Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/918 E. 2020/328 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/918 Esas
KARAR NO : 2020/328

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2017
KARAR TARİHİ : 15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların yaptığı akaryakıt bayilik sözleşmesi gereğince müvekkili firmanın davalı yana bayilik verdiğini, yapılan bayilik sözleşmesi gereği müvekkili tarafından davalıya; gecikme bedeli, otomasyon bakım ve servis bedeli ve vade farkını yansıtır 6 adet fatura tanzim edildiğini, söz konusu faturaların yalnızca 2 tanesine süresi içerisinde itiraz edilmiş olup diğer 4 fatura içeriğine 8 gün içinde içeriğine itiraz edilmediğini ve faturaların kesinleştiğini, borcun varlığına ve faize ilişkin itirazların da yersiz ve gerçeklikten uzak itirazlar olduğunu, müvekkili ile davalı arasında yapılan sözleşme gereği davalının müvekkiline borcu doğduğunu ve bu borca karşılık faturaların tanzim edildiğini ve bu fatura bedellerinin de müvekkiline ödenmediğini, ödenmeyen fatura bedelleri ardından müvekkilinin alacağına ulaşmak amacı ile icra takibine geçtiğini ve ödenmeyen faturaları ilamsız icraya konu ettiğini, bayilik sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketin bayisi olarak iş ve işlem yapmış olan davalının yürüttüğü faaliyetler sırasında müvekkiline borçlarının doğduğunu, bu borçlar ve karşılığında yapılmamış ödemeler müvekkilinin cari hesap kayıtları ve itiraz edilmediği gibi bedellerinin de ödenmeyen faturalar ile sabit olduğunu, faturalarda muacceliyet şartı oluştuğunu ve faiz işletilmeye başlandığını, işletilen faiz oranının sözleşmede belirlendiğini, taraflarca da onaylandığını ve kabul edildiğini, faiz ile ilgili hükümlerin sözleşmenin 42.maddesinde açıkça belirlenmiş olup, müvekkilinin uyguladığı faiz oranında haklı olduğunu, bu noktada davalı yanca faize yönelik yapılan itirazın da açıkça haksız bir itiraz olduğunu, davalının tüm bunlara rağmen alacağı ödemekten kaçınmak ve alacağın tahsilini geciktirmek için icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibi durduğunu ve müvekkili firmanın alacağına ulaşmasına engel olduğunu, davalının haksız ve kötü niyetli olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalının … 27. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına 15/12/2016 tarihli dilekçesi ile yapmış olduğu itirazlarının tümünün iptaline, haklı alacağın tahsili maksadıyla icra takibinin devamına, itirazında kötü niyetli olan davalının %20′ den az olmamak üzere en yüksek oranda icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili hakkında başlatmış olduğu icra takibinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle davacı tarafın itirazın iptali davasının da haksız ve yasal dayanaktan yoksun olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacı tarafından başlatılmış olan icra takibinde borcun sebebi olarak gösterilen faturaların gerçeği yansıtmadığını, takip talebine eklenmiş bulunan faturalardaki borç ilişkisinin mevcut olmayıp, müvekkilinin davacı şirketten mal alımından kaynaklanan hiçbir borcunun bulunmadığını, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin ifa edilmemesi dolayısıyla icra takibine konu edilen fatura asıllarının takibe itiraz eden müvekkili tarafından … 1. Noterliği’ nin … yevmiye nolu ve .. tarihli ihtarnamesiyle davacı şirkete geri gönderildiğini, davacı tarafın yapmış olduğu icra takibinin ve buna bağlı olarak açılmış bulunan itirazın iptali davasının alacağın konusunun ifa edilmeyen ve hükümleri yerine getirilmeyen sözleşmeye istinaden talep edilmesi; haksız ve yasal dayanaktan yoksun bulunması nedeniyle reddine, davacının icra takibi başlatması ve itirazın iptali davası açmasında kötü niyetli olması nedeniyle dava değerinin %20′ sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 27. İcra Müdürlüğü’ nün …Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemede alacaklısının dosyamız davacısı …, borçlusunun dosyamız davalısı … olduğu, takip miktarının 7.948,66 TL olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 14/09/2018 tarihli bilirkişi raporu ile özetle; Davacının dava konusu faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunun kabul edilebilmesi için faturaların taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca düzenlenmiş olduğunun geçerli delillerle kanıtlanması gerektiği, bu konuda sadece faturanın düzenlenerek karşı tarafa gönderilmiş olması, faturalara süresi içinde itiraz edilmemesi faturaların sözleşmeye uygun olarak düzenlendiklerinin kabul edilebilmesi için yeterli olmadığı, otomasyon bakım ve servis bedeline ilişkin faturaların taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine aykırı olarak düzenlenmiş olduğu dolayısıyla bu faturalardan kaynaklanan alacağın talep edilemeyeceği, geciken bir alacağa vade farkı uygulanabilmesi için, taraflar arasında bu konuda yapılmış anlaşmanın bulunması ya da yanlar arasında oluşan uygulamada fiilen vade farkının benimsenip itirazsız ödenmiş olması gerektiği, somut olayda davacının düzenlemiş olduğu gecikme bedeli ve vade farkı faturalarının daha önce davalı tarafından benimsendiği, buna göre davacının gecikme bedeli veya vade farkı talep edemeyeceği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 12/09/2019 tarihli bilirkişi ek raporu ile özetle; Davacı tarafın takip konusu 12/10/2016 tarih … nolu 2.832,00 TL, 03/10/2016 tarih … nolu 708,00 TL tutarlı faturalar sebebiyle davalıdan alacaklı olduğunun düşünüldüğü; vade farkı/kom.bedeli ve gecikme bedeli açıklamalı faturaların sözleşmenin 42 maddesine uygun şekilde hangi ödemelerdeki gecikmeler sebebiyle düzenlendiğinin usulüne uygun şekilde ispat edilmesi gerektiği mütalaa edilmiştir.
Mahkememizin 07/01/2020 tarihli celsesi 1 nolu ara kararı uyarınca; Mevcut dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu, çelişkilerin giderilmesi, tarafların raporlara karşı itirazlarının değerlendirilmesi ve mevcut bilirkişi raporlarını birleştirici mahiyette yeni bir rapor alınması için dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdiine dair karar verilmiş olup, mahkememiz dosyası yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 14/05/2020 tarihli bilirkişi raporu ile özetle; Taraflar arasındaki sözleşmenin 29.maddesinin ”İş bu sözleşmeye konu teşkil istasyondaki işletme malzemesinin her türlü bakım onarımı bayiye aittir. Teçhizat alet ve edevata gelebilecek her türlü arıza ve aksaklıklar derhal ve zamanında bayi tarafından giderilecektir…” şeklinde olduğu, 26/09/2019 EPDK Kurul Kararı bu tarihten önce imza altına alınan sözleşmeleri kapsamamakla birlikte, bu tarih sonrası yapılan tüm sözleşmelerde bu kararın geçerli olacağı, bu sebeple otomasyon, otomasyon bakım, onarım vs. maliyetlerin bu dava özelinde davalı sorumluluğunda değerlendirilmesinin gerektiği, davacı tarafından 31/03/2015 – 28/11/2016 tarih aralığında altı adet otomasyon faturasının toplamı 16.284,00 TL olup bu davaya konu edilen iki adet faturanın toplamının 3.540,00 TL olduğu, bu tutarın 26/09/2019 tarihli EPDK kararından öncesi olması nedeniyle bayi firmanın ödemesi gerektiği, paylaşılan belgelere göre otomasyon faturalarının davalı tarafından ödenmesi gerektiğinden davacı tarafından düzenlenen vade farkı hesaplamalarında davalı lehine feragat söz konusu olup, davaya konu edilen dört adet vade farkı faturalarından kaynaklı 4.408,66 TL’ nin davalı tarafından ödenmesinin gerektiği, davacının 06/12/2016 tarihli dava tarihine kadar 7.948,66 TL davalı taraftan alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Dava, … 27. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, taraf beyanları ve mevcut delilleri, … 27. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, yukarıda özetlenen bilirkişi raporu ile birlikte dosya içerisinde mevcut tüm belgeler değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında düzenlenen akaryakıt bayilik sözleşmesi kapsamındaki ticari ilişki süresince düzenlenen faturalardan kaynaklı bakiye 7.948,66 TL’ nin davalı tarafından davacıya ödenmediği, takip dayanağı faturaların 12.10.2016 tarih 268952 nolu 2.832,00 TL bedelli fatura ile 03.10.2016 tarih 268930 nolu 708,00 TL tutarlı faturalar olduğu ve faturaların “Otomasyon Bakım ve Servis Bedeli” açıklaması içerdiği, takip konusu diğer faturaların ise …, …, … ve … seri nolu toplam bedeli 4.408,66 TL olan vade farkı faturaları olduğu sabittir.
Taraflar arasında sözleşmeye dayalı hukuki bir ilişki mevcuttur.
Bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşmenin 29. Maddesi “İş bu sözleşmeye konu teşkil istasyondaki işletme malzemesinin her türlü bakım onarımı Bayi’ye aittir.Teçhizat alet ve edevata gelebilecek her türlü arıza ve aksaklıklar derhal ve zamanında Bayi tarafından giderilecektir..” şeklinde düzenlenmiştir.Bu maddeye göre kesilen faturaların işletme malzemesinin bakım ve onarımıyla ilgili olması halinde Bayi tarafından ödenmesi gerekmektedir.
Dosya kapsamında yaptırılan sektörel ve mali incelemede de ; otomasyon sistemi ile ilgili bakım, onarım ve iletişim giderlerinin bu sistemi kuran firmalar tarafından dağıtıcılara fatura edildiği ve dağıtıcıların da bu maliyetleri – bayi ile yapılan sözleşmede açık bir şekilde dağıtıcının karşılayacağı bir madde yoksa- bayilere fatura ettikleri belirtilmiştir.Bu kapsamda da davacının otomasyon bakım ve servis giderinin davalıya fatura edilmesinin sektördeki uygulamalara uygun olduğu açıktır.
Yukarıda belirtildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve sektörel uygulamalar dikkate alınmakla otomasyon bakım ve giderlerinden davalının sorumlu olduğu ve davacının bu faturaların toplam tutarı olan 3.540,00 TL yönünden icra takibinde haklı olduğu anlaşılmıştır.
Takibe konu diğer faturalar ise vade farkı alacağına ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 42. Maddesinin 2. Paragrafında “..doğmuş ve herhangi bir bir nedenle doğacak Alpet nezdindeki borçlarına, tahsil tarihine kadar T.C Merkez Bankası avans faiz oranına 20 puan eklenerek bulunacak faiz oranı üzerinden yıllık faiz ve faizin cari hadde göre hesaplanacak KDV’nin tahakkuk ettirilmesi.. peşinen kabul eder..” hususu düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre davacı vade farkı talep edebilecektir.
Taraflar arasındaki mevcut yazılı sözleşmede vade farkı uygulanacağı kararlaştırılmış ise gönderilen vade farkı faturası sadece karşı tarafa ihbar niteliğinde olup vade farkı sözleşme hükümlerine göre istenebilecektir. (YİBGK 2001/1 Esas 2003/1 Karar)
Dosya kapsamında yaptırılan sektörel ve mali incelemede de, davanın konu olduğu dönemde akaryakıt sektöründe “Otomasyon Faturalarının Bayi Kanalı ile Ödenmesi” hususunun genel uygulama olduğu, hesaplanan vade farkına esas olan tutarların isabetli olduğu belirtilmiştir.
Böylelikle davacının davaya konu ettiği 4 adet vade farkı faturası toplam tutarı olan 4.408,66 TL’nin de davalı tarafından ödenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan tüm nedenlerle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafından icra takibine yapılan itiraz haksız ve alacak likit olduğundan alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının … 27. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline ve takibin aynı şartlarda devamına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacak miktarının %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken harç 542,00 TL olup, peşin alınan 135,75 TL’ nin mahsubu ile bakiye 407,23 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu 135,75 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 1.227,00 TL, bilirkişi ücreti 3.950,00 TL olmak üzere toplam 5.177,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/09/2020

Katip …

Hakim …