Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/965 E. 2020/410 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/965 Esas
KARAR NO : 2020/410

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2017
KARAR TARİHİ : 09/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline bağlı … Müdürlüğü ile davalı şirket arasında … Merkezi ve … Merkezi’nin işletilmesi için 06.10.2005 tarihinde sözleşme imzalandığını, kıdem tazminatlarının ödenmemesi nedeniyle davalı şirket işçileri tarafından müvekkili kuruluş ve davalı şirket aleyhine çeşitli mahkemelerde alacak davaları açıldığını, … İş Mahkemesi’nin…-…-…-…-…-…-…-…-… Esas ve … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esasında açılmış olan davaların yargılaması sonucunda, davalı tarafından ödenmeyen kıdem tazminatı alacaklarının mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte müvekkili şirketten ve davalı şirketten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, davacı işçilerce … 2. İcra Müdürlüğü’nün …, … ve …, …, …, …, …, … ile … 1. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyaları ile icra takibine başvurulduğunu, müvekkilince ilgili icra müdürlüklerine 130.697,35 TL ödeme yapıldığını, sözleşme gereği yüklenici firma çalışanlarının kıdem tazminatı ödemelerine ilişkin ibranameler kurumlarına verilmediğinden, davalı firmaya son hakedişi ödenmeyerek teminat mektubunun da nakde çevrildiğini, icra dosyalarına ödenen 130.697,35 TL’nin 31.758,29 TL’si son hakediş miktarından, 69.000,00 TL’si ise nakde çevrilen teminat mektubundan karşılandığını, dolayısıyla kalan 29.939,06 TL’sinin davalı yüklenici firmaya rücu edilmesi zorunluluğu hasıl olduğunu, taraflar arasında imzalanan 06.10.2005 tarihli sözleşmenin 38.5. maddesinde “yüklenici bu sözleşme kapsamında çalıştırdığı tüm personelin işvereni olarak iş kanunun, SSK kanunu ve çalışma hayatı ile ilgili diğer kanun tüzük ve yönetmeliklere göre personelin her türlü ücret, vergi, harç, SSK ve işsizlik sigortası primi vs. yasal yükümlülüklerini eksiksiz yerine getireceğini, 13.2.13 maddesinde “yüklenici işin bitiminde çalıştırdığı tüm personelden; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve başkaca alacağı olmadığına dair belge alarak teşekküle tevdi edeceği” hükümlerine yer verildiğini, ayrıca sözleşmenin 38.11 maddesinde de “iş bu sözleşme kapsamında yüklenicinin istihdam ettiği işçinin muhatabı ve sorumlusunun kesinlikle teşekkül olmayacağının” belirtildiğini, ihale şartnamesinde de yüklenici işçilerine ait her türlü hak ve vecibelerin yüklenici tarafından ödeneceği, doğabilecek her türlü hukuki mali ve cezai yükümlülüklerin yükleniciye ait olacağının belirtildiği, davalı yüklenicinin de bu şartları aynen kabul ederek ihale konusu işi aldığını, dolayısıyla yüklenici firmanın sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle müvekkilinin hiç bir kusuru bulunmamasına rağmen ödemek zorunda kaldığı miktarın tahsili için iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, bu konuda ilk olarak … 15. ATM … E. nolu dosyada dava açılmışsa da dava sehven takipsiz bırakıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu nedenle işbu davanın tekraren açılması gereği hasıl olduğunu belirterek, 29.939,06 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Usule uygun tebligata rağmen davaya yasal sürede cevap verilmemiştir.
Davalı vekili yasal süreden sonra sunduğu dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında halen devam eden derdest 10 adet dava bulunduğunu, bu davalar ile ilgili tebligatlarla birlikte işbu davaya ilişkin dava dilekçesinin de bürolarına bırakıldığını, müvekkili şirket yetkilisinin yurt dışında bulunması nedeniyle süresinde cevap dilekçelerini sunamadıklarını belirterek, dava konusu alacağın özellikle … Müdürlüğü nezdinde oluşan bir alacak olduğunu, bu nedenle öncelikle …’a izafeten anılan … aleyhine açtıkları … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi … esas sayılı dava dosyasında dosyamız davacısından talep edilen 119.134,60 TL alacak davasının bekletici mesele yapılması ve sonucunun beklenmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak talebine ilişkindir.
Taraflar arasında davacı kuruma bağlı … Müdürlüğü ile davalı şirket arasında … Merkezi ve … Merkezi’nin işletilmesi için 06.10.2005 tarihinde Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında işletmede çalışan işçilerin işçilik alacaklarından davalı yüklenici şirketin sorumlu olduğu, işçilerin davacı iş sahibi ile davalı yüklenici aleyhine iş hukuku mevzuatı uyarınca müşterek müteselsil sorumluluklarına dayanarak açtıkları davalarda işçiler lehine hükmolunan işçilik alacaklarının takip dosyalarına davacı iş sahibi tarafından ödenmiş olduğu, ödenenin bir kısmının hakediş kesintisi bir kısmının da teminatın nakde çevrilmesi suretiyle davalıdan tahsil edildiği hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamakta olup uyuşmazlık, davacı iş sahibinin ilamlı icra takiplerinde ödediği işçilik alacaklarının davalıdan tahsil edemediği bakiye kısmını davalı yükleniciye rücu hakkı olup olmadığı, davalının … 4. Asliye Hukuk Mah…. Esas dosyasında davacı kuruma karşı açtığı alacak davasının işbu mahkememiz dosyası yönünden bekletici mesele yapılması gerekip gerekmediği, dosyamızda verilecek hükmü etkileme durumu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dosyamız içine celbedilen dosyada görüldüğü üzere davacı tarafça dava ilk olarak 05/10/2015 tarihinde … 18. Asliye Hukuk Mah…. E dosyasında açılmış, kesinleşen görevsizlik kararı nedeniyle tevzi edildiği … 15 ATM … E dosyasında yapılan yargılama sırasında dava takipsiz bırakıldığından HMK md 150’ye göre işlemden kaldırma ve devamında 02/05/2017 tarihli … sayılı kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve bu kararın kesinleşmesinden sonra mahkememizde tekrar dava açılmıştır.
Dosyada tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmış, taraflar arasında akdedilen 06/10/2005 tarihli 5 yıl süreli Hizmet Alım Sözleşmesi, … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, …1. İş Mahkemesinin …-…-…-…-…-…-…-…-… Esas dosyaları ve … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E sayılı dosyası, … 1. İcra Dairesinin … E sayılı takip dosyası, … 2. İcra Dairesinin …-…, …-…-…- …- …-… E sayılı takip dosyalarının Uyap kayıtları, davacının bu dosyalara yaptığı ödeme belgeleri getirtilerek incelenmiştir.
… 4. AHM … E dosyası Uyap kaydının incelenmesinde, davalı yüklenici tarafından davacıya karşı “fiyat farkından kaynaklanan hizmet bedeli alacağı ile SGK prim teşviki indirimlerinin hakedişten kesilmesinin haksız olması nedeniyle eksik ödenen hakediş alacağının tahsili” istemli alacak davası olduğu görülmüştür.
Ön inceleme celsesinde … 4 AHM dosyasıyla mahkememiz dosyası arasında, … AHM dosyasında ileri sürülen “son hakediş hesabının eksik hesaplandığı” iddiası yönünden mahkememiz dosyasında verilecek kararı etkileyecek mahiyette olduğu tespitiyle … 4 AHM … E dosyasının sonuçlanmasının beklenmesine (bekletici mesele) karar verilmiş ve sonuçlanması beklenmiş, aradan geçen süre içinde Sakarya 4 AHM dosyasında yargılama bilirkişi incelemeleri aşamasında devam etmiş, karara çıkmamıştır.
Davamızdaki talepler, toplanan deliller ve … 4 AHM dosyası yönünden dosya üzerinde yeniden yapılan inceleme neticesinde, davamızın konusunun son hakedişten kesinti suretiyle davalıdan tahsil (rücu) edilen işçilik alacakları hakkında bir tahsil istemi içermediği, aksine hakedişten kesinti ve teminat mektubundan tahsil suretiyle davalıya rücu edilen kısım sonrası kalan bakiye ödemenin davalıdan rücuen tahsilinin talep edildiği, dolayısıyla … 4 AHM’de dosyamız davalısının son hakedişinin daha yüksek hesaplanması gerektiğine karar verilse bile, davalının sözkonusu alacağını ilamın icrası hükümlerine göre davacıdan tahsil imkanı bulunacağının tartışmasız olduğu, kaldı ki diğer dosyada davalı lehine hükmolunma ihtimali olan hakediş alacağının, dosyamızdaki (davacının ödeme tarihinde muaccel hale gelmiş kıdem tazminatı-yıllık izin ücretinden ibaret) alacaktan mahsubu zorunluluğu bulunduğundan da sözedilemeyeceği, farklı adliye mahkemelerinde birbirinden bağımsız yürüyen davaların sonucuna göre mahkememiz dosyasında mahsup suretiyle hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, verilecek karar sonuçlarına göre tarafların ticari defter ve cari hesap kayıtlarında mahsuplaşma imkanının da bulunduğu, tüm bu nedenlerle … 4 AHM dosyasının mahkememiz dosyasında verilecek kararı doğrudan etkileyecek mahiyette olmadığı anlaşılmakla, usul ekonomisi ve yargılamanın makul sürede sona erdirilmesi ilkeleri de gözetilerek, … 4 AHM … E dosyasının sonuçlanmasının beklenmesinden vazgeçilmiştir.
Yargıtay 23. HD’nin istikrarlı içtihatlarında da belirtildiği üzere, hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
İncelenen takip dosyaları ödeme belgelerine göre davacının ödemeleri:
19/04/2013 tarihinde 11.396,75 TL ve 11.630,85 TL,
05/01/2015 tarihinde 15.138,92 TL, 14.961,94 TL, 14.846,33 TL, 15.284,40 TL, 14.897,33 TL, 14.786,06 TL ,
27/03/2015 tarihinde 17.754,77 TL olmak üzere toplam 130.697,35 TL olduğu tespit edilmiştir.
Dosyada toplanan deliller ve incelenen iş mahkemesi kararları ve bu kararların ilamlı icra takip dosyalarına göre davacının ödediği meblağa ilişkin ödeme belgeleri, sunulan hakediş kesintisi ve teminat mektubu tazmin belgeleri incelenerek, bu ilam ve belgelerin varlığının taraflar arasında ihtilafsız olması hususları hep birlikte gözetildiğinde, davacının ödediği toplam işçilik alacağı ve fer’ilerinin 130.697,35 TL olduğu, bu ödemelerin tarih ve tutarlarının kesinti-tazmin sonrası bakiye tutarın 29.939,06 TL olduğu, taraflar arasında akdedilen açık sözleşme hükümleri ve iş hukuku mevzuatı uyarınca davalının çalışanlarının işçilik alacaklarından esasen davalının sorumlu olduğu, dava açan işçilerin başka yüklenici bünyesinde çalıştıklarına dair bir iddia da ileri sürülmemiş olduğu, müteselsil sorumluluk esasına göre iş sahibi-üst işveren sıfatıyla davalının borcunu ödeyen davacı işsahibinin ödediği tutarı davalıya rücu hakkı bulunduğu, hakedişten kesinti-tazmin suretiyle yapılan tahsilatlar ödeme tarih ve tutarlarına göre TBK md 102 kapsamında önceki tarihli-vadeliden başlamak suretiyle davalı borcundan düşüldüğünde, dava konusu tutar davacının son ödeme tarihlerinden geriye doğru hesaplanmak suretiyle 05/01/2015-12.184,29 TL ve 27/03/2015-17.754,77 TL şeklinde son ödeme tarih ve tutarlarına isabet ettiği, iş mahkemesi kararlarında davalı şirket de taraf olduğundan temerrüdünün sonuçlarının davacının ödeme tarihlerinden itibaren başlatılması gerektiği (Yargıtay 23 HD 2019/952 E 2020/2536 K), taraflar tacir olmakla temerrüt tarihinden itibaren avans faizi istenebileceği anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın KABULÜ ile,
17.754,77-TL alacağın 27/03/2015 ödeme tarihinden itibaren, 12.184,29-TL alacağın 05/01/2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken harç 2.054,11-TL olup, peşin alınan 511,29 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.542,82-TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri 547,29-TL, posta ve tebligat masrafı 86,00-TL olmak üzere toplam 633,29-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 4.490,86-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle karar verildi.09/10/2020

Katip …

Hakim …