Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/440 E. 2022/111 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/440 Esas
KARAR NO : 2022/111

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2013
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın kredili müşterilerinden olan …Şti.nin 10 milyon TL miktarlı genel kredi taahhütnamesi gereğince ticari kredi kullandığını, davalı borçluların da genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kefalet limiti gereğince borcun tamanıdan sorumlu olduklarını, borçlu-davalıların borcu ödememeleri üzerine noter kanalıyla çekilen ihtarata rağmen borcun ödenmediğini … 9.icra müd.nün … sayılı takip dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalıların borcun 524.996 TL.lik kısmını kabul edip 264.639 TL.lik kısmını kabul etmediklerini, bu kısma ilişkin itirazda bulunduklarını, davalıların itirazlarında özellikle işletilen faize itiraz ettiklerini oysa bu hususun sözleşmede yer aldığını bu nedenle haksız olduklarını beyan edip itirazların iptaline karar verilmesini, %20.den az olmayacak icra inkar tazminatına da mahkum edilmelerini istemiştir.
Cevap: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Ltd. Şti ile davacı banka arasında G.K.S akdedilip kredi hesabı açıldığını, davalı diğer müvekkillerin de bu kredi sözleşmesinde kefil olarak yer aldıklarını, borcun ödenmemesi üzerine noterden ihtarname çekildiğini, ihtarnameye cevap verildiğini, başlatılan icra takibine de süresinde itiraz edildiğini, aradaki anlaşmazlığın davacı bankaya yapılan kısmi ödemelerin tamanının hesaplara yansıtılmamasından kaynaklandığını, bu suretle alacağın tamamının taraflarınca bilinemediğini, uygulanacak faize dayanak sözleşme gösterilmesine karşın müvekkilleriyle müzakare edilmemiş bir sözleşmenin geçersizliğinin dahi ileri sürülebileceğini, belirlenen faizin fahiş olduğunu, hakkaniyetin gözetilmediğini, bu nedenlerle davacı tarafından talep edilen miktarda borçlu olmadıklarından itirazlarının kabulüne karar verilmesini karşı tarafın kötüniyetli hareketi sebebiyle icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Mahkememizce bozma ilamı öncesinde;
“…Davacı banka tarafından 01.04.2011 tarihi itibariyle Kredi işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranlarına ilişkin bildirim tabloları sunulmuştur.
Davalılar vekilince, ara karar uyarınca, dava konusu kredi borcu sebebiyle yapılmış ödemelere ilişkin ödeme belgeleri çek dökümleri dosya içerisine sunulmuştur.
Mahkememizce bankacılık konusunda uzman olması sebebiyle bilirkişi olarak atanan …’nın sunduğu 24.04.2014 tarihli raporda; davacı bankanın takip tarihi olan 25.01.2013 itibariyle davalılardan (kabul edilen 524.996 TL.lik kısım ile beraber) toplam 676.530,47 TL alacaklı olduğu, davalıların 524.996 TL.lik kısmı kabul edip kalan kısma takipte itiraz ettiklerinin anlaşıldığını, buna göre yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın takip tarihi itibariyle 147.877,57 TL asıl alacak, 3483,15 TL temerrüt faizi, 174,15 TL gider vergisi olmak üzere toplam 151.534,87 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden itibaren asıl alacağı %28 temerrüt faizi ve %5 gider vergisi yürütülebileceği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın itirazın iptali davası olmasına göre icra takip dosyası celbedilip incelendiğinde … 9.icra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalıların yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmış olduğu,
Davanın esası incelendiğinde de; davacı bankanın … Şubesi ile davalı şirket ..Ltd.Şti arasında, diğer davalılar …, … ve …Tic.Ltd.Şti.nin müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları 18.08.2011 tarihli genel kredi taahhütnamesinin imzalandığı, davalıların bu taahhütname gereğince kredi sözleşmesine konu borçtan sorumlu oldukları, hesap kat tarihi (11.01.2013) itibariyle davalıların kabul ettikleri miktarla beraber toplam nakit borçlarının 676.530,47 TL olarak bilirkişi tarafından hesap edildiği, davalılara noter aracılığıyla gönderilip tebliğ edilen ihtaratla mütemerrid duruma düşürüldükleri, hesaplanan nakit borcun 524.996 TL.lik kısmının davalılar tarafından takip dosyasına verilen dilekçe ile kabul edildiği, buna göre kalan miktarın 147.877,57 TL asıl alacak, 3483,15 TL işlemiş temerrüt faizi, 174,15 TL gider vergisi olmak üzere toplam 151.534,87 TL olduğu, takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden %28 temerrüt faizi ile %5 gider vergisinin yürütülmesi gerektiği kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir…” şeklinde karar verilmiş, işbu karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 08/02/2018 tarih ve 2017/3821 Esas 2018/500 Karar sayılı bozma ilamında;
“…Dosyaya sunulan belgelerden davalılardan …Ltd.Şti. ile … Ltd. Şti.’nin … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile 21.01.2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere iflaslarına karar verildiği, iflas tasfiye işlemlerinin .. 2. İflas Müdürlüğü’nün … ve..Esas sayılı dosyaları üzerinden yürütüldüğü anlaşıldığından, bu davalılar bakımından İİK. m. 194 uyarınca işlem yapılması için hükmün bozulması gerekmiştir…” denilerek Mahkememiz kararı bozulmuş, dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davalılardan … Ltd. Şti. ile … Şti.’nin yargılama devam ederken iflaslarına karar verildiği, bu davalılar hakkında Yargıtay bozma ilamı gereğince İİK 194.madde hükmü uyarınca işlem yapılması, davalı müflis şirketler yönünden davanın kayıt kabul davasına dönüşmesi, kayıt kabul davasının basit yargılama usulüne itirazın iptali davasının ise yazılı yargılama usulüne tabi olması sebebiyle davalılar hakkındaki yargılama usullerinin de farklılaşması karşısında usul ekonomisi ve anılan yasal zorunluluk gözetilerek tefrik kararı verilmiş, müflis davalı şirketler hakkındaki dava tefrik sonrasında Mahkememizin 2019/551 Esas sırasına kaydedilmiştir.
Eldeki davada yargılamaya, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan diğer davalılar … ve … yönünden kaldığı yerden devam olunmuştur.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacaklarının tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine vaki kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf vekillerince dosyaya sunulan yazılı belge ve beyanlardan görüleceği üzere, Mahkememizce yargılamaya devam edilirken; davacının ve davalıların ayrı ayrı sundukları beyan dilekçeleri ile aralarında eldeki davaya konu uyuşmazlık bakımından anlaşma sağladıkları ve sulh oldukları belirlenmiştir.
Tarafların ayrı ayrı sundukları dilekçelerden ve davacı vekilinin 16/02/2022 tarihli 9.celsedeki beyanlarından dava konusu uyuşmazlık hakkında anlaşmaya vardıkları, bu suretle uyuşmazlığın son bulduğu, taraflar anlaşma çerçevesinde sulh oldukları için artık davanın konusu kalmadığını beyan ve talep ettiklerinden; yasal düzenlemeler ve tarafların talepleri nazara alınarak Mahkememizce konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının ve davalının birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından her bir tarafın yaptığı masrafın kendi üzerinde bırakılmasına, aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 543,40 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 462,70 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
3-Tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından taraflarca yapılan masrafların kendileri üzerilerinde BIRAKILMASINA, lehlerine ya da aleyhlerine vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA,
4-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin ve diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.16/02/2022

Katip …
e-imza *

Hakim …
e-imza *