Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1200 E. 2019/960 K. 20.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/287 Esas
KARAR NO : 2019/987

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 16/05/2019
KARAR TARİHİ : 27/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine icra takibi devam ettiği sırada davalının İcra Mahkemesine başvurarak bonoya dayalı takipte 3 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra takip dosyasında yenileme işlemi yapıldığı gerekçesi ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettiğini, takip dosyasında zamanaşımı süresi dolmadan işlemler yapıldığı halde İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında 02/07/2018 tarihinde verdiği hukuka aykırı kararla davalının talebi doğrultusunda icranın geri bırakılmasına karar verdiği ve istinaf edilemeyecek kararlardan olduğu gerekçesi ile istinaf yolunu kapattığını, İcra Mahkemesinin bu kararına karşı istinaf yolu açık olduğu gerekçesi ile istinaf talebinde bulunmalarına rağmen, yerel mahkemece masraf yatırılmadığı gerekçesi ile ek kararla taleplerinin reddedildiğini, yerel mahkemenin bu ek kararına karşı yeniden istinaf talebinde bulunmalarına rağmen İstinaf Mahkemesi’nin yerel mahkemeden tamamen farklı bir gerekçe ile taleplerini 28/03/2019 tarihli kararla kesin olarak reddettiğini, İstinaf Mahkemesinin red kararı üzerine 2004 sayılı Kanunun 71 ve 33/a maddesinin tanıdığı yetki çerçevesinde iş bu davayı açtıklarını, bu nedenlerle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasındaki bonoya dayalı alacağın zamanaşımına uğramadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, genel yetki kuralı gereğince davalının adresinin bulunduğu Rize-Kalkandere mahkemelerinin yetkili olduğunu, kesin hüküm itirazında bulunduklarını, dosya münderecatından anlaşılacağı gibi aynı konuda daha önce verilmiş ve yasal yollar tüketildiği için kesinleşmiş mahkeme kararının bulunduğunu, dava konusu senetlerin zamanaşımına uğradığını, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın açılmasında hukuki yarar olmadığını, davanın yasal dayanağının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK md 71/2 atfıyla kıyasen uygulanan 33/a-2 maddesine dayalı olarak “kambiyo takibinde bonoların zamanaşımına uğramadığının tespiti” istemli tespit davasıdır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının aslının istenmesi üzerine icra müdürlüğünce İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas dosyasına gönderildiği bildirilmişse de, dosyaya getirtilen …İHM dosyası içinde takip dosyasının sadece fotokopi evrakının bulunduğu, bu fotokopilerin içinde takip dayanağı 3 bonodan birinin fotokopisinin hiç bulunmadığı görülmüş, bunun üzerine davacı vekilince dosyaya eksik bono fotokopisi de sunulmuştur.
İncelenen takip dosyası ve şikayet dava dosyasına göre; davacı lehdar tarafından davalı keşideci hakkında tümü 22.10.2009 keşide tarihi içeren, 30.03.2010 ödeme tarihli 2.100 TL bedelli; 30.04.2010 ödeme tarihli 2.100 TL bedelli; 30.05.2010 ödeme tarihli 2.100 TL bedelli üç adet bonoya dayalı olarak 28.07.2010 tarihinde … Esas numaralı dosyada başlatılan kambiyo senetlerine özgü takip dosyası olduğu, dosyada en son yapılan işleme ilişkin 21.05.2013 tarihli maaş haczi talebinin göründüğü, icra müdürlüğünce talebin 26.04.2013’te değerlendirilerek talep gibi işlem yapılmasına karar verildiği, dosyanın daha sonra işlemden kaldırılması üzerine alacaklı davacı vekilinin 29.03.2018 tarihli yenileme talebi üzerine dosyanın 04.04.2018 tarihli icra müdürlüğü kararıyla yenilenerek … Esas numarasını aldığı ve borçluya 16.05.2018 tarihinde yenileme emri tebliğ edildiği, maaş haczi için üçüncü kişiye haciz müzekkeresi tebliğ edildiği, borçlu tarafından bonoların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle 21.05.2018’de takibin iptali talepli İstanbul…İcra HM … E dosyasında yaptığı şikayette 02.07.2018 tarihli …K sayılı kararla, alacaklının 26.03.2013 tarihli haciz talebiyle 29.03.2018 tarihli yenileme talebi arasında bono zamanaşımını kesen bir takip işlemi bulunmadığı gerekçesiyle dava kabul edilerek (kesin kararla) icranın geri bırakılmasına karar verildiği, alacaklı tarafından masraf yatırılmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin ek kararla reddedildiği, ek kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 20.HD’nin 28.03.2019 günlü 2019/776 E 2019/720 K sayılı kararıyla “miktar itibariyle kesin karara karşı istinaf isteminin usulden reddine” karar verilmiş olduğu, bu kararın davacımız olan alacaklıya 10.05.2019 tarihinde tebliğ edildiği, mahkememizde tespit talepli davanın ise 16.05.2019 tarihinde yani İİK md.33/a ikinci fıkrasında düzenlenen 7 günlük yasal süre içinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından alacak tespiti istemiyle değil, sadece bonoların zamanaşımına uğramadığının tespiti istemiyle dava açılmıştır. İİK md. 71 ikinci fıkra gereği, kanunun 33/a maddesinin kıyasen ilamlı icra takibi dışındaki takiplerde de uygulanacağı, alacaklının 7 gün içinde zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde genel mahkemelerde dava açma hakkı bulunduğu açıkça hükme bağlanmış olduğundan, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı mevcuttur.
Davalı vekilince süresinde sunulan cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunulmuş, HMK md. 6 uyarınca davalının yerleşim yeri olan Rize-Kalkandere mahkemelerinin davayı görmekte yetkili olduğu ileri sürülmüştür.
Davacı vekilince takip dayanağı bonolardan ilkinde “İst.” şeklinde yetki sözleşmesi bulunduğu, muacceliyet şartı nedeniyle sonraki iki bononun akibetinin de ilkine tabi olduğu, ayrıca bonodaki borçlu adresi itibariyle İstanbul İM nezdinde başlatılan takibin kesinleşmiş olduğu, İİK md 4’e göre takiple alakalı her türlü itiraz ve şikayetlerin takibin yapıldığı yerdeki icra mahkemesinde görülmesi gerektiğinden karine olarak İİK 33/a’ya göre açılan tespit davasında da takibin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olduğu, tüm bu nedenlerle davaya bakmakta İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu ileri sürülmüştür.
Davalının yetki ilk itirazının değerlendirilmesi yönünden tarafların vergi dairesi mükellefiyet kaydı ve TSM kaydı getirtilerek incelendiğinde davacının birinci sınıf tacir olduğu ancak davalının bono keşide tarihleri ve dava tarihi itibariyle mükellefiyet kaydı ve ticaret sicil kaydı olmadığı, dolayısıyla tacir sayılamayacağı, bu nedenle dava tarihinde yürürlükte olan HMK md 17’ye göre ilk bono üzerindeki yetki sözleşmesinin taraflar açısından bağlayıcı sayılamayacağı, bono keşide tarihinde yürürlükte olan HUMK’da yetki sözleşmesinin bağlayıcılığı yönünden tarafların tacir olma şartı bulunmamakta ise de, usul kanunlarının derhal uygulanması ilkesi de dikkate alındığında 2019’da açılan davada 6100 sayılı HMK hükümlerinin uygulanması gerektiği, kaldı ki diğer iki bonoda yetki sözleşmesi bulunmadığı, icra mahkemelerinin yetkisine dair hükümlerin genel mahkeme yetkisinin belirlenmesinde uygulanamayacağı, icra dairesinin bulunduğu yerin genel mahkemelerde açılacak davalar yönünden kesin yetki kuralı yaratmayacağı, İİK md 50 uyarınca yetki konusunda HMK hükümlerinin uygulanmasının zorunlu olduğu, HMK md 6’ya göre de davalının yerleşim yerinin yetkili olduğu, diğer yandan kambiyo evrakına bağlı borçlar aranacak borç olmakla (keşideci adresi keşide yeri kabul edileceğinden) bonoların keşide yerine göre Şişli (İstanbul) mahkemelerinin yetkili olduğu düşünülebilirse de, davanın açıldığı tarih itibariyle davalının yerleşim yerinin İstanbul değil Rize Kalkandere İlçesi olduğu, ayrıca davanın alacak değil tespit davası olduğu, bonoların zamanaşımına uğradığına dair şekli anlamda kesin bir icra hukuk mahkemesi kararının da bulunduğu anlaşılmakla, HMK md. 6 uyarınca yetki ilk itirazının kabulü gerektiği sonucuna varılarak, aşağıdaki şekilde Kalkandere Asliye Hukuk (Ticaret) mahkemesine yetkisizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:

1-Mahkememizin yetkisizliği sebebiyle dava dilekçesinin reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın yetkili Kalkandere Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde yetkili mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
27/12/2019
Katip …
¸

Hakim …
¸