Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1214 E. 2020/508 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1214 Esas
KARAR NO : 2020/508

DAVA : İstirdat (Hizmet Alım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/08/2017
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 11.08.2017 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin iki ortağının olduğunu, ortaklardan …’nın evlilik ve düğün merasiminin davalı şirketin işlettiği otelde yapmak için davalı şirketle görüşmeye başlandığını, 01 Haziran 2017 tarihinde başlayan görüşmelerde, yemekli düğün töreninin 24 Eylül 2017 tarihinde yapılmasına, kokteyl, akşam yemeği, nikah, bosfor hizmetleri, ses ve ışık düzeni olmak üzere toplam 10.122,50 Euro ücret ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, sözleşme gereğince ödenmesi gereken bedelin kredi kartından 06.06.2017 tarihinde tahsil edildiğini, aradan geçen 3 gün içinde … ile gelin adayı arasında çıkan geçimsizlik nedeniyle düğünün iptal edilmesi zorunluluğu doğduğunu, düğünün iptal edilmesi nedeniyle tahsil edilen tutarın iadesi isteğinde bulunulduğunu,bedelin önce iade edileceğinin söylediğini, daha sonra ise sözleşmede yazılı olan 120 günlük iptal öneli geçirilmiş olması gerekçesi ile tahsil edilen paranın iade edilmeyeceğinin bildirildiğini, davalı şirketin 12.07.2017 tarihli 10.116,72 TL bedelli faturayı kendilerine gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihinden sonra düzenleyerek müvekkili şirkete gönderdiğini, bu hususların parayı iade etmemek için davalı tarafından yapılan kötü niyetli davranışlar olduğunu, bu yüzden faturanın taraflarınca kabul edilmeyerek iade edildiğini, davalı tarafa ihtarname çektiklerini, sözleşmenin şekil şartlarına uygun olmadığını, sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih ile düğün sahibinin iptal bildirimi arasında 3 günlük süre olduğunu, TKY hükümlerine göre her türlü sözleşmeden caymanın 15 gün içinde mümkün olduğunu, iddia ederek, hizmet bedeli olarak müvekkilinden tahsil edilen 10.116,72 TL’ nin 24.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirkete ait … bünyesinde verilecek davetin gerçekleştirilmesi için 01.06.2017 tarihli “Ziyafet Satış Sözleşmesi“ imzalandığını, davacının talebi hakkında Sözleşmenin 20. maddesinde yer alan iptal ve ücret iadelerine yönelik düzenleme uyarınca ödenmiş olan toplam meblağın %25 ine tekabül eden kısmın iade edilemeyeceğinin ihtar ile bildirildiğini, bunun üzerine davacının huzurdaki davayı ikame ettiğini, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının taraflar arasındaki sözleşmeye ve ahde vefa ilkesine aykırı hareket ettiğini, davacının kendi kusuru ve kötü niyetine dayanarak hak iddia etmeye çalıştığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizin 2016/309 Esas 2017/1516 Karar sayılı dosyası ile yapılan yargılamada; Tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş,
Mahkememizce verilen hüküm İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’ nin 13/12/2018 tarih, 2018/2405 Esas 2018/2164 Karar sayılı ilamı ile kaldırılarak dosya mahkememizin yukarıda belirtilen sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememiz dosyasının 09/04/2019 tarihli celsesinin 3 nolu ara kararı uyarınca dosyanın iş ve hakediş uzmanı, düğün, davet organizasyon sektörü uzmanı ve SMMM bilirkişiden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 23/10/2019 tarihli bilirkişi raporu ile özetle;
Davacı yanın taraflar arasında akdedilen sözleşmeyi iptal ettiği; sözleşmenin 20.1 maddesinde belirtilen tutarı ödemesi gerekeceği; ancak davalı şirket çalışanı …’ nın tahsil edilen ücretin iadesinin gerçekleştirileceği yönündeki iradesinin temsilci sıfatıyla davalı … de bağlayacağının düşünüldüğü; bu durumda davacı yanın 10.116,72 TL’ yi 24/07/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan talep edebileceği mütalaa edilmiştir.
Düğün, davet organizasyon sektörü uzmanı bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 24/10/2019 ve 29/07/2020 tarihli kök/ek bilirkişi raporunda özetle;
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre, davet sahibinin sözleşmeyi imzaladığı ve ödemeyi yaptığı gün ile aynı tarihte 1 saat sonra sonra bile sözleşmeyi iptal etmek istese, davalı tarafın öne sürdüğü kontrat iptal sürecine takılacağını, düğüne 110 gün kala imzalanan kontratın 3 gün sonra iptal edilmesinin çiftlerin samimiyetini ifade ettiğini, 3 gün içerisinde bildirilen iptal kararının davalı işletmeye zarar vermeyecek bir süre olduğunu ve erken yapılan bildirim neticesinde davalı şirketin ticari kayıp ihtimalinin oldukça azaldığını, davacı tarafla görüşmeleri yapan …’ nın davalı şirketin ticari sicil kaydı itibarı ile şirket temsilcisi olmadığını, ahde vefa ilkesi gereği; düğün görüşmelerinin bu temsilci personel tarafından gerçekleştirildiğini ve müşteri tarafından sorulan tüm soruları, tesisi ile ilgili tüm açıklamaları etik ilkeler gereği doğrudan cevaplandırdığını, satış temsilcisi tarafından verilen cevapların ve imzalanan kontratların sektörel anlayış gereği müesseseyi bağlayıcı olduğunu, bu açıklamaların da müşteri tarafından yeterli bulunursa işin kontrat aşamasına geldiğini ve aynı temsilcinin gayri resmi de olsa, bordrosunda bulunduğu şirket adına müşterisi ile kontrat imzaladığını, şirketteki çalışma süresi de göz önünde bulundurulduğunda …’ nın mekanı temsilen 1 yılda imzaladığı muhtemel kontrat sayısının 50 ile 100 arasında olduğunu, bu tahminin bu departmanda … dışında da satış temsilcisi olduğu öngörülerek yapıldığını, … tarafından imzalanan ve herhangi bir hukuki sorun yaşanmayan kontratlarda …’nın davalı müesseseyi temsil etmesi davalı şirket tarafından uygun görülürken, böyle bir hukuki anlaşmazlık durumunda …’ nın şirketi hukuken temsil etmediğinin ifade edilmesinin sektörel ilkelere aykırı olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 21/07/2020 ve 29/07/2020 tarihli ek raporlarda tarafların kök rapora yönelik itirazları değerlendirilmiş kök rapordaki görüşlerin korunduğu anlaşılmıştır.
Dava, tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan istirdat talebine ilişkindir.
Davacı taraf ile davalı taraf arasında imzalanan sözleşme gereği, davacı şirket ortaklarından …’nın düğün töreninin, davalı şirket bünyesinde hizmet veren …’ta yapılmasına karar verilmiş, sözleşme 01.06.2017 tarihinde imzalanmış ve düğün tarihi olarak 24.09.2017 tarihi belirlenmiş, davalı tarafın davacıya sunacağı hizmet karşılığı olarak 10.122,50 Euro bedelde anlaşılmış, sözleşme gereği 10.122,50 Euro bedelin %25’i tutarına denk gelen 10.116,72 TL’nin davacı tarafça 06.06.2017 tarihinde davalı hesabına yatırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket ortağı … , davalı şirket satış sorumlusu …’ya göndermiş olduğu 09.06.2017 tarihli maille, yapılması kararlaştırılan düğün töreninin evlenecek çiftler arasındaki anlaşmazlık sebebiyle iptal edildiğini ve sözleşme bedeli olarak belirlenen bedelin %25’lik ödenen kısmının tarafına iade edilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça iade yapılmaması üzerine, davacı tarafça … 1. Noterliği’nin … tarih, … sayılı ihtarnamesiyle iade yapılması talep olunmuş, 17.07.2017 tarihinde davalıya tebliğ olan bu ihtarname neticesinde davalı tarafça … 15. Noterliği’nin … tarih ve … sayılı ihtarnamesiyle iadenin yapılmayacağı davacıya bildirilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen Ziyafet Satış Sözleşmesi’nin “İptaller ve İptal Ücretleri” başlıklı 20.1 maddesine göre, “Organizasyon tarihinden 120 ile 30 gün önceden yapılan iptallerde toplam meblağın %25’ine tekabül eden meblağ davet sahibi tarafından otele ödenir.” hükmü düzenlenmiştir. 01.06.2017 tarihli sözleşmede organizasyon tarihi 24.09.2010 olarak belirlenmiş, iptal tarihinin ise 09.06.2017 tarihi olduğu anlaşılmıştır.. Anılan sözleşme hükmüne göre davacı yanın organizasyon tarihinden önceki süreçte -120 ile 30 gün arasında- iptal talebinde bulunduğu tespit edilmiştir. Ayrıca sözleşmenin 20.7 maddesinde ise, sözleşmenin imzalanma tarihi, sözleşmenin iptal hükümlerini ve sürelerini içeren 20. Maddede belirlenen sürelerin içinde kalıyorsa, imza tarihinden itibaren geçerli olan iptal hükmünün yürürlükte olacağını taraflar kabul etmiş sayılır, hükmü düzenlenmiştir.
Her ne kadar davacı tarafın sözleşmeyi iptal iradesi sözleşme hükümlerinde belirlenen 120 ile 30 gün arasına denk gelmiş olsa da, davacı taraf şirket ortağı tarafından davalı şirket satış sorumlusu …’ya iptal iradesinin bildirildiği 09.06.2017 tarihli e-posta neticesinde, davalı şirket satış sorumlusu … tarafından davacı şirket ortağı …’ya gönderilen aynı tarihli cevabi e-postada davacıdan tahsil edilen 10.116,72 TL’nin iade sürecinin başlatılacağının bildirilmesi karşısında, iade talebi kabul olunan davacının ödemiş olduğu 10.116,72 TL’yi davalıdan talep edebileceği, satış temsilcisinin beyanının davalı açısından hüküm ve sonuç doğuracağı anlaşılmıştır.
Önce davalı tarafından iade sürecinin başlatılacağının bildirilip, sonra iadenin gerçekleştirilemeyeceğinin belirtilmesi ise Roma Hukukundan bu yana gelen prensibe bağlı olarak, “oluşturulan güvene aykırı davranış, çelişkili davranış yasağı” uyarınca dürüstlük kuralına aykırı bir davranış olarak kabul edilmiştir (…). Zira davalı şirket bünyesindeki otelin satış temsilcisi olarak görev yapan, sözleşmelerin kurulması aşamasında … adına görüşmeler yaparak müşterilerle muhatap olan, anılan oteli ve otelin sunduğu hizmetleri tanıtan …’nın, davalı … temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı hususu ile otel adına iade talebini kabul yetkisinin de bulunmadığının davalı tarafça ileri sürülmesi dürüstlük kuralıyla bağdaşmamaktadır. Ayrıca dosya kapsamında yaptırılan bilirkişi incelemeleri neticesinde de, davacı talebinin sektörel kural ve teamüllere uygun olduğu mütalaa edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-10.116,72 TL alacağın 24/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 691,08 TL harçtan peşin alınan 172,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 518,31 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 172,77 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 206,75 TL, bilirkişi ücreti 3.000,00 TL olmak üzere toplam 3.206,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/11/2020

Katip …

Hakim …