Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/289 E. 2019/331 K. 12.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/289 Esas
KARAR NO : 2019/331

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TARİHİ : 12/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davalı firma ile toplam 47.220,00 TL mukabilinde, 24.215 kilogram Natürel Mangal Kömürünü müvekkil firmaya satıp teslim etmesi hususunda anlaştıklarını, yapılan bu sözleşme gereğince müvekkili firmanın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğün ifası zımnında, kendisine ait … Bankası hesabından davalıya ait … Bankası A.Ş. … Şubesi … İBAN no’lu hesaba Nisan 2017’de iki seferde 15.000,00 TL ve 32.220,00 TL olmak üzere …’an 47.220,00 TL gönderdiğini, ancak davalı firmanın o tarihten bu yana, şifahi sözleşme gereği müvekkil firmaya göndermeyi üstlendiği 24.215 kg mangal kömürünü göndermediğini, aradan geçen süreçte müvekkili firma sahibi … yüklenici firma yetkililerini müteaddit kereler aramış olsa da davalı firma yetkililerinin kendisini boş ve sonuçsuz vaatler ile bugüne kadar oyaladıklarını, davalı firmanın halen, bedeli ödenmiş olmasına rağmen taahhüt ettikleri 24.215 kilogram mangal kömürünü müvekkili firmaya teslimden ısrarla imtina ederek müvekkilinden kömür bedeli olarak aldığı parayı da iade etmediğini, davacı firma sahibi …’ın Afganistan uyruklu olup işleri ve ikametgahı gereği yılın büyük bir kısmını Suudi Arabistan’da geçirdiğini , bu nedenle de bugüne kadar bulunduğu yerden davalı firma yetkililerini telefonla aramak dışında ciddi bir eylemde bulunamadığını, müvekkilince davalı firmaya ödeme yapılalı yaklaşık 1 yıl olması ve davalının ne kömür verdiğini ne de parayı iade etmediğini belirterek, 47.220,00 TL alacağın davalı firmaya ödemelerin yapıldığı tarihlerden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili firmaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı tarafça süresinde davaya cevap verilmemiştir.
Davalı vekilince yasal süreden sonra verilen ve beyan dilekçesi mahiyetinde olan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın kömür sektöründe dünyanın önde gelen, saygınlığıyla tanınan ve ağırlıklı olarak ürettiği ürünleri ihraç eden sayılı firmalardan olduğunu, öyle ki başkaca ülkelerin hükümetlerinden ithal ettiği hammaddeyi işleyerek tüm dünya pazarına satacak kadar sektörünün önde gelen kurumsal firmalarından olduğunu, davacı yanın müvekkili firmadan gerçekten de 47.220,00 TL tutarında kömür siparişi vermiş ve bu siparişe ilişkin olarak ödemeyi yapmış olduğunu, bu ödeme sonrasında müvekkili firma tarafından sipariş konusu kömürlerin davacı yana anlaşılan tarihte teslim edildiğini, davacı firma bünyesinde muhasebeci olarak çalışan …’un 4 suretten oluşan faturayı imzalayıp sipariş edilen malları teslim aldığını, söz konusu faturanın müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarına işlendiği gibi davacı yanının da bu faturayı ticari defterlerine işlemiş olabileceğini, müvekkili tarafından söz konusu faturadan kaynaklanan vergilerin de ödenmiş olup elde edilen gelirin vergilendirildiğini, her iki tarafın da ticari defter ve belgeleri incelendiğinde bu hususun açıkça anlaşılacağını belirterek davacı yan tarafından haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilince dosyaya sunulan beyan dilekçesinde, …’un davacı şirketin muhasebe biriminde çalışanı olduğu, şirket adına imza atma ve mal teslimini kabul görev ve yetkisinin bulunmadığı, bu nedenle faturayı imzalamış olmasının davacının malı teslim aldığını ispatlamayacağı iddia edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan, edimin ifa edilmediği iddiasına dayalı, ödenen bedelin iadesi talebine ilişkin alacak davasıdır.
Davacının talebi esasen TBK madde 125 kapsamında borçlunun temerrüdü iddiasıyla ifadan vazgeçerek sözleşmeden dönme ve verdiğini iade talebinden ibarettir. Taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu, davacının davalıya ödeme yaptığı tarafların kabulünde olup uyuşmazlık, davalının mal teslim edimini yerine getirip getirmediği, davalının sözleşmeden dönerek ödediği bedeli iade hakkı bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Dosya kapsamında davacının dayandığı taraf ticari defter ve belgeleri mali bilirkişi vasıtasıyla incelenmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özet olarak; davacının ticari defterlerinin (yevmiye defteri) kapanış tasdikinin yaptırılmamış olduğu, davalının defterlerinin tasdiklerinin usulüne uygun olduğu, davacı tarafın dava dosyasında paylaştığı ödemelere ait davalı tarafından malın teslim edildiğine dair irsaliyeli fatura düzenlenerek davacı tarafa ulaştırıldığı, davacı tarafın çalışanı olduğu paylaşılan …’un irsaliyeli fatura üzerinde “teslim alan” kısmında ad/soyad ve imzasının bulunduğu, davacıya ait kanuni defterlerde ve cari hesaplarında davalıya ait 25.4.2017 tarihli 12064 nolu 47.220 TL’lik irsaliyeli faturanın kayıtlı olduğu, her iki tarafın da hesaplarında cari hesabın sıfır olduğu tespiti bildirilmiştir.
Davacı tarafın iddiası sözleşme konusu edimin davalı borçlu tarafından ifa edilmediği yani temerrüt olduğu ise de, davalı tarafça davaya süresinde cevap verilmemekle tanık deliline dayanamayacağından ve alacak miktarı senetle ispat sınırını aştığından davalının bu talebi reddedilmiş, süresinde davaya cevap vermemek suretiyle HMK madde 128 kapsamında davacının ileri sürdüğü vakıaların tamamı inkar edilmiş sayılacağından, davalı tarafça HMK madde 140/5 gereği ön incelemede verilen kesin süre içinde dayanılan irsaliyeli fatura delili, temerrüt vakıasını inkar kapsamında ve inkarı genişletmeyen delil sayılarak, davalının dayanabileceği delil olarak kabul edilmiştir.
İncelenen 25.04.2017 tarihli irsaliyeli faturada teslim yerinin davacı şirket adresi olduğu, teslim alan hanesinde isim ve imzası bulunan …’un SGK kayıtları getirtildiğinde davacı firmada sigortalı çalışan olduğu tespit edilmiştir.
Davacının Ba ve davalının Bs formları vergi dairesinden getirtilerek incelendiğinde, davalının dayandığı irsaliyeli faturanın hem davacının Ba formunda hem de davalının Bs formunda süresinde vergi dairesine bildirilmiş olduğu tespit edilmiş, mali bilirkişi raporunda da hem bu durum hem de taraf ticari defter kayıtlarının birbirini doğrular mahiyette olduğu, davalının düzenlediği irsaliyeli faturanın ve davacının ödemesinin her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu hususları tespit edilmiştir. Dolayısıyla mal teslimi yönünden ispat yükü kendisinde olan davalı temerrüt olgusunun bulunmadığını, yani edimini yerine getirdiğini ve mal teslimini ispat etmiştir.
Davacı tarafça, …’un imza ve mal teslim alma yetkisi bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, sunulan ve davacı defterlerinde de kayıtlı olduğu tespit edilen faturanın malın sevkine ve teslimine dair irsaliyeli fatura oluşu, incelenen ticari defter kayıtları, davacının ticari defterlerinin sahibi lehine değil sahibi aleyhine delil teşkil eder mahiyette olması, davacının kendi defterlerinde fatura kaydıyla ödeme kayıtlarının aynı gün (30.04.2017) şeklinde kaydedilmiş olması, davacının mal alımını Ba formuyla vergi dairesine bildirmiş olması, Nisan/2017’de ödediği bedel karşılığı malın teslim edilmediğine ve sözleşmeden dönme iradesine dair dava tarihine kadar davacının hiçbir temerrüt ihtarında da bulunmamış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının yerine getirdiği edimi geri isteme hakkı yani davalıdan alacak talep hakkı bulunmadığı kanaatine varılarak, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.544,20-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının peşin alınan 806,40 -TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 762,00-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.12/04/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸