Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1074 E. 2019/629 K. 19.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1074 Esas
KARAR NO : 2019/629

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 19/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı-borçludan olan alacağının tahsili için 06.03.2013 tarihinde … 28. İcra Müdürlüğünün … “E. sayılı dosyası ile takibe başlandığını, ödeme emrinin, davalı-borçluya 12.03.2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve icra takibine haksız ve yersiz olarak itirazda, bulunularak takibin durdurulduğunu, borçlunun itirazlarının haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olup iptali gerektiğini, borçlu … ile … arasında bankacılık hizmetleri ve kredi kartı sözleşmesi ve eğitim kurumu veya yurt ücretinin tam garantili taksit sistemi kapsamında hesaptan taksitle ödenmesine ilişkin taahhütname ve ödeme planı imzalandığını, bu sözleşmelere göre; davalı-borçlunun ödemesi gereken 20.04.2016 vade tarihli 1,492,13 TL ve 20.05.2016 vade tarihli 1.500,00 TL tutarlarındaki taksitlerin vadesi geçtiği halde davalı-borçlu tarafından ödenmediğini, davlıya ihtarnamenin tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, sözleşmenin tarafı olan …’nın faaliyet izni kaldırılmış bulunmakla; müvekkilli şirketin iflas idaresi tarafından iş bu borcun tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını belirterek davalının … 28. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali, ile %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, bankacılık hizmetleri sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı takibe itirazın iptali davasıdır.
… 28. İcra Dairesinin … Esas takip dosyası getirtilerek incelendiğinde, davalı borçlu hakkında okul taksidi açıklamasıyla başlatılan ilamsız takibe süresinde itiraz üzerine takibin durdurulduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Davacı vekilince dosyaya sunulan 17.10.2014 tarihli Bankacılık Hizmetleri ve Kredi Kartı Sözleşmesi, eki Taahhütname, davacı bankaca davalıya keşide edilen borç ödeme ihtarı, hesap özeti incelenmiştir.
Dava dilekçesinde dava konusu işlemin tüketici işlemi olduğu, ancak davacı bankanın faaliyet izni kaldırılarak TMSF’ye devredilmiş olduğundan 5411 sayılı Kanunun 142. maddesinde yer alan özel hüküm uyarınca ihtisas mahkemesi sıfatıyla mahkememizin görevli olduğu, nitekim bu konuda Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 2018/198 E 018/423 K sayılı emsal kararının da bulunduğu ileri sürülmüşse de, dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonraki tarihte açılmış olduğundan, yargılamada tüketici mahkemesi görevlidir.
Nitekim bu konuda pek çok emsal yüksek yargı içtihadı bulunmakta olup, bunlardan biri olan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2016/7238 E 2016/9435 K sayılı kararında, “28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun Geçici-1/1. maddesinde ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan” davaların “açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam” edeceği belirtildiğinden, 28.05.2014 tarihinden önce açılmış davalar yönünden 5464 sayılı Kanunun 44. maddesindeki görev hükümleri geçerli olmaya devam edecektir. 6502 sayılı Kanun, kart hamili ya da kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeksizin bütün bankacılık işlemlerini (m. 3/1-k kapsamına girmeyen tacirler hariç olmak üzere) kanun kapsamına aldığı ve 83/2. maddesi hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları bu kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. ” denmektedir.
Somut olayda uyuşmazlık, bankacılık hizmetleri ve kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı, davalının tacir olmadığı, aksine dava dilekçesinde de belirtildiği gibi 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketici sıfatına sahip olduğu, bu haliyle uyuşmazlığın anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca Tüketici Mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerektiği, 6502 sayılı Kanunun 83/2. maddesi karşısında Bankacılık Kanunu 142. maddede yer alan görev ve yetki hükmünün uygulanma imkanı bulunmadığı, görev hususunun yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Yasal Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/07/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸