Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1105 E. 2021/687 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1105 Esas
KARAR NO : 2021/687

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, müvekkili tarafından bu icra takibinden şirket araçlarının kaydında haciz olduğu anlaşılmakla yeni haberdar olunduğunu, takip konusu çekte müvekkili şirket adı altında atılmış imzanın müvekkili şirketin hiçbir dönemindeki herhangi şirket yetkilisine ait olmadığı, müvekkili şirket ve yetkililerince böyle bir çekin hiçbir zaman görülmediği, dolayısıyla böyle bir çeke ve çekte belirtilen tutara istinaden yapılmış bir ticaret olmadığının anlaşıldığını, çek üzerindeki imzanın sahte olduğunu, ciro edilmeyen, sahte imzalı çekten dolayı müvekkili şirketin sorumlu tutulması ya da davalıya borçlu olmasının mümkün olmadığını, bu nedenlerle müvekkili şirketin takip alacaklısına borcu olmadığı ve dayanağı çek üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığı, cirodaki imzanın sahte olduğu ve bu sebeple böyle bir çekten sorumlu tutulamayacağı da nazara alınarak müvekkili şirket aleyhine başlatılan … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın imzanın davacı şirkete ait olup olmadığını bilme imkanının bulunmadığını, müvekkili bankaya söz konusu çekin kredi borçlusu tarafından ciro ve temlik edilmiş olduğunu, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine de takip başlatıldığını, müvekkilinin söz konusu çekte yer alan imzaların sıhhatini inceleme ya da değerlendirme gibi bir imkanının bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı iddialara dayalı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, … Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen davacı şirketin sicil kayıtları, imza incelemesine yönelik celp edilen … Gelir İdaresi Başkanlığı, … Gelir İdaresi Başkanlığı, … Belediye Başkanlığı, … Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü, …bank … Şubesi, …bank … Şubesi, … Bankası … Şubesi, …bank … Şubesi, …Bankası … Şubesi, …bank … Şubesi, … Bankası … Şubesi, …bank … Şubesi yazı cevapları, incelenmiştir.
Mahkememiz dosyası Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı …’ e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 05/08/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; ”… İnceleme konusu …bank … Şubesinin keşide yeri …, keşide tarihi 20/06/2016 olan …A.Ş. emrine düzenlenmiş 150.000,00 TL bedelli, … sayılı çekin arka yüzündeki ikinci ciroya ait ”…” başlıklı kaşe izleri üzerine şirket yetkilisine atfen atılmış olan imzanın karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan farklılıklara nazaran şirket yetkilisi …’ ın eli ürünü olmadığı, söz konusu çekin arka yüzündeki ikinci ciroya ait ”…” başlıklı kaşe izleri üzerine şirket yetkilisine atfen atılmış olan imzanın karşılaştırma belgelerindeki 1.grup imzalarına kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan uygunluk ve benzerliklere nazaran şirket yetkililerinden …’ nun eli ürünü olduğu…” mütalaa edilmiştir.
Dava, çekteki imzanın sahte olmasından dolayı -sahtecilik iddiasına dayalı- borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı bankanın davacı şirket hakkında … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde bulunduğu, takibe ve davaya konu çekin … T.A.Ş. … Şubesine ait 20/06/2016 keşide tarihli ve 150.000,00 TL bedelli çek olduğu, davacının takibe konu çekteki imzanın kendisine davacı şirket yetkilisine ait olmadığını söyleyerek işbu menfi tespit davasını açtığı anlaşılmıştır.
Davacı … Şirketinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen sicil kayıtları incelendiğinde; şirketin 12/02/2015 tarihinde kurulduğu, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 18/02/2015 tarihli yayınında 12/02/2015 tarihinden itibaren (3) üç yıl süre ile münferiden şirketi temsil ve ilzama yetkili olarak dava dışı …’ın seçildiği, ancak dava dışı şirket yetkilisinin henüz üç yıllık süresi dolmadan şirket genel kurulu tarafından alınan kararlar çerçevesinde 11/01/2016 tarihinden itibaren münferiden (3) üç yıl süre şirketi temsil ve ilzama yetkili olarak …’ ın atandığı, işbu genel kurul kararının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 20/01/2016 tarihli nüshasında yayımlandığı, bu arada belirtmek gerekir ki davaya konu çekin keşide tarihinin 20/06/2016 tarihi olduğu nazara alındığında şirket adına kambiyo evrakı düzenleme, temsil ve ilzama yetkili olma hususunda …’ ın yetkili olduğu, akabinde şirket yönetim kurulu tarafından alınan kararlar çerçevesinde 26/09/2017 tarihinden itibaren münferiden ve süresiz şirketi temsil ve ilzama yetkili olarak …’nun atandığı, işbu yönetim kurulu kararının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 18/10/2017 tarihli nüshasında yayımlandığı belirlenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, çekin keşide edildiği tarih itibariyle şirketi münferiden temsil ve ilzama tek yetkilisi … olup, dolayısıyla çekteki imza incelemesinin çekin keşide edildiği tarih itibariyle şirketin imza yetkisili olan kişi yönünden yapılması ve değerlendirilmesi zorunludur. Esasen, şirketi temsil ve ilzama yetkili kimseler dışında çek üzerine imza konulması halinde, böyle bir çekten dolayı şirketin borçlanması da hukuken mümkün değildir.
Uyuşmazlığın temeli, inkar edilen imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı, imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmaması halinde bu definin çekteki cirantalara ve hamile / davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği konusunda toplanmaktadır.
İhtilafın çözülmesi amacıya gerekli araştırmalar yapılmış, bu kapsamda Mahkememizce çek aslı getirtilmiş, davacı şirket yetkilisinin karşılaştırmaya elverişli ıslak imzalı belge asılları toplanmış, ayrıca huzurda bol sayıda imza örnekleri alınmış ve çek üzerinde grafolog bilirkişisi vasıtasıyla inceleme yapılmıştır. Yapılan incelemede 05/08/2021 tarihli bilirkişi raporu ile çekteki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ a ait olmadığı / onun eli ürünü olmadığı belirlenmiştir. Böylece; davaya konu çekin davacı şirket emrine düzenlenmekle birlikte, sahte cirolarla tedavüle konulduğu ve sonuçta davalı hamile ciro edildiği anlaşılmıştır. Davaya konu çekteki imza davacı şirket yetkilisine ait olmadığından ve sahte cirolarla tedavüle konulduğundan davacı şirketin çekten hukuken sorumluğu bulunmamaktadır.
Davaya konu çekteki sahte imzanın – sahtecilik iddiasının- hukuki nitelendirmesine gelince, bilindiği üzere sahtelik def’i, mutlak def’i olduğundan iyiniyetli olsa dahi cirantalara ve hamile karşı ileri sürülebilir. (Yargıtay 19.H.D 2013/18072 Esas, 2014/1981 K; aynı dairenin 2015/9524 E., 2016/526 Karar sayılı ilamları). Bu nedenle söz konusu çekten ve icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
Davanın KABULÜ ile;
1-Davaya konu … T.A.Ş., … Şubesine ait keşidecisi …Ticaret Limited Şirketi olan… hesap numaralı, 20/06/2016 keşide tarihli, 150.000,00 TL bedelli çek ile … 11.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinden ötürü davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Kabul edilen dava değeri (170.245,15 TL) üzerinden alınması gereken 11.629,45 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 2.907,37 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 8.722,08 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 2.907,37 TL peşin harç, posta ve tebligat masrafı 200,00 TL, bilirkişi ücreti 800,00 TL olmak üzere toplam 3.907,37 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 20.123,29 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)