Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/851 E. 2021/334 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/851 Esas
KARAR NO : 2021/334

DAVA : İtirazın İptali (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 03/10/2017
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 01/02/2015 tarihli Alt İmtiyaz (Franchise) Sözleşmesi gereği davacı müvekkilinin sahip olduğu marka- isim altında süper market işletmeciliğine başladıklarını, davalının bu sözleşme hükümlerine aykırı davranışları ve müvekkiline olan borçlarını ödememesi sebebiyle fazlaya ilişkin hak ve alacaklarını talep hakları saklı kalmak kaydıyla borçlu aleyhine … 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının bu takibe haksız yere itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, 01/02/2015 tarihli sözleşmede yetkili yer olarak İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin belirlendiğini, bu nedenle de davalının yetki itirazının hukuka aykırı olduğunu, tarafların tacir olup sözleşmede belirlenen mahkemenin davayı görmeye yetkili olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile borçlunun … 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Karşıyaka Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin imzaladığı süpermarket işletme anlaşması ve bu anlaşmalar sonrası imzalanmış protokol ve ek protokoller doğrultusunda ilişkiler yürütülmekte iken …’ nın devrinden ve sözleşme haklarının davacı yanın bağlı olduğu gruba geçmesinde sonra sözleşme ilişkisi ile ilgili sürekli olarak sorun yaşanmaya başladığını, yaşanan sorunların çözümü beklenirken hukuki ve yasal herhangi bir dayanağı olmayan iş ve işlemler yapılarak taraflar arasındaki sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini ve ardından da icra takibi başlatıldığını, icra takibinin ve iş bu davanın haksız olduğunu, davacı yanın hukuki ve yasal dayanağı olmayan taleplerinin soyut bir iddiadan ibaret olduğunu, tüm bunların aksine haksız olarak sözleşmesi feshedilen müvekkilinin davacıdan alacaklarının bulunduğunu, hukuka ve yasaya aykırı olarak aleyhine ikame edilen iş bu davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin sözleşmeler ile yüklendiği tüm borç ve sorumlulukları, yükümlülükleri eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiğini, bu nedenlerle öncelikle yetki itirazının kabulü ile davanın yetkili Karşıyaka (İzmir) Mahkemelerine gönderilmesine, öncelikle müvekkilinin davacının müvekkilinden alacağının bulunması durumunda davacının alacağından daha fazla alacağı bulunduğu için takas mahsup talebinin kabulüne, davacı şirketin müvekkili aleyhine ikame ettiği hukuka ve yasaya aykırı davanın reddine, kötü niyetle başlatılmış icra takibi nedeniyle davacı şirketin alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, 01/02/2015 tarihli Alt İmtiyaz (Franchise) Sözleşmesi sureti, cari hesap ekstresi, … 20. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas …Karar sayılı gerekçeli karar sureti, tarafların ticari defter ve belgeleri celp edilmiş, incelenmiştir.
Dosya, SMMM Bilirkişi Öğr. Gör. … ve Finans Uzmanı …’ den oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 13/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Taraflarca ibraz edilen yasal defterlerin HMK md. 222 uyarınca taraflar lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalının borcunun 41.461,67 TL olduğu, davalı defterlerinde ise davacının 97.318,78 TL borçlu olduğu, taraflar arasında takip tarihi itibariyle hesap farkının 138.780,45 TL olduğu, tarafların mutabakatsızlık nedeninin davacı hesaplarında yer alan virman, fatura ve devir ile ilgili kayıtların davalı hesaplarında yer almamasından kaynaklandığı, davacının iş bu davaya konu takip ile ilgili alacağını ispat etmek için fatura ve diğer işlemlerin dayanağı olan vesaikleri sunması gerektiği, aksi takdirde davacının iş bu davada konu ettiği takip ile ilgili alacağını ispat edememiş sayılması gerektiği, davacı hesaplarında takip tarihi sonrasında davalı adına tanzim edilen faturaların iş bu davanın dayanağı takip ile ilgili olmadığı, davacı tarafça talep edilen %20 oranında icra inkar tazminatının ve davalı tarafça talep edilen %20 oranında kötü niyet tazminatının mahkemenin takdirinde olduğu …” mütalaa edilmiştir.
Dava, cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, itirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı olan genel mahkemelerde görülen ancak İİK’ nın 67.maddesinde düzenlenen özel bir dava türüdür. Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. İtirazın iptali davasının genel mahkemelerde açılıp görülebilmesi için öncelikle yetkili icra müdürlüğünden başlatılmış ve geçerli bir ilamsız icra takibi olmalıdır. Böyle bir icra takibi yoksa, itirazın iptali davasının dava şartları / görülebilme koşulları da yoktur. Öte yandan, itirazın iptali davasında davacı alacaklı, ödeme emrine yönelik itirazın iptali ile takibe devam edilmesini talep etmektedir. Bu bakımdan geçerli bir icra takibinin varlığı, itirazın iptali davasının sonuna kadar mevcut olmalıdır. Aksi halde, itirazın iptali davasının yargılaması sırasında, icra takibinin herhangi bir nedenle iptali / geçersizliğine neden olacak bir durumun mevcudiyeti halinde, artık takibin devamına karar verilebilecek bir icra takibi bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekecektir.
Eldeki itirazın iptali davasına konu / davaya sıkı sıkıya bağlı takip, … 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasıdır. Davacı yargılama sonucunda davalıların ödeme emrine karşı itirazın iptalini ve bu takip dosyasının / takibin devamını istemektedir. Ancak, bu takip dosyasına karşı davalı borçlu … tarafından ödeme emrinin iptaline yönelik olarak dava açıldığı, … 20. İcra Hukuk Mahkemesinin … E., … K. sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği, ancak davalı borçlunun kararı istinaf etmesi üzerine İstanbul BAM 22. Hukuk Dairesinin 2018/872 E., 2018/1760 K. sayılı ilamı ile istinaf istemi kabul edilerek ilk derece mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasına ve ödeme emrinin iptaline karar verildiği görülmüştür. İstinaf ilamına karşı davacı alacaklı … A.Ş. tarafından yapılan temyiz başvurusunun Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2018/13750 E., 2019/17170 K. sayılı ilamı ile bölge adliye mahkemesinin ödeme emrinin iptaline yönelik verdiği kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile onandığı, davacı alacaklının temyiz isteminin reddine karar verildiği, bahse konu kararın da 27/11/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. O halde, davaya konu icra takibindeki ödeme emrinin iptaline karar verilmekle, icra takibinin geçerliliğini yitirdiği tartışmasızdır.
Konuya ilişkin içtihatlara bakıldığında:
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/569 E., 2019/5449 K. Sayılı ilamında “…geçerli bir icra takibinin olması ve usulüne uygun ödeme emri düzenlenmesinin davanın şartı olduğu, dava konusu icra dosyasında çıkarılan ödeme emrinin iş bu itirazın iptali davası sırasında davalı tarafından … İcra Hukuk Mahkemesi’nde açılan dava sonucunda iptaline karar verildiği, bu durumda itirazın iptali davasının açılmasının şartlarının oluşmadığı… dava tarihi itibariyle borçluya usulüne uygun gönderilmiş bir ödeme emri bulunmadığı, mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 114/2.maddesinde düzenlenen “diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına” aykırılık nedeniyle davanın HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkemece dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken…”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2771 E., 2020/5682 K. Sayılı ilamında “…dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Genel haciz yoluyla icra takibinde alacaklı tarafça yazılı, sözlü veya elektronik ortamda takip talebinde bulunularak takip başlatılır, varsa alacağı gösteren belgeler talebe eklenir, icra müdürü talebi kanuna uygun görürse İİK 60. maddede düzenlenen ihtarları içeren ödeme emrini borçluya gönderir. Bu şekilde usulüne uygun olarak yapılmış ilamsız icra takibine borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi halinde, alacaklı taraf mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Burada usulüne uygun yapılmış takip ve bu takibe süresinde yapılmış itiraz HMK 114/2. maddesine göre dava şartı olup davanın konusu ise borçludan tahsili talep edilen alacaktır. İtirazın iptali davası devam ederken, dava ile ilgili itiraza uğramış ödeme emrinin icra hukuk mahkemesince iptal edilmesi durumunda, dava şartı gerçekleşmemiş olduğundan, İlk Derece Mahkemesince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi doğru olmuştur. …” şeklinde ifade edilmiştir. Açıklanan nedenler karşısında, eldeki itirazın iptali davası devam ederken davaya sıkı sıkıya bağlı olan icra takip dosyasındaki ödeme emrinin iptaline karar verilmekle, itirazın iptali davası bakımından davanın görülebilme koşulu ortadan kalktığından HMK 114/2.madde yollaması HMK 115/2 maddesi hükmü uyarınca davanın dava şartı yokluğu yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/2 madde yollaması ile HMK 115/2 maddesi hükmü uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta peşin alınan 500,76 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 441,46 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-HMK’ nın 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/05/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)