Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/911 E. 2018/754 K. 16.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/911 Esas
KARAR NO : 2018/754

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikte Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2017
KARAR TARİHİ : 16/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikte Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya tekstil emtiası sattığını, bedelin ödenmediğini, davalı şirket yetkilisinin yapılan e-posta yazışmalarında borcu kabul ettiğini, buna rağmen başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini bildirerek haksız olarak yapılan itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 12.424,79 TL tutarlı borcunun kayıtlarıyla teyit edildiğini, dolayısıyla 4.172,48 TL lik kısmın kabul edilmediğini, bunun da davacı tarafından sipariş üzerine üretilen ve kendilerine satılan … formalarında hologram bulunmaması olduğunu, bunun dava dışı firmalara ücret karşılığında yaptırıldığını, müvekkili şirket yetkilisinin de yapılan e-posta yazışmalarında kabul ettiği borç tutarının 12.424,79 TL olduğunu, bunu aşan rakamın kabul edilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.
Taraflar arasında tekstil ürünü imalatı ve satışı konusunda sözlü anlaşma bulunduğu yazılı sözleşme olmadığı anlaşılmaktadır.
Takibe itiraz takip konusu tüm tutara yapılmış ise de cevap dilekçesiyle borcun 12.424,79 TL lik kısmının davalı tarafça kabul edildiği, taraflar arasında fatura karşılığı mal tesliminin yapıldığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın 4.172,48 TL tutarlı fatura alacağı kısmı ile sınırlı olduğu, bunun ödenmeme gerekçesi olarak da fatura kapsamında imal ettirilip satın alınan malların ayıplı (hologramsız) tesliminin gösterildiği, anlaşmazlığın bu noktada yoğunlaştığı tespit edilmiştir.
Dosyada tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmış, icra dosyası getirtilmiştir.
… 7.İcra Müdürlüğünün … E. dosyasıyla davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan takipte fatura ve cari hesap ekstresine dayanıldığı, asıl alacağa 110,30 TL.işlemiş temerrüt faizi ve takip sonrası yasal faiz talep edildiği, süresinde tüm borca ve fer’ilerine itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği ve davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Davalı vekilinin 07.05.2018 tarihli duruşmada alınan imzalı beyanıyla davanın (takibin) 12.394,79 TL.lik kısmı kabul edilmiş, 16.07.2018 tarihli duruşmada alınan imzalı beyanıyla ise kabul edilen tutarla ilgili 30,00 TL.lik maddi hata bulunduğu ve düzeltmek istedikleri bildirilmiş, bu nedenle davanın (takibin) 12.394,79 TL.lik kısmı kabul edilmiş olduğundan, bu kısımla ilgili davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf ticari imalat ve satım konusu …. formalarının davacı şirketçe ayıplı-eksik teslim edildiği, bu nedenle eksiğin kendilerince başka firmaya tamamlatıldığı ve bedelinin davacıya fatura edildiği, eksik teslim bedeli kadar takibe itiraz ettiklerini belirtmişse de, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından davalının eksik-ayıplı teslim iddiası yönünden yapılan incelemede, davalı tarafa 5.2.2018 tarihli duruşmada verilen kesin süre içinde, davacıya ayıp ihbarının sözlü olarak yapıldığı ancak ayıbın giderilmediği bildirilmiş ise de bu iddiaya ilişkin herhangi bir delil sunulmamıştır.
Davalı vekilince, davacı vekiliyle yapılan görüşmeye ilişkin 23.02.2017 tarihli e-mail yazışmaları 22.02.2018 tarihli dilekçe ekinde sunularak, 4.172,48 TL.lik “hologram” bedeline ilişkin davalı faturasının davacı şirketçe kabul edildiği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu delilin davacı şirketin “tişört” bedeline ilişkin 2016 tarihli 2 adet faturasıyla teslim edilen tişörtlerin ayıplı tesliminden doğan alacak olduğunu ispatlaması mümkün olmadığı gibi, cevap ve delil sunma süreleri geçtikten sonra davalı tarafa Mahkemece sadece “ayıp ihbarı varsa buna ilişkin belge sunmak üzere” verilen süre içinde sunulan bu delilin dikkate alınması ve yargılamada değerlendirilmesi HMK. uyarınca mümkün değildir, savunmanın genişletilmesi yasağına aykırıdır.
6102 sayılı TTK.nun 23 maddesindeki düzenleme şöyledir:
“Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır…
c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
Taraflar arasında sözlü taşınır satış sözleşmesi kurulduğu, iki tarafın da tacir olması nedeniyle ticari satış olduğu, yukarıda anılan TTK’nin 23/1-c hükmüne tabi olduğu, davacı satıcı tarafından davalı alıcıya malın teslim edildiği olgusunun sabit olduğu ancak malın teslim tarihinin dosyada mevcut delil ve belgelerden tarafların bu konudaki beyanlarından anlaşılamadığı sabittir. Sözleşme kapsamında teslim alınan malda ileri sürülen ayıp (hologram eksikliği) gizli ayıp olmayıp ilk bakışta görülebilir türdendir. Bu konuda davalının malın ayıplı olduğunun belli bir süre içerisinde davacıya derhal bildirilmesi gerektiği, ticari satışlarda malın teslimi sırasında belli olan açık ayıplar için alıcıya iki günlük bildirim süresi tanındığı buna karşılık açık olmayan ayıplarda bildirim süresinin malın tesliminden itibaren 8 gün olduğu, dolayısıyla bu tür ayıplarda hem gözden geçirme hem de ortaya çıkan ayıpları bildirme süresinin malın tesliminden itibaren 8 gün olduğu, davalının mal teslim olgusunu inkar etmemekle birlikte ayıp ihbarının süresinde yapıldığı hususunu ispatla yükümlü olduğu ancak ayıp ihbarının süresinde vakit geçirilmeksizin yapıldığı hususunu davalının kanıtlayamadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamında yapılan inceleme ve yargılama sonucunda, takip konusu alacağın miktarı ve varlığı konusunda itiraz ve ihtilaf bulunmadığı, bu durumda icra takibine yapılan ”ayıplı hizmet” iddia ve itirazı ile bağlı olarak ispat yükünün de yer değiştirdiği, davacı tarafından sunulan mal ve hizmetin eksik veya ayıplı olarak ifa edildiğine ilişkin (2016’da faturalandırılan mal teslimiyle ilgili) TTK.23. maddeye uygun şekilde süresinde yapılmış ayıp ihbarı bulunmadığı ve davacının takip konusu miktar itibariyle alacaklı olduğu; takip öncesi davalının temerrüte düştüğüne dair davacı şirketçe ihtar keşide edildiği görülmüş ise de ihtarın tebliğine dair herhangi bir evrak sunulmadığından, davalının temerrüte düşeceği tarihin diğer bir deyimle vade tarihinin kararlaştırılmamış olması ve salt fatura tanzim ve tebliğinin temerrüt ihtarı için yeterli olmaması nedeniyle işlemiş temerrüt faizinin yerinde olmadığına kanaat getirilerek davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Alacağın sözleşmeden kaynaklı faturaya dayalı likit alacak olması, ayrıca ve açıkça talepte bulunulmuş olması, yasal koşullarının bulunması nedeniyle davacının icra inkar tazminatının da kabulüne, ancak takibin (reddedilen işlemiş faiz talebinin) haksız ve kötüniyetli yapıldığı ispat edilememiş olmakla davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN kabulü ile 12.394,79TL’lik asıl alacak kısmı yönünden, davalının davayı kısmi kabulü nedeni ile davanın kısmen kabulüne,
2-Bakiye 4.172,48TL asıl alacak yönünden davanın esastan kısmen kabulüne, davalının … 7. İcra Müdürlüğünün … E. dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, 110,30 TL işlemiş faiz alacağı yönünden itirazının kısmen kabulüne, takibin itirazı iptal edilen 16.567,27 TL asıl alacak yönünden aynı koşullarla devamına,
3-Takip konusu asıl alacağın %20’si oranında 3.313,45TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL. maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen miktar üzerinden hesap ve taktir olunan 110,30-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı olan 37,50-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 37,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
9-Alınması gerekli 1.131,71-TL karar ve ilam harcından 201,43-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 930,28-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Davacı tarafça yapılan ilk masraf olan 237,43-TL peşin harç ve başvuru harcı toplamının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.16/07/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸