Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1158 E. 2019/218 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1158 Esas
KARAR NO : 2019/218

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2018
KARAR TARİHİ : 12/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … (… Türkiye Garantili) 64 GB Gold IMEI: … numaralı cihazı davalı …Tic A.Ş (…com)’ den 3.428,90-TL bedelle, satışa ilişkin 14/09/2017 düzenleme tarihli, … numaralı fatura ile satın alındığını, müvekkili davalıdan aldığı telefonu 20/09/2017 tarihinde … isimli bir müşterisine 3.500,00-TL bedelle satıldığını, davaya konu telefonun çalıntı olduğu gerekçesi ile başlatılan soruşturma kapsamında … Cumhuriyet Başsavcılığının … Talimat sayılı dosyası üzerinde telefonu kullanmakta olan … ve müvekkili şirket yetkilisi …’in şüpheli olarak ifadeleri alındığını, bahse konu telefonun emniyete teslim edildiğini, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile satılan malın ayıplı olması sebebi ile müvekkili tarafından ödenen bedelin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile iadesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili … internet sitesinin sahibi ve yöneticisi olup bu internet sitesi aracılığıyla çeşitli ve mal ve hizmetleri tüketicilere sattığını, mal ve hizmetler üretici veya tedarikçilerden temin edilmekte, satış için internet sitesine konmakta ve tüketicilerin talepleri doğrultusunda satın alınan ürünler müvekkil şirket aracılığı ile kargo şirketine verilerek tüketicilere teslim edildiğini, müvekkil şirketin ürünlerin sadece satımının yapıldığı aracı bir kurum olduğunu, tüketicilerin talep etmesi durumunda ürünlerin onarımına aracılık etmediğini, hiçbir şekilde müvekkil şirket açısından ayıbının kabul anlamına gelmemekle, teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edildiğini, bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya ait olduğunu, bu karine malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanamadığını, davacının iddiaları ispata muhtaç olduğunu, davaya konu cep telefonun aynı olup olmadığı hususlarında tespit yapılması gerektiğini, belirtilen sebeplerle ve sayın mahkemeniz tarafından re’sen göz önüne alınarak öncelikle davanın usul ve esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava, ticari satımdan kaynaklı satım konusu malın ayıplı olduğundan bahisle satılanın iadesi ile satış bedelinin temerrüd faizi ile birlikte işleyecek faizi ile birlikte satıcıdan istirdadı istemine İlişkindir.
6100 sayılı HMK’nın “dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119/1 fıkrasının e bendinde “davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri “, f bendinde ise “iddia edilen her bir vakıanın hangi deliller ile ispat edileceği” hükümlerine yer verilmiştir. Yine “somutlaştırma yükü ve delillerin gösterilmesi” başlıklı HMK’nın 194/1 fıkrasında “taraflar, dayandıkları vakıaları, (HMK m.119/1-e; m.129/1-d) ispatı elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar.” aynı maddenin ikinci bendinde ise “tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğinin açıkça belirtmeleri zorunludur.” denilmiştir. Sözü edilen maddelerin açıklanan fıkra bentlerin kapsamından da anlaşıldığı üzere davacı vekili tarafından bu maddelerin gereklerinin yerine getirilip getirilmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir. (Yargıtay HGK, 22/03/2017 gün 2015/8-881 Esas 2017/518 Karar sayılı kararı )
Basit yargılama usulüne ilişkin delillerin ikamesi başlıklı HMK’nın 318.maddesinde “taraflar dilekçeleri ile birlikte tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın hangi delili olduğunu da belirterek bildirmek ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar içinde bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır. ” denilmiş uygulanacak hükümler başlıklı aynı kanunun 322/1 fıkrasında da “bu kanun ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hallerde yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır denilmektedir. Görüldüğü gibi basit yargılama usulune ilişkin söz konusu kanunun 318.maddesinde deliller için özel hüküm bulunduğuna göre yazılı yargılama usulüne gitme olanağı mümkün gözükmemektedir.
6102 sayılı TTK’nın 28/02/2018 tarih ve 7101 sayılı kanunun 61.maddesi ile değişik 4/2 maddesi uyarınca davanın 6100 sayılı HMK m.316-322. Maddeleri arasında düzenlenen basit yargılama usulüne tabi olduğu, bu nedenle aynı kanunun 140/5 maddesi çerçevesinde taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları delil ve belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla açıklamada bulunmak üzere süre verilmesinin usule uygun olmadığı, diğer bir deyimli basit yargılama usulüne tabi davalarda tarafların HMK m.318 hükmü uyarınca tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da bildirmek ve ellerinde delillerin dilekçelerine eklemek ve başka yerden getirtilecek belge ve dosyalar içinde bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorunda oldukları, dikkate alınarak davacının delilleri sunmak için süre talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
Tarafların bildirdiği ve dosyaya sunduğu delil ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının dava konusu vakıalara ilişkin delil ve belge sunmadığı gibi davacı ve davalı tarafa bu yönde delillerini sunması yahut başka yerden getirtilmesi gereken delil ve belgelere ilişkin yerlerini bildirmesi ve açıklamada bulunması için süre verilmesi uygun olmayıp somut delil ve belge bulunmaması, davacının davalıdan satın alıp daha sonra satışını gerçekleştirdiği telefonun klonlanmış İMEİ bilgisi nedeniyle çalıntı telefon olarak işlem görüp davacıya yeniden iade edildiğine ve davacının bu suretle satış bedelinin müşterisine iade etmek zorunda kaldığına dair teslim belgeleri ve ödeme makbuzunun dosya içerisinde mevcut olmadığı ve sunulmadığı anlaşılmakla davacının ayıplı maldan kaynaklı zararının bulunduğunun kanıtlanamadığı anlaşılmakla davacının sözleşme çerçevesinde hak ve alacağını kanıtlayamaması nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
5-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının peşin alınan 58,56-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 14,16 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.12/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır