tanıklardan senedin keşide edildiği belirtilen çay ocağı yakınında işyeri olduğu belirtilen … isimli işyeri sahibi tanık tarafından tarafları tanımadığı, olay günü işyeri önünde tarafların gürültülü şekilde konuştuklarını ama ne konuştuklarını duymadığını, müşterileri rahatsız olduğundan uyarıp kapıyı kapattığını beyan etmiştir. Diğer davacı tanığı ise bonoların imzası anında çay ocağında tarafların yanında olduğunu, bir kavga gürültü olmadığını, davalının ayrıntısını bilmediği alacağı nedeniyle davacının senetleri imzalayarak kendisinin verdiğini, senetler imzalandıktan sonra davalının isteği üzerine senetlerle ilgili sonradan problem çıkmaması için tarafların Kuştepe Karakoluna gittiklerini bildiğini beyan etmiştir.
İncelenen soruşturma dosyasında tarafların gittiği karakol personeli, tüm tanıklar dinlenmiş, hakaret ve yağma suçlarından davalı ve diğer iki şüpheli hakkında başlatılan soruşturma sonunda bonoların imzalarının baskı altında alındığına dair kovuşturma yapmaya yeterli delil ve şüphe bulunmadığından 26.10.2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş olduğu ve itiraz reddedilerek kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Savcılık kararları hukuk hakimi açısından bağlayıcı olmasa da delil olarak değerlendirilmiştir.
İncelenen tapu kaydında, davacının hisse sahibi olduğu taşınmazların daha sonra satılmış olduğu görülmüştür.
Sonuç itibariyle sunulan ve incelenen delillerden, davacının dava konusu bonoları iradesi sakatlanarak keşide ettiği ve imzaladığı iddiası ispatlanamamıştır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan 20.05.2019 tarihli dilekçeyle, bonolarda nakden kaydı bulunmaktaysa da davalının bu bonoların taşınmaz satın alınması karşılığında düzenlendiğini iddia etmekle ihdas nedenini talil ettiği, bu nedenle ispat yükünün yer değiştirerek kendisine geçtiği, taraflar arasında bono verilmesini gerektirecek bir borçlanma ilişkisi bulunmadığı, davalının bonoları hangi ilişki için aldığını ispatlaması gerektiği ancak ispatlayamadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği beyan edilmiştir.
Davalı vekilince bu beyana karşı sunulan beyan dilekçesinde, yasal sürelerde bildirilmeyen bu iddianın davayı genişletme yasağına tabi olduğu ve muvafakat etmedikleri beyan edilmiştir. Ancak ispat yükü bir def’i olmayıp mahkemece re’sen dikkate alınması gereken bir husus olduğundan, bu yönden yapılan hukuki değerlendirmede sebepten mücerret olan ve kayıtsız şartsız borç ikrarı içeren kambiyo evrakının yetkili hamilinin senetten doğan hakkını ispat yükümlülüğü olmadığı, incelenen bonolarda nakden kaydı mevcut olup taraflar arasında bir ticari-akdi ilişki bulunmadığı tarafların kabulünde olduğu gibi, davalının davacıya mal sattığı ve bonoların bu mal satımı karşılığı alındığı yönünde davalı tarafından ileri sürülmüş bir iddia ve savunma bulunmamakla ihdas nedeninin davalı tarafından değiştirilmesinin sözkonusu olmadığı, dolayısıyla ispat yükünün davacıda olduğu ve davanın ispatlanamamış olduğu kanaatiyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir ara kararı infaz edilmemiş ise de, hükmün infazı aşamasında tereddüt yaşanmaması açısından, İİK 72/4 gereği tedbir kararının kaldırılması da hükme yazılmıştır.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-DAVANIN REDDİNE,
Dosyada verilen 25/01/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının İİK. Md.72/4 gereği kaldırılmasına,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 17.950,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 113,00-TL posta masrafı olan yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının peşin alınan 3.415,50-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 3.371,10 TL’nin karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.19/07/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸