Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/421 E. 2020/101 K. 21.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/421 Esas
KARAR NO : 2020/101

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/05/2018
KARAR TARİHİ : 21/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 02/09/2013 tarihinde davalı … nezdinde sigortalı bulunan … plakalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazasında yaralandığını ve malul kaldığını, müvekkilinin kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin kaza neticesinde vücudunda ağır kırıklar meydana geldiğini, … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğünü, geçici ve kalıcı vücut fonksiyon kaybı meydana geldiğini, dava konusu kazaya sebebiyet veren aracın davalı … şirketine trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı … şirketinin poliçe limiti kapsamında maluliyet, SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve bakıcı giderleri teminatı için teminatın tamamından sorumlu olduğunu, davalı … şirketine başvuru yapıldığını, başvuruya rağmen müvekkilinin zararlarının gerektiği gibi karşılanmadığını, belirlenecek bedeni zarara istinaden maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle 2 yıllık hak düşürücü sürenin sona ermiş olması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından dava konusu kaza sebebiyle 11/12/2014 tarihinde toplam 16.551,53-TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla hak sahibinin meydana gelen kaza nedeniyle uğramış olduğu zararın müvekkili şirket tarafından karşılandığını, ayrıca işbu ödeme nedeniyle davacı ile ibraname düzenlendiğini, KTK 111/2 gereği 2 yıllık hak düşürücü süre sona erdiğinden başvurunun reddi gerektiğini, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından davacıya ödeme yapıldığını, bu nedenle müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, kazaya karışan sigortalı … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacının asli kusurlu olduğunu, davacının taleplerinin ZMMS Genel Şartlara uygun şekilde tespitinin zorunlu olduğunu, tümü tedavi gideri teminatına ilişkin olan geçici işgöremezlik ve tedavi-bakıcı giderlerinin 6111 sayılı Yasa uyarınca SGK sorumluluğunda olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, 02/09/2013 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasından kaynaklanan kalıcı ve geçici işgücü kaybı, tedavi gideri,bakıcı gideri zararı istemine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, ekonomik sosyal durum araştırmaları yapılmış, davacının SGK kayıtları, kaza tutanağı, davacının kaza nedeniyle gördüğü tedavi evrakı, … (Kapatılan) 64.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/834 Esas dosyası, hasar dosyası, ödeme belgesi, ZMMS poliçesi incelenmiş, davacının kaza nedeniyle oluşan kalıcı ve geçici işgücü kaybı oranları konusunda ZMMS poliçesinin düzenlendiği tarih itibariyle tabi olduğu ZMMS Genel Şartlara uygun olarak ATK’dan maluliyet raporu alınmıştır. ATK’dan alınan maluliyet raporunda davacının kaza nedeniyle %67 kalıcı ve 24 ay geçici işgücü kaybı oluştuğu tespit edilerek bildirilmiştir.
Yargılama sırasında taraf vekilleri ayrı ayrı dilekçe ve sulh protokolü sunarak sulh olduklarını, tarafların birbirlerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin bulunmadığını, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini beyan ve talep ettiğinden, HMK 315/1 maddesi gereği vaki sulh nedeniyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı vekilince “davacının davadan feragat etmesi halinde davacıdan yargılama gideri-vekalet ücreti talepleri bulunmadığı” beyan edilmişse de, davacı vekilince HMK md 307 kapsamında davadan feragat edilmeyip sulh beyanında bulunulmuş olup, tarafların dava sonrası davalının tazminat ödemesi nedeniyle sulh oldukları sabit olmakla HMK md 315 kapsamında sulh, uyuşmazlığı sona erdiren ve maddi anlamda kesin hüküm oluşturan taraf işlemlerinden olmakla usul hükümlerinde “şartlı sulh” düzenlemesi bulunmadığından, tarafların ortak sulh beyanı dikkate alınarak tarafların yaptığı giderlerin üzerlerinde bırakılmasına ve lehlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Sulh nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, lehlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının, karar tebliğ giderleri sonrası bakiye kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
4-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 35,90-TL harçtan mahsubu ile eksik 18,50-TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.21/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır