Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/283 E. 2018/1273 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/283 Esas
KARAR NO : 2018/1273

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2016
KARAR TARİHİ : 11/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Ticaret Limited Şirketi’nin davalı … Bankası A.Ş nin … numaralı müşterisi olduğunu banka nezdinde … İBAN numaralı TL hesabı bulunduğunu davalı bankanın müvekkilinin haberi ve onayı olmaksızın hesabından;6.825,00 TL aldığının belirlendiğini, müvekkilinin bankadan kullandığı bir kredi ve kredi kullandırım talebi olmadığından işlemde yanlışlık olabileceği inancıyla bankayla görüştüklerini bankanın kesintilerin neye dayandığına ilişkin açıklama yapmadığı gibi kesintileri de iade etmediğini, bankanın müvekkilinin hesabından haksız ve mesnetsiz şekilde almış olduğu 6.825,00 TL yi iade yükümlülüğü altında olduğunu, … İBAN numaralı TL hesabından haksız ve mesnetsiz şekilde alınmış 6.825,00 TL nin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca kesintilerin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın müvekkilinden aldığı kredinin ticari kredi niteliğinde olduğunu, taraflar arasında 21/09/2015 tarihinde Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince yapılan kredi tahsis ve istihbarat ücretinin tahsil edilebileceğini, davacıya ticari komisyonlarını gösterir belgeler verilerek gerekli bilgilendirmenin yapıldığını, sözleşme gereğince yapılan kredi tahsis ve istihbarat ücretinin tahsil edilebileceği, davacıya ticari komisyonlarını gösterir belgelere verilerek gerekli bilgilendirmenin yapıldığını, davacının basiretli tacir gibi davranmama yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, davacı tacirle imzalanmış Esnek Ticari Hesap Taahhütnamesinin 2/d maddesinde masraf ve komisyonların tutarları ile birlikte gösterildiğini ve mutabakat yapıldığını, kredi sözleşmesinin 6.2 maddesi ve 6.3 maddesinde alınan komisyon ücretlerin dayanağının açıkça yer aldığını, mevzuat gereğince bankaların masrafları belirleme hakkının müşterinin ise bankalar arasında tercih yapma hakkının bulunduğunu, alınan masraf ve ücretlerinin yasal dayanağının Bankacılık Kanunun 114. Maddesi olduğunu, kredi sözleşmelerinin iltihaki sözleşmelerden olmadığını, sözleşme şartlarının haksız şart niteliğinde olmadığını, haksız davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan tahsis ücreti, istihbarat ücreti gibi isimler altında davacıtan tahsil edilen tutarların sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ilişkindir.
Tarafların bildirdiği delil ve belgeler getirtilerek dosya içerisine alınmış, dosya kapsamında kaldırma kararı öncesi yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 01/03/2018 tarih 2018/9 Esas 2018/160 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
“Davalı banka tarafından davacı şirkete ait … IBAN numaralı hesaptan toplam 6.825-TLlik kesinti yapıldığı ;davacı vekili kesintinin sebepsiz yapıldığını ,davalı vekili ise davacının kullandığı kredi ile ilgili imzalanan sözleşme hükümlerine göre yapıldığını savunmaktadır. HMK 31.maddesi gereği ; hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda ,maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında ,taraflara açıklama yaptırabilir ,soru sorabilir ,delil gösterilmesini isteyebilir.Davalı banka … şubesi ile davacı şirket tarafından imzalanmış 18/9/2015 tarih 300.000- TL bedelli genel kredi sözleşmesi örneği dosyaya sunulmuştur. Ekstrelerin incelenmesinde; Dava konusu kesintilerin 30.10.2015-26.2.2016 tarihleri arası farklı tarihlerde yapıldığı ve üzerinde kredi tahsis ve istihbarat ücreti ,bsmv kodları olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca dosya içinde… Bankası Genel Müdürlüğünün gönderdiği davacı şirketin son on yıl içinde kullanmış olduğu herhangi bir kredi bilgisi bulunmadığı yazısı mevcuttur. Mahkemece kredi sözleşme örneği ile banka genel müdürlüğünden gelen cevap arasındaki farkın nereden kaynaklandığı üzerinde durulmamıştır.Davacının gerçekten kullandığı kredi olup olmadığı ,ekstredeki notlara göre kredi kullandırımı bulunup bulunmadığı ,imzalanan sözleşme nedeniyle bir masraf olup olmadığı araştırılmamıştır. Davalı banka genel müdürlüğü ,belgelerin gönderilmesi halinde yeniden araştırma yapılabileceğini bildirmiş ise de bu yolda da işlem yapılmamıştır.Davalı vekili kesintilerin , davacının kullanmış olduğu kredi ile ilgili olduğunu öne sürmektedir. Dosyada mevcut kredi sözleşmesi örneğinin gerçekliğinin banka şubesi kayıtları ile karşılaştırılarak farklılığın tesbiti, teknik incelemeyi zorunlu kıldığından bilirkişi incelemesi yapılması zorunludur. Açıklanan hususlarda araştırma yapılarak çıkacak sonuçla birlikte yapılan her iki tarafın tacir olduğu da gözetilerek kesintilerin sözleşmeye uygunluğu ve diğer emsal banka uygulamalarının ne olduğu da bankalardan sorulup belirlenerek ile haksız şart iddiasının bütünü ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalının delilleri toplanıp değerlendirilmeden hüküm verilmesi; HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince hükmün esasına dair inceleme yapılmadan hükmün kaldırılmasını gerektirdiğinden hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” karar verilmiştir.
İstinaf kaldırma kararı çerçevesinde taraflar arasında imzalanmış 21/09/2015 tarih ve 300.000,00-TL bedelli kredi sözleşmesi yazıya ek yapılarak davalı bankanın … şubesine müzekkere yazılarak söz konusu kredi sözleşmesinin gerçekliğinin banka kayıtlarından araştırılarak aslının veya onaylı suretinin çıkarılarak gönderilmesi, bu sözleşme kapsamında kredi kullandırımına ilişkin kredi hesap özeti ve hesap bildirim cetvelinin çıkarılarak gönderilmesi, varsa bu kredi ile işleyen hesaba yatan ve çekilen paraların, kredi geri ödemelerinin tespit edilerek bildirilmesi, yapılan masraf, komisyon, ücret kesintilerinin bildirilmesi istenmiş ayrıca emsal banka uygulamasının tespiti bakımından davalı banka dışında 5 ayrı bankaya kredi sözleşmesinin düzenlendiği 21/09/2015 tarihi itibari ile ticari kredi ve benzeri kredi sözleşmeleri kapsamında tahsil edilen operasyon masrafı, kredi komisyon tahsilatı, komisyon BSMV tahsilatı miktarlarının araştırılmasına karar verilmiştir.
Davalı bankanın … şubesine yazılan yazıya verilen 06/06/2018 tarihli yazı cevabında davacı firmanın ilgili dönemde aktif çalıştığının izlendiği, alınan komisyon ve masrafların sadece 21/09/2015 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden alınan masraf komisyon ücretleri olarak tahsil edildiği, bu sözleşme kapsamında kredi kullandırımına ilişkin kredi hesap özeti ve hesap bildirim cetvelinin bulunmadığı bildirilmiş ayrıca alınan masraf komisyon ücretleri kesintileri ayrı ayrı belirtilmiştir. Buna göre 05/11/2015 tarihinde kredi tahsis ve istihbarat ücreti adı altında 2.000,00-TL, aynı tarihte BSMV Kredi tahsis ve istihbarat ücreti adı altında 100,00-TL, 26/02/2016 tarihinde kredi tahsis ve istihbarat ücreti adı altında 3.000,00-TL (alınan komisyonun 500,00-TL’sinin 26/02/2016 tarihinde davacıya iade edildiği), aynı tarihte BSMV Kredi tahsis ve istihbarat ücreti adı altında 150,00-TL(alınan komisyonun 25,00-TL BSMV’si 26/02/2016 tarihinde davacıya iade edildiği) tahsil edildiği bildirilmiş kredi sözleşmesinin onaylı sureti ile masraf dekontları ayrıca gönderilmiştir.
Dosya bankacılık konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek ayrıca bilirkişiye banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek istinaf kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda davacının, davalı bankadan iadesini talep ettiği dava konusu tahsilatların taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesi doğrultusunda tahsil edilip edilmediği, tahsil edilen komisyon ve diğer masraf kalemlerinin sözleşmeye uygun olup olmadığı, davacıya kredi kullandırımın gerçekleşip gerçekleşmediği, dava konusu tahsilatlar yerinde değil ise ne kadarlık bir kısmının yerinde olmadığı noktasında rapor aldırılmıştır.
Alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; bankaların bildirdikleri kredi tahsis ücret ve oranlarının %1 ila %5 arasında değişkenlik gösterdiği, davalı bankanın belirlediği oranların bankalarca belirlenen oranlar arasında kaldığı, taraflar arasında 21/09/2015 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesi imzalandığı, imzalanan bu sözleşme çerçevesinde bankanın davacı şirkete 300.000,00-TL limitli bir kredi tahsis ettiği, tahsis edilen kredinin fiilen kullanılmadığı, kredi sözleşmesinin imzalanması ve kredinin tahsisi ile banka müşterisinin çeşitli türde kredileri bir limite kadar ve bir süreç içerisinde tedricen kullanmasına imkan sağlanarak, müşterinin yaptığı ödemelerin ona tanınan sınır içinde ödediği kadar yeniden krediden yararlanabilme imkanı yaratıldığı, bu haliyle bankanın kullandırabileceği toplam kredi içerisinde belli bir tutarı müşterisinin kullanımına hazır tutularak ona bir kredi kaynağı yaratıldığı, bankanın müşterisine sağladığı bu imkan (hizmet) karşılığında bir hizmet bedeli (kredi tahsis ücreti) talep edebileceği, mahkemece getirtilen belgelerden bankaların tahsis ettikleri krediler için tahsis komisyonu, tahsis ücreti tahsil ettikleri uygulanan kredi tahsis komisyonu tahsis edilen limitin %1 ila %5 arasında değişiklik gösterdiği, bankacılık uygulamasında bankaların, müşteri kredi ilişkisi çerçevesinde aynı nitelikteki krediler için farklı komisyon oranları uygulayabildikleri gibi uygulayacakları komisyonun sıfıra kadar da indirebildikleri, öte yandan ticari nitelikli kredilerin tahsisine esas alınan genel kredi sözleşmesine ek ve onun ayrılmaz bir parçası olan “ticari kredi komisyonları” tablosunda bankanın kredi müşterisinden kredi tahsisi için devresel olarak alacağı ücretin açıkça belirtildiği, davalı bankanın uyguladığı kredi tahsis komisyon oranları ile diğer hizmet ücretlerinin genel uygulama aralığı içinde kaldığı, davacının 30/10/2015 tarihinde davalı banka nezdindeki bir hesabından diğer bir hesabına “kredi değerlendirme tahsis ücreti” açıklaması ile 2.100,00-TL havale gönderdiği, davacının hem “kredi değerlendirme tahsis ücreti” açıklaması ile havale göndermesi, sonrasında da hesaptan haksız kesinti yapılması iddiasında bulunmasının çelişkili davranış yasağı kuralına aykırı olacağı, davalı bankanın tahsis ettiği 300.000,00-TL limitli kredi için üç ayda bir devresel olarak uyguladığı ve hesaplardan aldığı hizmet bedellerinde faiş bir durumun olmadığı, tacir olan davalı bankanın müşterilerine sunduğu bankacılık hizmetleri sebebi ile hizmet bedeli, komisyon, masraf gibi adlar altında münasip bir ücret tahsil etmesine yasal engel bulunmadığı rapor edilmiştir.
Davacının, davalı bankadan ticari kredi başvurusunda bulunduğu, kendisine 21/09/2015 tarihli sözleşmenin “sözleşmenin konusu” başlıklı 2. maddesi çerçevesinde “kredi limiti” başlıklı 3. maddesinde belirtildiği üzere 300.000-TL limitli kredi tahsis edildiği, kredi sözleşmesinin “komisyon, ücret, vergi, fon ve masraflar” başlıklı 6. Maddesinde, bankanın bu sözleşmeye dayanarak açtığı veya açacağı her türlü nakdi ve gayri nakdi krediler ile hesaplara ve aldığı teminat mektuplarına tarafların mutabakatı ile belirlenmiş olan ve kredi kullandırım talimatında ve iş bu sözleşmenin ekinde yer alan kredi komisyon listesinde belirtilen oranlarda/ tutarlarda komisyon uygulanacağı, bankanın muhabir, akreditif, teminat mektubu ve aval-kabul komisyonları, kredi komisyonları dahil olmak üzere her nevi komisyon ve KKDF ile BSMV gibi yasal giderleri müşterinin cari hesabına borç yazabileceğinin kararlaştırıldığı, davacıya ticari kredi komisyonlarına ilişkin belgelerin verilerek gerekli bilgilendirmelerin yapıldığı, komisyon, masraflar ve vergi gibi her tür komisyon ücret ve masrafın banka düzenlemelerine ve ticari teamüllere göre talep edilebileceği ve iktisadi koşullar çerçevesinde banka tarafından talep edilebileceği hususunda tarafların mutabık kaldıkları, davacının söz konusu kredi sözleşmesi hükümlerini kabul ettiği hususları sabittir.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi hükümleri bakımından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 20 ila 25. maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenen genel işlem şartlarının somut uyuşmazlık bakımından uygulama kabiliyeti bulunmadığı, davacının tacir olması nedeni ile basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü bulunduğu, bankacılık uygulamaları çerçevesinde tahsil edilen kredi tahsis ve istihbarat ücretlerinin ticari teamüllere uygun olduğu, kaldı ki, davacıdan tahsil edilen kredi tahsis ve istihbarat ücretinin ve bu ücretin BSMV’sinin dosyaya sunulan emsal komisyon ve masraf tabloları, diğer bankaların bu konudaki cevabi yazıları alınan son bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere fahiş nitelikte bulunmadığı, ticari nitelikteki kredilerde diğer bankalarca uygulanan ücretlerin ortalaması niteliğinde olduğu, ayrıca bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmeler doğrultusunda davacının davalı banka nezdindeki bir hesabından diğer bir hesabına “kredi değerlendirme tahsis ücreti” açıklaması ile 30/10/2015 tarihinde 2.100,00-TL havale gönderdiği, bankanın ise bu tutarı 05/11/2015 tarihinde “kredi tahsis ve istihbarat ücreti” açıklaması ile hesaptan tahsil ettiği, diğer bir ifadeyle 30/10/2015 tarihinden yapılmış 2.100,00-TL’lik işlemin davacı şirket tarafından kendi hesabına “kredi değerlendirme tahsis ücreti” açıklaması ile havale gönderdiği, bu hesap hareketinden davacının taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde tahsis edilen kredi için kredi tahsis ücreti ödeyeceğini bildiği, hesapları arasında yaptığı transferle bankadan iadesini istediği ücretin ödemesini yaptığı bu durumun ise çelişkili davranış yasağı kuralına aykırı olacağı, davacının kendi bilgisi ve rızası dahilinde ödemiş olduğu bir hizmet bedelinin daha sonra bu ücretin haksız olarak kendisinden tahsil edildiğini ileri sürerek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan iadesini istemesinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği, ticari kredi olduğu sabit olan genel kredi sözleşmesinin tüketici işlemi ve davacının tüketici kabul edilemeyeceği, bu yönden de davacının talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafça yapılan toplam 723,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Alınması gerekli 35,90-TL karar harcının peşin alınan 116,56-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 80,66-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.11/12/2018

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır