Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1032 E. 2022/363 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1032 Esas
KARAR NO : 2022/363

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/11/2018
KARAR TARİHİ : 29/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …’ın … plakalı çekiciye ve çekiciye bağlı … plakalı aracın sürücüsü olup, aracın işleteni ve mülk sahibinin …Ltd.Şti olduğunu, aracın ZMMS’sinin de … Sigorta A.Ş. olduğunu, kaza günü olan 04.09.2018 tarihinde …. plakalı tırın sürücüsü …’ın, müvekkillerinden …’in eşi, diğerlerinin babası olan müteveffa …’ı, kurallara uygun bir şekilde … ilçesinde yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmeye çalışırken altına almak suretiyle ölümüne neden olduğunu, tanık anlatımlarına göre davalı sürücünün, müteveffa yaya geçidinden geçtiği esnada aracının altına aldığının dahi farkına varmadığını, çevredeki şahıslar uyarınca fark ettiğini, ihmali, kurallara uymayışının gayet net bir şekilde ortada olduğunu, müteveffanın ise tamamen kusursuz bir şekilde yaya geçidinden karşıdan karşıya geçerek her zaman gittiği evine gitmek istediğini, ancak davaya konu elim kaza cereyan ettiğini, müvekkili …’in eşinin desteğinden yoksun kaldığını, diğer müvekkillerinin de babalarının kaza sonucu ölümüyle büyük üzüntü yaşadıklarını belirterek; müvekkillerinden … için, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile (16/04/2021 tarihli talep açıklama dilekçesine göre kısmi dava olarak) şimdilik 10.000,00.-TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, ayrıca tüm müvekkilleri için davacı başına 50.000,00.-TL manevi tazminatın … Sigorta A.Ş. haricindeki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, böylelikle toplamda 260.000,00 TL tazminatın davalılardan tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekilince sunulan 07/01/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle, davacı …’in dava dilekçesindeki 10.000,00 TL maddi tazminat talebi 150.115,79 TL’ye yükseltilerek eksik peşin harç yatırılmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, ceza davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasını, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacı tarafın sigortalanın kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun teminat ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin ancak dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulabileceğini, müvekkili şirkete davadan önce başvuru yapıldığını ve davacı tarafın ödemeyi almadan dava açtığını, müvekkili şirket sorumluluğunu yerine getirdiğinden temerrüde düşmediğini, yetkili mahkeme müvekkilinin yerleşim yerinin bulunduğu İstanbul Anadolu ATM olduğundan yetki itirazında bulunduklarını, davanın reddine ve yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kazada kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi olay mahallinde yaya geçidinin bulunmadığını, karşıdan karşıya geçmeye çalışan müteveffanın yaya geçidi olmayan bir noktadan yürüdüğünü, … plakalı aracın, müvekkili … kontrolünde seyir halinde iken bir ticari taksinin yolcu indirmesi sebebi ile önündeki kamyonet durunca durmak zorunda kaldığını, önündeki araçlar hareket edince … da aracı hareket ettirdiğini, bu esnada müteveffanın ise, aracın seyir istikametine göre sağ tarafından önüne atlayarak karşıya geçmeye çalıştığını, aracın yüksek bir araç olması ve yaya geçidi olmaması sebebi ile sürücünün müteveffayı fark etmediğini, bu esnada müteveffanın ezildiğini, kazanın oluş şekline göre …’ın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kusurlu olan tarafın karşıdan karşıya kurallara aykırı bir şekilde geçmeye çalışan müteveffa … olduğunu, dolayısı ile davacıların taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu, haksız fiil ve kusur şartları gerçekleşmeyen dava konusu olayda tazminat hakkının da doğmadığını, soruşturma dosyasındaki tanıkların anlatımlarına göre müvekkilinin hızlı gitmediğini, olay yerindeki kasis dolayısı ile hızını yavaşlattığını, dolayısı ile müvekkilinin trafik kurallarına mugayir bir davranışının söz konusu olmadığını, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılardan tahmiline karar verilmesini, davanın aracın kasko sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kazada kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi olay mahallinde yaya geçidinin bulunmadığını, karşıdan karşıya geçmeye çalışan müteveffanın yaya geçidi olmayan bir noktadan yürüdüğünü, … plakalı aracın, müvekkili … kontrolünde seyir halinde iken bir ticari taksinin yolcu indirmesi sebebi ile önündeki kamyonet durunca durmak zorunda kaldığını, önündeki araçlar hareket edince … da aracı hareket ettirdiğini, bu esnada müteveffanın ise, aracın seyir istikametine göre sağ tarafından önüne atlayarak karşıya geçmeye çalıştığını, aracın yüksek bir araç olması ve yaya geçidi olmaması sebebi ile sürücünün müteveffayı fark etmediğini, bu esnada müteveffanın ezildiğini, kazanın oluş şekline göre …’ın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kusurlu olan tarafın karşıdan karşıya kurallara aykırı bir şekilde geçmeye çalışan müteveffa … olduğunu, dolayısı ile davacıların taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu, haksız fiil ve kusur şartları gerçekleşmeyen dava konusu olayda tazminat hakkının da doğmadığını, araç sahibi ve işleteni olan müvekkili şirketin, araç sürücüsü …’ın hem işe alınması hem de çalışması zarfında üzerine düşen bütün dikkat ve özeni gösterdiğini, işe alınırken, sağlık raporu ve adli sicil sabıka kaydı sicil dosyasına alındığını, gerek sağlık raporu, gerekse adli sicil kaydının, çalışacağı pozisyon için uygun olduğunu, öte yandan … plakalı aracın fenni muayenesinin ve bakımlarının düzgün ve eksiksiz olduğunu, bu yönüyle gerekli dikkat ve özenin gösterildiğini, müvekkilinin bu olaydan sorumlu tutulmasının gerek kanuna gerekse hakkaniyete aykırı olacağını belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılardan tahmiline karar verilmesini, davanın … Sigorta AŞ.’ye ihbar edilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … Sigorta A.Ş. Vekili ihbara cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasına karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 12/10/2017-2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Maksimum Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kasko sigorta poliçesinde yer alan İhtiyari Mali Sorumluluk klozu kapsamında, müvekkili şirketin sorumlu olabileceği teminat limitinin 100.000.-TL olduğunu, ancak teminat limitini bildirmiş olunmasının kesinlikle davayı kabul ettiği anlamını taşımadığını, davacının maddi tazminat talepleri bakımından; İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası trafik sigortası teminat limitlerini aşan zararının söz konusu olması halinde devreye girecek olup ikincil nitelikte olduğunu, yine söz konusu poliçede İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlar’da belirtilen manevi tazminat taleplerinin, bedeni zarar limitleri ile sınırlı olacak şekilde teminat kapsamına dahil edildiğini, müvekkili şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlara ilişkin sorumluluğunun, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranı ile sınırlı olduğunu belirterek, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, 04/09/2018 tarihinde gerçekleşen tek aracın karıştığı trafik kazasında, davacıların eşi-babası olan yaya …’ın vefatı nedeniyle, davacı … için destekten yoksun kalma maddi tazminatı ve tüm davacılar için manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davalı sigorta vekilinin yetki ilk itirazı, HMK md 16 uyarınca haksız fiilden zarar gören davacıların yerleşim yeri mahkemesi ve haksız fiilin meydana geldiği yer mahkemesi de yetkili olmakla, davacıların yerleşim yeri ve kaza yeri olan … ilçesi … adliyesi yetki alanında olmakla birlikte … adliyesi yetki alanı ticari davalarda İstanbul adliyesine bağlı olduğundan mahkememizin yetkili olduğu görüldüğünden, ön inceleme celsesinde reddedilmiştir.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, kaza tutanağı, … 8.Asliye Ceza Mah. … E dosyası Uyap kayıtları ve verilen karar, kaza fotoğraf ve kamera kayıtları, davalı sigorta şirketi nezdinde açılan hasar dosyası kayıtları, ZMMS poliçesi, müteveffanın hastane tedavi ve ölüm kayıtları, mirasçılık belgesi ve nüfus kayıtları, müteveffanın ve gerçek kişi tarafların ekonomik sosyal durum araştırma sonuçları, Uyap malvarlığı sorgulamaları, müteveffanın çalışma ve SGK kayıtları, SGK yazı cevapları, kazaya karışan aracın trafik tescil kayıtları incelenmiş, kazadaki kusur oranları ve davacı eşin talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı konusunda trafik kazalarında uzman makine mühendisi bilirkişi ve aktüer bilirkişiden kök raporlar ve ayrıca aktüerden ek rapor alınmıştır.
Davalıdan celbedilen hasar dosyasına göre, dava öncesi 10/10/2018’de davacı … tarafından davalı sigorta şirketine yapılan yazılı başvuru üzerine yapılan bir ödeme bulunmadığı görülmüştür.
Celbedilip incelenen soruşturma ve ceza dosyasında, kaza yerinde keşif de yapıldıktan sonra, kazayı gören görgü tanıklarının beyanları da alındıktan sonra önce adli trafik uzmanı tek bilirkişiden rapor alındığı, bu raporda “ölen yayanın kusursuz, sanık sürücü …’ın tam kusurlu olduğu” görüşü yer aldığı, sonrasında ATK Trafik İhtisas Dairesinden kurul halinde alınan kusur bilirkişi raporlarında “sanık …’ın idaresindeki araç ile seyri sırasında görüş alanını kontrol altında bulundurması, kavşağa yaklaşırken hızını her an tedbir alabileceği asgari seviyeye düşürmesi, karşıdan karşıya geçmekte olan yayayı zamanında fark edip aracını güvenle durdurup geçiş yapmakta olan yayaya ilk geçiş hakkını bırakması gerekirken bu hususlara riayet etmeden kavşağa tedbirsiz ve kontrolsüz bir şekilde yaklaşması neticesinde kavşak mahallinde karşıdan karşıya geçmekte olan yayaya ilk geçiş hakkını bırakmadan çarptığı olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketle asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, müteveffa yaya … kavşak mahallinde karşıdan karşıya geçtiği esnada yaklaşan sanık yönetimindeki araca karşı etkili korunma tedbiri alması gerekirken bu hususa riayet etmeden can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde geçişini gerçekleştirdiği esnada sanık idaresindeki aracın sadmesine maruz kaldığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketle tali kusurlu olduğu” şeklinde maddi vakıa tespiti yapılmış olduğu, ceza mahkemesinin de bu raporları esas alarak davalı sürücü hakkında mahkumiyet-HAGB kararı vermiş olduğu, gerekçeli karar yazımı öncesi sanık vekilince HAGB kararına itiraz hususunda süre tutum dilekçesi verilmişse de bilindiği üzere ceza kanunları gereği HAGB kararına itirazın sınırlı itiraz niteliğinde olduğu, dolayısıyla maddi vakıa-kusur tespiti-mahkumiyet hükmüne ilişkin kararın şeklen kesinleştiğinin sabit olduğu görülmüştür.
HAGB kararı mahkememiz açısından bağlayıcı değilse de, kesinleşmiş ceza davasındaki maddi vakıa tespitleri TBK md 74 uyarınca mahkememiz açısından bağlayıcı olup, dosyamızda alınan ve kazanın oluş şekline göre KTK trafik kuralları uyarınca yapılan değerlendirmeye göre davalı sürücünün %75 oranında, müteveffa yayanın %25 oranında kusurlu olduğunu bildiren, ölen yayanın geçiş yaptığı kavşak başının yakınlarında yaya geçidi bulunmadığı için bütün yayalar tarafından mecburiyetten kullanılmak zorunda kalınan bir geçiş noktası olduğu ve kazanın, yayanın yolu geçip geçişini tamamlamak üzereyken gerçekleşmiş olduğu hususlarını tespit eden kusur bilirkişi raporunun da kesin delil haline gelen ceza dosyası tespitleriyle, kazanın oluş şekliyle uyumlu, bilim ve fen kurallarına uygun, görgü tanıkları beyanlarına ve kaza kamera kayıtlarına dayalı, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bu nedenle itibar edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Aktüer bilirkişiden alınan 05/01/2021 tarihli kök raporda PMF1931 tablosuna göre progresif rant usulüyle yapılan hesaba göre, kaza tarihinde 62 yaşında olan ve SGK kayıtlarına göre emekli olan müteveffa nedeniyle, Yargıtay içtihatları gereği güncel asgari ücrete göre hesap yapıldığında, davacı eş …’in talep edebileceği destek tazminatı 150.115,79 TL olarak hesaplanmış, kaza tarihinde ZMMS poliçe limitinin kişi başı 330.000,00 TL, kaza başına 3.300.000,00 TL olduğu ve taleplerin teminat dahilinde kaldığı bildirilmiştir.
Bu kök rapor üzerine davacılar vekilince sunulan ıslah dilekçesiyle talep ıslah edilmişse de, davalı sigorta vekilince “TRH2010 tablosu ve %1,8 teknik faiz usulüyle hesap yapılması, yeni rapor alınması gerektiği” şeklinde rapora itirazda bulunulması, ayrıca yargılama sırasında Anayasa Mahkemesinin 09/10/2020 tarihli RG’de yayımlanan kararıyla KTK md 90 ve 92. maddeleriyle ilgili iptal kararı verildiğinden, karar derdest yargılamaları etkiler mahiyette olduğundan, konuyla ilgili güncel Yargıtay 4.HD ve (Kapatılan) 17.HD içtihatları uyarınca TRH2010 tablosu ve progresif rant usulüne göre tazminat hesaplanması istenerek aktüerden ek rapor alınmıştır. Alınan 17/01/2022 tarihli ek raporda özetle; davalı sürücünün %75 kusuruna isabet eden, davacı eşin talep edebileceği destek tazminatı tutarının güncel içtihatlara ve rapor tarihi itibariyle güncel asgari ücret üzerinden göre 267.145,56 TL hesaplandığı bildirilmiştir. Kısmi dava niteliğindeki maddi tazminat davasında ikinci kez ıslah dilekçesi verilmesi HMK uyarınca mümkün olmadığından, dava ve ıslah dilekçesi dikkate alınarak hüküm kurulmuştur.
Davacılar vekilince sunulan ıslah dilekçesi davalılara tebliğ edilerek beyan imkanı tanınmıştır. Davalılar … ve … vekillerinin ıslahla ilgili zamanaşımı def’ileri, TBK md 72 uyarınca ceza zamanaşımı uygulanması gerektiğinden ve sona ermediğinden 16/04/2021 celsesinde ara kararla reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan ve toplanan deliller, Yargıtay 4.HD ve (Kapatılan) 17 HD’nin emsal güncel içtihatları hep birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu kazada ölen …’ın 62 yaşında trafik kazası nedeniyle vefat ettiği, ekonomik sosyal durum araştırmasında yapılan tespitlere göre emekli olduğu, davacı eşin 54 yaşında bir evhanımı olduğu, bu nedenle eşinin ani ölümüyle müteveffanın maddi-manevi desteğinden yoksun kalmış olduğu; işletenin hukuki sorumluluğunu temin eden sigorta şirketinin ve davalı sürücü ile işletenin, davacının destekten yoksun kalma zararından işletene atfedilen kusur oranı nispetinde müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği, dosyada alınan bilirkişi raporlarının kazanın oluş şekliyle, ceza yargı mercilerinin maddi vakıa tespitleriyle, dosyadaki delil durumuyla uyumlu, bilim ve fen kurallarına, güncel Yargıtay içtihat ve uygulamalarına uygun, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bu nedenle itibar edilmesi gerektiği, aktüer raporda hesaplanan destekten yoksunluk tazminat tutarından indirimi gerektiren bir husus bulunmadığı, tazminatın poliçe teminat limitinin içinde kaldığı anlaşılmakla, davacı eş …’ın tüm davalılardan müştereken müteselsilen maddi tazminat talebinin dava ve ıslah dilekçeleri doğrultusunda tam kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı eş ve 4 çocuğun manevi tazminat talepleri yönünden yapılan hukuki değerlendirmede ise, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, tarafların kusur durumu, ceza mercilerinin mahkumiyet hükmüne esas aldığı maddi vakıa tespitleri, ölenin yaşı, davacı çocukların yaşı ve evli oldukları, tarafların Uyap’tan dosya içine alınan malvarlığı araştırma sonuçları ile kolluk marifetiyle yaptırılan ekonomik sosyal durum araştırması sonuçları, davalı sürücü ile işletenin malvarlığının davacılara göre çok daha fazla olması, paranın alım gücü hep birlikte gözetilerek; manevi tazminat zenginleşme aracı veya ceza olmamakla beraber, olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, manevi huzur ile tatmin duygusunu sağlayacak, caydırıcılık etkisi de yaratacak tutarda olması gerektiği hususu, TBK’nın 51, 54, 57. maddeleri ve TMK md 4 uyarınca hak ve nesafet kuralları da dikkate alınarak, takdiren davacı eş için 30.000,00 TL, davacı çocuklar için ayrı ayrı 15.000,00’er TL manevi tazminatın yeterli olacağı kanaatiyle, sadece davalı işleten ve sürücüden talep edilen manevi tazminatın, her beş davacı yönünden ayrı ayrı kısmen kabulüne ve davalı sürücü ile işletenden müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Davacılar vekilince (dava açılış tarihinde yazılı yargılama usulüne tabi olmakla yasal sürede sunulmuş olan) cevaba cevap dilekçesinde, tazminatlara avans faizi işletilmesi gerektiği belirtilmiş olup, bu talebin Yargıtay İBK’nun 2017/8 E 2019/3 K sayılı içtihatların birleştirilmesi kararı gereği ıslahla artırılan kısmı da kapsadığı, kazaya karışan aracın çekici ve dorsesinden oluşan tır niteliğinde ticari araç olması nedeniyle avans faizi talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla, davalı işleten ve sürücü yönünden temerrüt haksız fiil-kaza tarihinde doğduğundan kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinin temerrüdü ise dava öncesi başvurunun 10/10/2018’de ulaştığı hasar dosyası yazısıyla bildirilmekle KTK md 99 gereği 8 iş günü sonrası 23/10/2018 tarihinde doğduğundan, hükmedilen tazminatlara temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı …’in destekten yoksun kalma maddi tazminat davasının KABULÜ ile,
150.115,79-TL maddi tazminatın 04/09/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (davalı … Sigorta AŞ bu tazminattan 23/10/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ve poliçe teminat limitiyle sınırlı sorumlu tutulmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacı …’e verilmesine,
Davacıların manevi tazminat davalarının KISMEN KABULÜ ile,
Davacı … için 30.000,00-TL, … için 15.000,00-TL, … için 15.000,00-TL, … için 15.000,00-TL, … için 15.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … Ltd. Şti. ve …’dan 04/09/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine,
2-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden alınması gereken karar ve ilam harcı 10.254,40-TL olup, maddi tazminat için peşin alınan 34,15-TL, ayrıca alınan 44,40 TL ve 600,00-TL ıslah harcının mahsubuyla bakiye 9.575,85-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden alınması gereken karar ve ilam harcı 6.147,90-TL olup, manevi tazminat için peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.294,02-TL harcın davalılar … Ltd. Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan 520,40 posta tebligat gideri, 1.700,00-TL bilirkişi ücreti toplamı 2.220,40 TL yargılama gideri ile (35,90 TL başvuru harcı, 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 888,03 TL peşin harç ve 600,00 TL ıslah harcı) 1.612,73 TL harcın toplamından oluşan 3.833,13 TL yargılama giderinin davalılardan (davalı … ve …Ltd.Şti tüm dava değerinin kabul/red oranına göre -%60-%40- hesaplanan 1.332,24 TL ile 1.612,73 TL harcın toplamı 2.944,97 TL’yle sınırlı sorumlu tutulmak ve tahsilde tekerrür oluşturmamak suretiyle) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacı … yargılama sırasında vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen maddi tazminat tutarı üzerinden yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 18.211,00 TL nispi vekâlet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
6-Davacılar yargılama sırasında vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen manevi tazminat tutarları üzerinden yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan, davacı … için (maktudan az olmamak üzere hesaplanan) 5.100,00 TL maktu, davacı … için 5.100,00 TL maktu, davacı … için 5.100,00 TL maktu, davacı … için 5.100,00 TL maktu, davacı … için 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar … Ltd. Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak, adı geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine,
7-Davalı … Ltd. Şti. ve davalı … yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen manevi tazminat tutarları üzerinden yürürlükteki AAÜT’ne göre hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı … ‘dan, (diğer davacılar aleyhine hükmolunan ücret, Tarifenin 10/2 maddesi gereği davacılar lehine hükmolunanı geçemeyeceğinden) 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan, 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan, 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’ten, 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den ayrı ayrı alınarak, red sebebi ortak olan davalılar … ile …AŞ’ye (her iki davalı için her davacıdan tek maktu ücret alınmak suretiyle) verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin ve davalılardan … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.29/04/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır