Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/814 E. 2019/302 K. 29.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/814 Esas
KARAR NO : 2019/302

DAVA : Tazminat (Sigorta Poliçesine Dayanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2013
KARAR TARİHİ : 29/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Poliçesine Dayanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı sigorta şirketi arasında 06.07.2012 tarihinde imzalanmış olan … poliçe ve … poliçe yenileme no.lu 103-Yangın Emtia Abonman Sigorta Poliçesi ile, .. adresinde bulunan depolarda yer alan emtiaların “sel ve su baskınları klozu” ile sigorta altına alındığını, müvekkili tarafından kiralanmış olan ve poliçede riziko adresleri olarak belirlenen depolarda 12.08.2013 tarihinde saat 15:30 sıralarında yağan yağmur nedeniyle depolarda bulunan kitap, sticker ve kartların ıslanarak kullanılamayacak ve satışı yapılamayacak hale gelip müvekkilinin zarara uğradığını, hasarın davalı sigorta şirketine 13.08.2012 tarihinde ihbar edildiği ve … dosya ile 0344 rapor no.lu hasar dosyası açılarak eksper raporu düzenlendiği, hasar raporunda zararın 48.685,37 TL olduğunun belirtildiği, bu yönde bir mutabakatın da sağlanamadığı, müvekkilinin oluşan gerçek zararının 88.598,49 TL olduğu, müvekkilinin davalı sigorta şirketinden hazar tazmini ödemesi talebinde bulunduğunda dahili su klozuna göre, “baca deliklerinden, damda bırakılan açıklıklardan, açık bırakılan pencere ve kapılardan içeri giren suların sebep olacağı zararlar teminat dışı bırakılmıştır” gerekçesiyle talebin tamamının reddedildiğini, imzalanan poliçe içeriğinde sigortalı emtianın yerden en az 14 cm yüksekliğine paletler üzerinde ve/veya raflarda muhafaza edilmesi şartı ile teminat verildiği ve başka bir şarta yer verilmediği, depodaki emtiaların kloza uygun olarak muhafaza edilip gerekli tedbirlerin alındığı, davalının poliçede yer almayan bir kloza dayanarak hasarı teminat dışı bıraktığını, taleple ilgili davalıya … 30. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi de gönderilmiş olmasına rağmen cevap verilmediği gibi bir ödemenin de yapılmadığı belirtilerek, hasar tutarı 88.598,49 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde özetle; davacı sigortalının … adresinde bulunan depolarda yer alan emtiaların … no.lu poliçe ile 04.07.2012/2013 döneminde müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, eksper tarafından düzenlenen raporda “yağan yoğun yağmurun, henüz inşaat tamamlanmayan binanın açık terasından girip, kaba inşaat vaziyetindeki kattan kata vinç yırtığı ve diletasyon boşluklarından girerek, raflarda paletler halinde duran kitap ve dergileri tesiri altına alarak hasara uğratması suretiyle meydana geldiğinin” rapor edildiğini, müüvekkili şirketin poliçe şartları ekinde düzenlenen “dahili su klozu-2 no.lu bendinde”, “baca deliklerinden, damda bırakılan açıklıklardan, açık bırakılan pencere ve kapılardan içeri giren suların sebep olacağı zararların” teminat dışı bırakıldığı, bu nedenle dava konusu hasarın teminat dışı olduğu belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, Yangın Sigorta Poliçesine dayalı zarar talebine ilişkindir.
Taraflar arasında hasar tarihini kapsayan poliçe düzenlenmiş olduğu, bu poliçe kapsamında dahili su klozunun yer aldığı, davacıya ait iş yerinde su baskını meydana geldiği ve bir kısım emtianın zarar gördüğü, davacının olay tarihindeki başvurusu üzerine davalı tarafından dava öncesi bir ödemenin yapılmamış olduğu olguları sabit olup uyuşmazlık, olayın gerçekleşme şekli itibariyle sigorta teminatı kapsamında olup olmadığı ve zararın tutarına ilişkindir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmış, poliçe, hasar dosyası, eksper raporu dosyaya getirtilmiş, keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Poliçe, hasar dosyası, eksper çalışması ve raporu, keşif ve bilirkişi raporu dikkate alındığında aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:
Hasarın Teminat Kapsamında Olup Olmadığı Yönünden:
TTK.nun 1423. maddesine göre; sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar. Aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir.
TTK.nun 1425. maddesi gereğince; sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenlenir. Poliçenin ve zeyilnâmenin eklerinin içeriği teklifnameden veya kararlaştırılan hükümlerden farklıysa, anılan belgelerde yer alıp teklifnameden değişik olan ve sigorta ettirenin, sigortalının ve lehtarın aleyhine öngörülmüş bulunan hükümler geçersizdir.
Söz konusu zararın, “yağan yoğun yağmurun, henüz inşaatı tamamlanmayan binanın açık terasından girip, kaba inşaat vaziyetindeki kattan kata vinç yırtığı ve diletasyon boşluklarından girerek raflarda paletler halinde duran kitap ve dergileri tesiri altına alarak hasara uğratması suretiyle meydana geldiği ” tarafların kabulündedir.
Dosyada düzenlenen ilk bilirkişi raporunda, davacı tarafından dava konusu emtiaların poliçe şartına uygun şekilde paletler üzerinde muhafaza edildiği tespit edilmiştir.
Davalı sigortacı, Yangın Sigortası Poliçe Genel Şartları ekinde düzenlenen Dahili Su Klozu teminatı kapsamında kalan halleri düzenleyen 2. bende göre “baca deliklerinden,damda bırakılan açıklıklardan, açık bırakılan pencere ve kapılardan içeri giren suların sebep olacağı zararların teminat dışı” bırakıldığını, hasarın meydana geliş şekli de dikkate alındığında teminat dışında olduğunu savunmuştur.
Gerçekten de zararın damda bırakılan açıklıktan giren sudan kaynaklanması sebebiyle uyuşmazlıkta dahili su klozu hükümleri’nin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde hasarın teminat dışı olduğu kabul edilecektir. Ancak, bilirkişi raporunda da ifade edildiği gibi poliçe incelendiğinde birinci sayfasında “Sigorta Teminatları” başlığı altında diğer teminatlarla birlikte “Sel ve Su Basması” ile “Dahili Su” teminatlarının yer aldığı görülmektedir. Poliçenin ikinci sayfasında başlayıp üçüncü sayfasında da devam eden “Özel Şartlar ve Klozlar” incelendiğinde sayılan şart ve klozlar arasında “Dahili Su Klozu”nun yer almadığı görülmektedir. Poliçenin birinci sayfasında teminat altına alınan rizikolar arasında “Dahili Su” rizikosunun sayılıp Özel Şartlar ve Klozlar arasında “Dahili Su Klozu”na yer verilmemiş olması, poliçe ile genel olarak dahili su hasarlarının teminat altına alındığını ancak özel şartlarda yer verilmediğinden “baca deliklerinden, damda bırakılan açıklıklardan… içeri giren suların sebep olacağı zararların” teminat kapsamında kaldığını ifade etmektedir. Zira, dahili su klozu hükümlerinin geçerli olduğunun kabulü için bunun poliçe özel şartları arasında açıkça ifade edilmiş olması gerekir(5687 sayılı kanunun 11/3 ve 6102 sayılı TTK’nun 1423-1425 maddeleri).Dahili su klozu kapsamındaki sigortalı aleyhine hükümlerin somut olayda uygulanması mümkün olmadığından hasarın teminat kapsamında olduğu kabul edilmiştir.
Mahkememizin 2013/213 esas dosyasında yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda tespit edilen zarar tutarı (48.685,37 TL) üzerinden davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen 14.05.2014 tarihli 2014/129 K sayılı kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 06.03.2017 tarihli 2014/17822 E 2017/2335 K sayılı kararıyla davalının temyiz itirazları reddedilerek, davacı vekilinin temyiz istemi kabulüyle “davacının ticari defter ve belgeleri de incelenerek, alınan bilirkişi heyeti raporunda zarar gören emtia cinsi konusunda uzman bilirkişi olmadan zarar gören emtia değeri belirlenmesinin doğru olmadığı, hasar gören ürünlerin miktarı,türü,zarar görme ve ekonomik amacını kaybetme nedeni ile bedelleri konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınması gerektiği, ayrıca yasal faiz değil talep gibi ticari faiz yürütülmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, bozma ilamında belirtilen hususlara dikkat edilmek suretiyle yargılamaya devam edilmiştir.
Bozma ilamı üzerine sigorta uzmanı, sektör uzmanı ve finans uzmanı yeni bilirkişi heyetinden alınan 05/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının ticari defter ve belgeleri ile olaydan bir gün öncesi davacı firmanın stok kayıtları da incelenerek, davacının tespit ettiği zarar tutarı ile davalı sigorta şirketince düzenlenen eksper raporuyla belirlenmiş zarar tutarı arasında oluşan farkın, eksper raporunda değeri en yüksek iki ürünün bedelinde %50 indirim yapılarak zarar belirlenmesinden kaynaklandığı, esasen eksper raporunda davacının bildirdiği zarar gören emtia miktarı ve cinslerinin talep gibi aynen kabul edilmesine rağmen değeri en yüksek iki ürün cinsinin bedelinde yapılan %50 indirimin herhangi bir somut dayanağının bulunmadığı, dolayısıyla talep edilen zararın doğru olduğu belirtilerek, sadece davalının eksper raporundaki gibi %10 sovtaj bedeli düşülmek suretiyle zararın 79.738,65 TL olduğu, bu zarar için 19.11.2012 tarihinden itibaren reeskont faizi istenebileceği görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce olayın oluş şekline, Yargıtay bozma ilamına uygun, ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyeti raporunda yapılan tespitler doğrultusunda davacının dava dilekçesindeki zarar talebinin miktar itibariyle de doğru olduğu, poliçe teminat limiti dahilinde olduğu, yangın sigortalarına ilişkin genel şartlar gereği davalı sigorta şirketinin temerrüdü zararın tespitine ilişkin eksper raporu tarihinden bir ay sonrası oluştuğundan 19.11.2012 tarihinden itibaren dava dilekçesindeki talep gibi ticari faiz (avans faizi) istenebileceği kanaatine varılmakla birlikte, bilirkişi heyeti raporunda davalının eksper raporunda yaptığı %10 sovtaj bedeli indiriminin aynen esas alınması şeklindeki görüşe ise uyulmayarak davanın tam kabulüne karar verilmiştir. Zira davacı vekilinin bilirkişi raporuna süresinde itiraz ettiği de dikkate alınarak, zarar gören emtianın kağıt ve stickerdan ibaret olmakla dava tarihi itibariyle yoğun şekilde ıslanmış olduğu, kağıt geri dönüşümüne ilişkin internet üzerinden yapılan araştırmada, ıslak kağıdın geri dönüşümde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı şeklindeki geri dönüşüm sektörüyle ilgili açıklamalar, zararın çoğunluğunu oluşturan sticker’ların esasen yapışkanlı desenli bant niteliğinde olmakla geri dönüşüme uygun ürün olmadığı, yargılama nedeniyle yıllardır bekleyen bu ürünlerin güncelliğini de yitirmiş olmakla hurda olarak değerinin bulunmayacağı kanaatine varılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 373/4 maddesi; “Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.” hükmünü; Geçici 3/2 maddesi; “Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.” hükmünü içermektedir.
29.03.2019 tarihli kısa kararda kanun yolu olarak sehven maddi hata yapılarak istinaf yolu açık karar verilmiş ise de, dosyanın daha önce Yargıtay temyiz incelemesinden geçmiş olduğu hususu ve yukarıda yer verilen hükümler gereği kanun yolunun temyiz olduğu açık olmakla, yasal süre ve yolun mahkememizce değiştirilmesi mümkün olmadığından, HMK madde 304 gereği kısa kararın kanun yolu kısmındaki bu maddi hata (esasa ilişkin hükümde değişiklik niteliğinde olmadığından) gerekçeli kararda doğru kanun yolu gösterilmek suretiyle giderilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜ ile,
88.598,49-TL maddi tazminatın 19/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte (poliçe teminat limitini aşmamak koşuluyla) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken harç 6.052,16-TL olup, davacıdan peşin alınan 1.513,05-TL nin mahsubu ile bakiye 4.539,11-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazinye gelir kaydına, bozmadan önce harç tahsil müzekkeresiyle alınması için yazılan 1.812,65-TL bakiye karar harcı tahsil edilmiş ise bu harçtan mahsubu için, yazılacak harç tahsil müzekkeresinde derciine,
3-Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri 1.541,10-TL, posta ve tebligat masrafı 294,00-TL, temyiz masrafı 148,80-TL, bilirkişi ücreti 3.400,00 TL olmak üzere toplam 5.383,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 9.837,88-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 15 GÜN içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.29/03/2019

Katip
¸

Hakim
¸