Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/189 E. 2019/163 K. 22.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/189 Esas
KARAR NO : 2019/163

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 28/02/2018
KARAR TARİHİ : 22/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının, davalı … adına kayıtlı … plakalı aracı … 7. Noterliğince düzenlenmiş … tarih ve … yevmiye no.lu (mülkiyet hakkı satıcı davalı üzerinde saklı kalmak kaydıyla) sözleşme ile 15.000,00 TL bedelle satın aldığını, ancak davalı tarafça yapılan satış sözleşmesinde aracı satın alan olarak davacının oğlu …’in taraf olarak gösterildiğini, gerçekte alıcı tarafın ve araç bedelini ödeyenin davacı … olduğunu, diğer davalı …’ün iş bu satış işinde davalı …’ün vekili olarak hareket ettiğini, araç bedeli olarak davalılara satış sırasında 7.000,00 TL’nin peşin olarak ödendiğini, davacının bakiye borcu zamanında ödeyememesi nedeniyle kendisinden 4.000,00 TL bedelli bir kambiyo senedi alındığını, bakiye borç ve senet bedelini zamanında ödeyemeyen müvekkilden 4.000,00 TL de faiz istenmesi üzerine borcun yapılandırılarak davalılara her biri 1.200,00 TL bedelli 10 adet kambiyo senedi verildiğini, bu senetlerden üçünün bedeli olan 3.600,00 TL’nin davalıların … Bankası A.Ş. … Şubesindeki hesabına yatırıldığını ancak bu senetlerin davacıya iade edilmediğini, sonrasında 600,00 TL ve 500,00 TL’nin elden davalılara ödendiğini, aracın bedelinin büyük kısmının ödenmesine rağmen davalıların rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıklarını ve ellerindeki kambiyo senetlerine dayanarak da icra takibi başlattıklarını, davalı tarafça … 13. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından rehinin paraya çevrilmesi yoluyla 15.118,36 TL üzerinden takip başlatıldığını, … plakalı aracın satılarak satış bedelinden 9.225,92 TL borca mahsuben davalıya ödendiğini, yine araç bedeline karşılık alınan senetlerin icra takibine konulması ve davacının taşınmazının haczedilerek satışına başlanması üzerine davacının, … 25. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına 5.943,07 TL, … 25. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına 11.577,49 TL, … 25. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına 5.790,86 TL olmak üzere toplam 23.311,42 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, davalıların rehnin paraya çevrilmesi yoluyla 9.225,92 TL araç bedelini tahsil ettikleri gibi araç bedeli karşılığında alınan kambiyo senetlerini de icraya koyarak icra baskısı altında 23.311,42 TL’yi haksız olarak tahsil ettiklerini, davalıların sözleşmeye aykırı davranarak haksız zenginleştiklerini belirterek, anılan sözleşmeye aykırılık, sebepsiz zenginleşme vs. sebeplerle davacının davalılara borcunun bulunmadığının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin bu davaya bakmakla görevli olmadığını, tarafların tacir sıfatı olmadığını, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davalılardan …’ün takiplerde alacaklı sıfatı bulunmadığı ve bu nedenle husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, takip borcu ödendikten sonra menfi tespit davası açılamayacağı bu nedenle menfi tespit talebi yönünden hukuki yarar bulunmadığı, istirdat talebi yönünden de hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacının araç satışı sırasında peşin ödeme yaptığı hususunun ispatlanamaz durumda olduğu ve ödeme yapmadığı, takip dayanağı bonoların sebepten soyut olduğu, davacının kendisinin taraf bile olmadığı araç satış sözleşmesine istinaden ileri sürdüğü iddiaların tamamen gerçek dışı ve dayanaksız olup davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Tarafların ticaret sicil kayıtları dosyaya getirtilerek yapılan incelemede, davacının ve davalılardan …’ün tacir kaydı bulunmadığı, sadece davalı …’nin şahıs firma kaydı bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflarca da aralarında herhangi bir ticari işletme faaliyetine dair akdi ilişki bulunduğu ileri sürülmemiştir. Bu nedenle TTK madde 5 kapsamında her iki tarafın tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren hususlardan kaynaklanan bir dava olmadığından, nispi ticari dava sayılması mümkün değildir.
TTK madde 4 kapsamında, menfi tespit-istirdat isteminin bir kısmı bonoya dayalı takiplere dayandığından kambiyo evrakı TTK’da düzenlenmekle mutlak ticari dava sayılabileceği düşünülse de, davadaki iddia ve talepler, uyuşmazlık konuları aval, ciro, keşideci-lehdar-ciranta-hamil sıfat ve imzaları, kambiyo evrakının unsurları gibi TTK’da düzenlenen kambiyo hukukuna özgü hükümlere dayanmamakta olup, tamamen taraflar arasındaki ticari olmayan borç-alacak ilişkisine yani malvarlığı haklarına dayanmakta olduğundan, davanın mutlak ticari dava sayılması ve ticari davalara özgü olarak HMK ile TTK’da düzenlenen ispat ve delillerle yargılama yapılması hukuka uygun olmayacaktır.
Bu nedenlerle HMK madde 2 gereği yargılama görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan, davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği görev yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/02/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸