Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1183 E. 2021/949 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1183 Esas
KARAR NO : 2021/949

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/12/2018
KARAR TARİHİ : 27/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili 10/02/2018 tarihinde …Durağı önünde bulunan trafik ışıklarının bulunduğu yerden geçmekte olduğu sırada bir …otobüsü müvekkilinin sağ ayağının üzerinden geçtiğini, olay sonrası İETT otobüsü durmamış ve yola devam ettiğini, meydana gelen kazada otobüs sürücüsü tam ve aslı kusurlu olduğunu, kaza sonrası … Kaymakamlığı … Polis Merkezi Amirliği tarafından soruşturma yürütüldüğünü, davalı … Hesabına 12/10/2018 tarihli ihtarname ile maddi tazminatların tarafımıza ödenmesi için ihtarda bulunulduğunu, söz konusu kaza nedeniyle müvekkilin sağ bacağında 2 kırık ve 1 çatlak oluşmuş ve müvekkili ameliyat olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı kalmak üzere müvekkilin kaza nedeniyle uğramış olduğu geçici/kalıcı hasar ve bakıcı giderleri , maddi tazminat talebinin HMK m.107 uyarınca belirsiz alacağın kaza tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Açılmış olan dosyanın KTK md 97 deki dava şartı yerine getirilemediğinden reddi gerektiğini, dava yada tahkim yoluna başvurulabilmesi için sigorta kuruluşu tarafından başvurun 15 gün içerisinde cevaplanmaması veya verilen cevabın talebi karşılanmadığına ilişkin olması şartı arandığını, görülmekte olan davada kuruma başvuru yapıldığı 15 gün içerisinde kurum tarafından cevap verildiğini davacı tarafından eksik evrakların gönderilmesi halinde dosyanın değerlendirme alınacağı bildirildiğini, öncelikli olarak usuli itirazlarının kabulü ile davanın reddini poliçe teminatına girmeyen kazanç kaybı tedavi gideri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların tümden reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 01/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı yaya …’ın %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu, Plakası belirlenemeyen … otobüsünün kimliği meçhul sürücüsünün %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu, Davacının nihai ve gerçek geçici İşgöremezlik maddi zararının 3.206,24 TL olduğu, Davacının nihai ve gerçek sürekli işgöremezlik maddi zararının 25.993,17 TL olduğu, Davacının nihai ve gerçek bakıcı gideri maddi zararının 725,45 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının dava tarihi olan 10.12.2018 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu,” kanaatlerine ulaşılmıştır.
Bilirkişi Tazminat Hesap Uzmanı … tarafından mahkememize sunulan 04/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacının nihai ve gerçek geçici işgöremezlik maddi zararının 3.206,24 TL olduğu, Davacının nihai ve gerçek sürekli işgöremezlik maddi zararının; 1.SEÇENEKTE: %6 oranındaki özürlülüğe göre 48.458,80 TL olduğu,2. SEÇENEKTE: %13 orandaki meslekte kazanma gücü kaybına göre 104.994,07 TL olduğu, Davacının nihai ve gerçek bakıcı gideri maddi zararının 1.014,75 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının dava tarihi olan 10.12.2018 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu,” kanaatlerine ulaşılmıştır.
Davacı vekili, 30/11/2021 tarihli sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde özetle;a 10/12/2018 tarihli dava dilekçemizle huzurdaki dava ikame edilirken fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla 30,00 TL tutarında tazminata hükmedilmesi talebinde bulunulmuş olup, 04/10/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre alacak hakkımız 109.215,06 TL olduğu kanaatine varıldığını, davanın 30,00 TL’den 109.185,06 TL arttırılarak 109.215,06 TL olarak ıslah edilmesini, ıslah taleplerinin kabulü ile haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkememizce davaya konu soruşturma dosyası, kaza nedeniyle davacının SGK’ dan rücuya tabi ödeme alıp almadığına ilişkin araştırma yazıları, davacının sosyal ve ekonomik durum araştırması, kaza sebebiyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere ilişkin tüm kayıtlar eksiksiz olarak dava dosyasına celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, 10/02/2018 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle davacının yaralanması sonucu 2918 sayılı KTK kapsamında plakası ve karayolları ZMMS poliçesi tespit edilemeyen aracın vermiş olduğu zararlardan sorumlu tutulan … Hesabından 10,00-TL geçici, 10,00-TL sürekli maluliyet ve 10,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 30,00-TL maddi zararların tazmini talebine ilişkindir.
… Hesabına yazılı şekilde başvuruda bulunulduğu ancak, başvuru sırasında bazı belgelerin ibraz edilmemiş olması halinde, başvurunun geçersiz olduğu diğer bir ifadeyle bu durumun başvuru şartının yerine getirilmemesi haline ilişkin yapılan değerlendirmede; KTK’nın 97.madde hükmü uyarınca, dava şartı haline getirilen husus dava açılmadan önce sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulması gereğidir. Anılan maddede, başvurunun yazılı olması dışında herhangi bir şart belirtilmediği gibi, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarının C.7.maddesinde 02/08/2016 tarihinde yapılan “Zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigortacıya yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigortacının başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, hak sahibi sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinde, kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgahının bulunduğu mahkemede dava açılabileceği gibi uyuşmazlığın çözümü için Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulabilir. ” şeklindeki değişiklikte de başvurunun geçerli sayılabilmesi için yazılı olması koşulu dışında herhangi bir ekleme yapılmadığı açıktır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.2.maddesinin 3.paragrafında yapılan ve 02/08/2016 tarihinden itibaren geçerli olan değişiklik ise, yani tazminat ödemelerinde istenilecek belgelerin hangi belgeler olduğuna ilişkin değişiklik ise; esasen KTK’nın 99.maddesi hükmüne bağlı olarak getirilmiş bir düzenleme niteliğinde olup, dava şartı koşulu bakımından getirilmiş bir düzenleme niteliğinde bulunmamaktadır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2018/2552 Esas, 2020/3772 Karar sayılı ilamı) Davacının dava açılmadan evvel trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle bu zararlarının tazminine yönelik olarak yazılı şekilde sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, ancak sigorta şirketinin engellilik raporunun aslı ve bir kısım başka belgeler istemek suretiyle tazminat talebini yerine getirmediği ve sürüncemede bıraktığı anlaşıldığından davacının dava açılmadan evvel KTK 97. madde hükmü uyarınca yazılı başvuru şartını usulünce yerine getirdiği anlaşılmış, bu yöndeki davalı sigorta … hesabının savunmaları yerinde görülmemiştir.
Dava, plakası tespit edilemeyen aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaya olan davacının yaralanmasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Bu noktada davacının yaralanmasının trafik kazasından kaynaklandığına ilişkin ayrıca değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Davacının tedavi evrakı içeriğine göre yaralanmanın niteliği nazara alındığında, mevcut yaralanmanın … ‘a ait … E.A. Hastanesinin 10.02.2018 tarih 28881 sayılı raporunda; sağ ayak bileğinde ağrı, deplase nazal fraktür, sağ ayak bimalleoler kırığı saptandığı, trafik kazalarına özgü bir yaralanma olduğu konusunda ATK’nın tıbbi görüş bildirme olanağının bulunmadığı, trafik kazası veya başka bir dış etken ayırımı yapılabilmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmiş, dolayısıyla ATK’dan bu konuda rapor alınmasının sonuca etkili olmayacağı ve bu nedenle dosyadaki mevcut delillerin tartışılması suretiyle karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür. Bu bağlamda, davacının yaralanmasının akabinde hastaneye götürülmesine, hastane girişinin “trafik kazası” olarak yapılmasına, aksi kanıtlanmayan ve sıcağı sıcağına alınan davacının beyanında belirtilen kazanın oluş şekline göre olay yerinde kazaya ilişkin bir emare bulunmamasının olağan hayat tecrübelerine aykırı olmamamsına göre yaralanmanın beyan edildiği gibi trafik kazasından meydana geldiğini kabul etmek gerekmiştir. (Benzer yönde … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2017/1634 Esas, 2018/500 Karar sayılı ilamı)
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; çalışmakta iken sakat kalan mağdurun uğradığı maddi zararın hesaplanmasında, uğradığı sakatlık oranı değil, bu sakatlık nedeniyle ortaya çıkan iş göremezlik, diğer anlatımla çalışma ve kazanma gücündeki kayıp oranı esas alınmalıdır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Dosya kapsamında 3 adet ATK raporu bulunmaktadır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 07/10/2019 tarihli adli tıp raporu ile özetle: … oğlu 1993 doğumlu …’ın 10.02.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliği Kas İskelet Sistemi, Alt Ekstremite Tablo 3.33c %4 ve KBB D- Yüz Sınıf 1 .. %2, Baltazard formülüne göre %5.92 olduğuna göre;
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %.6.0 (yüzdealtınoktasıfır) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde tespitte bulunulmuştur.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 16/01/2020 tarihli adli tıp raporu ile özetle: 1. … oğlu 1993 doğumlu …’ın 10.02.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliği kapsamında maluliyet ornı ve iyileşme süresi açısından Kurulumuzun 30.09.2019 tarih ve 21220 sayılı kararına eklenecek husus bulunmadığı,
2. Kişinin 1 (bir) ay süre başka birinin bakımına muhtaç durumda olduğu oy birliğiyle mütalaa olunur.” şeklinde tespitte bulunulmuştur.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 01/02/2021 tarihli adli tıp raporu ile özetle: ”1…. oğlu 1993 doğumlu …’ın 10.02.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 XII (32a…………….1)A%5 Gr1 XII (18Ba…………..5)A%9 Gr1 IV (9………………….0)A%3 Baltazard formülüne göre …%16.14 E cetveline göre: %13.0 (yüzdeonüçnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 2.İyileşme ( iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği,3.Kişinin 1 (bir) ay süre başka birinin bakımına muhtaç durumda olduğu” mütalaa edilmiştir.” şeklinde tespitte bulunulmuştur.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/2388 E, 2021/3038 Karar sayılı ilamı) Yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3089 E, 2021/3411 Karar sayılı ilamı uyarınca “kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.” şeklindeki tespitler dikkate alındığında dosya kapsamında bulunan ve somut uyuşmazlıktaki kaza tarihi de dikkate alınarak maluliyet tespiti yapılmalıdır.
Dava, 10/02/2018 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasına ilişkin olduğundan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 07/10/2019 tarihli adli tıp raporu ve yine aynı yönetmelik uyarınca bakıma muhtaçlık süresinin tespitine yönelik Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 16/01/2020 tarihli adli tıp raporu hükme esas alınmıştır.
Dosya kapsamına göre, trafik bilirkişi ve aktüerya bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdi ile; meydana gelen yaralamalı trafik kazasındaki tarafların kusur durumu ve (% olarak) kusur oranı, davacının müterafik (birlikte) kusuru bulunup bulunmadığı, davacının bu kaza nedeniyle uğramış olduğu bedensel zararların ve bu kapsamda talep konusu ettiği sürekli/geçici iş göremezlik zararının hesaplanması ve tespiti bakımından bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiş; bilirkişi heyeti tarafından kusura yönelik davacı yaya Vedat YILMAZ’ın %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu, Plakası belirlenemeyen İETT otobüsünün kimliği meçhul sürücüsünün %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğuna yönelik raporun kapsamlı, gerekçeli ve denetime açık olması karşısında itibar edilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3089 E, 2021/3411 Karar sayılı ilamı ve uygulaması gereğince aktüer hesabında TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması gerekliliği belirtilmiştir. Bu kapsamda yapılan aktüer hesabı ile dosyaya rapor sunan bilirkişiden dosya kapsamında bulunan ATK Başkanlığının maluliyet raporuna ilişkin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı tespit işlemleri yönetmeliği ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırma Yönetmeliği uyarınca alternatifli olarak hesaplama yapılmasının istenilmiş, alternatifli hesaplamanın her iki yönetmelik yönünden deYargıtay 4. HD’ nin 08/06/2021 tarih 2021/3068 E, 2021/2526 K.sayılı güncel içtihat doğrultusunda TRH 2010 ve Progresit rant yöntemi kullanılarak yeniden hesaplama yapılarak ek rapor alınması sağlanmıştır. Bilirkişi Tazminat Hesap Uzmanı Mehmet Domaç tarafından mahkememize sunulan 04/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacının nihai ve gerçek geçici işgöremezlik maddi zararının 3.206,24 TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli işgöremezlik maddi zararının; Özürlülük Ölçütü Sınıflandırma Yönetmeliğine göre %6 oranındaki maluliyetin karşılığı sürekli iş göremezlik tazminatı 48.458,80 TL olduğu, davacının nihai ve gerçek bakıcı gideri maddi zararının 1.014,75 TL olduğu, temerrüt başlangıcının dava tarihi olan 10.12.2018 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu,” kanaatlerine ulaşılmış olup; bilirkişi tarafından belirlenen tazminat tutarları güncel içtihatlara ve hesaplama yöntemlerine uygun olup bu tutarlar zarar miktarı olarak mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı vekili, 30/11/2021 tarihli sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde özetle; 10/12/2018 tarihli dava dilekçemizle huzurdaki dava ikame edilirken fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla 30,00 TL tutarında tazminata hükmedilmesi talebinde bulunulmuş olup, 04/10/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre alacak hakkımız 109.215,06 TL olduğu kanaatine varıldığını, davanın 30,00 TL’den 109.185,06 TL arttırılarak 109.215,06 TL olarak ıslah edilmesini, ıslah taleplerinin kabulü ile haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilince temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş ise de her ne kadar davanın trafik kazasından kaynaklı olduğu sabit ise de kazaya sebebiyet veren aracın belirlenmemesi nedeniyle ticari vasıfta olduğuna ilişkin davacı tarafça ispata yarayan bir delilin dosya kapsamında bulunmaması da gözetilerek yasal faize hükmetmek gerekmiş, davalının haksız fiilin faili olmayan ve yasadan kaynaklı sorumluluğu da gözetilerek her ne kadar davalıya dava öncesi yasal başvuru şartı yerine getirilmiş ise de davalı kurumun ödemesi gereken tazminat bedelinin hesaplanması için maluliyet oranı belirlenmeden ve dava dilekçesinde talep olunan tazminat kalemlerine yönelik bir ayrım yapmazsızın 50,000-TL tazminat talep ettiği bu haliyle, davada talep edilen tazminat kalemlerine ilişkin temerrüt olgusunun dava öncesinde oluştuğu ispatlanamadığından temerrütün dava tarihi ile oluştuğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca davalı kurumca geçici iş göremezlik tazminatından SGK’nın sorumlu olduğu iddiası da dosya kapsamı ile uyumlu değildir. 2918 sayılı KTK 98. maddesinde SGK’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmış olup bu giderler kapsamında geçici iş göremezlik tazminatının bulunmadığı açıktır. Yeni Genel Şartların A.5.b maddesinde açıklanan sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmesi ile aynı yönde değişiklik 2918 sayılı KTK’da yapılmadığından Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararı gereğince yeni Genel Şartların A.5.b maddesi sigorta şirketinin sorumluluğunu daraltan nitelikte olduğundan uygulanamayacaktır.
Nihayetinde, davacının 09/06/2021 tarihli bedel artırım dilekçesi doğrultuusunda davasını bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah etmiş, Mahkememizce bedel artırım dilekçesi doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 3.206,24-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 48.458,80-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 1.014,75-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 52.679,79-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 10/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile;
3.206,24-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 48.458,80-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 1.014,75-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 52.679,79-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 10/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
2-Kabul edilen dava değeri (52.679,79-TL) üzerinden alınması gereken 3.598,55 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL peşin harç ve 374,00 TL ıslah harcı toplamı 409,90 harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 3.188,65 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 409,90 TL harç (peşin+ ıslah harcı ) 1.125,50 TL posta masrafı, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.335,40 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 913,89 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 7.648,37 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 maddesi uyarınca belirlenen 8.149,59 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, E-duruşma ile katılan davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/12/2021

Katip

Hakim