Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1040 E. 2021/23 K. 15.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1040 Esas
KARAR NO : 2021/23

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/11/2018
KARAR TARİHİ : 15/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 28.08.2015 günü saat 14:50 sıralarında sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halindeyken, davalı … sevk ve idaresinde olan davalı sigorta şirketine … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın çarpması sonucu müvekkilinin ağır yaralandığını ve malul kaldığını, … 3.Asliye Ceza Mahkemesinin … E … K sayılı kararıyla davalı İsmail’in mahkumiyetine karar verildiğini, SGK tarafından müvekkilinin %17 işgöremez derecesi olduğunun yeni tespit edildiğini, davalı sigorta şirketine dava öncesi yapılan başvuru ile kısmi bir ödeme alındığını ancak zararın tam olarak karşılanmadığını, sigorta eksperinin muhtemelen asgari ücrete göre hesap yaptığını, ancak müvekkilinin asgari ücretle çalışmayıp sigortalı çalıştığı kadar mesai dışında da ek işler yaptığını ve ek gelir elde ettiğini, aylık net gelirinin diğer eklentiler ve mesai ücretleri dışında kaza tarihinde net 2.500,00 TL olduğunu, resmi kayıtlar, tanık beyanları ve sair delillerle durumun ayrıca kanıtlanacağını belirterek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL maddi (10/07/2020 tarihli talep açıklama dilekçesine göre kalıcı maluliyet zararı) tazminatın, sigorta şirketi yönünden teminat limitiyle sınırlı olmak üzere, kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen 28.08.2015 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkil sigorta şirketi nezdinde 24.04.2015/2016 vadeli … numaralı ZMMS poliçesi ile teminat altında olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde olduğunu, müterafik kusur durumunun da değerlendirilmesini, 19.07.2018 tarihinde 51.786,26 TL tazminat ödemesi yapıldığını, sigorta şirketinin sorumluluğunu yerine getirdiğini, bu bağlamda işbu davada öncelikle ödeme tarihi itibarı ile tazminatın zararı karşılayıp karşılamadığının kontrolünün gerektiğini, şayet fahiş bir fark oluşması halinde güncel değerle hesaplanarak ödenen tazminatın güncel değerinin tenzilini talep ettiklerini, davacının maluliyetinin ATK tarafından tespitinin kaza ile illiyedi değerlendirilerek yapılması gerektiğini, kaza nedeni ile kazanımların tenzilinin gerektiğini, talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olduğunu ve faiz başlangıcının ise kaza tarihinde değil ancak dava öncesi kısmi ödeme tarihinden olabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası nedeniyle kalıcı işgücü kaybı maddi tazminatı talebinden ibarettir.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, kaza tutanağı, poliçe, hasar dosyası, tedavi evrakı, SGK’dan rücuya tabi ödeme ve geçici işgöremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığı hakkında yazı cevabı, SGK müfettişi iş kazası raporu, PSD tablosu, davacının kaza tarihinde çalıştığı işyerinden (…Tic.Ltd.Şti) kaza tarihindeki brüt ve net ücretine ilişkin yazı cevabı, SGK kayıtları, tarafların ekonomik sosyal durum araştırma sonuçları, araç tescil kayıtları, … 3.Asliye Ceza Mahkemesinin … E … K sayılı dosyası Uyap kaydı celbedilerek, … 1.Asliye Hukuk (İş) Mah. … E dosyası Uyap üzerinden incelenmiştir. Davacının kaza nedeniyle oluşan kalıcı işgücü kaybı oran ve süresi hakkında ATK’dan, kazadaki kusur oranları ve talep edilebilecek maddi tazminat hakkında trafik kazalarında uzman makine mühendisi bilirkişi ve aktüer bilirkişi kurulundan raporlar alınmıştır.
SGK tarafından kazanın iş kazası olduğuna dair müfettiş raporu düzenlendiği ve geçici işgöremezlik ödemesi yapıldığı, ayrıca davacıya aylık bağlandığı belirtilerek peşin sermaye değeri bildirilmiştir. İncelenen SGK hizmet dökümü ve prime esas kazanç bildirimlerinin asgari ücret şeklinde olduğu, SGK müfettiş raporunda da asgari ücretle çalıştığının tespit edildiği görülmüş, davacının kaza tarihinde çalıştığı işyerinden alınan yazı cevabında da davacının asgari ücretten çalıştığı bildirilmiştir.
ATK’dan alınan maluliyet raporunda, 03/08/2013 tarihli Yönetmeliğin sadece 2008 tarihli yönetmelik eki cetvellerde değişiklik içerdiği ve %60’ın üzerinde olan maluliyetlerde (hangi hastalık ve arıcaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğuna dair) bu yönetmelik eki cetvellerin kullanılabileceği belirtilerek, 2008 tarihli Yönetmeliğe göre davacının %13,2 oranında kalıcı işgücü kaybı olduğu tespit edilip bildirilmiştir.
Mahkememizce resen seçilen aktüer uzmanı ve trafik kazalarında uzman bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; iki aracın çarpışması sonucu meydana gelen dava konusu trafik kazasında davalı sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacının ise kusursuz olduğu, ATK raporunda tespit edilen maluliyet oranına göre sürekli maluliyet- daimi efor kaybı zararının 41.713,63 TL olduğu, yaşanan olayın bir iş kazası olduğu ve SGK‘ya yapılan iş kazası bildirimi sonrasında SGK tarafından davacıya aylık bağlandığı ve bağlanan aylığın ilk peşin sermaye değerinin hesaplandığı, 01.03.2017 tarihli ilk PSD değerinin 19.623,35 TL olduğu, toplam zarardan hesaplanan PSD değerinin tenzili sonrası (41.713,63 TL- 19.623,35 TL) davacının toplam talep edebileceği sürekli efor kaybı zararının 22.090,28 TL olabileceği, dava öncesinde davalı sigorta şirketine 06.12.2016 tarihinde yazılı olarak başvuru yapıldığı, 8 işgünü bitim tarihinin 19.12.2016 olduğu, davalı sigorta şirketince 19.07.2018 tarihinde yapılan 51.786,26 TL’lik tazminat ödemesinin içinde işlemiş faizi de olacağı düşünüldüğünde ödenen tutarın 45.522,82 TL’sinin ana para+ 6.263,44 TL’sinin faiz olabileceği, bir başka değişle 19.07.2018 tarihinde davacıya 45.522.82 TL ana para+ 6.263,44 TL faiz olmak üzere toplam 51.786,26 TL ödenmiş olsa dahi, dava öncesi ödenen 45.522,82 TL ile davacının davalı sigorta şirketinden ödeme tarihinde talep edebileceği 22.090,28 TL maddi zararının tamamen karşılandığı, yani davacının davalı sigorta şirketinden talep edebileceği bakiye maddi zararının bulunmadığı tespit edilerek bildirilmiştir.
Alınan kusur raporundaki tespitler, ceza dosyasındaki maddi vakıa tespitleriyle, kurulan mahkumiyet hükmüyle, kazanın oluş şekli ve bilim-fen kurallarıyla uyumlu olup, hükme esas alınabilir niteliktedir.
Davacı vekilince, davacının kaza tarihinde ustabaşı olarak çalıştığı, bu nedenle asgari ücretle çalışmasının mümkün olmadığı, maluliyeti nedeniyle kaza sonrası işten çıkarıldığı, davacının kazancının daha yüksek (aylık 2.500,00 TL) olduğunun tanık beyanlarıyla ispat edileceği, nitekim daha önce … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında dinlettikleri tanık beyanı ve alınan bilirkişi raporuyla bu hususun sabit olduğu, tanık dinletme talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu, ayrıca … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin … E dosyasından verilen … K sayılı kararla kazanın iş kazası olmadığına karar verildiği ve bu hususun kararın İstanbul BAM 27 HD tarafından da kabul edildiği, buna rağmen bilirkişilerin iş kazası olarak nitelendirerek tazminata hak kazanmadığı tespitinin hatalı olduğu belirtilerek, aktüer rapora itiraz edilmiş ise de; bu dilekçe üzerine incelenen … 1.Asliye Hukuk Mah…. E … K sayılı kararı ile, dosyada sadece manevi tazminat istemiyle dava açılmış olduğu, kazada işverenin kusuru bulunmadığından illiyet bağının kesildiği, bu nedenle iş kazası olmadığından davanın reddine karar verildiği ve İstanbul BAM 27 HD tarafından davacının istinaf başvurusunun reddedildiği anlaşıldığı gibi, bu dilekçede bahsedilen … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası yasal sürelerde delil olarak dosyaya bildirilmemiş, dosyada alınan bilirkişi raporunun iş güvenliği uzmanından alınan işveren kusuru hakkında rapor olduğu görülmüş olup; ayrıca kazanın iş kazası kabul edilmemesi durumunda bile, dosyamızda alınan aktüer bilirkişi raporunda dava öncesi ödeme tarihi itibariyle hesaplanan rücuya tabi PSD düşülmemiş maddi tazminat tutarının bile (41.713,63 TL) dava öncesi ödenen tutarın (faiz düşülmüş hali 45.522,82 TL, faiz düşülmemiş hali 51.786,26 TL) altında kaldığı sabit olduğundan, iş kazası işleminin geri alınıp alınmadığı, davacıya bağlanan aylığın kesilip kesilmediğinin SGK’dan sorulmasının, işlem geri alındıysa ilk PSD değerinin yarısının hesaplanan tazminattan düşülmemesinin sonuca etkili olmadığı anlaşıldığından, SGK ile tekrar yazışma yapılmasına gerek görülmemiştir.
Ceza dosyasında davacının kaza tarihinde çalıştığı işyeri sahibince ve SGK müfettişince davacının elektrik arızalarını tamir eden teknik eleman olarak görev yaptığı beyan ve tespit edilmiş olup, davada kaza tarihindeki gelirin asgari ücretten fazla olduğu iddiası yönünden tanık deliline dayanılmışsa da, resmi SGK kayıtları ve SGK raporuyla işveren kayıtlarına göre kaza tarihinde asgari ücretle çalıştığı tespit edilen davacının, asgari ücretten daha fazla ücret aldığı iddiasının yani resmi kayıtların aksinin sadece tanık beyanıyla ispatlanması mümkün ve kabul edilebilir görülmediğinden, davacı vekilinin ücret konusunda tanık dinletme talebi mahkememizce yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Nitekim Yargıtay 17.HD’nin emsal 2019/5922 E 2020/4453 K, 2018/910 E 2019/12325 K, 2016/18388 E 2019/8066 K, 2016/14837 E 2019/5915 K sayılı içtihatları da aynı yöndedir.
Tüm dosya kapsamına göre, dava konusu kazayla ilgili ilk olarak SGK tarafından iş kazası işlemi yapılmışsa da hukuken iş kazası olmadığı, bu nedenle dava öncesi davalının ödemesinin yetersiz olup olmadığı hususunda aktüer raporda yapılan hesaplamada esas alınması gereken (dava öncesi ödeme tarihi itibariyle hakettiği tazminat) tazminat tutarının 41.713,63 TL olduğu, davacının asgari ücretten yüksek gelir elde ettiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı, dava öncesi davalı ZMMS şirketince yapılan ödemenin yeterli olduğu anlaşılmakla, davada talep edilebilecek bakiye kalıcı işgücü kaybı zararı tespit edilemediğinden, müşterek müteselsil sorumluluğuna dayanılan her iki davalı yönünden davanın reddine, davalılar yönünden red sebebi aynı olduğundan davacı aleyhine tek maktu vekalet ücretine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın tüm davalılar yönünden ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davalılar vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Alınması gerekli 59,30-TL karar harcının peşin alınan 68,31-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 9,01-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/01/2021

Katip

Hakim