Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/42 E. 2018/300 K. 19.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/42
KARAR NO : 2018/300

DAVA : Ticari Şirket Ortaklığından Çıkarma
DAVA TARİHİ :12/01/2018
KARAR TARİHİ:19/03/2018

DAVA:Dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ortaklarından … vefat ettiğini, davalıların bu kişinin mirasçıları olduğunu, … in ölümünden sonra şirket ortaklarını zorlayıcı eylemlerde bulunduklarını, tehditkar konuşmalar yaptıklarını bu nedenle şirket işlerinin aksadığını, çalışanların motivasyonunu bozulduğunu ileri sürerek davalıların şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı cevap dilekçesinde özetle; Limited şirketlerde ortaklıktan çıkarma için mahkemeye başvuruması için şirket genel kurulunda karar alınması gerektiğini, bu durumun ön şart olduğunu, ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını, mahkemece savunmalara itibar edilmediği takdirde davalıların çıkma akçesinin belirlenerek depo edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, limited şirket ortaklarının ortaklıktan çıkarılması talebine ilişkindir.
Davalıların davacı şirketin ortakları olduığu sabit olup, uyuşmazlık davalıların ortaklıktan çıkma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasındadır.
Emsal yargıtay Kararı:
“…Dava, davalının davacı Şirketin ortaklığından 6102 sayılı Yasa’nın 640/3’üncü maddesi hükmü uyarınca haklı nedenle çıkarılması istemine ilişkin olup, somut olayda davalının davacı şirketin % 10, dava dışı ortağın ise % 90 oranında paydaşı olduğu, davacı Şirket ana sözleşmesinde ortağın haklı nedenle şirketten çıkarılmasına ilişkin bir düzenlemenin yer almadığı dosya kapsamı ile sabittir. Taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık, davacı Şirket’in işbu davayı açmadan önce 6102 sayılı TTK’nın 621/h maddesi hükmü uyarınca mahkemeye başvurma kararını genel kurulda temsil edilen oyların en az üçte ikisinin veya oy hakkı bulunan sermayenin tamamının salt çoğunluğu ile almasına gerek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, davanın TTK’nın 640’ncı maddesi hükmü uyarınca açılması ve şirket ana sözleşmesinde bir ortağın hangi hallerde ortaklıktan çıkarılabileceği hususunda bir düzenlemenin bulunmaması nedeniyle genel kurul kararına ihtiyaç bulunmadığı sonucuna varılarak doğrudan işin esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Oysa, anılan Yasa’nın 640’ncı maddesinde bir ortağın şirketten çıkartılması konusu özel olarak hüküm altına alınmış olup, anılan hükme göre şirket anasözleşmesine konulacak bir hükümle bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılmaya ilişkin sebepler konulabilir. Aynı hükmün 3’ncü fıkrasında da anasözleşmede çıkarmaya ilişkin hüküm bulunmasa dahi şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararı ile haklı sebeplere dayanılarak şirketten çıkarılması mümkün hale getirilmiştir. Ancak, ortaklardan birinin haklı sebeple ve mahkeme kararı ile şirketten çıkarılabilmesi için şirketin, genel kurulunda ortak hakkında haklı sebeple çıkarılması davası açılması için mahkemeye başvuru kararını genel kurulda temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan sermayenin tamamının salt çoğunluğu ile alınması şarttır.(TTK’nın madde 621/1-h) Bu bağlamda anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde ana sözleşmede çıkarmaya ilişkin hüküm olmasa bile işbu davanın açılabilmesi için davalı hakkında çıkarma davası açılması yönünde bir karar alınmasının dava şartı olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davalı ortak hakkında haklı nedenle davacı Şirket’ten çıkarma davası açılması yönünde karar alınmasının dava şartı olduğu ilkesel olarak kabul edilmek ve sonucuna göre işin esasına girilmek gerekirken bu yönden yanlış ilkeye ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak doğrudan işin esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir….”(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/10688 – 2016/4780 28/04/2016)
Dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak, davacı şirket tarafından davalıların ortaklıktan çıkarılması yönünde alınmış bir karar bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda emsal kararda açıklandığı üzere; TTK’nın madde 621/1-h gereğince; ortaklardan birinin haklı sebeple ve mahkeme kararı ile şirketten çıkarılabilmesi için şirketin, genel kurulunda temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan sermayenin tamamının salt çoğunluğu ile karar alınması şart olduğundan ve somut olayda bu şart gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın usulden reddine,
2-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00.-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Harç peşin alındığından ayrıca alınmasına yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının talep halinde iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.19/03/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır