Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1081 E. 2019/470 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1081
KARAR NO : 2019/470

DAVA :İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173))
DAVA TARİHİ :15/11/2018
KARAR TARİHİ :23/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan iflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş.’nin,kumaş alımından dolayı … A.Ş’ne vaki borcuna karşılık 23/02/2018 tanzim ve 30/09/2018 vade tarihli 4.090.034,00 TL tutarlı bonoyu keşide ederek teslim ettiğini, bononun vadesi geldiğinde ödenmediğini ve protesto olduğunu, … Ticaret Sicil Memurluğunda … sicil no ile kayıtlı …nin İİK.m.173 hükmü mucibince iflasını, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;öncelikle takibe konu senet üzerindeki imzanın şirket yetkilisi tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin irdelenmesi gerektiğini, alacağını ipotek ile teminat altına alan ve senetleri iade edip borcu yapılandıran davacının iflas talebinde bulunmasında hukuki yararı bulunmadığını, davacı alacağı ipotek ile temin edildiğinden öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilmesi gerektiğini, davacının iflas talebinin değerlendirilebilmesi ancak ipoteğin paraya çevrilmesine rağmen, alacağın tamamının elde edilememesi halinde mümkün olduğunu, aksi takdirde davacının hem iflas masasından, hem de ipotek alacağından kaynaklı,alacaktan ötürü mükerrer şekilde alacaklı konumda olacağını, davacı tarafından alacağa mahsuben yapılan tüm tekliflerin reddedilmesini, davacının tahsilat elde etme gayretinin ötesinde kötüniyetli yaklaşımını gösterdiğini, takibe konu borcun bir yandan ipotek ile teminat altına alındığının resmi belge niteliğine haiz ipotek akit belgesi ile sabit olduğunu, davacı alacağı ipotek ile temin edildiğinden öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilmesi gerektiğinden, davacı tarafından müvekkil şirketin iflasını talep etmede hukuki yararı bulunmadığının kabulü ile, haksız ve kötüniyetli şekilde huzurda başlatılan davanın reddini, davacının %20den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık,iflas yoluyla kambiyo senetlerine özgü olarak başlatılan takibe dayalı olarak iflas kararı verilmesine ilişkin olup davalı şirketin sicil adresi itibariyle mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalı aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığı,örnek 12 numaralı ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ olunduğu,icra dosyasına göre takibin şeklen kesinleştiği,icra dosyasında aksine bir mahkeme kararının bulunmadığı gibi dayanılmadığı ve davalı şirketin iflasının talep olunduğu tartışmasızdır.
İİK m.43.hükmüne göre “İflas yolu ile takip, ancak Ticaret Kanunu gereğince tacir sayılan veya tacirler hakkındaki hükümlere tabi bulunanlar ile özel kanunlarına göre tacir olmadıkları halde iflasa tabi bulundukları bildirilen hakiki veya hükmi şahıslar hakkında yapılır.” O halde davalı şirket olmakla iflas hükümlerine tabidir.
İİK m.171 hükmüne göre ise icra memurunun, senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri göndereceği ,ödeme emrinde alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, takip talebine yazılması lazım gelen kayıtların ise , borcun ve takip masraflarının beş gün içinde ödeme emrinde yazılı olan icra dairesine ait banka hesabına ödenmesi ihtarını, kambiyo senedine ve borca dair her türlü itiraz ve şikayetlerini sebepleriyle birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile beş gün içinde icra dairesine bildirmesi ihtarını, beş gün içinde borç ödenmediği, itiraz ve şikayet edilmediği takdirde, alacaklının ticaret mahkemesinden borçlunun iflasını talep edebileceği ihtarını içereceği düzenlenmiştir.
İİK m.173.hükmüne göre ise “Borçlu beş gün içinde borcu ödemez,itiraz veya şikayette de bulunmazsa,alacaklı,bu durumu tevsik eden ödeme emri nüshası ile ticaret mahkemesinden borçlunun iflasına karar verilmesini isteyebilir.İflas takibi kesinleştiğinde 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir.İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler.Mahkeme takip dosyasını getirtir ve basit yargılama usulu ile yapacağı inceleme sonunda borcun ödenmediği, itiraz ve şikayette de bulunulmadığını tesbit ederse yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcun ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini 158 inci madde uyarınca emreder.Bu emir yerine getirilmezse borçlunun iflasına karar verilir.Şu kadar ki,borçlu ödeme emrine yazılı müddetin geçmesinden sonra borcu ödediğine dair resmi belge ibraz ederse iflas yoluyla takip talebi ve iflas davası düşer.”
İİK’ nın 156. maddesinde,ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklının bir dilekçe ile ticaret mahkemesinden iflas kararı verilmesini isteyebileceği,bu dilekçeye borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini mübeyyin ödeme emri nüshasının raptedilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Dayanak icra dosyasına göre davalı şirket aleyhine kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip yapıldığı,borçluya tebliğ edildiği, mazbata içeriğine göre örnek 12 ödeme emrinin davetiyeye eklendiği, davalı şirkete bu şekilde tebligatın yapıldığı,ödeme emrine itiraz olmadığı,tebliğ tarihi gözetildiğinde ise iflas talebinin bir yıllık süre içinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Takibe dayalı olarak iflas davası açılabilmesi için iflas yoluyla yapılmış ve itiraza uğramayarak kesinleşmiş bir iflas takibi olması, dava şartı olup bu şart gerçekleşmiştir.Yine depo emrine konu miktarları içeren uyarılı yazının hem davalı asil hem davalı vekiline ayrı ayrı tebliğ olunduğu, verilen sürenin tamamlandığı,hüküm tarihi itibari ile yapılan mükerrer denetimde dahi davalı tarafından herhangi bir ödemenin olduğuna dair belge ve açıklama bulunmadığı tespit edilmiştir.
Hal böyle olunca mahkememizce yapılan şekli incelemede borçlunun beş gün içinde ödeme emrine yönelik olarak itiraz ve şikayet yoluna gitmediği ,ödeme emrinin kesinleştiği,usulüne uygun olarak ve tüm kalemleri içeren alacak miktarının depo emrine konu edildiği,hem davalı asil hem davalı vekiline depo emrinin usulüne uygun olarak ayrı ayrı tebliğ edildiği,iflas takibinin kesinleşmesi sonrası yukarıda anılan İİK m.173 hükmü çerçevesinde borcun ödendiğine dair resmi bir belgenin gösterilmediği açıktır.
Esasen”borçlu faiz ve giderleri ile birlikte borcunu alacaklıya öder veya mahkeme veznesine depo ederse,mahkeme iflas davasının reddine hükmeder.Borçlu,bunlardan birini yapmazsa,asliye ticaret mahkemesi, depo kararından sonraki ilk oturumunda iflas kararı verir.”(Prof.Dr.Mehmet Helvacı,İÜHFM C, L XXI,S.2.sayfa 186,2013) Nitekim somut olayda takibin şeklen kesinleştiği,davalı şirketin alacaklıya ödeme yapmadığı,mahkeme veznesine de belirtilen miktarı ödemediği sabit olup iflas davasının kabulü gerekir.Bu nedenlerle davalının cevap dilekçesinde belirttiği hususlar usulen önem dahi arz etmemektedir.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kabulüne, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı …’nin iflasına,iflasın 23/05/2019 günü saat:16:21 itibarıyla açılmasına,iflasın açıldığının İstanbul Nöbetçi İflas Müdürlüğüne derhal bildirilmesine,iflasın açıldığının … Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine,karar örneğinin ve iflas avansının iflas müdürlüğüne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulüne,
… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı …’nin iflasına,
2-İflasın 23/05/2019 günü saat:16:21 itibarıyla açılmasına,
İflasın açıldığının İstanbul Nöbetçi İflas Müdürlüğüne derhal bildirilmesine,
İflasın açıldığının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine,
3-Karar örneğinin ve iflas avansının iflas müdürlüğüne gönderilmesine,
4-Davacı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 77,00.-TL peşin harç,başvuru harcı,vekalet harcı,1.004,35-TL tebligat-posta vs. gideri olmak üzere toplam 1.081,35-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
6-Davanın kabulü nedeniyle 44,44-TL karar harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 35,90.-TL’nin mahsubu ile kalan 8,54.-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde taraflardan alınan gider ve delil avansının harcanmayan kısmının iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.23/05/2019

Başkan …
¸E-İmza
Üye …
¸E-İmza
Üye …
¸E-İmza
Katip …
¸E-İmza