Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/163 E. 2022/388 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/163 Esas
KARAR NO : 2022/388

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/02/2018
KARAR TARİHİ : 16/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02.12.2017 tarihinde davalılar …’nin maliki, …’nin idaresinde, … Sigorta A.Ş.’ne ZMM poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın müvekkilinin yolcu konumunda bulunduğu … plakalı araca %100 kusurla çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını, ameliyata alınarak bacağına vida ve platin takıldığını, aynı zamanda hamile olan müvekkilinin kazanın etkisi ile normal tarihten önce sezeryan ile doğum yapmak zorunda kaldığını, müvekkilinin trafik kazasında hiçbir kusurunun bulunmadığını, geçici ve sürekli iş gücü kaybından doğan sakatlık tazminatları için 01.02.2018 tarihinde tüm belgeler ile davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, hasar dosyası açıldığını, eksik belgeler bulunduğu iddiası ile tekrar belge talep edildiğini, sürekli maluliyet raporu bulunmadığı için talebin reddedildiğini, hakların sürüncemede bırakılmaması için dava açma zarureti hasıl olduğunu, işleyecek faizin avans faizi olduğunu, müvekkilinin kendisine verilecek ilaçlar ve yaşadığı şok yüzünden sezeryan doğum yapmak zorunda kaldığını, çocuğu alındıktan sonra bacak ve ayak bileğine platinler takıldığını, trafik kazasının şokunu halen üstünden atamadığını, çocuğunun ve kendisinin ölümden dönmesi sebebiyle halen kazaya ilişkin rüyalar gördüğü diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50,00 TL geçici iş göremezlik, 50,00 TL sürekli iş sakatlık tazminatının davalılardan … Sigorta A.Ş.’den 01.02.2018 başvuru tarihinden itibaren, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, 25.000,00 TL manevi tazminatın sadece davalılar … ve …’den 02.12.2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, … plakalı aracın trafik kaydına teminatsız ihtiyati tedbir konulmasına diğer hususlarla birlikte karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı … (… Sigorta) A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; yazılı başvuru şartı yapılmadan doğrudan dava yoluna gidildiğini, davanın usulden reddi gerektiğini, ZMS sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgelerin ibrazı gerektiğini, davacı tarafın başvurusuna karşı eksik olan heyet raporunun talep edildiğini, kanunda belirlenen şartlara uygun şekilde özürlü sağlık kurulu raporu alınması gerektiğini, harç ikmal yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, 02.12.2017 tarihinde kazaya karışan … plakalıl aracın müvekkili şirkete ZMS poliçesi ile sigortalı ve limit teminatları ile sorumlu olduğunu, kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, kaza tespit tutanaklarının hükme esas alınamayacağını, hiç kimsenin kendi kusurlu davranışından yararlanamayacağını, geçici maluliyetin teminat kapsamında olmadığını, daimi maluliyete ilişkin bir rapor alınması gerektiğini, davacının ev hanımı olmasından dolayı çalışma gücündeki kaybın veya azalma oranının bulunmadığını, gelir durumunda zararın, ekonomik geleceğinin sarsılmasının söz konusu olmayacağını, hesaplama yönetimin ZMS ödeme veya gelir bağlama Genel Şartları ve eklerine göre gerçekleştirilmesi gerektiğini, SGK tarafından rücuya tabi herhangi işleminin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, faiz başlangıcının dava tarihi, uygulanması gereken faiz türünün yasal faiz olması gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine diğer hususlarla birlikte karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı … ve … tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, 02.12.2017 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle kazaya karışan ve kusurlu olduğu iddia edilen … plakalı aracın işleteni, sürücüsü ve ZMM poliçesi ile sigortacısı olan davalılardan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı talebi istemi ile … plakalı aracın işleteni, sürücüsüne yönelik manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 14/04/2016 tarih ve 6704 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değişik 97. maddesine göre; “zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Söz konusu madde ile dava açmadan önce zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketine başvuru yapılması dava şartı haline getirilmiştir.
14/05/2015 tarihli 29355 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.maddesinin 3.paragrafı ile aynı genel şartların C.7.maddesi başlığı ile birlikte 02/08/2016 gün 29789 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğü giren düzenlemeyle değiştirilmiş ve genel şartların Ek 6.maddesinde de tazminat ödemesinde istenilecek belgelerin neler olduğu açıklanmıştır. Genel şartların B.2.maddesinin 3.paragrafındaki değişiklik “Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu genel şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı hak sahibine öder. Sigortacının kendisine iletilen belgelere haklı olarak itiraz etmesi veya kendisinin hak sahibinden ya da başka bir kurumdan haklı olarak yeni bir belge talep etmesi halinde söz konusu süre, yeni talep edilen belgenin sigortacının merkez veya şubelerinden birine iletilmesinden sonra başlar. Sigortacı, hak sahibinden münhasıran hak sahibinin tazminat hakkını etkileyen bilgi ve belgeleri talep edebilir. ” şeklindedir.
Davacının davalı sigorta şirketine yazılı şekilde başvuruda bulunulduğu ancak, başvuru sırasında bazı belgelerin ibraz edilmemiş olması halinde, başvurunun geçersiz olduğu diğer bir ifadeyle bu durumun başvuru şartının yerine getirilmemesi haline ilişkin yapılan değerlendirmede; KTK’nın 97.madde hükmü uyarınca, dava şartı haline getirilen husus dava açılmadan önce sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulması gereğidir. Anılan maddede, başvurunun yazılı olması dışında herhangi bir şart belirtilmediği gibi, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarının C.7.maddesinde 02/08/2016 tarihinde yapılan “Zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigortacıya yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigortacının başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, hak sahibi sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinde, kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgahının bulunduğu mahkemede dava açılabileceği gibi uyuşmazlığın çözümü için Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulabilir. ” şeklindeki değişiklikte de başvurunun geçerli sayılabilmesi için yazılı olması koşulu dışında herhangi bir ekleme yapılmadığı açıktır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.2.maddesinin 3.paragrafında yapılan ve 02/08/2016 tarihinden itibaren geçerli olan değişiklik ise, yani tazminat ödemelerinde istenilecek belgelerin hangi belgeler olduğuna ilişkin değişiklik ise; esasen KTK’nın 99.maddesi hükmüne bağlı olarak getirilmiş bir düzenleme niteliğinde olup, dava şartı koşulu bakımından getirilmiş bir düzenleme niteliğinde bulunmamaktadır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2018/2552 Esas, 2020/3772 Karar sayılı ilamı) Davacının dava açılmadan evvel trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle bu zararlarının tazminine yönelik olarak yazılı şekilde sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, ancak sigorta şirketinin engellilik raporunun aslı ve bir kısım başka belgeler istemek suretiyle tazminat talebini yerine getirmediği ve sürüncemede bıraktığı anlaşıldığından davacının dava açılmadan evvel KTK 97. madde hükmü uyarınca yazılı başvuru şartını usulünce yerine getirdiği anlaşılmış, bu yöndeki davalı sigorta sigorta savunmaları yerinde görülmemiştir.
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; çalışmakta iken sakat kalan mağdurun uğradığı maddi zararın hesaplanmasında, uğradığı sakatlık oranı değil, bu sakatlık nedeniyle ortaya çıkan iş göremezlik, diğer anlatımla çalışma ve kazanma gücündeki kayıp oranı esas alınmalıdır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Dosya kapsamında 2 adet ATK raporu bulunmaktadır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 15/09/2020 tarihli adli tıp raporu ile özetle: “… kızı, 10/02/1992 doğumlu doğumlu, …’in 02/12/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla;
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.”
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 12/12/2020 tarihli adli tıp raporu ile özetle: “… kızı, 10/02/1992 doğumlu doğumlu, …’un 02/12/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 XII (32a……….1)A %5 E cetveline göre: %4.0(yüzdedörtnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 3. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4(dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.”
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/2388 E, 2021/3038 Karar sayılı ilamı) Yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3089 E, 2021/3411 Karar sayılı ilamı uyarınca “kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.” şeklindeki tespitler dikkate alındığında dosya kapsamında bulunan ve somut uyuşmazlıktaki kaza tarihi de dikkate alınarak maluliyet tespiti yapılmalıdır.
Dava, 02.12.2017 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasına ilişkin olduğundan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 15/09/2020 tarihli adli tıp raporu hükme esas alınmıştır.
Dosya kapsamına göre, trafik bilirkişi ve aktüerya bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdi ile; meydana gelen yaralamalı trafik kazasındaki tarafların kusur durumu ve (% olarak) kusur oranı, davacının müterafik (birlikte) kusuru bulunup bulunmadığı, davacının bu kaza nedeniyle uğramış olduğu bedensel zararların ve bu kapsamda talep konusu ettiği sürekli/geçici iş göremezlik zararının hesaplanması ve tespiti bakımından bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiş; Dosya Bilirkişi … ve …’e tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 02.06.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle ve sonuç olarak; “1-) … plaka numaralı otomobil sürücüsü davalı …’nin %100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu,
2-)… plaka numaralı otomobil sürücüsü …’un kusursuz olduğu,
3-) … plaka numaralı otomobil yolcusu davacı …’un kazanın oluşumunda, olayın yaralanması ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında kusursuz olduğu, hatır taşımacılığı unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunun Muhterem Mahkeme’nin takdirleri olduğu,
4-) Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik zararının 6.345,64 TL olduğu,
5-) Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 68.775,12 TL olduğu,
6-) Temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 20.02.2018 dava tarihi; davalı sürücü ve işleten yönünden 02.12.2017 kaza tarihi ve faiz nev’i yasal faiz olduğu, hesap, görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında bulunan 02.06.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda yönelik raporun kapsamlı, gerekçeli ve denetime açık olması karşısında itibar edilmiştir. Ancak bu rapor içeriğinde yapılan aktüer hesabı Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/2388 E, 2021/3038 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3089 E, 2021/3411 Karar sayılı ilamlarına aykırı olarak kaza tarihine göre Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre hazırlanan ATK raporu esas alınarak yapıldığından itibar edilmesi mümkün olmamıştır.
Zira dosya kapsamına göre aktüerya hesabının 02.12.2017 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasına ilişkin olduğundan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanması gerektiği ve yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3089 E, 2021/3411 Karar sayılı ilamı ve uygulaması gereğince aktüer hesabında TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması gerekliliği belirtilmiştir. Bu kapsamda yapılan aktüer hesabı ile dosyaya rapor sunan bilirkişiden dosya kapsamında bulunan ATK Başkanlığının maluliyet raporuna ilişkin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı tespit işlemleri yönetmeliği ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırma Yönetmeliği uyarınca alternatifli olarak hesaplama yapılmasının istenilmiş, alternatifli hesaplamanın her iki yönetmelik yönünden deYargıtay 4. HD’ nin 08/06/2021 tarih 2021/3068 E, 2021/2526 K.sayılı güncel içtihat doğrultusunda TRH 2010 ve Progresit rant yöntemi kullanılarak yeniden hesaplama yapılarak ek rapor alınması sağlanmıştır.
Dosya Bilirkişi … ve …’e tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 28.02.2022 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda özetle ve sonuç olarak;1-) … plaka numaralı otomobil sürücüsü davalı …’nin 96100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu,
2-) … plaka numaralı otomobil sürücüsü …’un kusursuz olduğu,
3-)… plaka numaralı otomobil yolcusu davacı …’un kazanın oluşumunda, olayın yaralanması ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında kusursuz olduğu, hatır taşımacılığı unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunun Muhterem Mahkeme’nin takdirleri olduğu,
4-) Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik zararının 6.345,64 TL olduğu,
5-) Temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 20.02.2018 dava tarihi; davalı sürücü ve işleten yönünden 02.12.2017 kaza tarihi ve faiz nev”i yasal faiz olduğu, tespit, hesap, görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde tespit edilmiştir.
Davacı vekili, 28/07/2020 tarihli sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde dava dilekçesinde talep edilen 50,00 TL tutarındaki geçici iş göremezlik tazminatı talebini 6.295,64 TL arttırarak 6.345,64 TL’ye, 50,00 TL tutarındaki sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 68.725,12 TL arttırarak 68.775,12 TL’ye çıkartarak toplam 75.070,76 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebimizin … A.Ş.’den, başvuru tarihi olan 01/02/2018 tarihinden, diğer davalılardan kaza tarihi olan 02/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 02.12.2017 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasına ilişkin olduğundan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 15/09/2020 tarihli adli tıp raporuna göre davacının sürekli maluliyetini gerektirir bir halin bulunmaması da nazara alınarak, sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin şartlarının oluşmadığından hesaplanmayan 28.02.2022 tarihli bilirkişi heyet ek raporundaki hesaplamalara itibar edilmesi gerekmiştir.
Davalı sigorta şirketinin geçici maluliyetten sorumlu olmadıklarına yönelik savunmasının değerlendirilmesinde ise, geçici iş göremezlik tazminatından SGK’nın sorumlu olduğu iddiası da dosya kapsamı ile uyumlu değildir. 2918 sayılı KTK 98. maddesinde SGK’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmış olup bu giderler kapsamında geçici iş göremezlik tazminatının bulunmadığı açıktır. Yeni Genel Şartların A.5.b maddesinde açıklanan sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmesi ile aynı yönde değişiklik 2918 sayılı KTK’da yapılmadığından Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararı gereğince yeni Genel Şartların A.5.b maddesi sigorta şirketinin sorumluluğunu daraltan nitelikte olduğundan uygulanamayacaktır.
Manevi tazminat talepleri bakımından, 6098 sayılı TBK’nun 56. (818 sayılı BK’nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Manevi tazminat yönünden, davacıların murisinin geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda vefatından dolayı manevi olarak elem ve ızdırap duyacakları, zarar uğrayacağı muhakkaktır. Ancak, manevi tazminatın amacı, istemde bulunanın manevi zararlarını uygun bir miktarda karşılamak olduğu kadar, sebepsiz zenginleşmesine de yer vermemektir.
Davacı 25.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. Trafik kazasında yaralanması sebebiyle kazadan ötürü elem / ızdırap duyacağı ve manevi varlığında kaza sebebiyle eksilme yaşanacağı muhakkaktır. Ancak yukarıda açıklanan ilkeler karşısında talep edilen manevi tazminat tutarı fahiştir.
Kazanın oluş şekli, davacının sürekli maluliyetini gerektirir bir halin hükme esas alınan ATK rapor içeriğinde tespit edilememiş olması, davacının kaza tarihindeki yaşı, özellikle tarafların eşit derecede kusurlu olmaları, davacının maluliyet düzeyi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi itibariyle paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesi hep birlikte değerlendirilerek 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, bu suretle Mahkememizdeki vicdani kanıya göre hükmedilen tutarın adalet duygusunu pekiştirecek, davaya konu trafik kazası sebebiyle duyulan elem ve üzüntüyü dindirecek ve tatmin edecek düzeyde olduğu ve ayrıca tarafların zenginleşmesine – fakirleşmesine mahal vermeyeceği değerlendirilmiş, açıklanan nedenlerle davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünde karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekilince maddi tazminat kalemleri temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş ise de her ne kadar davanın trafik kazasından kaynaklı olduğu sabit ise de kazaya sebebiyet veren aracın ticari vasıfta olduğuna ilişkin davacı tarafça ispata yarayan bir delilin dosya kapsamında bulunmaması da gözetilerek yasal faize hükmetmek gerekmiş, davalı sigorta şirketi yönünden haksız fiilin faili olmayan ve yasadan kaynaklı sorumluluğu da gözetilerek her ne kadar davalı sigorta şirketine dava öncesi yasal başvuru şartı yerine getirilmiş ise de davalı kurumun ödemesi gereken tazminat bedelinin hesaplanması için maluliyet oranı belirlenmeden ve dava dilekçesinde talep olunan tazminat kalemlerine yönelik bir ayrım ve açıklama içermeksizin tazminat talep ettiği bu haliyle, davada talep edilen tazminat kalemlerine ilişkin temerrüt olgusunun dava öncesinde oluştuğu ispatlanamadığından davalı sigorta şirketi yönünden temerrütün dava tarihi ile oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Nihayetinde, davacının 28/07/2020 tarihli bedel artırım dilekçesi doğrultuusunda maddi tazminat talebine yönelik dava ve ıslan dilekçesinin kısmen kabulü ile, 6.345,64-TL geçici iş göremezlik tazminatının 02.12.2017 olan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalılardan …(… Sigorta) A.Ş. yönünden poliçe teminat limitiyle sınırlı sorumlu tutulmak ve dava tarihi olan 20.02.2018 tarihinden itibaren faiz işletilmek şartıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, kalıcı işgücü kaybı zararına yönelik fazla istemin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen KABULÜ ile; 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, dair hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Maddi tazminat talebine yönelik dava ve ıslan dilekçesinin KISMEN KABULÜ ile,
6.345,64-TL geçici iş göremezlik tazminatının 02.12.2017 olan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalılardan …(… Sigorta) A.Ş. yönünden poliçe teminat limitiyle sınırlı sorumlu tutulmak ve dava tarihi olan 20.02.2018 tarihinden itibaren faiz işletilmek şartıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, kalıcı işgücü kaybı zararına yönelik fazla istemin reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen KABULÜ ile; 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
3-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden kabul edilen dava değeri (6.345,64-TL) üzerinden alınması gereken 433,47- TL harçtan başlangıçta alınan 85,73 TL peşin harç, 1.283,00 TL ıslah harcı toplamı 1.368,73 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan bakiye 935,26 -TL harcın davacıya veya vekiline iadesine,
4-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden dava değeri (20.000,00-TL) üzerinden alınması gereken 1.366,20- TL davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 85,73 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı ve 1.283,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.404,63 TL harç ve davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 709,25 TL posta, tebligat, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 562,00 TL ATK ücreti olmak üzere toplam 3.371,25 TL yargılama gideri toplamı olan 4.775,88-TL’nin kabul-red oranına göre hesaplanan 1.257,35-TL’sinin davalılardan (sigorta şirketinin sorumluluğu 302,82 TL’yle sınırlı sorumlu tutulmak ve tahsilde tekerrür oluşturmamak suretiyle) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı …(… Sigorta) A.Ş. Vekili tarafından yargılama nedeniyle yapılan 50,00 TL posta, tebligat yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 45,77 TL’ sinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş. VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davalı … (… Sigorta) A.Ş. üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Maddi tazminat davasında davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin (davalılardan …(… Sigorta) A.Ş. yönünden poliçe teminat limitiyle sınırlı sorumlu tutulmak şartıyla) davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Maddi tazminat davasında davalı …(.. Sigorta) A.Ş. kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 9.734,27-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …(… Sigorta) A.Ş.’ne verilmesine,
9-Manevi tazminat davasında davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden davalılar … ve … kendilerini bir vekille temsil ettirmediğinden ayrıca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, E-duruşma ile katılan davacı vekili yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.16/05/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır