Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1094 E. 2021/247 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1094 Esas
KARAR NO : 2021/247

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davalı şirketin taşınması nedeniyle ihtiyaç duyduğu iç mimari proje işi kapsamında davalıya iç mimari proje çizim hizmeti verdiğini, bahse konu projenin davalıya teslim edildiğini, müvekkilinin .. tarih ve … nolu KDV dahil 7.080,00 TL bedelli faturayı tanzim ederek davalıya iadeli taahhütlü olarak 17/08/2018 tarihinde tebliğ ettiğini, akabinde fatura bedelinin ödenmesi hususunun … 37. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya bildirildiğini ve müvekkilinin alacaklarının tahsili amacıyla … 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ve gönderilen ödeme emrine davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bu nedenlerle davalının haksız ve kötü niyetli borca itirazının iptaline, davalı aleyhine %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında davacıya iş verilmesine yönelik bir sözleşme bulunmadığını, müvekkili şirketin merkezini taşımak üzere bir iş yeri kiraladığını, daire içerisinde gerçekleştirmeyi planladığı tadilat ve dekorasyon için davacı da dahil olmak üzere bu yönde çalışma yürüten firma ve kişilerden bir kısım teklifler aldığını, piyasa araştırması yapıldığını, davacının da bir fiyat teklifi vermesinin istenildiğini, davacının malzeme ve içilik teklifinin yüksek bulunduğunu, bu nedenle kendisine bu işte bir görev verilmediğini, taraflar arasındaki ilişkinin bundan ibaret olduğunu, taraflar arasındaki yazışma ve görüşmelerden de davacının iddia ettiği hususların bir tekliften ibaret olduğunun anlaşıldığını, müvekkili şirketin davacıdan kendisi için bir proje hazırlamasını talep etmediğini, davacıya proje hazırlaması karşılığında bir ödeme vaadinde bulunmadığını, taraflar arasında iddia edilen hususlarda bir anlaşma, protokol, vaad, kabul olmadığını, davacının muaccel olmamış bir borç iddiasına ilişkin faiz talep ettiğini ve bu talebinin haksız ve yersiz olduğunu, faturaya süresi içerisinde itiraz edildiğini, davacının ihtarname masrafı talebinin de hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddine, davacı aleyhinde iddia edilen alacağın %20′ sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, … tarih ve … nolu KDV dahil 7.080,00 TL bedelli fatura sureti, fatura tebliğ evrakları, … 37. Noterliğinin …tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … 37. Noterliğinin …tarih ve … yevmiye numaralı faturanın iadesi ihtarnamesi, noterlik makbuzu, celp edilmiş, incelenmiştir.
Dosya, Bilgi Yöneticisi ve Yazılım Geliştirme Uzmanı … ve İnşaat Yüksek Mühendisi …’ dan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 16/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Davacının e- postasında yer alan davalıya gönderildiği belirtilen proje dava dosyası kapsamında incelendiği, davalı tarafından taşınılacak iş yerinde yapılacak tadilat ve dekorasyon işleri için fiyat teklifi verilmesi aşamasında, davacı tarafından e-posta ile gönderilen projenin hazırlanmasının teklif için zorunlu olmadığı, davalının e-posta uzantısında yer alan projeyi hazırlamadan ve göndermeden fiyat teklifi sunabileceği, fiyat teklifi için proje hazırlanıp gönderilmesinin zorunluluk kapsamında olmadığı, sunulan proje nedeniyle davacının teknik açıdan talep edebileceği hak ve alacağının bulunmadığı …” mütalaa edilmiştir.
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarındaki sözleşmesi ilişkisi uyarınca proje çizimi yaptığını, ancak bu hizmete karşılık olarak kesilen fatura bedelinin kendisine ödenmediğini iddia ederken; davalı, taraflar arasında herhangi bir akdi ilişkinin bulunmadığını, davacı firma gibi başkaca firmalardan işin yapılmasına yönelik fiyat teklifi istendiğini, davacıdan proje hazırlanılmasını istenilmediğini, davaya konu işin yapılmasına yönelik taraflar arasında herhangi bir akdi ilişki kurulmadığını savunmaktadır.
Uyuşmazlık, taraflar arasında akdi ilişkinin kurulup kurulmadığı, hüküm ve sonuçlarını doğurup doğurmadığı, özellikle proje çizimi nedeniyle davalının davacıdan proje bedelini talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. Başka bir anlatımla, sözleşme, iki ya da daha çok gerçek veya tüzel kişinin iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun şekilde açıklamalarıyla kurulan hukuki işlemdir. Sözleşmenin kurulması için tarafların irade açıklamalarına ihtiyaç bulunmaktadır. Bunlar; öneri ve kabuldür. Öneri bir diğer adıyla icap; sözleşme kuruluşuna hizmet eden irade beyanlarından öncelikli olandır. Sözleşme kurma istek ve amacı taşıyan taraf, karşı tarafa bu yönde bir irade beyanı yönlendirerek öneride bulunacaktır. Burada vurgulanması gereken husus; önerinin kurulmak istenen sözleşmenin bütün esaslı unsurlarını içermesi gerektiğidir. Aksi takdirde karşı tarafa yapılan teklif öneri değil, öneriye davet olacaktır. Öneri ile öneriye davet arasında, bunları yapan kişilerin anılan beyanları ile bağlı olup olmamaları şeklinde önemli bir fark söz konusudur. Bu bakımdan, irade açıklaması bir öneri ise; öneriyi gerçekleştiren kişi bu bildirimiyle bağlı olacak ve karşı tarafın da öneriyi kabul etmesiyle sözleşme ilişkisi meydana gelecektir. İrade açıklaması bir öneriye davetse; öneriye daveti yapan kişi, hiçbir şekilde bu beyanıyla bağlı olmayacak, karşı tarafın cevabı üzerine sözleşmeyi yapıp yapmamakta özgür olacaktır.
6098 sayılı TBK’ nın Bağlayıcı Olmayan Öneri ve Herkese Açık Öneri başlıklı 8. maddesinde “Öneren, önerisi ile bağlı olmama hakkının saklı olduğunu açıkça belirtirse veya işin özelliğinden ya da durumun gereğinden bağlanma niyetinde olmadığı anlaşılırsa, önerisi kendisini bağlamaz. ” şeklinde düzenlenmiştir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, davacının iş yerini taşıması nedeniyle yapılması muhtemel tadilat ve dekorasyon işleri için piyasa araştırması yapması, firmalardan fiyat teklifi istemesi öneri değildir, aksine işin niteliğinden ve durumun gereğinden bağlanma niyeti bulunmadığı açık olduğundan öneriye davet niteliğindedir. O halde, fiyat teklifi aşamasında davalı şirketin proje hazırlayarak kendi fiyat teklifini davacı şirkete mail ortamında sunması, hukuki niteliği itibariyle bir kabul beyanı olmadığından akdi ilişkinin kurulmasından bahsedilemeyecektir.
Bilindiği üzere, akdi bir ilişkinin varlığı inkar edildiği takdirde, böyle bir ilişkinin mevcut olduğunu iddia eden taraf bu iddiasını usulüne uygun olarak ispat etmekle yükümlüdür. Sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Davacı, yukarıda değinilen açıklamaların aksine taraflar arasında akdi bir ilişkinin kurulduğunu iddia etmekle birlikte, bu iddiasını ispat edecek resmi ya da yazılı herhangi bir delil sunamamıştır. Delil olarak; projeye ve mail yazışmalarına dayanılmış, ancak mail yazışmalarında açıkça bir sözleşme ilişkisinin kurulduğuna yönelik kayıt ya da beyan bulunmamaktadır. Aksine, yazışma içeriklerinde fiyat teklifi verilmesine yönelik görüşmeler gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Tarafların müşterek beyanlarından da görüleceği üzere, davalı şirket iş yerini taşımasından dolayı yeni kiraladığı daire içinde bir kısım tadilat ve dekorasyon yapmayı istemektedir. Bu amaçla, yapılması muhtemel tadilat ve dekorasyon işleri için masrafların belirlenmesi ve ne kadarlık bir bütçenin ayrılması gerektiği konusunda piyasa araştırması yapmaktadır. Fiyat araştırmasının yapılması ve en uygun maliyetli işin seçilmesi bakımından görüşülen firmalardan bu hususta fiyat teklifi vermeleri istenmiştir. Davalı şirket, fiyat tekliflerini sunarken, ayrıca mimari bir proje hazırlamış, teklifini bu suretle davacı şirkete iletmiştir. Ne var ki, fiyat teklifinin verilmesi öneriye davet olduğundan henüz akdi ilişkinin kurulmadığı ve teklif aşamasının devam ettiği bu süreç içerisinde, davacı şirket tarafından çizimi yapılan proje için bedel istenemeyecektir.
Öte yandan, fiyat teklifinin verilmesi için söz konusu projenin çiziminin yapılmasının zorunlu olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu hususta taraf delilleri toplandıktan sonra bilirkişi heyetinden kök ve (itirazlar doğrultusunda) ek raporlar alınmıştır. Bilirkişi heyeti kök ve ek raporunda, davaya konu tadilat ve dekorasyon işinin yapılmasına yönelik olarak fiyat teklifi verilmesi için proje hazırlanmasının zorunlu olmadığını ve proje hazırlamadan da fiyat teklifi sunulabileceğini tespit etmiştir. Bilirkişi heyetinin kök ve ek raporu, denetime elverişli olup hükme de esas alınmıştır. Dolayısıyla, davaya konu tadilat ve dekorasyon işinin yapılması için proje hazırlanmasının (çizilmesinin) zorunlu olmadığı kanaatine varılmıştır. Kaldı ki, davalı şirketin fiyat tekliflerinin hazırlanan projeye göre değerlendirileceği ya da proje hazırlanmayan fiyat tekliflerinin incelenmeyeceği gibi bir beyanı olmadığı gibi, mail yazışmalarında proje çizilmesi halinde bunun bedelinin ödeneceği de vaat edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, takibinde haksız olmakla birlikte kötü niyetli olmadığı anlaşıldığından davalının yasal koşulları bulunmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşullar oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 126,55 TL harcın mahsubu ile, fazladan alınan 67,25 TL harcın talep ve istek halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde kullanılmayan ve artan bakiye gider avansının resen davacıya veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/04/2021

Katip
(e-imzalıdır)

Hakim
(e-imzalıdır)