Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/354 E. 2018/1315 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/354
KARAR NO : 2018/1315

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/04/2018
KARAR TARİHİ : 13/12/2018

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı … Ltd. Şti.ne ait elektrik tüketim bedelinin ödenmediğini, davalıların bu şirketin yöneticileri olduğunu, şirket adına oluşan borcu ödemediklerini, kötü niyetli itirazda bulunduklarını, uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanmış olması ve para iadesi söz konusu olduğundan, davacının ikametgah mahkemesinin yetkili olduğunu belirterek itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Mahkememizin takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, itiraz iptali davasını da takibin yapıldığı yerde davasının da açılması gerektiğini, esas yönünden de davanın haksız olduğunu, ortakların şirket borçlarından sorumlu olmadıklarını, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.
Takip ve dava konusu borç, dava dışı … Ltd. Şti.ne ait elektrik tüketim bedelidir.
Asıl borçlu dava dışı … Ltd. Şti. hakkında ayrıca … 32.İcra Müdürlüğünde … sayılı icra takibi başlatılmıştır.
Davalılar asıl borç ilişkisinde taraf olmayıp taraf şirketin yöneticileridir. Talebin dayanağı dava dilekçesinde TTK.nın 512, 513, 553 ve 554. Maddeleri gösterilmiştir.
Madde 512- (1) Haksız yere ve kötüniyetle kâr payı veya hazırlık dönemi faizi alan pay sahipleri, bunları geri vermekle yükümlüdür. Yönetim kurulu üyelerinin kazanç payları hakkında da aynı hüküm uygulanır.
(2) Geri alma hakkı, paranın alındıgı tarihten itibaren bes yıl geçmekle zamanasımına ugrar.   
Madde 513- (1) Sirketin iflası hâlinde, yönetim kurulu üyeleri sirket alacaklılarına karsı, iflasın açılmasından önceki son üç yıl içinde kazanç payı veya baska bir ad altında hizmetlerine karsılık olarak aldıkları ve fakat uygun ücreti asan ve bilanço uygun bir ücret miktarına göre tedbirli bir tarzda düzenlenmis olsaydı ödenmemesi gereken paraları geri vermekle yükümlüdürler.
(2) Sebepsiz zenginlesmeye iliskin hükümler geregince alınması mümkün olmayan paraların geri verilmesi yükümlülügü yoktur.
(3) Mahkeme, hâlin bütün gereklerini göz önünde bulundurarak takdir hakkını kullanır.
Madde 553- (1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözlesmeden dogan yükümlülüklerini (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./28.md.) kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem sirkete hem pay sahiplerine hem de sirket alacaklılarına karsı verdikleri zarardan sorumludurlar.
(2) Kanundan veya esas sözlesmeden dogan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, baskasına devreden organlar veya kisiler, bu görev ve yetkileri devralan kisilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kisilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar.
(3) Hiç kimse kontrolü dısında kalan, kanuna veya esas sözlesmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz.   
Madde 554 – (Degisik madde: 26/06/2012-6335 S.K./29.md.)
(1) Sirketin ve sirketler toplulugunun yılsonu ve konsolide finansal tablolarını, raporlarını, hesaplarını denetleyen denetçi ve özel denetçiler; kanuni görevlerinin yerine getirilmesinde kusurlu hareket ettikleri takdirde, hem sirkete hem de pay sahipleri ile sirket alacaklılarına karsı verdikleri zarar dolayısıyla sorumludur.
Davalıların takip konusu alacağın dayanağı sözleşmede taraf olmadıkları, borçlu şirketin yöneticisi olmaları sebebiyle haklarında takip başlatıldığından dava dilekçesinde talebin dayanağı olarak gösterilen TTK 512, 513 ve 554. maddelerinin konu ile ilgisi bulunmamaktadır.
Emsal Kararlar:
“…Davacı tarafça, davalıların yetkilisi oldukları dava dışı limited şirketten olan alacağın tahsil edilememesinden kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açılan işbu davada, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 2. maddesi gereğince, gerek zarar doğrucu olduğu iddia edilen eylemin vuku bulduğu tarihte yürürlükte bulunan ve somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 556. maddesi atfı ile 309. maddesi ve gerekse de 6102 sayılı TTK’nın 644/1- a maddesi göndermesi ile 553. ve 556. maddeleri uyarınca yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen limited şirket müdürleri, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumlu olup, müdür aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı, ortaklığa aittir. Ayrıca, yukarıda açıklandığı üzere, zarar gören alacaklıların da müdür aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Zira, müdürün ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, alacaklıların dolaylı zararı olarak sonuç doğuracağından alacaklı dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatın kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. Somut uyuşmazlıkta, davalı müdürlerin kusurlu davranışları nedeniyle alacağın dava dışı şirketten tahsil edilememesi sureti ile davacı şirketi zarara uğrattıkları ileri sürüldüğüne göre, dava konusu edilen zararın davacı yönünden dolaylı zarar niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında mahkemece, davanın mülga 6762 sayılı TTK’nın 309. maddesi kapsamında açılan bir dava olup, böyle bir davanın ancak hükmedilecek tazminatın dava dışı şirket lehine hüküm altına alınması istemli olarak açılabileceği, davacı tarafça tazminatın bizzat kendisine ödenmesinin talep edilmesi karşısında işbu davanın dinlenemeyeceği nazara alınarak davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir….”Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/13409-2018/6594 sayılı kararı)
”…davacı taraf davalı şirket yöneticisi olan (…)’dan davalı şirkete verdiği iddia edilen zararın kendisine ödenmesini talep etmiştir. Davacının istemiş olduğu bu zarar dolaylı zarardır. Bu durumda (…) dolaylı zararın şirkete ödenmesinin talep edilmesi gerekirken davacı tarafın bizzat kendisine ödenmesini talep etmesi(…) nedeniyle davanın reddi gerekir…” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2016/12851 esas, 2018/4807 sayılı kararı)
TTK 553. maddeye dayanan talep, dolaylı zarar olup zarar konusu tutarın ancak ilgili şirkete ödenmesi talep edilebilir. Oysa takip ve davada, gerçekleştiği ileri sürülen zararın doğrudan davacıya ödenmesi istenmiş, bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Bu dava sebebiyle 35,90.-TL Karar harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 1.060,22.-TL’den mahsubu ile kalan 1.024,32.-TL’nin davacıya iadesine,
4-Davalı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 2.180,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde taraflardan alınan gider ve delil avansının harcanmayan kısmının iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup anlatıldı. 13/12/2018

Başkan …
¸E-İmza
Üye …
¸E-İmza
Üye …
¸E-İmza
Katip …
¸E-İmza