Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1030 E. 2021/973 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1030 Esas
KARAR NO : 2021/973

DAVA : Tazminat (Değer Kaybı)
DAVA TARİHİ : 02/11/2018
KARAR TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Değer Kaybı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22.05.2018 tarihinde saat 11:25 sıralarında … çıkışı esnasında çıkış kapısının aniden kapanması neticesinde …plaka sayılı araçta hasar meydana geldiğini, söz konusu aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, söz konusu kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkili tarafından aracın … yetkili servisinde onarılmış olduğunu, bu kapsamda faturada “aracın sağ ön çamurluğu düzeltildi, sağ cam direği düzeltildi, sağ ön kapı değişti, tampon boyandı, sağ far değişti, sağ ön çamurluk boyandı, sağ ön kapı boyandı, sağ cam direği boyandı…” şeklinde tespit ve onarım yapılmış olduğunu, bu kapsamda aracın piyasa rayiçlerine göre 18.000,00 TL – 20.000,00 TL arasında değer kaybetmiş olduğunu, bu nedenle davalıya talepte bulunulmuş olduğunu ancak sonuç alınamadığını beyanla şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL Değer Kaybı Tazminatı alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu olayda poliçenin şahsi mali mesuliyet bölümünde belirtildiği üzere olayın oluş şekli itibariyle site sakini sigortalının site yöneticiliği ile doğrudan ilintili olup 3. kişi olmadığını, bu nedenle olayın poliçe kapsamında değerlendirilemeyeceğini, değer kaybının ayrıca dolaylı zarar olduğundan teminat dışı olduğunu, olayın poliçe kapsamında değerlendirilebilmesi için sigortalının kusurlu olması gerektiğini ve muafiyet uygulanması gerektiğini beyanla haksız davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Ticari / Sınai işletme poliçesi, ekspertiz raporu, hasar dosyası, olay tutanağı, resimler, servis kayıtları, fatura suretleri, Sigorta Bilgi Gzetim Merkezi Başkanlığından temin edilen yazı cevapları celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya Makine Mühendisi …ile Aktüer Uzmanı …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 07/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “Meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, söz konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğu, dava konusu kazalı araçta KDV hariç ve işçilik dahil 13.398,08 TL hasar meydana gelmiş olduğunu ve söz konusu onarım bedelinin piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda bulunduğu, Söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte yaklaşık 3 (üç) iş günü süreceği (Malzeme temin süresi dahil edilmiştir.) Dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle kazadan önceki kazalı 2. el piyasa rayiç değerinin 103.9006,00 TL civarında olduğu,( 46.123 km ), Bu nedenle hasar gören ve düzeltilmesi gereken parçaların baz alınarak aracın marka, modeli, hasar geçmişi, km si vb. etken değerlerin birlikte değerlendirilmesi ile mevcut kanun ve yönetmelik / tebliğler kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmede; FARK KRİTERİNE göre söz konusu aracın kaza tarihi itibariyle dava konusu kazadan önceki kazalı 2. el piyasa rayiç değerinin yaklaşık 103.900,00 TL civarında olduğu, kazadan sonraki onarılmış hali ile 2. el kazalı araç rayiç değerinin ise yaklaşık 96.400,00 TL civarında olacağından araçtaki Değer Kaybının 103.900,00 TL – 96.400,00 TL = 7.500,00 TL civarında olacağı, Davalı sigorta şirketinin 01.12.2017/2018 vadeli … nuamralı Ticari/Sınai İşletme Poliçesi ile birlikte verilen 3. Şahıs mali mesuliyet teminatı dahilinde, davacının maliki olduğu araçta meydna gelen değer kaybı zararından dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte sorumlu olduğundan söz edilebileceği,” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; haklı olan davanın kabulüne, 07.06.2021 tarihli bilirkişi raporuna istinaden dava değerinin 4.500,00TL artırılarak; 3.000,00 TL’den 7.500,00 TL’ye çıkarılmasına, işbu bedelin kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte değer kaybı tazminatı olarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı … Ltd. Şti.’ ne ait … plaka sayılı aracın 22/05/2018 tarihinde … Sitesi otopark yolunda çıkış kapısından geçtiği esnada, kapının aniden kapanması üzerine araca çarptığı, çıkış kapsının araca çarpması neticesinde davacı şirkete ait araçta maddi hasar oluştuğu, dava dışı sigortalı … Site Yönetimi ile davalı sigorta şirketi arasında ticari / sınai işletme poliçesinde üçüncü şahıs mali mesuliyet teminatı kapsamında üçüncü şahıslara karşı meydana gelebilecek maddi zararlardan dolayı sigorta sözleşmesinin akdedildiği, davaya konu kazanın poliçe süresi içinde ve yazılı şekilde gerçekleştiği ihtilafsızdır. Davacı, kaza neticesinde aracında oluşan değer kaybı zararının tazminini talep ederken; davalı teminat dışı hal savunmasında bulunmuştur.
Uyuşmazlık; teminat dışı hal olup olmadığı, değer kaybının dolaylı / doğrudan zararlardan olup olmadığı, kusur durumu ve tenzili muafiyet uygulanması gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Dava dışı sigortalı ile davalı sigorta şirketi arasında imzalanan Tıcari / Sınai İşletme Poliçesi incelediğinde; Poliçenin 13. sayfasında Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyetin Tanımı “Sigortacı, işbu poliçe ile sigortalının yukarıda riziko adresi yazılı mahaldeki faaliyetleri esnasında, meydana gelebilecek kazalar sebebiyle üçüncü şahıslara karşı verilebilecek maddi ve bedeni zararlar neticesinde sigortalıya terettüp edecek hukuki sorumluluğu genel şartlar kapsamında poliçede belirtilen olay başına yıllık limit ve muafiyetlerle teminat altına almıştır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Üçüncü Şahıslara Karşı Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları 1-B. maddesi “İşbu poliçe sigortalıyı, sigortanın mer’iyet müddeti esnasında vukua gelecek bir hadise neticesinde, Üçüncü şahıslara ait mallarda ziya ve hasar (maddi zarar ve ziyanlar) husule gelmesi sebebile, poliçede gösterilen sıfat, faaliyet ve hukuki münasebetlerinden dolayı, kendisine karşı, üçüncü şahıslar tarafından ileri sürülecek zarar ve ziyan taleplerinin neticelerine karşı, Türkiye Cumhuriyetinin hukuki mes’uliyete müteallik mevzuatı hükümleri dairesinde ve işbu poliçede tesbit olunan meblağlara kadar temin eder.” şeklindedir.
Davalı sigorta şirketi, davacı ile site yönetimi arasında vekalet ilişkisinin bulunduğunu, bu nedenle üçüncü şahıslara karşı mali mesuliyet sigortası genel şartları 3.A.maddesi uyarınca davacının üçüncü kişi olmadığını ve teminat dışı halin bulunduğunu savunmuş ise de; davaya konu trafik kazası hakkında tutulan olay tutanağında site sakinin tutanakta gösterildiği üzere … olduğu, halbuki somut olayda değer kaybı tazminatı isteminde bulunulan aracın dava dışı site sakinine ait olmadığı, aksine trafik tescil kayıtlarına göre davacı …Ltd. Şti.’ ne ait olduğu, bu bağlamda davacı şirketin; site yönetimi ile davalı sigorta şirketi arasındaki sigorta sözleşmesine karşı üçüncü şahıs konumunda bulunduğu, kaldı ki davacı şirket ile site yönetimi arasında herhangi bir akdi ilişkinin (vekalet ilişkisi) bulunmadığı açıktır. Dolayısıyla, dava dışı site yönetimi ile davalı sigorta şirketi arasında akdedilen sigorta sözleşmesine, davacı şirketin üçüncü şahıs konumunda bulunduğu anlaşılmakla, davalının teminat dışı hale yönelik savunmalarına itibar edilmemiştir.
Öte yandan; davalı sigorta şirketi araçta meydana gelen değer kaybının dolaylı zarar olduğunu ve dolaylı zararların poliçe uyarınca teminat dışında tutulduğunu ifade etmiştir. Ancak, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı dolaylı zarar değil, gerçek ve doğrudan zarardır. Yerleşik Yargıtay uygulamaları da, araçta meydana gelen değer kaybı zararını gerçek ve doğrudan zarar olarak kabul etmektedir (Y.17. H.D. 2015/17333., 2016/3648 K.; Y.17. H.D. 2016/3091 E., 2016/6038 K.). O halde, davalının dolaylı zarar ve teminat dışı hal savunması yerinde değildir.
Yapılan açıklamalar karşısında; Mahkememizce, davacı şirkete ait araçta meydana gelen değer kaybı zararının üçüncü şahıs mali mesluliyet teminatı kapsamında ve poliçe dahilinde olduğu kabul edilmiştir.
Kazanın hemen sonrasında düzenlenen olay tutanağında; davacı şirkete ait aracın çıkış kapısından geçtiği esnada “çıkış kapısının sağ kanadının aniden kapanarak aracın sağ farına çarpması, sağ aynasını kırması ve kapı kanadının yerinden çıkarak araç üzerine düşmesi” şeklinde meydana gelen olayda, kazanın mekanik ve teknik olarak arızalı olan kapının motorunun gerekli şekilde çalışmamasından ileri geldiği, dava dışı araç sürücüsünün ise kazanın oluş şekline göre herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Değer kaybı zararının tespitine yönelik olarak ; 30/07/2019 tarihli bilirkişi kurulu kök raporunda, değer kaybı tazminatı hesaplanırken aracın kaza sonrasında rayiç değerinde %6 oranında değer kaybı meydana geleceği belirtilerek zarar hesabı gerçekleştirilmiştir. Denetime açık olmayan ve zararın neye göre belirlendiği, rayiç değerin nasıl tespit edildiği hususunda hiçbir açıklama ve bilimsel değerlendirme içermeyen bu rapora itibar edilmemiştir. Aynı bilirkişi kurulu tarafından itirazlar üzerine alınan 06/10/2020 tarihli ek raporda bu sefer Anayasa Mahkemesince iptal kararı verilen genel şartlardaki formüle göre hesaplama yapılmıştır. Genel şartlara ekli cetvellerle getirilen ancak Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararı sonrasında somut olaya uygulanması imkanı bulunmayan cetvellere göre yapılan değer kaybı tazminatı hesaplaması denetime açık olmadığından hükme esas alınmamış, nitekim taraflarca da farklı bilirkişi kurulundan rapor alınması yönünde itiraz edilmiştir.
Mahkememizce, farklı bir bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmıştır. 07/06/2021 tarihli bilirkişi kurulu kök raporunda değer kaybı tazminatını 7.500,00 TL olarak hesaplanmıştır. Bahsi geçen raporda değer kaybı “FARK KRİTERi” ne göre hesaplanmıştır. Sigorta Bilgi Gözetim Merkezi Başkanlığından davacıya ait aracın, eldeki davaya konu kazadan önce geçirmiş olduğu trafik kazalarına ilişkin kayıtları getirtilmiş, bu suretle aracın davaya konu kaza gerçekleşmeden önce 2.el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el piyasa değeri arasındaki farka göre bilirkişi kurulu değer kaybı zararını tespit etmiştir. Yerleşik Yargıtay içtihatları da, değer kaybı tazminatının belirtilen şekilde hesaplanması gerektiği yönündedir. Açıklanan nedenlerle, bu raporun kapsamlı, detaylı, gerekçeli, bilimsel yönden yapılan açıklamaların isabetli ve doğru şekilde takdir edilmesi, yerleşik içtihatlara da yer verilerek hazırlanması karşısında denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilmiş ve hükme de esas alınmıştır.
Ancak, hükme esas alınan 07/06/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davalının muafiyet tenzili itirazları incelenmemiştir. Ne var ki, bu eksiklik hukuki değerlendirme kapsamında Mahkememizce de değerlendirilebileceğinden yargılamanın daha fazla sürüncemede kalmaması bakımından yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir. Dava dışı sigortalı ile davalı sigorta şirketi arasında imzalanan Tıcari / Sınai İşletme Poliçesi incelediğinde; Poliçenin 14. sayfasında Muafiyet olarak “Her bir hasarda 100 USD karşılığı TL’ den az olmamak üzere hasarın %10’u oranında” tenzilat yapılacağı kararlaştırtılmıştır. Somut olaya dönüldüğünde; değer kaybı tazminatının trafik kazasından kaynaklandığı, kazanın hukuki niteliği itibariyle haksız fiil olduğu, haksız fiilin gerçekleştiği tarih itibariyle zararın meydana geleceği, bu sebeple 22/05/2018 tarihinde 1 USD = 4,5932 TL olduğu, 100 USD muafiyetin TL karşılığının ise 459,32 TL olduğu, bu halde bu tutardan aşağı olmamak üzere hasar bedelinin %10’u oranında indirim yapılacağı, hasar bedelinin yukarıda açıklandığı üzere 7.500,00 TL olarak belirlendiği, 7.500,00 TL * %10 = 750,00 TL olduğu, nihayetinde hasar bedelinin %10′ u (750,00 TL) 100 USD karşılığı TL’ den (459,32 TL) daha az / aşağı olmadığı için muafiyet nazara alınarak neticeten 7.500,00 TL – 750,00 TL = 6.750,00 TL değer kaybı tazminatı oluştuğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı sigorta şirketinin üçüncü şahıs mali mesuliyet teminatı kapsamında davacı şirkete ait aracın zarara uğramasından ötürü sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limitleri (50.000,00 TL) dahilinde kalan 6.750,00 TL değer kaybı tazminatından sorumlu olduğu, davacı her ne kadar kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiş ise de; Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarında sigorta şirketinin temerrüte düşürülmesine yönelik hiçbir düzenlemenin bulunmadığı, davaya konu sigorta poliçesinde de temerrüte ilişkin herhangi bir hükmün olmadığı, bu halde genel ilke ve kurallar gereğince temerrütün davanın açılmasıyla gerçekleşeceği nazara alınarak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği kanaati ile davanın ıslah beyanları doğrultusunda kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın ıslah beyanları doğrultusunda KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-6.750,00-TL değer kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden poliçe üst limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Kabul edilen dava değeri (6.750,00-TL) üzerinden alınması gereken 461,09 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 51,24 TL’ nin ve 76,85 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 333,00 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 51,24 TL peşin harç, 76,85 TL ıslah harcı, 107,50 TL posta ve tebligat ücreti ile 3.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.535,59 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.182,03 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 750,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/12/2021

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *