Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/989 E. 2018/843 K. 04.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/989 Esas
KARAR NO : 2018/843

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 04/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafın iddiasının ve dayanaklarının özetle; Müvekkil … 30.09.2017 günü saat 17.00 sıralarında … Mahallesi … Caddesi …karşısında sol şeritte trafik kurallarına uygun bir şekilde seyir halinde ilerlerken, davalı … şirketi nezdinde … poliçe numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile kayıtlı bulunan sürücü … idaresindeki … plakalı aracıyla … Otobüs durakları karşısı İzzettin Aksular cadde kesişimine geldiği sırada davadışı şahsın yönetimindeki araç bulunduğu şeritten sol şeride geçiş yapmak isterken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 56/1 A şerit izleme ve değiştirme kurallarına riayet etme maddesini ihlal ettiğini, işbu ihlal neticesinde … otomobiliyle, müvekkil idaresindeki … plakalı motorsikletin yan tarafından çarparak müvekkilin motorsiklet üzerinden düşerek ağır şekilde yaralandığını, motorsikletin de ileriye doğru fırlamasına sebep olarak hasara uğramasına sebep olduğunu, trafik kazası tespit tutanağında belirtildiği üzere müvekkil …’ın ağır şekilde yaralanmasına neden olan trafik kazasında otomobil sürücüsü Necati Gür kusurlu olup müvekkilin herhangi bir kusuru bulunmadığı, müvekkil yaşamını tehlikeye sokacak derecede ağır şekilde yaralandığı, vücudunda ve iç organlarında hasarlar meydana geldiği, uzun bir süre kendine gelemediği, bu süreçte hem maddi hem psikolojik olarak büyük bir çöküntü yaşadığı, müvekkilin işbu kaza nedeniyle yaşadığı yaralanma nedeniyle, işten ayrılmak zorunda kaldığı ve kazadan bu yana da çalışamadığı, ayrıca bundan sonra da çalışabileceği meçhul olduğu, tahkikat sonucunda müvekkilinin hem kaza nedeniyle uğradığı bedensel zararlar nedeniyle uğradığı maddi zararlar, hem motosiklette meydana gelen maddi zararlar ve değer kaybının, hem de kaza tutanağına yansıdığı şekilde motosiklette bulunan müvekkilin bilgisayarının uğradığı zararların değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere hesap edilecek maddi zararlarının poliçe bedeli ile sınırlı olmak kaydı ile davalıdan tahsiline, işbu ortaya çıkacak meblağa kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın savunmasının ve dayanaklarının özetle; dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, bu nedenle davanın reddine yargılama masrafları ve vekalet ücretini karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yargı erkini tekelinde bulunduran Türkiye Cumhuriyeti devletinin de taraf olduğu AİHS’in 6. Maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlali sebebiyle AİHM nezdinde, Devletimiz aleyhine çokça ihlal kararları verildiği herkesçe malumdur. Bu kararların kahir ekseriyeti uzun yargılama süreçlerine dayanmaktadır. İşte uzayan yargılamaların önüne geçilmek amacıyla 2000’li yılların başından itibaren temel adli yasalarda köklü değişikliklere gidilmiş, TCK, CMK, TMK, TTK, TBK gibi hukuk yargılamalarındaki usulü düzenleyen HUMK’ta da değişikliğe gidilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe konmuştur. HMK’ta yargılamaların uzamasının önüne geçilmek için daha dava dilekçesi verilirken hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiği 119. maddesinde tek tek sayılmış, maddenin ikinci fıkrasında da eksikliklerin yaptırımı düzenlenmiştir. Buna göre;
-dava konusu ve mal varlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri (d)
dava dilekçesinde yer almalıdır.
Somut olayda dava dilekçesi HMK’nın 119/1-(d) bentlerine aykırı olarak tanzim edilmiştir. Özellikle (a), (d), (e), (f) ve (g) bentlerindeki bu eksiklikler, 119/2. maddesine göre sonradan tamamlanması dahi mümkün olmayan eksiklikler olduğundan, HMK 31. maddesi bağlamında davanın açıklattırılması yoluna da gidilmemiştir. Zira 119/2. maddedeki (d) bendinin istisna tutulduğu açık hükmü görmeksizin davacıdan açıklama istemek, 31. maddedeki davanın aydınlatılması ödevinin ilerisine, yani 25. maddesinde düzenlenen iki tarafa hatırlatma yasağı sınırlarına geçmek olur.
Aksi düşünce, mevzuatın insan haklarına daha uyumlu hale getirilmesine yönelik yasa koyucunun 2000’li yılların başından itibaren ihdas ettiği iradeyi akim kılar ve uygulayıcıların açık kanun hükümlerini uygulamaktan imtina etmesi sebebiyle AHİM nezdinde Devletimizin tazminatlara mahkum olmaya devam etmesi sonucu doğurur.
Anılan sebeplerle HMK 119/1-(d) bendinde sayılan unsurları içermeyen dava dilekçesi sebebiyle 119/2. Maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı HMK 119/1-D, maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına,
2-Alınması gerekli 35,90-TL karar harcının peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 134,88-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdiri yer olmadığına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/09/2018

Katip …
¸E-İmza

Hakim …
¸E-İmza