Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/363 E. 2021/840 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/363 Esas
KARAR NO : 2021/840

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2018
KARAR TARİHİ : 03/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı tarafın yapmış olduğu inşaata demir satışı yaptığını, taraflar arasındaki bu cari hesap ilişkisinden kaynaklı olarak müvekkilinin davalıdan 115.000,00 TL alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili için … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe davalının itiraz ederek takibin durdurulduğunu, itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek, takibe davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından kötü niyetli ve haksız bir icra takibi başlatıldığını, işbu takibe yasal süresi içinde itiraz edildiğini, davacı tarafından müvekkiline inşaat demir satışına istinaden düzenlenen … numaralı satış faturasının bedelinin 13.08.2017 vade tarihli çek ile müvekkili tarafından ödendiğini, bunun dışında müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir demir siparişi söz konusu olmadığını, davacı tarafından düzenlenen faturaların irsaliyelerinin de davacı tarafından sunulmadığını, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine, haksız başlatılan icra takibinin iptaline, davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatını müvekkiline ödenmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, ticari mal satışı fatura alacağına dayalı başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının dava dilekçesinde bildirilen adresinde tebligat yapılamaması nedeniyle, mahkememizce adres araştırması yapılarak davalının tebliğe uygun yerleşim yeri tespit edilebilmiştir.
… 31.İM … E takip dosyası celbedilip incelendiğinde, 115.000,00 TL asıl alacak istemiyle cari hesap fatura alacağı açıklamasıyla başlatılan takibe davalı borçlunun yasal sürede itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Takip dosyası, davacının düzenlediği faturalar, teslim fişi, davalının ödeme kayıtları, davalının vergi dairesi, ticaret sicil, SGK kayıtları, BA formları celbedilip incelenmiş, davalı asil isticvap edilerek beyanı alınmış, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmıştır.
Davalının celbedilen vergi mükellefiyet kayıtlarına göre bilanço usulünde defter tutan birinci sınıf tacir olduğu tespit edilmiştir.
Alınan mali bilirkişi raporunda özetle; tarafların incelenen 2017 ticari defter ve kayıtlarının noter açılış-kapanış tasdikleri yasal sürede yaptırılmış, davacının e-defter beratı yasal sürede alınmış, muhasebe usul ve esaslarına uygun tutulmuş, yani sahibi lehine delil teşkil eder mahiyette olduğu; davacının defterine göre 2017 yılında davalıya üç adet (toplam bedeli 173.837,74 TL olan) fatura düzenlemiş olduğu, davalının iki adet çekle toplam 115.000,00 TL ödeme yapmış olduğu, takip tarihi itibariyle davacının defterine göre davalıdan 58.837,74 TL alacaklı göründüğü; davalının defterinde ise davacının faturalarından sadece ilk faturanın kayıtlı olduğu, bu faturanın da tarihi 30/06/2017 olmasına rağmen davalının defterine 01/12/2017’de kaydedilmiş olduğu, davalının defterinde başka bir fatura ve ödeme kaydı bulunmadığı, davalının celbedilen BA formlarının tamamının boş olarak verilmiş olduğu, davalının defter kayıtlarının güvenilir durumda olmadığı tespit edilip bildirilmiştir. Bu tespitlerden, davacı tarafından takip yapılırken açık hesap kaydındaki (hesabın ödenmemiş fatura bakiyesini gösteren borç bakiyesi yerine) davalının ödemelerinin kaydedildiği alacak kaydı kısmındaki tutar esas alınarak takip başlatılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının incelenen ticari defter kaydına ve faturalarına göre, akdi ilişki kapsamında davalıya düzenlediği ilk iki faturanın (54.075,00 TL ve 61.054,00 TL) bedellerinin iki adet çekle (54.000,00 TL ve 61.000,00 TL) tahsil edilmiş olduğu, bu faturalardan bakiye 129,00 TL alacağı bulunduğu, her ne kadar davalı defterinde ikinci fatura ve çek ödemesi kayıtlı değilse de bu fatura ve çek ödemesinin davalının kabulünde olduğu, bu nedenle bu ilk iki fatura yönünden davacının 129,00 TL bakiye ödenmemiş alacağı bulunduğu kanaatine varılmıştır. Ancak davacının davalıya düzenlediği üçüncü ve son fatura (14/09/2017 tarihli 58.708,74 TL bedelli) ve içeriği mal teslimi davalı tarafından kabul edilmemekte olup, davalı ticari defterinde kayıtlı değildir, BA formuyla da bildirilmemiş durumdadır.
Davacı vekiline süre verilerek üçüncü faturadaki mal teslimine ilişkin delillerini sunması sağlanmış, sunduğu sevk irsaliyesinin kendisinin dava dışı şirketten mal alışına ilişkin olduğu görülmüş, sunduğu teslim fişinde ise elle yazılmış “…” ibaresi dışında bir kimlik veya adres bilgisi yer almadığı, teslim alan kısmında …veya … şeklinde okunan bir isim ve imza bulunmakla, davalıyla ilgisini davacı vekili “davalının … ve … bulunan şantiyesindeki çalışanına mal teslimi yapıldığı” şeklinde açıklamış ise de, davalının celbedilen SGK kayıtlarına göre … ve …’da bir işyeri kaydı bulunmadığı, …/… isimli bir çalışanının ise hiç olmadığı tespit edilmiş, davacı vekiline bu kişinin (isticvap beyanının alınabilmesi için) TC kimlik no.sunu bildirmek üzere süre verilmişse de tespit edilemediği bildirilmiştir.
Davalı asilin HMK md 169 kapsamında isticvap beyanı alınmış, davacıdan satın aldığı malların tüm karşılığını çekle ödediği, aralarında çekle peşin ödeme sonrası mal teslimi şeklinde çalıştıkları, peşin ödeme yapılmadan davacının zaten mal vermediği, satın aldığı tüm malların bedelini ödediği, bunlardan başka davacıdan bir mal siparişinin-alışının olmadığı, …/… isimli bir çalışanının hiç olmadığı,…’da en son 2015 yılında inşaat yaptığı, 2017’de ise Kağıthane’de inşaat yaptığı, teslim fişindeki malları teslim almadığı, teslim fişindeki tarihte şehir dışında olduğu, ortak olarak çalıştığı … isimli kişi veya işyerinde duran kardeşi aldıysa bunu bilmediği hususları beyan edilmiştir.
Davalının isticvap beyanı sonrası beyanda bulunan davacı vekilince davalının ortağı veya kardeşinin malları almış olabileceğine dair beyanı nedeniyle, bu teslim fişinde yazılı olan (üçüncü son fatura içeriği olan) malları davalının aldığını kabul ettiği ileri sürülmüşse de, davalının böyle bir kabul beyanı bulunmadığı açıktır, kendinden başka kişilerin davacıdan mal almış olabileceğine dair bu beyanın davacı vekilince sunulan teslim fişindeki malları davalının satın aldığını kabul ettiği şeklinde yorumlanması mümkün değildir, aksine davalı açıkca kendisine gösterilen teslim fişi ve faturadaki malları satın almadığını, teslim almadığını açıkça beyan etmiştir. Davacının ticari defterindeki kayıtlar ise davalının isticvapla alınan beyanını destekler niteliktedir, ilk iki fatura çekle hemen ödenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, incelenen deliller, alınan mali bilirkişi raporu tespitleri hep birlikt değerlendirildiğinde, davada ispat yükünün davacı alacaklıda olduğu, davacının düzenlediği ilk iki faturadan 129,00 TL bakiye alacağı bulunduğu, ancak üçüncü faturanın davalıya tebliği ispatlanamadığı gibi içeriği malların davalıya veya davalının yetki verdiği kişiye teslim edildiğinin de davacı tarafça ispatlanamadığı, bu son fatura davalının ticari defterinde kayıtlı olmayıp BA formuyla da bildirilmediğinden davacının ticari defterindeki fatura kaydının tek başına HMK md 223 kapsamında davacının son fatura nedeniyle davalıdan 58.708,74 TL alacaklı olduğunu ispatlamaya yetmediği, takipteki (üç fatura bakiyesi 58.837,74 TL dışında kalan) bakiye alacak tutarının ise davacı kayıtlarında bile alacak olarak kaydının bulunmadığı, takipte muhasebe hesabının yanlış kısmının bakiyesi üzerinden 115.000,00 TL alacak talep edilmiş olduğu anlaşılmakla, davanın sadece ilk iki faturadan kaynaklanan bakiye 129,00 TL alacak yönünden ve ticari ilişki nedeniyle avans faizi işletilmek suretiyle kabulüne, takibin bu tutar yönünden devamına ve bu kısım yönünden davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, reddedilen kısım yönünden ise davacının kötüniyetle takip başlattığı davalı tarafından ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının … 31.İcra Müdürlüğü … Esas takip dosyasına itirazının kısmen iptaline, takibin yalnız 129,00-TL asıl alacak yönünden takip tarihi sonrası bu asıl alacağa değişen oranda avans faizi işletilmek suretiyle aynı koşullarda devamına, fazla istemin reddine,
Kabul edilen alacağın %20’si oranında 25,80-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım yönünden davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 59,30 TL olup, peşin alınan 1.388,92 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.329,62 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 263,50 TL posta tebligat masrafı, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 963,50 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre (%0,01-%99,99) hesaplanan 0,10 TL’si ile 35,90 TL başvuru harcı, mahsup edilen 59,30 TL peşin harç toplamı 95,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 129,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 14.862,75 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştikten sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.03/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır