Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/480 E. 2018/1286 K. 10.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/480 Esas
KARAR NO : 2018/1286

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/05/2018
KARAR TARİHİ : 10/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … İlçesi … Köyündeki inşaat zemininde yapılacak 14.000 adet kazık delgi yapımı ile ilgili olarak davalı hafriyat firması ile aralarında 21.08.2017 tarihinde yazılı sözleşme imzalandığını, 35.000 TL. peşin ödeme yapıldığını, davalının işi fiilen 4 gün devam ettirdikten sonra herhangi bir bildirim yapmaksızın işi yarıda bıraktığını, açtığı 403 deliği de sözleşmeye aykırı şekilde ve sözleşmede öngörülen süreden daha geç şekilde ve ayıplı açtığını, müvekkilinin 13/09/2017 tarihinde yeni bir firmayla sözleşme yaparak işi daha yüksek ücretten tamamlatmak zorunda kaldığını, bu konuda … Asliye Hukuk Mahkemesinde delil tespiti yaptırdıklarını, bilirkişi raporu ile davalının ayıplı tesliminin ispatlandığını açıklayarak; bu nedenlerle davalının sözleşmeye aykırı eylemleri, ayıplı kısmi teslimi ve işi tamamlamadan iş sahasını terketmesi nedeniyle uğradığı zarar taleplerini delgi makinesi nakliyesi için yapılan masraf, üçüncü kişiye işin daha yüksek ücretten tamamlatılması nedeniyle uğranılan zarar, peşin ödediği bedelin iadesi, gecikme nedeniyle sözleşmede yazılı (13 günlük) cezai şart şeklinde dört ayrı zarar kaleminin bilirkişi incelemesi yoluyla tespiti talebiyle, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik kaydıyla 10.000 TL. zararın, davanın belirsiz alacak davası olduğu belirtilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili Mahkemenin Kayseri mahkemeleri olduğu, müvekkili tacir olmadığından görevli mahkemenin asliye hukuk olduğunu belirterek davanın usulden reddine karar verilmesini gerektiğini, esas yönünden ise ilgili sözleşme gereği davacının yer teslimini sözleşmeye uygun yapmadığını, davacının sahada gerekli temizliği yapmadığını, davacının gerekli hazırlığı yapmaması sebebiyle müvekkilinin kendisine yüklenen işi yapmakta oldukça zorlandığını, davacı tarafından kendisine düşen arazi zeminin hazırlanması işi yapılıp müvekkiline teslim edilmediğinden gecikmenin gerçekleştiğini, bunun davacının yükümlülüğü olduğunu, bu gecikmeden müvekkilinin sorumlu olmadığını belirterek davacı tarafından açılmış haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan zarara ilişkin alacağın davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Taraflar arasında 21.08.2017 tarihinde “Güneş Enerjisi Santrali Kazık Delgi Yapım İşi”ne dair yazılı sözleşme imzalandığı, işin davalı tarafından tamamlanmamış olduğu tarafların kabulünde olup, uyuşmazlık davalının sözleşmeye aykırılığı olup olmadığı, davacının talep edebileceği zararı bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davacının maddi zarar taleplerini belirsiz alacak davası yoluyla talep edip edemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, davacı tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İş dosyasından yaptırılan delil tespiti ve bilirkişi raporu Uyap üzerinden getirtilerek incelenmiştir.
Davacının zarar talepleri ve tutarları dava dilekçesinde tek tek tutarları belirtilerek açıklanmış ve sözleşme hükümlerine göre tamamen tespit edilebilir niteliktedir. Davalı tarafça da cevap dilekçesinde akdi ilişki ve hukuki durum (yer tesliminin gereği gibi yapılmadığı iddiası dışında) kabul edilmiş olup, davacının zarar kalemlerini tür bazında belirsiz hale getirecek bir iddia yoktur.
6100 sayılı HMK’nın 107/1. maddesinde; “davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dilekçesinin Netice ve talep kısmında açıkça belirsiz alacak davası olarak dava nitelendirilmiş ve metin kısmında da sürekli “alacağın bilirkişi aracılığıyla hesaplanması, tespiti gerektiği” yazıldığından belirsiz alacak davası olarak açıldığı Mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacının dava dilekçesinde açıkladığı olaylar ve istemleri dikkate alındığında; davacı dava tarihi itibarıyla alacağının miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilecek durumdadır, bu nedenle belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar HMK. 114/1-h gereği dava şartı olduğundan, Mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmek zorundadır. Bu nedenle HMK.115/2 gereği davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, dava şartı yokluğundan, davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç 35,90- TL olup, peşin alınan 170,78 TL’nin mahsubu ile 134,88 -TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.10/12/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸