Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/139 E. 2018/991 K. 09.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/139 Esas
KARAR NO : 2018/991

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2018
KARAR TARİHİ : 09/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafın iddiasının ve dayanaklarının özetle;Müvekkil … Tic.Ltd.Şti. İle … arasında 20.02.2017 tarihinde “Taksitli Satış Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşme kapsamında bir adet “… Lazer” ve bir adet “… cihazının” satışı gerçekleştirildiğini, sözleşme imza tarihinden sonra … cihazı davalıya teslim edildiğini, diğer cihaz … Lazer teslim tarihi olan 20.04.2017 tarihinde hazır edilmek üzere yurt dışından siparişi verildiğini, peşinat olarak 29.600 TL kararlaştırıdığını, geri kalan satış tutarı ise 15 ay vadeye/aylık taksitlere bölünerek ve 15 adet BONO senedine bağlanarak ödeme yapılması kararlaştırıldığını, sözleşme konusu bu BONO’lar müvekkile teslim edilmediğini, davalı da bulunan … cihazın iadesini, … hediye cihazda yaşanan değer kaybının tespiti ancak bir bilirkişi marifetiyle mümkün olacağından şimdilik zararın meydana geldiği tarihten itibaren ticari temerrüt faizi işletilerek 100,00 TL kısmı alacağımızın tahsilini, davalının sözleşmeyi haksız ve hukuka aykırı olarak feshinden dolayı sözleşme konusu cihazın başka birine satışı nedeniyle arada oluşan farkın zararımız olması sebebiyle şimdilik zararın meydana geldiği tarihten itibaren ticari temerrüt faizi işletilerek 100,00 TL kısmı alacağın tahsilini, davalının sebep olması sebebiyle davalıya gönderilen iki adet Noter ihtarnamesinin 409,09 TL’lik masrafının zarar tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilerek tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın savunmasının ve dayanaklarının özetle;Müvekkil ile davacı arasındaki sözleşmede müvekkilin bilgi ve yeterliliği o zamanki Sağlık Bakanlığı Yönetmeliğine göre Kozmetik CE belgesi bulunmadığı için estetisyen müvekkilce kullanılamayacağı kendilerine ihtarname ile bildirildiğini, müvekkilin yetrliliğini bilmesine rağmen karşı taraf bu cihazı satmak istediğini, müvekkili yeteri kadar aydınlatmadığını, sözleşmenin feshinden önce müvekkille satıcı arasında geçen telefon görüşmelerinde müvekkilin sözleşme konusu cihazının Nisan ayındaki medikal estetik fuarı için verilen siparişin getirileceği beyan edildiğini, ancak davacı ihtarname ve ihtarname sonrası görüşmelerde müvekkil adına siğparişin verildiği, bu yüzden zararda olduklarını ilettikleri görüldüğünü, kendilerinden bu siparişin müvekkil adına çekildiği sipariş formu ve benzeri bir belgenin tarafımıza iletilmesini istemiş olsalarda bu talebin davacı tarafından hiçbir zaman yerine getirilmediğini, ayrıca hediye edilen cihazın da tarafına bildirilecek tarihte ve yerde iadesinin hiç kullanılmadan yapılacağı belirtilse de buna dair hiçbir geri dönüş davacı tarafından sağlanmadığını, davacının açmış olduğu alacağından hiçbir zaman tam emin olamadığı alacak miktarına dair haksız taleplerinin öncelikle usul yönünden ve ardından iddiaları mesnetten yoksun olduğu için itiraz eder davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taksitli satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğranılan zararların tazmini talebine yöneliktir.
Ticari davalar, TTK.nun 4. maddesinde düzenlenmiş olup görülmekte olan davanın, TTK.nun 4/1. maddesi kapsamında sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, davanın nispi ticari dava kabul edilmesi için de her iki tarafın da tacir olması ayrıca uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasının gerektiği, somut olayda davalı esnaf olup her iki taraf tacir olmadığından davanın nispi ticari dava olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı, diğer özel düzenlemelerle (İİK.nun 154, TİRK.nun 22, Koop.K.nun 99, FKK.nun 31…gibi)belirlenmiş görev hükümleri gereğince mahkememizin görevli kılınmadığı, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği, davanın görevli mahkemede açılmış olmasının dava şartı olduğu ve davanın her aşamasında kendiliğinden değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından(TTK.nun 4-5, HMK.nun 114/1-c,115) davanın esasına girilmeden usulden reddiyle dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize veya bulunan yer asliye hukuk (ticaret) mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/10/2018

Katip …
¸E-İmza

Hakim …
¸E-İmza