Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/347 E. 2020/475 K. 28.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/347 Esas
KARAR NO : 2020/475

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2018
KARAR TARİHİ : 28/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın, … 8. İcra Müdürlüğünün. … E. sayılı dosyası ile müvekkili ile diğer davalı … Ltd. Şti. aleyhinde 25.06.2017 vadeli bonodan dolayı icra takibi başlattığını, müvekkilinin ne takip alacaklısına ve ne de lehtar cirantası olan … Ltd. Şti.’ne hiçbir borcu bulunmadığını, takibin dayanağı bono bedelinin takipten önce lehtar ciranta konumunda bulunan … Ltd. Şti.’ne ödendiğini, ödemelerin şirket çalışanı … isimli şahsa yapıldığını, ödeme belgelerinin mübrez olduğunu, Müvekkil bu ödemelere rağmen takibe yasal süresi içinde itiraz edemediği, haciz baskısı altında davalı … adına … isimli kişiye elden makbuz karşılığı 2.000,00 USD ödediğini, müvekkilinin 25.06.2017 vadeli 13.000,00 USD tutarındaki bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine takibin iptaline, müvekkilinin haciz baskısı altında ödemek zorunda kaldığı 2.000,00 USD faiziyle birlikte …’dan istirdadına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile diğer davalı … Ltd. Şti. arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişki çerçevesinde … Ltd. Şti.’nin takibin dayanağı bonoyu ciro ederek müvekkiline teslim ettiğini, anılan bonodan dolayı icra takibi açıldığı ve takibe itiraz edilmediği için kesinleştiğini, davacı şirkete 06.04.2018 tarihinde hacze gidildiğini ve bu sırada 2.000,00 USD tahsilat sağlandığını, davacının 25.04.2018 tarihinde kalan borcun tamamını herhangi bir itirazı kayıt ileri sürmeden ödediğini, davacının 19.04.2018 tarihinde işbu davayı ikame ederken dava süreci içinde borcun tamamını ödemekle borcu kabul ettiğinin ikrarı olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının, diğer davalı … Şti. firması çalışanı …’a ödeme yapmış olmasının yetkili meşru hamil konumundaki müvekkili ilgilendiren bir durumun olmadığını, bononun ödenmesi halinde teslim alınması gerektiğini, davacı bonoya karşılık müvekkile ödeme yapmış ise onu kanıtlaması gerektiğini, davacının taleplerini diğer davalı lehtar cirantaya yöneltmesi gerektiğini, bono bedeli müvekkiline ödenmiş olduğundan davanın konusuz kaldığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Ltd. Şti. tarafından davaya ilişkin herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davacı vekili 20/11/2018 tarihli dilekçesi ile, davalı … bakımından taleplerini 11.000-USD arttırarak 58.744,00-TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, … Ticaret Sicil Müdürlüğünden taraf şirketlere ait ticaret sicil kayıtları, … Bankası … Şubesinden ödemelere ilişkin banka dekont suretleri, faturalar, ticari defter ve kayıtlar celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve cebri icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınan tutarın istirdatı istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu … 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında alacaklının …, borçluların …Ltd. Şti. ile …Tic. Ltd. Şti olduğu, takibin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra edildiği, takibe temel teşkil senedin keşidecisinin davacı şirket, lehtarının … şirketi, hamilinin … olup, senedin 25/06/2017 vade tarihli ve 13.000,00 USD bedelli olduğu, davacı keşidecinin takip tarihinden önce 14/07/2017 tarihinde 5.000,00 USD + 18/07/2017 tarihinde 8.000,00 USD olmak üzere toplam 13.000,00 USD parayı banka havalesi yoluyla senetteki lehtar şirket … Tic. Ltd. Şti’ ye ödediği, davacı keşidecinin işbu dava ile lehtar şirkete yapılan ödemeler sebebiyle davalı hamil …’a borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davalı hamilin lehtara yapılan ödemeyi bildiği halde kötü niyetli olarak senedi ciro yoluyla devir aldığını, davalıların birlikte hareket etmek suretiyle alacağı mükerrer olarak tahsil etmeye çalıştığını, icra baskısı altında borcun tamamının hamile ödenmek zorunda kalındığını, davalın hamilin senedin ciro yoluyla devralınmasında kötü niyetli olduğundan ıslah dilekçesi ile ödenen tutarın istirdatına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı …, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle senedi lehtar … şirketinden ciro yoluyla devraldığını, birlikte hareket etme gibi bir durumun olmadığını, senedin vadesinde ödenmemesi üzerine davalılar hakkında takibe giriştiğini, davacının lehtar şirkete borcunu ödemiş olmasının kendisi yönünden borcu sona erdiren geçerli bir ifa işlemi olmadığını savunmuştur.
Uyuşmazlığın temeli, davalı hamilin diğer davalı lehtar şirketle birlikte hareket ederek davaya ve takibe konu senedi kötü niyetli olarak iktisap edip etmediği, kötü niyetli olup olmamasına göre davacı keşidecinin takip tarihinden önce davalı lehtar şirkete yaptığı ödeme ile borcundan kurtulup kurtulmadığı / istirdata konu miktar bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacının, senedi kötü niyetli olarak ciro edildiği ve alacağın mükerrer tahsili için davalıların ortaklaşa hareket ettiklerine yönelik iddialarının davacı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Davalı lehtar … şirketi davaya cevap vermemekle birlikte, davalı hamil …, lehtar şirket ile aralarında süregelen ticari ilişki bulunduğunu, senedin aralarındaki bu ticari ilişki sebebiyle iktisap edildiğini, kötü niyetli olarak olarak devralınmadığını savunmuş, davacı ise bu savunmanın ispat edilmesine yönelik ticari defter ve belgelerin incelenmesini talep etmiştir. Davalı hamil … ticari ilişkiye yönelik olarak lehtar şirket ile arasındaki cari hesap kayıtlarını, faturaları ve icra takibine konu dosyaların birer örneğini delil olarak dosyaya ibraz etmiş, Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda 24/12/2019 tarihli bilirkişi raporu ile davalı hamil ve davalı lehtar şirket arasında incelenen ticari defter ve belgelere göre sürekli ticari ilişkinin bulunduğu, hamilin lehtar şirketten olan alacaklarının cari hesap kayıtlarına göre senetteki tutardan daha fazla olmak üzere devam ettiği, aralarında ticari ilişki bulunduğu konusunda duraksama bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu halde, hem dosyaya sunulan cari hesap ekstreleri, hem fatura suretleri hem de tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu karşısında, davalı hamil, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle senedi iktisap ettiğine yönelik savunmalarını ispat etmiştir. Bu bakımdan, davalı hamilin kötü niyetli olduğu, lehtar ile birlikte hareket ederek senedi ikinci kez tahsil etmeye çalıştığına yönelik davacı iddiaları açıklanan nedenlerle yerinde görülmemiştir.
Bilindiği üzere, kambiyo evrakı olan bono vade tarihi geldiğinde meşru hamil tarafından ödenmesi için keşideciye ibraz edilmeli, keşidecinin ödeme yapması durumunda senedi hamilden alarak ifayı gerçekleştirmesi gerekir. Ödeme için ibraz edilmeyen bono keşideci tarafından ödenirse, aynı borcun daha sonra ikinci kez ödenmesi tehlikesini ortaya çıkacaktır. Somut olayda, davacı keşideci bono kendisine ibraz edilmemesine rağmen ödemeyi alacaklı olarak bildiği davalı lehtar … şirketine banka havalesi yoluyla gerçekleştirmiştir. Ne var ki, bonoda meşru hamilin davalı lehtar şirket olmadığı, hamilin davalı … olduğu senetten görülmektedir. Yukarıda belirtilen nedenlerle, senedi iyi niyetli ve aralarındaki ticari ilişkiden dolayı iktisap eden davalının meşru hamil olarak senet bedelini istemeye hakkı olduğu konusunda duraksama yoktur. Bu aşamada, davacının lehtar şirkete yapılan ödemeyi hamile defi olarak ileri sürüp süremeyeceği düşünülmüş ise de; davalı hamil … ile arasında ticari ilişki bulunmayan davacının ödeme defini davalı hamile karşı ileri süremeyeceği açıktır. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2010/13350 Esas, 2011/6459 Karar sayılı ilamında “….davacının keşideci, davalının hamili olduğu dava konusu çek bedelinin davacı yanca dava dışı lehtar şirkete ödendiği, davalı ile arasında ticari ilişki bulunmayan davacının ödeme def’ini davalı hamile karşı ileri süremeyeceği, davalının davacıyı bile bile zarara uğrattığı, kötüniyetli olduğu hususunun davacı yanca kanıtlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine…” benzer şekilde vurgulamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının, davalıların birlikte hareket ederek kötü niyetli olarak senedi iktisap ettiklerini ve kendisinin zararına bile bile senedin ciro edildiği hususlarını ispatlayamadığı, aksine davalı hamilin senedin iktisap edilmesinde iyi niyetli olup davalı lehtar ile aralarındaki ticari ilişkiye dayalı olarak devri aldığı, davacının davalı lehtar şirkete yapılan ödemeyi aralarında ticari ilişki bulunmayan diğer davalı hamile karşı ödeme defi olarak ileri süremeyeceği, senetteki meşru hamilin davalı … olduğundan davacının senet bedelini bu davalıya ödemesi gerektiği, dolayısıyla yargılama sürecinde davalı hamile ödeme yaptığı senet bedelinin istirdatını talep etmeye hakkının da bulunmadığı anlaşılmakla, davacının davasında haksız olduğundan açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 905,11 TL’nin ve 98,10 TL ıslah harcının mahsubu ile fazladan alınan 948,81 TL harcın talep ve istek halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı … yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (istirdat davasına dönüşmekle 58.744,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürülükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlnenen 8.436,72 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK’ nın 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.28/10/2020

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)