Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/476 E. 2021/87 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/476 Esas
KARAR NO : 2021/87

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2013
KARAR TARİHİ : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili, taraflar arasındaki çerçeve sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalıya zeytin sattığını, davalı tarafın müvekkili aleyhine ceza faturaları düzenleyerek borcunu ödemekten kaçındığını, davalı tarafından düzenlenen bu faturaların müvekkilince kabul edilmediğini, ceza faturası adıyla davalı şirket tarafından keşide edilen faturalar davacı şirketin cari hesaplarına ve ticari defterlerine işlenmediğini, müvekkili şirket davalı şirkete …günlü … 10. Noterliğinden keşide edilen ihtarname ile alacağın talep ettiğini, ve davalı şirket 24/10/2013 tarihinden itibaren temerrüde düştüğünü, davacı şirketin alacağı olan 151.528,46 TL alacağın temerrüt tarihi olan 24.10.2013 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı yan ile müvekkili arasında imzalanan sözleşme hükümleri dahilinde yürütülen davacı yanca müvekkiline zeytin satışı yapıldığını, taraflar arasındaki çerçeve sözleşmesinin 8. maddesine uygun olarak müvekkilince ceza faturaları düzenlendiğini, tacir olan davacının numuneye uygun olmayan bir ürün göndermesi halinde davalı müvekkilin uğrayacağı zararlardan ayrı olarak davacı yanın siparişinin %20′ si oranında cezai şart ödemesine sebep olacağını, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı şirket yetkilisi tarafından imzalandığını, davacı tarafça müvekkiline satışı yapılan zeytinlerde ebatlara (kalibre) ilişkin ayıpların gözlendiğini, durumun davacı yana bildirildiğini, zeytinlerin müvekkili tarafından verilen siparişlere uygun olmadığı ve taraflar arasında kurulu sözleşme uyarınca cezai şartın koşullarının yerine geldiğini, davacı tarafça sevk edilen ürünler üzerinde Gıda Mühendisi … tarafından yapılan inceleme neticesinde 10/05/2013 tarihli form ile ürünlerin siparişe uygun olmadığı hususunun belgelendirildiğini, cezai şartın zararlardan ayrı hesaplanacağının sözleşmede açıkça belirtildiğini, açıklanan nedenlerle davacının tüm talepleri ile birlikte reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememizin 2014/590 Esas 2015/540 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/18499 Esas, 2016/10550 kararı uyarınca;
…Davalı ayıplı olduğunu savunduğu malları davacıya iade ettiğini ve davacının da iade edilen bu malları kabul ettiğini sözleşmenin, 8. maddesinde belirtilen % 20 oranındaki cezai şartın iade edilen ve davacı tarafından kabul edilen bu malların % 20’si olduğunu savunarak, rapora itiraz etmiştir. Mahkemece davalının bu yöndeki itirazları gözetilerek davalı tarafından ayıplı olduğu iddiasıyla iade edilen malların davacı tarafça kabul edildiği yönündeki maddi olgu ve sözleşmenin 8. maddesi hükmü tartışılmak suretiyle yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılıp deliler hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermek üzere hükmün bozulması gerektiğine dair karar verilmiş,
Davacı vekilinin 23/08/2016 tarihli dilekçesi ile, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Maddesinin genel işlem şartı niteliğinde olduğu, dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve davalının cezai şart faturalarını hangi siparişlere ve ne miktarda ayıplı ürüne dayanılarak keşide ettiğinin kanıtlanamadığını belirterek Yargıtay 19. HD’nin 2015/18499 E, 2016/10550 K.sayılı bozma kararının kaldırılmasını, yerel mahkemenin kararının onanmasına karar verilmesine ilişkin karar düzeltme dilekçesi sunduğu anlaşılmış,
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 03/04/2018 tarih ve 2016/16275 Esas 2018/1764 Karar sayılı ilamı ile; Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine, dair karar verilmiş,
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin Esas No: 2015/18499 Karar No :2016/10550 bozma ilamına uyularak, bozmaya uygun karar verilebilmesi bakımından dosyanın hükme esas alınan 08/05/2019 tarihli bilirkişi raporunu düzenleyen heyete tevdiine karar verilmiş,
Bozma sonrası bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 07.05.2019 tarihli bilirkişi heyet raporu ile özetle; ”Taraflar arasında geçerli Çerçeve Sözleşmenin 8. maddesinde satıcı şirketin (davacı şirket) zeytin satışına ilişkin borcunu kötü ifa etmesi durumunda siparişin % 20’si oranında alıcıya ceza ödemesinin kararlaştırıldığı, söz konusu hükmün hukuken ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğu,
Somut uyuşmazlıkta alıcı şirketin satıcı şirketten cezai şart talep edebilmesi için sözleşmede belirtildiği şekliyle şahit numuneye uygun olmayan ürün teslim etmesi gerektiği ve bunun yeterli olduğu, cezai şartın talep edilebilmesi için alacaklının zarara uğramasına TBK m. 180/ f. Tde de (eBK m. f. I) belirtildiği üzere gerek olmadığı,
Taraflar arasındaki Çerçeve Sözleşme, genel işlem koşulu niteliğinde sayıldığında, sözleşmenin 8. maddesine yönelik olarak TBK m. 25 uyarınca içerik denetimi yapıldığında, satıcı şirket aleyhine düzenlenen cezai şartın borca aykırı davranışına (sözleşmede belirlenmiş nitelikten daha kötü zeytin teslim etmesi) yönelik olarak kabul edildiğinden, dürüstlük kuralına aykırı olacak derecede satıcı şirket aleyhine bir düzenleme olarak kabul edilmeyebileceği, bu noktada karar verme yetkisinin Sayın Mahkemede olduğu,
Somut uyuşmazlıkta davacı satıcı şirketin kötü ifada bulunduğuna yönelik olarak 27,04,2015 tarihli bilirkişi raporunun teknik bölümünde buna yönelik tespit yapıldığı, aynca satıcı şirket yetkilisi tarafından yollanan elektronik postalarda kötü ifa yapıldığına dair kabulün mevcut olduğu, bu durumda davalı alıcı şirket bakımından sözleşmenin 8. maddesi uyarınca cezai şart alacağının doğduğu,
Sayın Mahkeme de vardığımız bu sonucu kabul ederse, davalı şirketin davacı şirketten, kötü ifanın bulunduğu siparişin değerinin %20’si kadar cezai şart talep etme hakkının bulunacağı,
Dosya kapsamında davalı şirket tarafından davacı şirkete yollanan ceza faturaları Sayın Mahkeme tarafından kabul edilirse bu durumda davalı şirketin davacı şirketten 151.920,08 TL cezai şart alacağı olduğu sonucuna varıldığı” mütalaa edilmiştir.
Bozma sonrası bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 28/02/2020 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu ile özetle;
Kök raporun Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda hazırlandığını, kök raporda varılmış olan gerek teknik ve gerekse de hesaplamaya yönelik sonuçlara ilişkin olarak da yine kök rapordaki gerekçelerin halen geçerliliğini koruduğunu, taraf vekillerinin yapmış olduğu itirazlara ilişkin olarak, kök raporda varılan sonuçlarda bir değişiklik yapılmadığı, mütalaa edilmiştir.
Yapılan yargılama toplanan deliller tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Yargıtay bozma ilamında, dosya kapsamında bozmadan önce alınan bilirkişi raporuna davalının yaptığı itiraz vurgulanarak, davalı tarafından ayıplı olduğu iddiasıyla iade edilen malların davacı tarafça kabul edildiği yönündeki maddi olgu çerçevesinde taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 8. Maddesi tartışılmak suretiyle yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak hüküm kurulması gerektiğinin belirtildiği, davacı vekilinin dava ve karar düzeltme dilekçesinde belirttiği üzere davalı şirketin kestiği bütün iade faturalarının davacı şirket tarafından kabul edildiği, davalının bilirkişi raporuna itiraz ve temyiz dilekçelerinde, davacının, iade faturasını kabul ettiği sevkiyatların cezai şart faturalarını kabul etmediğini belirttiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Maddesinde davacı şirketin zeytin satışına ilişkin borcunu kötü ifa etmesi durumunda siparişin %20’si oranında alıcıya ceza ödemesinin kararlaştırıldığı, bu kapsamda taraflar arasında kararlaştırılan cezai şartın ifaya eklenen cezai şart olduğu,yani davalının davacıdan cezai şart talep edebilmesi için sözleşmede belirtildiği şekilde şahit numuneye uygun olmayan ürün teslim etmesi gerektiği ve bunun yeterli olduğu, dosya kapsamındaki bilgi, belge, e-mail çıktıları ve yukarıda özetlenen bilirkişi raporlarına göre davacının kötü ifa olgusunun kanıtlandığı, bozma ilamında belirtildiği üzere davalı tarafından ayıplı olduğu bildirilerek iade olunan ve davacı tarafından iadesi kabul olunan mallara ilişkin cezai şart alacağının davada konu olduğu, her iki tarafın da tacir olarak imzaladığı tek sayfadan ibaret çerçeve sözleşmenin taraflarca müzakeresinin yapıldığı, tarafların TTK’nın 18/2. maddesine göre basiretli bir tacir gibi hareket etmesi, sözleşme kapsamında riziko analizi konusunda gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerektiği, tarafların arasındaki sözleşmenin 8. Maddesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunun kabul edilemeyeceği, dosya kapsamında Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yaptırılan yeni bilirkişi incelemesinde, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Maddesine göre davalının davacıdan 151.920,08 TL cezai şart alacağının bulunduğunun hesap edildiği, sonuç olarak Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere, davalı tarafından ayıplı olduğu iddiasıyla iade edilen malların davacı tarafça kabul edildiği yönündeki maddi olgu çerçevesinde, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 8. Maddesi tartışılmak suretiyle yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve açıklanan hususlardan dolayı davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar harcının peşin alınan 2.587,73-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.528,43-TL’ nin kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 75,20-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT gereğince taktir olunan 18.345,20-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay’ ın ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/02/2021

Katip …

Hakim …