Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1243 E. 2020/657 K. 18.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1243 Esas
KARAR NO : 2020/657

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, … 5. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile müvekkilleri ve …’a karşı 237.410,00 TL. bedel ile icra takibi başlattığını, bu takipte tüm borçlular müşterek müteselsil borçluymuş gibi kabul ederek alacağın tümünden sorumlu tutularak takip açılmış olduğunu ve hacizler yapıldığını, oysa ki …’ın müvekkilleri ile birlikte çalışmayıp, işinin ayrı olduğunu, kendisine tebligat yapılamadığından bu borçlu hakkında takibin kesinleşmediğini, müvekkilleri ile ilgisinin bulunmadığını, icra dosyasına sunulan belgelere göre takibe konu borcun 62.000,00 TL’sinin …’a ait olduğu, ayrıca icra dosyasına dayanak sunulan belgelere göre takibe konu borcun 23/09/2015 tarihli 6.700.00 TL”sinin ise … isimli kişiye ait olduğunu, yine icra dosyasına dayanak sunulan belgelere göre takibe konu borcun 5.500,00 TL’si …-…’na ait olduğunu, fakat bu kişilere karşı icra takibi açılmadığı ve takipte borçlu olarak dahi gösterilmediğini, takip dayanağı olarak sunulan belgelere göre, hakkındaki takip kesinleşmemiş olan …’a ait 62.000,00 TL. ile aleyhinde takip açılmamış olan …’ya ait olan 6.700,00 TL ve yine aleyhinde takip açılmamış olan …-…’na ait olan 5.500,00 TL bile, takipten sanki müştereken ve müteselsilen borçlularmış gibi ve kendi aralarında da bir ayrım yapılmaksızın doğrudan müvekkillerinden tahsili yoluna gidildiğini, icra dosyasına dayanak sunulan belgelerin aslını ve ıslak imzalarını görmemiş olmalarına dair itiraz hakları saklı kalmak kaydı ile imzaların müvekkillerine ait olması halinde toplam 157.925,00 TL borcun müvekkillerince kesilen faturalara mahsuben kabul edilmekte olduğunu, müvekkillerince cebri icra tehdidi altında ödemeler yapıldığını, gerçekten de icra dosyasına alacaklı vekili Av … tarafından da 23.01.2017 tarihinde 224.545,00 TL haricen tahsil edildiği beyan edilerek tahsil harcının dosyaya alınarak bir araç üzerindeki haciz baki kalmak kaydı ile dosyadaki diğer tüm hacizlerin fekkinin talep edilmiş olduğunu, bunun haricinde de icra dosya borcuna mahsuben dosya vekillerine, biri haciz sırasında olmak üzere 10.000,00 TL + 10.000,00 TL şeklinde toplam 20.000,00 TL daha ayrıca ödeme yapıldığını, bu hali ile icra dosyasına müvekkiller tarafından 244.845,00 TL ödeme yapıldığını, tüm borçluları müşterek müteselsil kabul ederek müvekkillerinden fazla tahsilat yapılmış olduğunu, icra dosyasına dayanak sunulan belgelerin aslını ve ıslak imzaları görmemiş olmalarına dair itiraz hakları saklı kalmak kaydı ile imzaları müvekkillerine ait olması halinde toplam 167,925,00 TL müvekkilince kesilen faturalara mahsuben kabul edilen kısmın yapılan ödemelerden düşülerek fazla ödenmiş olan alacaklarının tespiti ile tespit edilecek belirsiz alacağın fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 16.920,00 TL’sinin davacı müvekkillerine ödenmesine, ayrıca müvekkillerinin ödemiş oldukları bedel gözetilerek cebri icra tehdidi altında daha fazla mağduriyete sebep olunmaması için icra dosyasında takibin durdurulmasına dair ihtiyati tedbire karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Av. …’a ödenen ve icra dosyasına bildirilen para dışında kendilerine nakit ödeme yapılmadığını, kaldı ki tahsil edilen bu para ile icra harçlarının ödendiği ve icra dosyasından sabit olduğu gibi haciz sırasında ve baskı altında hiç bir şekilde davacılardan tahsilat yapılmadığını, davacıların davalarına dayanak yaptıkları tek bir belgenin bile kendilerine tebliğ edilmediğini, taraflar arasında 01/04/2015 tarihli sözleşmeye dayalı olarak davacı … tarafından müvekkilinin inşaatına ait … ili … İlçesi … Mah. 337ada 6 parseldeki kayıtlı olan taşınmazda yapılacak olan inşaata ilişkin hafriyat vb işlerin yapılmasına dair sözleşme bulunduğunu, sözleşme kapsamındaki işlerin yapılması için anlaşıldığını, davacı …’ın eşi adına olan adi şirket ile iş yapmakta olduğu ve müvekkiline taahhüt ettiği işi tamamlamadığı gibi , müvekkile yaptığı işin faturalarını dahi süresinde kesmediğini, bu nedenle müvekkili davalı tarafından yapılan takip neticesinde …’ın eşi adına olan şirkete ait faturaları kesmesi sonucunda ve harcını da ödemesi neticesinde taraflar arasındaki 10/07/2016 tarihli uzlaşma protokolü doğrultusunda icra dosyasına tahsilat beyanında bulunulduğunu, bunun bir para tahsilatı olmayıp davacıların aile şirketi ile yapmış oldukları işin sonucunda aslında yedi günlük süre içinde kesmeleri zorunlu olan faturaları kesmemesi sonucunda, yapılan işin karşılığı olan faturaların kesilmesi ile bu beyanda bulunulduğunu, bu itibarla davacılar tarafından müvekkiline ödenmiş bir bedelin bulunmadığını, icra dosyası incelendiğinde müvekkilince davacılara yapılan ödemelerin tamamının belgeli olduğu, davacıların aile şirketinde kimi defa Dursun kimi defa da oğlu olmakla birlikte, aslında aile şirketi olarak yapılan işin faturaları kesildikten sonra kalan miktarın müvekkiline iade edilmesi gerekirken davacılar tarafından iade edilmediğini, tam aksine bunun yerine davacılar tarafından müvekkili aleyhine kesilen … tarih ve … nolu faturanın … 42. Noterliğinin .. Yevmiye nolu ihtarnamesi ile gönderilerek borçtan kurtulmaya çalıştıklarını, zira fatura kesilen bu meblağın icra dosyası bakiyesi oranında olduğunun yapılacak olan inceleme sonucunda görüleceğini, bu itibarla aslında takip konusu tüm alacakların davacıların kabulünde olduğu, çekilen bu ihtarname ile yine bizzat … tarafından eşine ait kaşe ile birlikte faturaları da kesmek suretiyle borcun tamamının kabullerinde olduğunu tevil yolu ile ikrar etmiş olduklarını belirterek, tüm bu nedenlerle davacıların kötü niyetli olarak açmış oldukları haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, belirsiz alacak davası şeklinde açılmış olan menfi tespit ve istirdat davasıdır.
… 5.İM … E takip dosyası celbedilerek incelendiğinde, davalı tarafından davacılar aleyhine 237.410,00 TL asıl alacak talebiyle başlatılmış takip olduğu, takip dayanağı olarak davalının takip öncesi davacılara çeşitli tarihlerde yaptığı ödemelere ilişkin … işletmesine ait tahsilat makbuzlarının gösterildiği, alacaklı vekilinin dosyada 23.01.2017 tarihinde 224.845,00 TL harici tahsilat bildirimi dilekçesi bulunduğu, takibin derdest olduğu anlaşılmıştır.
Takip dayanağı tahsilat makbuzları, davalı vekilince sunulan davacılardan … şahıs işletmesi-…’la akdedilen yazılı sözleşme,… tarafından davalıya düzenlenen fatura, uzlaşma protokolü, noter ihtarı, … Kabul Belgesi incelenmiş, tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
Tensip ara kararıyla, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından, her davacı yönünden ayrı ayrı davadaki talebin ne olduğu, dava değerinin ne olduğunu, dava türünü açıklamak üzere davacı vekiline süre verilmiş, verilen süre içinde sunulan dilekçede davanın belirsiz alacak ve tespit davası olduğu, davacı (…) … yönünden 212.410,00 TL menfi tespit talebi olduğu ve belirsiz alacak olarak şimdilik 920,00 TL istirdat talep edildiği; davacı … yönünden 213.310,00 TL menfi tespit talebi olduğu ve belirsiz alacak olarak şimdilik 15.000,00 TL istirdat talep edildiği; davacı … yönünden 128.300,00 TL menfi tespit talebi olduğu ve belirsiz alacak olarak şimdilik 1.000,00 TL istirdat talep edildiği açıklanmış; davanın ise 16.920,00 TL dava değeri bildirilip bu değer üzerinden peşin nispi harç yatırılarak açıldığı anlaşılmıştır.
Bu arada davacılardan …-… ile davalı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde mali bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalı taraf incelemeye defter ibraz etmediği için davacılardan Keziban işletmesinin ticari defter kayıtları incelenerek rapor düzenlenmiş, taraf ticari defterlerindeki akdi ilişkiye dair kayıtlar, davacılardan tacir …-…’nın davalıya düzenlediği fatura ve davalının yaptığı ödemeler tespit edilmiş, takip dosyasında davalının davacıdan 37.271,66 TL daha alacağı bulunduğu (dolayısıyla davacıların borçlu olmadığı veya istirdat talep edebileceği tutar bulunmadığı) hususları tespit edilerek bildirilmiştir.
Davanın 28/02/2020 tarihli celsesinde ise, menfi tespit ve istirdat davaları belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından, dava dilekçesinde takipteki 167.925,00-TL borcun faturalara mahsuben kabul edildiği açıkça bildirilmekle birlikte, ara karar üzerine verilen dava değeri açıklama dilekçesinde tüm takip rakamı üzerinden menfi tespit talebi ve dava açılırken bildirilen 16.920,00-TL dava değeri davacılara farklı rakamlarda bölünerek istirdat talebinden ve belirsiz alacak niteliğinde dava açıldığından bahsedilmekle, doğru ve tam dava değerinin tespiti ve harcın tamamlatılabilmesi açısından davacı vekiline süre verilerek, her davacı açısından ayrı ayrı olmak üzere; kabul edilen borç tutarı, ödendiği ileri sürülen borç tutarı, takip sonrası menfi tespit talep edilen borç tutarı, menfi tespit talebinin içinde ödendiği gerekçesiyle istirdadı talep edilen tutarın ne kadar olduğu; sonuç itibariyle bu kriterlere göre menfi tespit ve istirdat davasının tam değerinin her davacı için ayrı ayrı tutarını bildirmesi gerektiği ihtar edilmiş; ayrıca davalı vekili tarafından dosyaya sunulan ve bilirkişi raporuyla da tespit edilen yazılı sözleşmeler, yazılı sözleşmeler üzerindeki tahsilatla ilgili imzalar, tahsilat makbuzları ve özellikle 10/07/2016 tarihli protokol üzerinde isim ve imzalar açıkça anlaşılmakla, davacılar vekiline, müvekkillerinin her biri açısından ayrı ayrı bu belgelerdeki isimlerinin bulunduğu yerlerdeki imzaların inkar edilip edilmediğini ve imza bilirkişi incelemesi talep edip etmediğini açık ve net şekilde bildirmek üzere 1 ay kesin süre verilmiş, kesin sürede bildirilmezse imza inkarında bulunmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiş, davacılar vekilince bildirimde bulunulduğunda, dosyanın incelenmek üzere mahkeme hakimine sunulmasına, tamamlatılması gereken harç miktarının hesaplanarak taraf vekillerine ara kararla bildirilmesine karar verilmiş, bu ara karar üzerine davacılar vekilince herhangi bir bildirim yapılmamış, davadaki talep ve dava değeri somutlaştırılmamışsa da, tarafların sulh-uzlaşma görüşmeleri yaptığının bildirilmesi ve ortak talep nedeniyle 4 no.lu celse ertelenmiştir.
27/12/2019 tarihli 2 no.lu celsede dosyanın işlemden kaldırıldığı, davacı vekilince yasal sürede yenilendiği, 18/12/2020 tarihli 5 no.lu celsesinde yapılan yoklamada davacı tarafın duruşmaya katılmadığı, davalı vekilinin duruşmada hazır olduğu ve duruşmadaki beyanında davayı takip etmeyeceğini beyan etmesi üzerine dosyanın ikinci kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, basit yargılama usulüne tabi davanın yenileme sonrası yine takipsiz bırakıldığı anlaşılmakla, HMK md 320/4 uyarınca ikinci kez takipsiz bırakılan davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Basit yargılama usulüne tabi davada davanın önceki işlemden kaldırma kararı üzerine yenileme sonrası tekrar takipsiz bırakıldığı anlaşılmakla, davanın açılmamış sayılmasına,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Alınması gerekli 54,40-TL karar harcının peşin alınan 288,96-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 234,56 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacılar vekilinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.18/12/2020

Katip

Hakim