Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/458 E. 2019/610 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/458 Esas
KARAR NO : 2019/610

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 24/05/2018
KARAR TARİHİ : 12/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin halen … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … numaralı sicil esasında kayıtlı bulunan davalı şirketin ortağı olduğunu, müvekkilinin adı geçen şirketin ortaklığından ayrılmaya karar verdiğini, bu durumun … 33.Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinyle davalı şirket yönetimine bildirilmek istense de ihtarın tebliğ edilemediğini, ilgili şirket sözleşmesinde ortaklıktan çıkmaya ve bunun bildirilmesine ilişkin herhangi bir düzenlemenin bulunmadığını, müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasını gerektiren birçok haklı nedenin bulunduğunu, uzun süredir şirket yönetiminde sergilenen ciddiyetten uzak gevşek tutum ve ticari anlamda verilen yanlış ve isabetsiz kararların beraberinde ticari anlamda ciddi bir performans kaybı ve maddi sıkıntı getirdiğini, adı geçen şirketin kuruluşundan bu yana elde ettiği kardan müvekkiline payı oranında da teslim edilmediğini bu süreçte şirketin ettiği zararın karından fazla olduğunu belirterek, 6100 sayılı HMK, 6102 Türk Ticaret Kanunu 638-639-640-641-642 ve 2. maddeler gereğince müvekkilinin davalı şirket ortaklığından ayrılmasına ve şimdilik 250,00-TL ayrılma akçesi tutarının ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı şirketin tasfiye memuru cevap dilekçesinde özetle, davacının davalı şirket sermayesi içinde 22.500 TL paya sahip olduğunu, davacının öncelikle nominal değer üzerinden harcını tamamlanması gerektiğini, verilecek kesin mehil içinde harcın tamamlanmaması halinde davanın usulden reddi gerektiğini, şirketin tasfiye sürecinde olup tasfiye sonunda kalan bakiye olması halinde hissedarların payları oranında hak sahibi olacaklarını, müvekkil şirketin 30.03.2006 tarihinde alınan karar ile tasfiyeye giriş yaptığını, bu itibarla ortada aktif bir şirket bulunmayıp davacının da kabul ettiği gibi gayri faal bir firmanın söz konusu olduğunu ve borçlar ödendikten sonra kalan bakiye olması halinde bu tutarın zaten ortaklar arasında payları oranında bölüştürüleceğini, davacının tasfiye sürecindeki masraflara katılmadığı gibi hisselerini satarak kâr etmeye çalıştığını, tasfiye sürecindeki üçüncü kişiler ile çalışanların alacak ve tazminatları ile kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçların davacı dışındaki diğer ortaklarca karşılandığını, yapılan ödeme tutarının 250.000 TL olduğunu, davacının ise bu borçların hiçbirisine katılmadığını, tasfiye sürecindeki masraflara katılmadığı gibi paylarını kârlı bir şekilde elden çıkarma yönündeki bu girişiminin kabul edilemez olduğunu ve davanın açılmasında hukuki yarar olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ortaklıktan çıkma ve ayrılış akçesi talebine ilişkindir.
Davacı vekili 30/05/2019 havale tarihli dilekçesi ile dava ile ilgili tüm taleplerinden müvekkilinin talebi üzerine vazgeçtiklerini, açtıkları bu davadan tüm sonuçları ile beraber feragat ettiklerini bildirmiş, dava dilekçesine ekli vekaletnamede vekilin feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirket tasfiye memuru 03/07/2019 havale tarihli dilekçesi, feragati kabul ettiklerini ve avukatlık ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun feragate ilişkin 307 ve devamındaki maddelerine göre; feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kayıtsız-şartsız vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Yukarıda yazılı yasal düzenlemeye göre; davanın, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikteki davalardan olduğu, davacı vekilinin talep sonucundan kayıtsız, şartsız ve tamamen vazgeçtiği, feragat sebebiyle davacı tarafın davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerinden sorumlu olduğu hususu ve taraf talepleri dikkate alınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç 44,40- TL olup peşin alınan 35,90- TL nin mahsubu ile 8,50-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
6-Talep bulunmadığından, kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.12/07/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸