Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/295 E. 2020/435 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/295 Esas
KARAR NO : 2020/435

DAVA TARİHİ : 03/04/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından … nolu ve 27.05.2013 / 2014 tarihleri arasında geçerli zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigorta ettirilen … plakalı aracın 28.12.2013 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresinde iken … plakalı araca %100 kusurlu olarak çarpmak suretiyle hasara sebebiyet verdiğini, meydana gelen kaza nedeniyle tutulan trafik kazası tespit tutanağında müvekkili şirketçe sigortalı olan … plakalı aracın sürücüsünün kazanın oluşumunda 8/8 tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ayrıca yapılan tespitte sigortalı aracın sürücüsü …’in %1,81 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, dava dışı … plakalı aracın sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’ye, kaza sebebiyle sigortalısının uğradığı zarar için 21.04.2014 tarihinde 25.000 TL hasar tazminatının ödendiğini, ödenen tazminatın tahsili amacıyla … 6. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, davalının haksız olarak icra takibine itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğunu, trafik sigorta poliçesi genel şartlar B.4/c hükmüne göre, aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya ayni mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, sebebiyle sigortacının, sigorta ettirene rücu edebileceğinin kabul edilebileceğini belirterek, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş ayrıca HMK 389 ve 392. maddeleri gereğince teminat alınmaksızın … plakalı araç üzerine 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu kazanın 28/12/2013 tarihinde meydana gelmiş olup, icra takibinin 2016 yalında başlatıldığını, işbu icra takibinin 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ikame edilip edilmediğinin, başvuru harcının bu süre içerisinde yatırılıp yatırılmadığının tespiti gerektiğini, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın, 24.06.2010 tarihli Operasyonal Araç Kiralama Sözleşmesi ile aracın 01.07.2013 – 15.01.2014 tarihleri arasında, … Tic. A.Ş.’ye uzun dönem kiraya verildiğini, bu nedenle müvekkili Şirketin kaza ile ilgili olarak Karayolları Trafik Kanunu’nun 3.maddesi hükmü uyarınca işleten sıfatına haiz olmayıp işbu davanın husumet yönünden müvekkil şirkete yönlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, aracın zilyetliğinin kiracıya geçmesi ile birlikte müvekkili şirketin araç üzerindeki fiili hakimiyetinin sona ermekle, Yasa’da da belirtildiği gibi kiracı işleten sayılmış, dolayısıyla tazminat taleplerinden kiracının sorumlu tutulması nedeniyle huzurdaki davada müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafından … 6. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile başlatılan takibe itiraz dilekçelerinde de belirtildiği gibi işleten sıfatının değiştiği hususunun davacı tarafından da bilindiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı yanın kazanın sırf alkolün etkisi ile meydana geldiğini ispatla yükümlü olup, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından mahkemece nöroloji uzmanı bilirkişinin de dahil olduğu bilirkişi heyeti aracılığı ile olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının belirlenmesi gerektiği, olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin ispat edilememesi hafinde davanın reddi gerektiğini, davacının fahiş tazminat taleplerinin de kabul edilemez olduğunu, hasar bedelinin bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını belirterek tüm bu nedenlerle ;huzurdaki davanın … Tic. A.Ş.’ye İhbarına, zamanaşımı nedeniyle reddine, müvekkili şirket açısından husumet nedeniyle reddine ayrıca müvekkili Şirket lehine reddedilen miktarın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, sigorta sözleşmesinden (ZMMS) kaynaklanan hasar tazminatı bedelinin rücuen tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketine ZMMS sigortası ile sigortalanan … plaka sayılı aracın 28/12/2013 tarihinde ihbar olunan dava dışı sürücü …’ in sevk ve idaresinde iken … plaka sayılı araca çarpmak suretiyle trafik kazasının meydana geldiği, trafik kazasında sürücü …’ in 1,81 promil alkollü olduğu, davacı sigorta şirketinin … plaka sayılı aracın ZMMS sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş’ ye 21/04/2014 tarihinde 25.000,00 TL hasar tazminatı ödemesinde bulunduğu, bu durum üzerine davacı sigorta şirketinin sigortalısının haklarına halef olarak trafik kazasında sürücünün alkollü olması nedeniyle sigorta ettiren davalı şirket aleyhine ödenen hasar tazminatı bedelinin tahsili amacıyla … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden ilamsız icra takibine giriştiği, davalı şirketin borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacı sigorta şirketinin duran takibe devam edilmesi amacıyla işbu itirazın iptali davasını açtığı, davalı şirketin esasa ilişkin savunmalarında sürücü …’ in olayda alkollü olmakla birlikte kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğine yönelik araştırma yapılması gerektiğini, kazanın bu nedenle meydana geldiğine yönelik ispat yükünün davacı tarafta olduğunu bildirerek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki, davalı vekili cevap dilekçesi ile birlikte zaman aşımı, hak düşürücü süre ve husumete ilişkin usuli itirazlarda da bulunmuş, davanın reddini istemiştir. Ancak, motorlu araç kazalarından dolayı tazminat yükümlülerine birbirlerine karşı rücu hakkını düzenleyen KTK 109/4. maddesi uyarınca kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak 2 yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğu, olayda davacının 21/04/2014 tarihinde ödeme yükümlülüğünün yerine getirdiği, icra takibinin 23/03/2016 tarihinde 2 yıllık zaman aşımı süresi dolmadan takip başlatıldığı ve takipteki icra takip işlemi ile zamanaşımı süresinin her seferinde kesilerek yeniden başladığı gözetildiğinde dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı; hak düşürücü süre itirazları yönünden yapılan incelemede, İİK’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davalarında 1 yıllık hak düşürücü sürenin bulunduğu ve bu sürenin işlemeye başlaması için itirazın alacaklıya tebliğ edilmesinin yasal zorunluluk olduğu, yerleşik yargı uygulamasının da bu yönde olduğu, halbuki davaya konu takip dosyası incelendiğinde itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmekle davanın yasal süre içerisinde açıldığının anlaşıldığı; öte yandan davalı her ne kadar uzun süreli kiralama sözleşmesi sebebiyle pasif husumet itirazında bulunmuş ise de, davanın ZMMS poliçesine dayalı olarak sigorta ettirene karşı açılan rücuen tazminat davası olduğu, kazaya karışan aracın kira sözleşmesi ile başkasına devredilmesinin sigorta ettirenin TTK’dan kaynaklanan yasal sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, ZMMS poliçesindeki kayıtlar ve sigorta ettirenin davalı olması nedeniyle husumete yönelik itirazların doğru olmadığı görülmekle usuli itirazların tümü reddedilerek davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Uyuşmazlığın temeli, davacı sigorta şirketine ZMMS sigortası ile sigortalanan … plaka sayılı araç sürücüsü olan ve dava kendisine ihbar olunan sürücü …’in meydana gelen trafik kazasında münhasıran alkolün etkisi altında kazayı gerçekleştirip gerçekleştirmediği ya da kazanın alkol nedeni dışında başka bir nedenle meydana gelip gelmediği, münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleştiği kabul edildiği takdirde rücuen tazminat koşullarının bulunup bulunmadığı, varsa hasarın ve rücuen tazminat miktarının ne kadar olduğu konularında toplanmaktadır.
İhbar olunan – dava dışı sürücü …’ in 28/12/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ölçümlenen alkol muayene raporuna göre 1,81 promil alkollü olduğu ve bu suretle … plaka sayılı aracı sevk ve idare ettiği tartışmasızdır. Kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğine yönelik olarak yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince içerisinde nöroloji uzmanının da bulunduğu bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin 03/07/2019 tarihli raporunda özetle, sürücü …’in alkolün etkisi ile güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği, kazanın oluş şekli itibariyle kusur yönünden detaylı yapılan incelemede alkol dışında herhangi bir faktörün (yol, iklim, araç, arşı araç, trafik…) kazada rol oynamadığı, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında / alkol kullanımına bağlı olarak meydana geldiği tespit edilmiştir. Bu halde, Mahkememizce kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiği kabul edilerek, davalı şirket ve ihbar olunan sürücü …’in savunmalarına denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli rapor karşısında itibar edilmemiştir.
Davacı sigorta şirketi ile davalı sigorta ettiren arasında … plaka sayılı aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli olarak akdedilmiş olan ZMMS poliçesinin bulunduğu, kazanın sigorta süresi içinde gerçekleşmekle poliçe limitleri dahilinde karşı taraf sigorta şirketine hasar tazminatı bedelinin ödendiği, ödemeye ilişkin kayıtların davacı tarafından dosyaya ibraz edilmesi karşısında TTK 1472. Maddesi uyarınca rücuen tazminat (halefiyet) koşulları oluştuğu, denetime açık ve hükme esas alınan 03/07/2019 tarihili bilirkişi heyeti raporunda parça ve onarım bedellerinin günün rayiçlerine uygun olup, zararın kadri maruf olduğu belirtilmekle davacının davasında haklı olduğundan davanın kabulüne ve itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Ne var ki, davacı itirazın iptali ve takibin devamı ile birlikte icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş ise de; alacağın likit ve muayyen olmadığı (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/6457 Esas, 2016/8528 Karar), yargılama gerektirdiği anlaşılmakla yasal koşullar bulunmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmişi, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:(Ayrıntısı ve Gerçekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın KABULÜ ile, davalının … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin kaldığı yerden aynı koşullarda DEVAMINA,
2-Alacağın likit ve muayyen olmadığı bu nedenle yargılama gerektirdiği anlaşılmakla, yasal koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 1.707,75-TL harçtan başlangıçta peşin alınan 301,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.405,81-TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan harçlar toplamı 343,04-TL, posta ve tebligat masrafı 195,00-TL, bilirkişi ücreti 1.300,00 TL olmak üzere toplam 1.838,04-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ‘ nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 3.750,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-HMK 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/10/2020

Katip
(e-imzalıdır)

Hakim
(e-imzalıdır)