Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/325 E. 2020/692 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/325
KARAR NO : 2020/692

DAVA : İflas (Doğrudan Borçlu Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 178))
DAVA TARİHİ : 12/04/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan iflas (Doğrudan Borçlu Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 178)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin borca batık olduğunu, son üç yıldır zor durumda olan şirketin mevcut gelişmelerden de maddi olarak olumsuz etkilendiğini, mevcut durumlar sonucu şirketi ayakta duramadığını, şirketin aciz içinde olduğunu ve iflas kararı verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesi içeriği dikkate alındığında öncelikle şirketin borca batık olma sebebine dayandığı anlaşılmakla HMK m.33 hükmü çerçevesinde öncelikle bu vakıa araştırılmıştır.
Her ne kadar … vekili müdahale talebinde bulunulmuş ise de iflas talebinin ilan olunduğu tarihten itibaren onbeş günlük süre içinde herhangi bir müdahale talebi ileri sürülmediğinden …’ın müdahale talebi süre aşımı talebi ret olunmuştur.
Dava, İİK’nın 178. ve 179. madde hükümlerine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin yerleşik kararında belirtildiği üzere “6102 sayılı TTK’nın 376/3. ve İİK’nın 179. maddeleri uyarınca borca batık hale gelen şirket bunu mahkemeye bildirmek ve iflasını istemek zorundadır. İİK’nın 181. maddesinin aynı Kanun’un 160. maddesine yaptığı yollama nedeniyle, İİK’nın 178. ve 179. madde hükümleri uyarınca doğrudan iflas talebinde bulunan şirket temsilcisi ya da müdürü, ilk alacaklılar toplantısına kadar gerekli masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli tebliğ masraflarını avans olarak mahkeme veznesine yatırmalıdır.
İİK’nın 178. ve 179. maddesi uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Aciz hali borçlunun ödeme araçlarından yoksunluğu nedeniyle, derhal ödemesi gereken para borçlarını ödemek konusundaki yeterli ekonomik imkâna sahip olmamasıdır. Borca batıklık ise, borçlunun malvarlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur. Borçlunun aciz hali ne kadar ağır olursa olsun (İİK’nın 178/III deki durum olmadıkça) kendi iflâsını isteyen borçlu, aciz halinde bulunduğunu ispat etmek zorundadır. İflas talebi üzerine mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak iflas talebinin yerinde olup olmadığı belirlenir. Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 376/3. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır.
Somut olayda TTK’nın 376/3. maddesine göre borca batıklık bilançosunda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço üzerinde mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Borca batıklık, TTK’nın 376/3. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasını istemesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tespiti gerekir. Bu tespitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Açıklanan durum karşısında davacı şirketin mevcut kayıtları; mahkemece ulaşılabilecek tapu, trafik, banka, vergi daireleri, sanayi ve ticaret odaları, ticaret sicil kayıtları gibi hakkında bilgi alınabilecek belgeler ve müdahillerin sunacakları bilgi ve belgeler, varlık kalemlerinin rayiç değerlerine ilişkin uzman (teknik) bilirkişi görüşleri ve somut olay bakımından özellik arz edebilecek diğer veriler toplandıktan sonra, konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak teknik, detaylı ve denetime elverişli rapor sonucuna göre borca batıklığın tespiti gerekir”.
Bu çerçevede mahkememizce davacı şirketin dava tarihi itibariyle güncel ve fiilen borca batık olup olmadığının tespiti açısından atanan makine mühendisi, SMMM ve denetçi bilirkişi kurulu tarafından yapılan inceleme de, davacı şirketin kayden borca batık olduğu, ancak ön önemlisi 31/10/2020 tarih itibariyle güncel ve rayiç değerlerinin tespit olunduğu, buna göre davacı şirketin rayiç değer bilançosuna göre 4.151.478,76 TL tutarında borca batık olduğu gerekçeli ve ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Konusunda ehil bilirkişiler, resmi ve özel kurumlardan gelen cevabi yazılar ile alınan UYAP kayıtları, özellikle vergi müdürlükleri ile icra müdürlüklerinden gelen cevabi yazılar çerçevesinde davacı şirketin borç miktarını, davacı şirketin duran ve dönem varlıklarıyla yabancı kaynaklarını tek tek dikkate almak suretiyle davacı şirketin güncel olarak borca batık olduğunu hesaplamışlardır. Rapor gerekçeli, açık ve denetime elverişli olup, rapora itibar etmeye engel bir hal yoktur. Esasen davacı vekilinin 16/02/2016 tarihli dilekçesi dikkate alındığında davacı şirketin üzerinde haciz bulunan iki adet araç dışında iflası talep olunan şirketin başkaca makine parkuru, taşınmaz ve benzeri dönem varlığının bulunmadığını açıklamıştır ki bu beyan mevcut dosya kapsamı ile uyumludur. Bu itibarla mevcut borca batıklık miktar tutarı gözetildiğinde de davacı şirketin güncel olarak borca batık olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Somut olayda gerekli iflas avansının depo olunduğu, gerekli ilanların yapıldığı, borca batıklığa dair incelemenin eksiksiz tamamlandığı, borca batıklığa dair yasal koşulların tam olarak gerçekleştiği, bu itibarla iflas koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kabulüne, … ticaret sicil numarası ile … Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı davacı … ŞİRKETİ’ nin iflasına, 24/12/2020 günü saat 15:15 itibariyle … ticaret sicil numarası ile … Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı davacı … ŞİRKETİ’nin iflasının açılmasına, adı geçen şirket hakkında verilen kararın derhal … Nöbetçi İflas Müdürlüğüne ve … Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine, adı geçen şirket hakkında verilen iflas kararının, iflas müdürlüğü tarafından İİK m.166 hükmü çerçevesinde ilan olunmasına, davacı şirket tarafından ve davacı şirket adına depo edilen iflas avansının İstanbul İflas Müdürlüğüne gönderilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulüne,
… ticaret sicil numarası ile … Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı davacı …ŞİRKETİ’ nin iflasına,
2-24/12/2020 günü saat 15:15 itibariyle … ticaret sicil numarası ile … Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı davacı … ŞİRKETİ’nin iflasının açılmasına,
3-Adı geçen şirket hakkında verilen kararın derhal … Nöbetçi İflas Müdürlüğüne ve … Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
4-Adı geçen şirket hakkında verilen iflas kararının, iflas müdürlüğü tarafından İİK m.166 hükmü çerçevesinde ilan olunmasına,
5-Davacı şirket tarafından ve davacı şirket adına depo edilen iflas avansının … İflas Müdürlüğüne gönderilmesine,
6-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 17,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından harcanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye avansın iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi.24/12/2020

Başkan

Üye

Üye

Katip