Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1239 E. 2020/41 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1239
KARAR NO : 2020/41

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 23/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi yapıldığını,bu sözleşme çerçevesinde davalının taahhüt ettiği 50.000 adet üründen en az alım miktarında kalan 34.000 adet ürünün,sözleşmedeki hükme ve kendisine bildirilmesine rağmen almadığını,bilirkişi incelemesi sonrası atılmak üzere uğranılan zarar karşısında taahhüt miktarı kadar ürün alınmaması nedeniyle belirsiz alacak davasına konu 15.000 USD’nin davalıdan tahsilini ve ayrıca alım yapılmaması sebebiyle oluşan pazar kaybına konu rakamın dahi davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise … 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.sayılı davada dahi aynı açıklamaların yapıldığını ancak bu açıklamaların ve taleplerin kabul görmediğini,adı geçen bu davanın hali hazırda istinaf incelemesinde olduğu,bu nedenle aynı davayı ihtiva eden huzurdaki davanın derdest olması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden ret olunmasını,davacıların iddiasının haksız olması nedeniyle dahi davanın esastan dahi ret olunması gerektiğini savunmuştur.
Taraflar arasındaki öncelikle ele alınması gereken uyuşmazlık,mahkememizde açılmış olan bu davanın derdest olup olmadığı noktasındadır.
Yargıtay uygulamasında da kabul olunduğu üzere “Takas ve mahsup birbirinden farklı kavramlardır. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Takasta, birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır. Ayrıca takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış oldukları bir sözleşmeyle ortadan kaldırılmaması gerekir. Bu alacak sahiplerinden her biri takas ileri sürebileceği gibi, bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca dava konusu edebilirler. Takas savunmasında bulunan taraf, hem kendi, hem de karşı tarafın alacağını ortadan kaldırmayı istediğinden, her iki alacak üzerinden de etkin olur. Bu niteliği ile takas, inşai bir haktır. Mahsup ise bir inşai hak ya da def’i olmayıp, bir itirazdır. (YHGK’nın 24.05.1950 gün ve 74 E, 31 K sayılı ilamı bu yöndedir.)
İncelenen … 16 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.sayılı dosyasında bu dosyanın davalısı, mahkememizde görülen dosyanın ise davacısı olan … Tic A.Ş’nin cevap dilekçesinin 2. sayfasının 16.maddesi, 3.sayfasının 11.maddesi, 5.sayfasının 20.maddesi ve 21.maddesi ve son sayfası ile ileri sürmüş olduğu zarar kalemleri nedeni ile öncelikle … 16 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.sayılı davanın reddini; aksi halde ve terditli olarak dava red olmadığı takdirde ileri sürdüğü alacak kalemleri nedeni ile takas talebinin kabulünü, fazla alacaklarının ise ödenmesini talep etmiştir.
Yukarıda açıklanan Yargıtay uygulaması gereği,… 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.sayılı dosyasındaki davalı …Tic. A.Ş’nin savunmasında yani cevap dilekçesinde takas talebini açıkça ileri sürdüğü,bu takas savunmasını mutlaka karşı dava şeklinde ileri sürülmesinin de usuli açıdan zorunlu olmadığı, bu nedenle takas savunması karşısında … 16 ATM’nin … E.sayılı dosyasında bu yönden olumlu ve olumsuz değerlendirmenin yapılmadığı kabul olunsa dahi,bu alacak kalemlerinin adı geçen dosyanın davalısı tarafından savunmaya konu yapıldığına dair hukuki gerçeği değiştirmesi mümkün değildir.Zaten … 16. ATM’nin … E.sayılı dosyasının davalısı, mahkememiz dosyasının ise davacısı olan … Tic. A.Ş vekilinin de dava dosyamıza sunmuş olduğu ikinci cevap dilekçesinin 1.sayfasının 2.paragrafında ”taleplerine konu takas ile ilgili bir uygulama yapılmaması ve … 16.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bu hususun karara esas alınmaması” nedeni ile derdestlik itirazının olamayacağını açıklamıştır.
Hal böyle olunca mahkememizdeki dava dilekçesindeki zarara ilişkin kalemler ile … 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E.sayılı cevap dilekçesindeki takas talebine konu olan kalemlerin aynı olduğu,bir başka deyişle her iki dilekçedeki alacak kalemlerinin mahrum kalınan iş ortağı ağı ve pazarlama departmanın olmamasından kaynaklı ve buna bağlı olarak oluşan pazar kaybından doğan alacak kalemi ile yine 34.000 adet kutu ürünün alınmaması nedeniyle ortaya çıkan zarar kalemlerine ilişkin olduğu,alacak kaleminin iki türden oluştuğu, bu kalemlerin aynı zamanda, aynı taraflar arasında,aynı sözleşmeden kaynaklanan ve aynı sebebe dayalı olan … 16 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.sayılı dava dosyasında da açıklanan şekilde ve cevap dilekçesinde belirtilerek takas talebine konu edildiği anlaşılmaktadır.
Derdestlik talebi açısından kural olarak tarafların dava konusunu, dava sebebinin aynı olmasının gerekli ve yeterli olduğu, kesinleşmemiş olan davada taleplerden bir hakkında karar verilmemiş olmasının davanın derdest olmasına engel olacağı yönünde kanuni düzenleme bulunmadığı, hali hazırda ilk davanın görülmekte olduğu, tarafların davadaki rollerinin farklı olmasının bu noktada önem arz etmediği kabul edilmelidir.(Kuru/Aslan/Yılmaz,Hukuk Muhakemeleri Usulü,Ankara,sayfa 258;Ömer Ulukapı,Medeni Usul Hukukunda Derdestilk ve Sonuçlar,Yargıtay Dergisi, 1995,sayı 4,sayfa 154)
Bu çerçevede … 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E.sayılı dava dosyasında davalı şirketin cevap dilekçesindeki takas itirazını değerlendirmemiş olması halen istinaf incelemesinde olması karşısında mahkememiz dosyası da derdesttir.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının açmış olduğu davanın, derdest olması nedeniyle ve bu yöne ilişkin dava şartı oluşmadığından HMK m.114/f.1 bend I hükmü gereği ve HMK m.115/f.2 hükmü uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açmış olduğu davanın, derdest olması nedeniyle ve bu yöne ilişkin dava şartı oluşmadığından HMK m.114/f.1 bend I hükmü gereği ve HMK m.115/f.2 hükmü uyarınca usulden reddine,
2-Bu dava nedeniyle alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının,peşin alınan 892,30 TL harçtan mahsubu ile kalan 837,90 TL’nin ve 13.750,00 TL tamamlama harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine AAÜT gereği takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde gider avansının talep halinde iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere vekillerin huzurunda ve oy birliği ile karar verildi. 23/01/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır