Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1230 E. 2021/964 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1230 Esas
KARAR NO : 2021/964

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/12/2018
KARAR TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; olay tarihi olan 24.05.2015 tarihinde, kayıt maliki davalı … olan ve davalı …’nün sevk ve idaresinde bulunan… plakalı aracın … Köyü istikametinden … istikametine seyir halindeyken müvekkiline çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkili …’nun kafa içi kanama, kafa kemiğinde kırık, sağ bacak kemiğinde açık kırık ve yumuşak doku lezyonları oluşacak şekilde yaralandığını, bu kaza sonrasında yapılan ceza soruşturması sonrasında açılan … Asliye Ceza Mahkemesinin … E sayılı dosyasıyla davalı …’nün cezalandırılmasına karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, bu kaza ile müvekkilinin, hayati tehlike geçirecek şekilde ve vücudunda kemik kırığı oluşturacak şekilde yaralandığını, müvekkilinin kaza sonrası acil olarak … Devlet Hastanesine götürüldüğünü ve burası tarafından acil olarak ambulansla …Üniversitesi Hastanesine sevk edildiğini, müvekkilinin, … Üniversitesi Hastanesi acilinden giriş yaptığını, burada yapılan ilk müdahale sonrasında kafa kemiğinin kırılması ve beyin kanaması geçirmesi sebebiyle yoğun bakıma alındığını, Müvekkilinin, 5 gün yoğun bakımda kalması sonrasında Beyin ve Sinir Cerrahisi servisinde kaldığını, kafa kırığı ve beyin kanamasından dolayı hayati tehlikeyi atlatması üzerine Ortapedi servisine nakledildiğini ve burada ameliyat olduğunu, ceza dosyası kapsamında alınan …Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinin 19.12.2017 tarih ve 608 sayılı raporu ile, müvekkilinin bu yaralanması neticesinde kişinin duyularından ve organlarından sağ kalça, sağ diz ve sağ ayak işlevlerinin her birinin %20 oranında azaldığı tespit edildiğini, dava konusu kaza sonrasında müvekkilinde kalıcı arıza meydana geldiğini, müvekkili …’nun kaza sonrası hastanelerdeki yatarak tedavi sürecinde ve taburcu olduktan sonraki süreçte, evinde tedavi ve iyileşme sürecinde ve hali hazırda dahi sürekli olarak bakıma/refakate muhtaç olduğunu, evin ve kendisinin ihtiyaçlarının ve bakımının sağlanması için bakıcıya muhtaç hale geldiğini, Müvekkili …’nun, kaza tarihi itibariyle 57 yaşında olup ev hanımı olduğunu, kaza tarihi olan 24.05.2015 tarihi itibariyle kazaya yol açan … plakalı aracın zorunlu trafik sigortası bulunmadığını, bu sebeple iş ve güçten kalma ile bakıcı/bakım masraflarından kaynaklanan zararlarının giderilmesi amacıyla davalı … Hesabına başvuru yapıldığını fakat zararlarının giderilmediğini, davacı müvekkili …’nun meydana gelen kaza neticesinde hayati tehlike geçirecek şekilde basit tıbbı bir müdahale ile giderilemeyeceğini ve kemik kırığı oluşacak derecede yaralandığını, yoğun bakımda kaldığını ve ameliyat olduğunu, bunun yanında müvekkilinde kalıcı sakatlık da meydana geldiğini, bu sebeple de müvekkilinin, ruhsal ve manevi bütünlüğünün bozulduğunu, davacı Müvekkili …, müvekkili …’nun eşi olduğunu, meydana gelen kaza neticesinde eşinin, hayati tehlike geçirecek şekilde basit tıbbı bir müdahale ile giderilemeyeceğini ve kemik kırığı oluşacak derecede yaralanması, yoğun bakımda kaldığını ve ameliyat olmuş olması, bunun yanında eşinde kalıcı sakatlık da meydana gelmiş olması sebebiyle müvekkili …’nun da ruhsal ve manevi bütünlüğünün bozulduğunu, müvekkilinde meydana gelen geçici iş görmezlik süresi, sürekli iş görmezlik oranı, ne kadar süreyle bakıcıya muhtaç olduğu, tarafların kazadaki kusur durumları ile müvekkilinin gerçek zararının bu aşamada belirsiz olduğunu beyanla 24.05.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle; davacı müvekkili … için ( şimdilik, yapılacak tespitler sonrasında gerçek zararın belirlenmesi halinde arttırmak üzere) iş ve güçten kalması ve sürekli maluliyet için 2.750 TL, bakım/bakıcı gideri için 250 TL, olmak üzere toplamda 3.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ( davalı … Hesabı yönünden Z.M.M.S poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ) müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı müvekkili …’nun meydana gelen kaza neticesinde hayati tehlike geçirecek şekilde basit tıbbı bir müdahale ile giderilemez ve kemik kırığı oluşacak derecede yaralanması bu sebeple de ruhsal ve manevi bütünlüğünün bozulmuş olması sebebi ile 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı müvekkili … için meydana gelen kaza neticesinde eşinin, hayati tehlike geçirecek şekilde basit tıbbı bir müdahale ile giderilemez ve kemik kırığı oluşacak derecede yaralanması bu sebeple de ruhsal ve manevi bütünlüğünün bozulmuş olması sebebi ile 3.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri talebinin muhatabı … hesabı olmadığından buna ilişkin taleplerin reddinin gerektiğini, vekil edilen kurumun sorumluluğunun kazanın somut deliller ile ispat edilmesi halinde araca atfedilen kusur oranı ve kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, kaza sebebiyle ödenmesi gereken miktar varsa kusur ve maluliyet oranının gözetilerek uzman bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiğini, 6098 Sayılı TBK 62.maddesi gereğince öncelikle iç ilişki açısından Mahkemenin karar vermesi gerektiğini, bu bağlamda diğer davalılara rücu haklarının saklı tutulduğunu, faize ilişkin taleplerinin reddedilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ile … vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunarak, davacının aniden yola çıkması neticesinde kazanın meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde dikkatsizce bahçeden elindeki hortum ile yola atlayan …’nun tamamen kusurlu olduğunu, davacı tarafın taleplerinin haksız olduğunu beyanla görev, yetki ve esas yönünden haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dava dosyası, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, davacının trafik kazası nedeniyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları, davacının rücuya tabi herhangi bir ödeme almadığına yönelik Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırma yazıları, talimat mahkemesi aracılığıyla dinlenen tanık beyanları celp edilmiş incelenmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 11/06/2020 tarihli maluliyetin tespitine yönelik adli tıp raporunda özetle ve sonuç olarak; ” 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu (hangi hastalık ve arızaların beden çalışma gücünün en az %60’ının kaybına neden olacağı), bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği cihetle; Mevcut belgelere göre; Hasan kızı, 01.07.1957 doğumlu …’nun 24.05.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle, Grup 1 kabul olunarak; Gr 1 I(13a…….30)A%34, Gr 1 XII(22İa…….10)A%14, Balthazard yöntemi ile toplandığında;
E cetveline göre: %51.0 (yüzdeellibirnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…
” şeklinde tespit edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 11/09/2020 tarihli adli tıp raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Mevcut belgelere göre; … kızı, 01.07.1957 doğumlu …’nun 24.05.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle; başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 2 (iki) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği, Kurulumuzun … tarih ve sayılı mütalaasına başkaca eklenecek ya da değiştirilecek hususun olmadığına oy birliği ile ek-mütalaa olunur.” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya Makine Mühendisi … ile Makine Mühendisi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 26/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; ” Dosya kapsamındaki mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; 24/05/2015 tarihinde meydana gelen olayda; a) Davalı sürücü (Sürücü Belgesiz) …plaka sayılı motosiklet sürücüsü davalı …’nün %75 (Yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, b)Davacı yaya …’nun %25 (Yüzde yirmi beş)oranında kusurlu olduğu, c) Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 9.108,85 TL olduğu, d) Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 238.052,09 TL olduğu, e) Davacının nihai ve gerçek bakıcı gideri maddi zararının 1.845,45 TL olduğu, f) Temerrüt başlangıcının davalı … Hesabı yönünden 15.11.2018 dava tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden 24.05.2015 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacılar vekili 30/01/2019 tarihli maddi tazminata yönelik talep açıklama dilekçesinde; dava dilekçesinde müvekkillerinden … için talep edilen 2.750,00-TL’ maddi tazminatın 500,00 TL’sinin geçici iş görmezlik talebi ile 2.250,00 TL’sinin sürekli iş görmezlik talebi olduğuna dair beyanda bulunulmuştur.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davası kapsamında bilirkişi raporuyla belirlenen maddi tazminat miktarları üzerinden eksik harç tamamlanmış olup, maddi tazminat davasının kabulü ile; geçici iş görmezlik zararı 9.108,85 TL, sürekli iş görmezlik zararı 238.052,09 TL, bakıcı gideri zararı 1.845,45 TL olmak üzere toplamda 249.006,39 TL maddi tazminatın kaza olan 24.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ( davalı … Hesabı yönünden Z.M.M.S poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere – ihbar tarihi olan 02.05.2018 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ) müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat davasının kabulü ile müvekkkili … için 15.000 TL, müvekkili … için 3.000 TL olmak üzere toplamda 18.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.05.2015 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davalılar … ve … cevap dilekçesi ile birlikte görev (Asliye Hukuk Mahkemesi) ve yetki ilk itirazında bulunmuşlardır. Ancak, davaya konu trafik kazası hakkında kazaya karışan motosikletin (aracın) sigortasız olması nedeni ile … Hesabına karşı da sigorta hukukundan kaynaklı olarak dava ikame edildiği, davalılar arasında sigorta hukukundan kaynaklı olarak davalı … Hesabı da bulunduğundan 6102 sayılı TTK’nın 4/1-a maddesi uyarınca davanın mutlak ticari dava kapsamında Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu (Y. 17.H.D. 2018/5512 E., 2020/2479 K), açıklanan nedenlerle davalıların görevli mahkemeye yönelik itirazlarının yerinde olmadığı, yetkili mahkeme açısından birden dazla davalı hakkında açılan eldeki davada, davalı … Hesabının yerleşim yeri adresinin Mahkememizin yargı çevresi içinde olması sebebiyle HMK 6. maddesi hükmü, genel yetki kuralları uyarınca mahkememiz yetkili olduğundan davalıların göreve ve yetkiye yönelik yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Diğer taraftan; davalılar …, … ve … Hesabı dava açılmadan önce yazılı başvuru yapılmadığı ve davanın zamanşımına uğradığı yönünde itirazda bulunmuş iseler de; davacılar vekilinin dava açılmadan evvel davalı … Hesabına yazılı olarak başvuruda bulunduğu, buna daİr kayıt ve belgelerin dosya içerisinde yer aldığı, esasen davalı … Hesabı tarafından yazılı başvuru üzerine hasar dosyasının açıldığı ancak maluliyet raporu alınması gerektiği ileri sürülerek davacının tazminat talebinin yerine getirilmediği ve sürüncemede bırakıldığı, bu noktada dava öncesinde yazılı başvuru şartının yerine getirildiği, öte yandan davaya konu trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı, davalı sürücü hakkında ceza davasının açıldığı ve mahkumiyetine karar verildiği, 2918 sayılı KTK’ nın 109/2.maddesi uyarınca eylem aynı zamanda cezayı gerektirir bir fiilden meydana geldiğinden anılan yasa maddesi uyarınca uzamış ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanması gerektiği, TCK 89/1, 66/1-e maddesi nazara alınarak zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, kaza tarihi (24/05/2015) eldeki dava tarihi (29/12/2018) tarihi karşılaştırıldığında zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından davalıların bu yöndeki itirazları yerinde görülmeyerek davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
… ili, … ilçesi, … köyünde 24/05/2015 tarihinde saat 08:45 sıralarında, kaza tarihi itibariyle geçerli bir zorunlu trafik sigortası bulunmayan davalı …’ye ait … plaka sayılı motosikletin davalı sürücü … ‘ nün sevk ve idaresinde bulunduğu sırada, sigortasız motosikletin … istikametinden … Beldesi istikametine doğru seyir halinde iken davalı …’ nun evinin bulunduğu mevkiye geldiğinde, davalı motosiklet sürücüsünün yol üzerinde yaya olarak bulunan …’ na çarpması neticesinde trafik kazasının meydana geldiği, bahse konu trafik kazası nedeniyle davacı …’ nun yaralandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazasının yaralanma ile sonuçlanması nedeniyle soruşturma ve kovuşturma da yürütülmüş, … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ceza dava dosyasında davalı / sanık … hakkında TCK’ nın 89/1. maddesinde düzenlenen taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan kamu davası açıldığı, Ceza Mahkemesince trafik kazasına yönelik tüm delillerin toplandığı ve kusur raporu alındığı, buna göre suça konu trafik kazasında sanık araç sürücüsüne aracının hızını görüş, yol, hava ve trafik durumuna gerektirdiği şartlara uygun hareket etmemek kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu, davacı yaya …’ nun da kusurlu olduğu, bu bağlamda sanık sürücünün kusurlu olduğu nazara alınarak davalı …’ nün TCK 89/1, 89/2-a-b-e, 62, 52/2 maddesi uyarınca neticeten 9.100,00 TL Adli Para Cezası ile cezalandırılmasına / mahkumiyetine, ancak CMK 231.maddesi hükmü uyarınca yasal koşullar oluştuğundan verilen cezaya yönelik hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği anlaşılmıştır. İşbu kararın sanık tarafından suça konu trafik kazasında kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile itiraz edilmesi üzerine, itirazın reddine karar verilerek ceza mahkemesinin kararı kesinleşmiştir.
Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde, … plaka sayılı sigortasız motosiklet sürücüsü davalı …’ nün gereken tüm dikkatini yola vermediği, motosikletin özelliklerini de dikkate alarak yolun sağını takiben şeridinde kalacak şekilde seyrine özen göstermesi gerektiği halde bu duruma aykırı hareket ettiği, yolun viraj bölümünde kontrolsüz şekilde karşı istikamet yol kesimine girerek davacı yayaya çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 47/d, 52/a, 56/1-a, 84/g maddelerini ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu, davacı yaya …’ nun ise kontrolsüz şekilde yol üzerinde bulunduğu, motosikletten korunma noktasında etkili tedbir almadığı, kendi can güveliğini tehlikeye düşürdüğünden 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 68/c maddesini ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların trafik kazasında kusur durumlarının tespitine yönelik olarak dosya, trafik kazaları kusur konusunda uzman Y. Makina Mühendisi …’a tevdi edilmiştir. Mahkememizin kusur dağılımı yönündeki tespiti destekleyen ve benimseyen uzman bilirkişinin 26/11/2021 tarihli raporundaki tespitler, kazanın oluş şekli, davacının ve davalının ihlal ettiği trafik kuralları, yasal geciktirici nedenler ve bilimsel yönden yapılan detaylı açıklamalar içeren kusur raporuna gerekçeli ve denetime açık olduğundan itibar edilmiştir. Açıklanan nedenlerle, mevcut raporda davalı sürücü …’ nün %75 oranında; davacı yaya …’ nun % 25 oranında kusurlu olduğu doğru bir şekilde ve somut olaya uygun olarak takdir ve tayin edilmiştir.
Bilindiği üzere, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı hukuk hâkimi için bağlayıcı değildir (TBK 74). Ancak, Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet kararı bağlayıcı nitelikte olduğu gibi, Hukuk Mahkemesi hakimi her halde Ceza Mahkemesince belirlenen maddi olgu / vakıalarla bağlıdır. Dolayısıyla, Hukuk Mahkemesi Hakimi, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı ve maddi olgularla bağlı olduğundan belirtilen bu hususları nazara almak zorundadır. Nitekim, Mahkememizce, ceza yargılamasındaki maddi olgularla trafik kazası ve kazanın oluş şekline yönelik bağlı kalınarak kusur tayini yapılmıştır.
Bu aşamada, davalı … vekili trafik kazasında davalının hiçbir kusurunun bulunmadığı yönünde itirazda bulunmuş ise de; kesinleşen ceza mahkemesi kararı, kazanın oluş şekli, ceza yargılamasındaki maddi olgu ve vakıalar, tarafların ihlal ettiği trafik kuralları uyarınca davalı sürücü …’nün kusurlu olduğu noktasında duraksama bulunmadığı, 26/11/2021 tarihli kusur raporunda davalının itiraza konu ettiği nedenlerin tartışıldığı ve değerlendirildiği, öte yandan itiraza dayanak teşkil edebilecek ve kazanın oluş şekline yönelik hiçbir somut bilgi, belge, beyan (davalı tarafından tanık deliline dayanılmış ve talimat mahkemesi aracılığıyla tanıkları dinlenmiştir. Ne var ki, tanık beyanları incelendiğinde; tanıkların trafik kazasını görmedikleri, bu hususun talimat duruşma zabıtları ile sabit olduğu, başka bir anlatımla davalı tarafından bildirilen tanıkların trafik kazası hakkında görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı anlaşılmıştır) ve delil ibraz edilmediği, mevcut itirazın tümüyle soyut nitelikte olduğu, kazanın oluş şekli nazara alındığında kusur raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının yaralanmasına ilişkin olarak görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları getirtilmiş, Adli Tıp Kurumu tarafından eksik olduğu belirtilen tıbbi kayıtlar için davacının muayenesi yaptırılmış ve Üniversite Hastanesine sevki sağlanarak ikmal ettirilmiştir. Bu çerçevede, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 11/06/2020 ve 11/09/2020 tarihli raporlarında davacının trafik kazasında yaralanması nedeniyle %51,00 oranında maluliyetinin oluştuğunu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceğini, davacının sürekli bakıma muhtaç durumda olmadığını ancak iyileşme süresi içerisinde 2 ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği tespit etmiştir. Bahse konu Adli Tıp Kurumu raporu her ne kadar Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenmiş ise de; kaza tarihi olan 24/05/2015 tarihi itibariyle Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin yürürlükte olduğu, ancak hem tarafların itirazları hem de Mahkememizce eksik tahkikat yapılmaması için kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan anılan yönetmelik uyarınca maluliyet raporu tanzimi için Adli Tıp Kurumuna yeniden müzekkere yazılmış ve ek mütaala verilmesi istenilmiş, Adli Tıp Kurumu itirazları karşılar şekilde ve gerekçeli olarak “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu (hangi hastalık ve arızaların beden çalışma gücünün en az %60’ının kaybına neden olacağı), bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği” şeklindeki açıklamalarI bilimsel yönden yeterli ve yerinde görülmekle, ayrıca esas alınan yönetmeliğin halen yürürlükte olması da nazara alınarak denetime açık ve yasanın gerektirici nedenlerine uygun olup, eldeki davada bu rapordaki maluliyet oranı esas alınmıştır.
A- MADDİ TAZMİNAT
Davacı … trafik kazasında yaralanması sebebiyle dava dilekçesi ve 30/01/2019 tarihli talep açıklama dilekçesi ile geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri (maddi) tazminat isteminde bulunmuş, mahkememizce talep doğrultusunda araştırma yapılmıştır.
Kusur durumunun tespit edilmesi, maluliyetin belirlenmesi ve diğer tüm deliller celp edildikten sonra dosya, maddi tazminat hesabı yapılması için aktüerya konusunda uzman bilirkişi …’a tevdi edilmiştir. Aktüer bilirkişi 26/11/2021 tarihli raporunda, davacı … için 9.108,85 TL geçici iş göremezlik, 238.052,09 TL sürekli iş göremezlik ve 1.845,45 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 249.006,39 TL maddi tazminat hesaplamıştır. Aktüer raporun denetime elverişli olması, özellikle hesaplamada güncel içtihatların ve Yargıtay uygulamasının takip edilerek TRH 2010 yaşam tablosunun ve prograssive rant formülüne göre hesaplama yapıldığından hüküm kurmaya elverişlidir.
Davalı … Hesabı vekili aktüer raporuna karşı ve yargılamada cevap dilekçesi ile birlikte geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararından kurumun sorumluluğunun bulunmadığını savunmuş ise de; yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda tedavi ve iyileşme giderleri kapsamında davalı … Hesabının geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararından sorumlu olması nedeniyle bu yöndeki savunmaları yerinde görülmemiştir. Öte yandan; davalı … sigortasız aracın sadece maliki olduğunu, kazayı kendisinin yapmadığını, bu nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürmüş ise de; kazaya karışan… plaka sayılı motosikletin kaza tarihi itibariyle araç malikinin / işleteninin davalı … olduğu, davalının işleten sıfatıyla 2918 sayılı KTK’ nın 3. ve 85. maddeleri uyarınca araç işletenin kusursuz sorumluğu (olağan sebep sorumluluğu) gereğince diğer davalı sürücü ve … hesabı birlikte zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğundan itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekili, aktüerya bilirkişisinin 26/11/2021 tarihli raporu doğrultusunda bedel artırım dilekçesi sunmuş, artırılan dava değeri üzerinden eksik harcı ikmal etmiştir. Islah dilekçesinin bir sureti davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Nihayetinde, davaya konu trafik kazasında ehliyetsiz ve sigortasız motosiklet sürücüsü davalı …’ nün kusurlu olması nedeniyle davalı … Hesabının trafik sigortası bulunmayan motosiklet sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde zarardan birlikte sorumlu oldukları, diğer taraftan kazaya karışan … plaka sayılı motosikletin kaza tarihi itibariyle araç malikinin / işleteninin davalı … olduğu, bu davalının işleten sıfatıyla 2918 sayılı KTK’ nın 3. ve 85. maddeleri uyarınca araç işletenin kusursuz sorumluğu (olağan sebep sorumluluğu) gereğince diğer davalılar sürücü ve … hesabı ile birlikte zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, bu bağlamda aktüer bilirkişi tarafından hesap edilen maddi tazminat miktarının poliçe limitleri dahilinde kaldığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin bedel artırım dilekçesi doğrultusunda davacı … için 9.108,85 TL geçici iş göremezlik, 238.052,09 TL sürekli iş göremezlik ve 1.845,45 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 249.006,39 TL maddi tazminatın davalı … Hesabı yönünden temerrüt tarihi olan 15/11/2018 tarihinden itibaren; davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 24/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi (davacı vekili davaı … Hesabı yönünden ıslah dilekçesinde avans faizi talep etmiş ise de; kazaya karışan motosiklet, ticari araç olmadığından yasal faize hükmedilmiştir) ile birlikte maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir.
B-MANEVİ TAZMİNAT
6098 sayılı TBK’nun 56. (818 sayılı BK’nun 47.) maddesi hükmüne göre, Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Manevi tazminat yönünden, davacıların murisinin geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda vefatından dolayı manevi olarak elem ve ızdırap duyacakları, zarar uğrayacağı muhakkaktır. Ancak, manevi tazminatın amacı, istemde bulunanın manevi zararlarını uygun bir miktarda karşılamak olduğu kadar, sebepsiz zenginleşmesine de yer vermemektir.
I. Davacı … 15.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. Davacının trafik kazasında yaralanması sebebiyle kazadan ötürü elem / ızdırap duyacağı ve manevi varlığında kaza sebebiyle eksilme yaşanacağı muhakkaktır. Ancak yukarıda açıklanan ilkeler karşısında talep edilen manevi tazminat tutarının az bir miktar yüksek olduğu kanısına varılmıştır.
Kazanın oluş şekli, davacının kaza tarihindeki yaşı, kusur durumları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi itibariyle paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesi hep birlikte değerlendirilerek 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, bu suretle Mahkememizdeki vicdani kanıya göre hükmedilen tutarın adalet duygusunu pekiştirecek, davaya konu trafik kazası sebebiyle duyulan elem ve üzüntüyü dindirecek ve tatmin edecek düzeyde olduğu ve ayrıca tarafların zenginleşmesine – fakirleşmesine mahal vermeyeceği değerlendirilmiş, açıklanan nedenlerle davacı …’ nun manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünde karar verilmiştir. .
II. Davacı Hakkı Elieyioğlu, trafik kazasında yaralanan diğer davacı …’ nun eşidir. Davacı, eşinin trafik kazasında yaralanmasından ötürü kendisinin de manevi olarak zarara uğradığını belirterek 3.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Bilindiği üzere, Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir (TBK 56).
Davacı …’ nun eşi olan diğer davacının, trafik kazası neticesinde Adli Tıp Kurumu raporlarına göre %51 oranında maluliyetin oluştuğu, olay tarihinden itibaren iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, bunun yanı sıra olay tarihinden itibaren yaralanma düzeyi dikkate alınarak 2 ay süresince başkasının bakımına muhtaç hale geldiğinin belirlendiği, nitekim davacının trafik kazası akabinde görmüş olduğu tıbbi tedaviler, geçirdiği ameliyatlar ve mevcut maluliyet durumu nazara alındığında ağır şekilde yaralanmış olmasının eş olan davacı yönünden de manevi olarak zarara yol açacağı muhakkak olup uygun bir miktar manevi tazminatın kabul edilmesi gerektiği kanısına varılmış (Örnek bir karar için bakınız. Y. 17. H.D. 2016/1176 E., 2018/1147 K.), davacının manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere) ;
Davanın bedel artırım dilekçesi doğrultusunda KABULÜ ile;
1-Davacı … için 9.108,85 TL geçici iş göremezlik, 238.052,09 TL sürekli iş göremezlik ve 1.845,45 TL bakıcı gideri zararı olmak üzere toplam 249.006,39 TL maddi tazminatın davalı … Hesabı yönünden poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 15/11/2018 tarihinden itibaren, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 24/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacı …’nun manevi tazminat talebinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı …’nun manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; 3.000,00 TL kaza tarihi olan 24/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Kabul edilen maddi tazminat dava değeri (249.006,39 TL) üzerinden alınması gereken 17.009,62 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 71,73 TL’ nin ve 840,24 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 16.097,65 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Kabul edilen manevi tazminat dava değeri (13.000,00 TL) üzerinden alınması gereken 888,03 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’ den müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacılar tarafından yargılama nedeniyle yapılan 71,73 TL peşin harç ile 840,24 TL ıslah harcı, posta ve tebligat masrafı 822,65 TL, bilirkişi ücreti 1.400,00 TL olmak üzere toplam 3.134,62 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.075,92 TL’ sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı … tarafından yargılama nedeniyle yapılan 500,00 TL bilirkişi ücreti masrafının davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 9,36 TL’ sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı …’ ye VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin bu davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacı … yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi bakımından kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 25.880,45 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya VERİLMESİNE,
9-Davacı … yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi bakımından kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1.4. ve 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya VERİLMESİNE,
10-Davacı … (ihtiyari dava arkadaşı/ayrı vekalet ücreti verilmesi gerektiği takdiri) yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi bakımından kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1.4. ve 13/1.2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretin kabul edilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya VERİLMESİNE,
11-Davalı … yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi bakımından reddedilen dava değeri (…’ nun reddedilen manevi tazminat davası) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte AAÜT’ nin 10/1.2.4. ve 13/1.2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalı …’ ye VERİLMESİNE,
12-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacılar vekili, davalı … hesabı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı …’nün yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.29/12/2021

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *