Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1009 E. 2020/377 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1009 Esas
KARAR NO:2020/377

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/10/2018
KARAR TARİHİ:30/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/11/2016 tarihinde …Mahallesi … Sokak adresinde, müvekkil şirketin altyapı tesislerinin davalılardan … Anonim Şirketi yüklenici firması tarafından … adına yapılan kazı çalışmaları esnasında hasara uğratıldığını, hasar nedeniyle müvekkili şirketin 1.777,94 TL maddi zararının meydana geldiğini, alacaklarının rızaen tahsilinin mümkün olmaması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.777,94 TL müvekkili şirket zararının hasar tarihinden itibaren … kısa vadeli avanslara uygulanan değişen oranlarda avans faizinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; görev ve yetki itirazında bulunduğunu, olayın meydana geliş şekliyle ilgili davacı tarafın iddiaları dikkate alındığında, iddia edilen olayın hizmet kusuruna dayalı olduğunu, davanın tam yargı davası olarak idari yargıda açılmasının gerektiğini, açılan davanın hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkili idareye husumet yöneltilemeyeceğini, davanın usul hukuku ilkelerine göre reddedilmesinin gerektiğini, dava konusu hasarın bizzat müvekkili idare tarafından verilen bir hasar olmadığını, davacının dava dilekçesinde ispat yükümü kapsamında davayı ispat etmeye yetecek delil sunmadığını, davacı ile müvekkili idare arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, bu nedenlerle davacının davasının redine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … San. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduğunu, davanın müvekkili şirket açısından pasif husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirket tarafından yürütülmüş veya yürütülmekte olan herhangi bir projenin bulunmadığını, ayrıca müvekkili şirket ile diğer davalı … Genel Müdürlüğü arasında herhangi bir taşeronluk ilişkisi veya bu kurumdan alınmış herhangi bir ihalenin de bulunmadığını, dolayısıyla müvekkili şirket ile dava konusu arasında hukuken hiçbir illiyet bağı bulunmadığını, müvekkilinin iş bu davada taraf sıfatının bulunmadığını, bu nedenlerle haksız ve hukuksuz davanın usulden reddine, aksi kanaatte davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, kazı çalışmaları esnasında meydana gelen hasarın tazmini istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; 08/11/2016 tarihinde … Mahallesi, … Sokak …adresinde yapılan kazı çalışmaları sırasında olay mahallinde davalı …’ nin taşeronu olarak görev yapan dava dışı … İnş. ve San. A.Ş + … iş ortaklığı firması çalışanlarının iş makinesi ile davacı kuruma ait alt yapı tesislerine ve kablolarına zarar verdikleri, davacı kurum yetkilileri tarafından olayın hemen akabinde tutulan hasar ve keşif tutanakları uyarınca zararın tazminini davalı kurumdan talep ettiği, ancak sonuç alınmaması üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı … vekili her ne kadar idare mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, husumete itiraz ettiklerini, hak düşürücü ve zaman aşımı sürelerinin dolduğunu bildirmiş ise de; …’nin kamu kurumu olmakla birlikte özel kanunla teşekkül ettirilmiş özel hukuk tüzel kişisi olduğu, bu nedenle haksız fiillerinden dolayı açılan davaların adli yargıda görülmesi gerektiğinden yargı yoluna ilişkin itirazların yerinde olmadığı, kazı çalışmaları sırasında meydana gelen hasar ve zararın hukuki niteliği itibariyle haksız fiil olduğu, bu bağlamda HMK’ nın 16. maddesi uyarınca zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi olan Mahkememizin de somut olay bakımından yetkili olduğu, davalı … kurumu ile alt taşeronlar arasında düzenlenen sözleşmelerin üçüncü kişiler yönünden bağlayıcı nitelikte olmadığı, zira sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereğince bir sözleşmenin ancak tarafları arasında hak ve borç yaratacağı, dolayısıyla sözleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişilere karşı bu durumun ileri sürülemeyeceği, hem davalı …’nin hem de alt taşeronların dış ilişkide üçüncü kişilere meydana gelebilecek zararlardan müştereken müteselsilen sorumlu oldukları, bu bakımdan taraflar arasında yapılacak sözleşme ile sorumluluğun sınırlandırılması veya tamamen kaldırılmasına yönelik anlaşmaların dış ilişkide üçüncü kişiler bakımından önem arz etmediği gibi davalı …’nin Kanundan kaynaklanan sorumluluğunu da ortadan kaldırmayacağı, açıklanan nedenlerle husumet itirazlarının yerinde görülmediği, haksız fiilden kaynaklanan işbu dava için hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı, zaman aşımı sürelerinin de dava tarihi itibariyle dolmadığı nazara alınarak davalı … vekilinin usule yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
08/11/2016 tarihinde meydana gelen hasarın ve zararın miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, makine mühendisi bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 27/05/2019 tarihli raporda, zarar miktarının hasar tutarıyla, parça ve işçilik fiyatları ile birlikte piyasa rayiçlerine uygun olduğu tespit edilmiştir. Davalı … vekilinin zararın miktarına yönelik itirazları ve bu konuda keşif yapılmasını içeren taleplerine gelince, olayın üzerinde geçtiği zaman dilimi, keşif yapılması halinde zararın tespitine yönelik olarak olay mahallinde elde edilebilecek bir delilin kalmayışı nazara alınarak yerinde görülmemiş, zarar miktarının kadri maruf olduğu belirlenmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı …’nin haksız fiil hükümleri uyarınca zarar miktarından sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı …. A.Ş.’nin somut olay bakımından davalı …’nin alt taşeronu olarak görev yapmadığı, bu durumun tarafların kabulünde olduğu gibi olay yeri fotoğraflarından da görüleceği üzere hasar tarihi itibariye kazı çalışmasını … İnş. ve San. A.Ş + … iş ortaklığı firmasının gerçekleştirdiği anlaşılmakla, işbu davalı yönünden pasif husumet yokluğundan açılan davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın KABULÜ ile 1.777,94-TL’nin hasar tarihi olan 08/11/2016 tarihinden itibaren … kısa vadeli avanslara uygulanan değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı … Genel Müdürlüğünden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davalı … Anonim Şirketi yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 121,45 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 85,55 TL harcın davalı … Genel Müdürlüğünden alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeni ile yapılan posta ve tebligat masrafı 147,90 TL, bilirkişi masrafı 650,00-TL, peşin harç 35,90 TL olmak üzere toplam 833,80 TL yargılama giderinin davalı … Genel Müdürlüğünden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1,2 maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin dava değerini geçmemek koşulu ile belirlenen 1.777,94 TL vekalet ücretinin davalı … Genel Müdürlüğünden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı … Anonim Şirketi yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1,2 maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin dava değerini geçmemek koşulu ile belirlenene belirlenen 1.777,94 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Anonim Şirketi’ne VERİLMESİNE,
7-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde kullanılmayan ve artan bakiye gider avansının resen taraflara veya vekillerine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin yokluğunda, HMK 341/2 maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/09/2020

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza