Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/812 E. 2021/96 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/812
KARAR NO : 2021/96

DAVA : Malın İadesi
DAVA TARİHİ : 11/02/2015
KARAR TARİHİ : 11/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan malın iadesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, … (MODEL …) KUTU YAPMA MAKİNESİ (AKSESUARLARI İLE BİRLİKTE) ve … nolu sözleşmeye konu … MODEL … (SERİ NO …) (… BASKI MAKİNESİ STANDART EKİPMANLARI’nın davalıya teslim edildiğini, sözleşmenin kira borcunun ödenmemesi nedeniyle feshedildiğini ileri sürerek malın müvekkiline teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının dayandığı faturalar, dayanak belgeler, özellikle ihtarnamenin içeriği, değişik iş dosyası dikkate alındığında ihtarnamenin borçluya tebliğ durumu, tanınan ödeme süresi ve buna dair dayanak belgeler, sözleşme hükümleri ve düzenlemeler karşısında sözleşmenin feshi ile malın iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dayanılan sözleşme içeriğine göre taraflar arasında finansal kiralamaya dair akdi ilişki bulunduğu, sözleşmenin yapıldığı, dosyanın taraflarının adı geçen sözleşmenin tarafları konumunda bulunduğu, davacının malın iadesi için tedbiren talepte bulunduğu, taraflar arasındaki varlığı tartışmasız sözleşme hükümlerine göre davacı şirketin defter ve kayıtlarının münhasır delil niteliğinin olduğu tartışmasızdır.
Mahkememin 2015/176E. 2015/274K.sayılı ilamına istinaden verilen karar Yargıtay 19. HD 2016/7477E. 2017/479K.sayılı ilamına göre bozulmuştur. Bozma ilamına göre “Davalı tüzel kişi olup, tüzel kişilere tebligat 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddelerine göre yapılır. Öte yandan Tebligat Kanunu’nun 11.01.2011 tarih ve 6099 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile değişik m. 35, IV hükmüne göre ise “ daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükmü uygulanır.” Bu durumda mahkemece yukarıda anılan yasa hükümleri çerçevesinde davalı şirkete tebligat yapılması gerekirken, Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre tebligat yapılması usulsüz olup, davalının savunma hakkı kısıtlanmıştır. Bu durum 6100 sayılı HMK.’nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkının ihlali sonucunu doğurur. Hal böyle olunca, mahkemece davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi tebliği sağlandıktan sonra davaya devam edilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle ilk derece mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılamada Yargıtay bozma ilamına uyulmak suretiyle yargılamaya devam olunmuş, bu arada atanan davalı vekiline cevap dilekçesini sunması için gerekli süre ve imkan tanınmış, dilekçe verilmesi aşamaları tamamlanmış, duruşmalı ön inceleme icra edilerek tahkikat işlemlerine devam olunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları ile ilgili olmak üzere bilirkişi kurulundan 01/07/2019 tarihli rapor alınmıştır. Ne var ki yargılama aşamasında davalı şirket hakkında iflas kararı verildiği anlaşılmakla bu defa 05/09/2019 tarihli duruşma ara kararı ile “… 3. ATM … E. …K.sayılı ilâmın çerçevesinde hakkında iflas kararı verilen davalı şirket hakkındaki kararın kesinleşip kesinleşmediğinin, ikinci alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığının, iflas idare memurunun atanıp atanmadığının, hangi usule göre tasfiyenin yürütüldüğünün araştırılması, Mahkememizin 2017/812 E. (Eski numarası 2015/176 E.) sayılı ve finansal kiralama sözleşmesinin feshine dayalı mal iadesine konu alacağın iflas masasına bildirilip bildirilmediği, başvuru olup olmadığı, ikinci alacaklılar toplantısında masaya kabul edilip edilmediği hususlarının iki hafta içinde bildirilmesi amacıyla … 3. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasına hitaben müzekkere yazılmasına” dair karar verilmiştir.
Ayrıca yine yargılama aşamasında iflas kararı verilmekle İİK m.221 hükmüne göre büro teşkilinden önce finansal kiralama sözleşmesine ve bu davaya konu malların teslim olunması amacıyla … 3. İflas Müdürlüğüne başvurmak üzere davacı vekiline süre verilmiş, … 3. İflas Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, ayrıca duruşma gün ve saati ayrıca bilirkişi raporları dahi basit tasfiye usulü icra olunmakla iflas dairesine dahi tam ve eksiksiz tebliğ edilmiş, bu arada teknik bilirkişinin de yer aldığı bilirkişi kurulu raporu gözetilerek harç eksikliği dahi tamamlatılmıştır.
Davalı şirket hakkındaki iflas tasfiyesinin basit tasfiyeye göre devam ettiği aşamada iflas dairesi tarafından vekil atandığı anlaşılmakla bu defa davalı iflas dairesinin savunma hakkının kısıtlanmaması açısından ilgili vekile dahi bilirkişi kurulu raporları duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, ayrıca tahkikatın bitimine dair karar verileceği dahi bildirilmiş, bu suretle iflas kararının verilmesinden sonra ve tüm bilirkişi raporlarının alınması sonrası 13/10/2020 tarihli daire yazısına göre vekil konumunda olan avukata dahi gerekli raporlar ve duruşma günleri tebliğ olunarak davalı müflis şirkete savunma hakkı tam ve eksiksiz olarak verilmiştir.
6100 sayılı HMK m.27 hükmü çerçevesinde müflis şirkete tüm savunma hakkı sağlanmış olmakla birlikte iflas eden davalı şirket aleyhine açılmış mal iade davasının esası hakkında karar verilip verilemeyeceğinin usulen ve ayrıca irdelenmesi gerekir.
Yargıtay 19.HD’nin 2016/9186E. 2017/7729K.sayılı ilamındaki onamaya dair içerikten de anlaşılacağı üzere iflas durumundaki finansal kiralamaya konu olan malı uhdesinde bulunduran davalı şirket hakkında iflas kararı verilmiş olsa dahi iflas dairesine tebligat yapılmak suretiyle davanın esası hakkında karar verilmesi, bu suretle finansal kiralamaya konu olan malın iadesi usulen gerekli ve mümkündür. (Aynı yönde Yargıtay19.HD 2008/8882E. 2009/7043K.sayılı ilâmı) Zaten taraflar arasında yapılan sözleşmenin 36.maddesinde dahi davalı kiracı şirket hakkında iflas kararı verilmesi dahi davacı açısından sözleşmeyi feshetme hakkını doğurmakta olup bu hakkın devamı olarak davacının mal iadesini talep etmekte hukuki yararı dahi mevcuttur. Nitekim doktrinde de “finansal kiralama sözleşmesine taraf olan kiracının iflası durumunda iflas sebebiyle sözleşme sona erdiğinden, kiralayan malı kiralayana geri verilecektir… Fakat iflasın açılmasına kadar sözleşme süresince muaccel olmuş kira bedeli iflas masasına alacak olarak yazdırılabilecektir. (Gültekin Nazlıoğlu, Açıklamalı ve İçtihatlı Finansal Kiralama Kanunu, Ankara, 1998, Sayfa 201)
Bu arada ifade etmek gerekir ki davalı şirket hakkında basit tasfiye usulüne göre ikinci alacaklılar toplantısı yapılması mümkün olmadığından İİK m.194 hükmü uyarınca ve Yargıtay uygulaması gereği durma kararı verilmemiştir. Öte yandan dava konusu taleple ilgili de masa tarafından herhangi bir kabul kararı verilmediği gibi finansal kiralamaya konu mallar ile ilgili tefrik talebi var ise de bu taleple ilgili kabul veya ret kararı verilmediği mahkememize bildirilmiş, en son 13/10/2020 tarihli iflas müdürlüğünün yazısı ile bu durum yeniden teyit olunmuştur. Buna göre esasa yönelik değerlendirmeler yapılmıştır.
6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun düzenlemesine göre; “Kiracı, sözleşme süresince finansal kiralama konusu malın zilyedi olup sözleşmenin amacına uygun olarak her türlü faydayı elde etme hakkına sahiptir(madde 24/1). Kiralayan, finansal kiralama bedelini ödemede temerrüde düşen kiracıya verdiği otuz günlük süre içinde de bu bedelin ödenmemesi hâlinde, sözleşmeyi feshedebilir. Ancak, sözleşmede, süre sonunda mülkiyetin kiracıya geçeceği kararlaştırılmış ise, bu süre altmış günden az olamaz. Bir yıl içinde sözleşmede yer alan kira bedellerinden üçünü veya üst üste ikisini zamanında ödememesi nedeniyle ihtara muhatap olan kiracılarla yapılan sözleşmeler kiralayan tarafından feshedilebilir(Madde 31/1). Sözleşme sona erdiğinde, sözleşmeden doğan satın alma hakkını kullanmayan veya bu hakkı bulunmayan kiracı finansal kiralama konusu malı derhâl geri vermekle mükelleftir(Madde 32/1). Sözleşmenin kiralayan tarafından feshi ile 30 uncu maddenin ikinci fıkrası uyarınca kiracı tarafından feshi hâllerinde, kiracı malı iade ile yükümlüdür. İade edilen malın üçüncü kişilere satılması hâlinde sözleşmede aksi bir değer kararlaştırılmadıkça satış bedelinin, vadesi gelmemiş finansal kiralama bedelleri ile varsa kiralayanın bunu aşan zararı toplamından düşük olması durumunda aradaki fark kiracı tarafından kiralayana ödenir. Sözleşmede aksi bir değer kararlaştırılmadıkça iade edilen malın satış bedelinin, vadesi gelmemiş finansal kiralama bedelleri ile varsa kiralayanın bunu aşan zararı toplamından yüksek olması durumunda aradaki fark kiralayan tarafından kiracıya ödenir. İade alınan malın üçüncü kişilere finansal kiralama yöntemiyle kiralanması hâlinde de aynı esaslar uygulanır(Madde 33/1). 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu 13/02/2012 tarihi itibariyle yürürlükten kalkmıştır(Madde 52/1). Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen finansal kiralama sözleşmeleri için bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 3226 sayılı Kanunun süreye ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunur(Geçici Madde 4/1).”
13/12/2012 tarihi itibariyle 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu yürürlüğe girmiş olup uyuşmazlığa esas sözleşme bu tarihten önce düzenlendiğinden yukarıda açıklanan kanun hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları ile ilgili yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda mahkememize sunulan 01/07/2019 ve 11/09/2019 tarihli rapor içeriği dahi dikkate alındığında davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında ihtarnameye konu borç miktarının davacı aleyhine ve davalı lehine olacak şekilde eksiksiz ve vadelerinde ödendiğine dair herhangi bir kaydın mevcut olmadığı, bu yönde davacı aleyhine somutlaştırılmış bir vakıa ve delilin mevcut olmadığı,davalı-kiracının taraflar arasında imzalanmış bulunan finansal kredi sözleşme ve ekindeki ödeme planlarına uygun bir şekilde taksitlerini eksiksiz ve vadelerinde ödeyemediği açıktır.
Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmeleri 3226 sayılı kanun hükümlerine tabi olmakla birlikte sözleşmenin feshi ve feshin sonuçları bakımından, 13/12/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nda da, mülga 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’ndaki hükümlere benzer düzenlemeler bulunmaktadır.
6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun geçici 4. maddesinde; bu kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen Finansal Kiralama Sözleşmeleri için bu kanun ile yürürlükten kaldırılan 3226 sayılı kanunun, süreye ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği belirtilmiştir. Ayrıca yasanın yayını tarihinde yürürlüğe gireceği 53. maddede düzenlenmiştir.
Hal böyle olunca finansal kiralama sözleşmesine konu mallar 3226 sayılı yasanın ilgili maddesi gereğince, kiralayan şirketin mülkiyetindedir. Buna göre ilgili hüküm dikkate alındığında kiracı, sözleşme süresinde finansal kiralama konusu malların zilyedi olup; malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır.
3226 sayılı Yasanın 21. maddesine göre sözleşme süresinin dolması, 22. maddesine göre sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 23. maddesi hükmüne göre de; sözleşmenin ihlali hallerinde aynı yasanın 24 ve 25. maddeleri gereğince kiracı finansal kiralama konusu mal yahut malları kiralayana derhal geri vermekte yükümlüdür.
Hal böyle olunca finansal kiralama sözleşmeleri uyarınca muacceliyetin gerçekleştiği, kanunda belirtilen uygulanması gereken 60 günlük sürenin dolduğu, finansal kiralama sözleşmeleri’ne göre kiracının kira bedellerini ödemede temerrüde düştüğü, bu nedenle davacı kiralayan tarafından sözleşmeler ve yasada belirtildiği şekilde kira bedellerinin ödenmesi için davalı tarafa noter marifetiyle ihtarnamenin gönderildiği, ihtarnamelerin kiracıya gönderildiği, dosyada mevcut bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre ihtarname ve dava tarihi itibarı ile davalıdan kira alacağının bulunduğunun anlaşıldığı, davalı tarafından kira bedelinin ödenmediği, dolayısıyla davacının dayandığı sözleşme ve Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde sözleşmenin feshedildiğinin kabulü ile sözleşme konusu ve mülkiyeti kiralayan davacıya olan malların davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair yasal şartlar oluşmuştur.
Davalı şirket hakkında iflas kararı verilmiş olsa da mahkememizce davanın alacak davası olmaması, mal iadesine yönelik davanın söz konusu olması, Mahkememizce kayıt kabul kararının verilmemiş olması ve esasen Yargıtay uygulaması dahi dikkate alınarak harca esas olan 3.945.000,00 TL dava değeri üzerinden nisbi vekalet ücreti, nisbi karar ve ilam harcı alınmıştır. (Yargıtay 19.HD 2016/9681E. 2017/7729K.sayılı ilamı)
Yapılan açıklamalar karşısında davanın kabulüyle finansal kiralamaya konu R9021 nolu sözleşmeye konu … (MODEL …) KUTU YAPMA MAKİNESİ (AKSESUARLARI İLE BİRLİKTE) ve … nolu sözleşmeye konu … MODEL … (SERİ NO …) (… BASKI MAKİNESİ STANDART EKİPMANLARI İLE BİRLİKTE) davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulüne,
Davanın kabulüyle finansal kiralamaya konu … tarihli ve … yevmiye numaralı, … nolu sözleşmeye konu … (MODEL …) KUTU YAPMA MAKİNESİ (AKSESUARLARI İLE BİRLİKTE) ve … tarihli … yevmiye numaralı olan … nolu sözleşmeye konu … MODEL … (SERİ NO …) (… BASKI MAKİNESİ STANDART EKİPMANLARI İLE BİRLİKTE) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269.482,95 TL harçtan, peşin alınan 853,88 TL ve 50.486,61‬ TL tamamlama harcı mahsubu toplamı 51.340,49 TL’nin mahsubu ile 218.142,46‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, (Bozma öncesi mahkememizce yazılan 25/01/2016 tarihli 2016/9 numaralı harç tahsil müzekkeresi gereği tahsilde tekerrür olmamak üzere),
3-Davacı tarafından bozma öncesi yapılan 885,68 TL ilk masraf, 50.486,61 TL tamamlama harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 49,00 TL tebligat gideri toplamı 52.421,29 TL yargılama gideri ile bozma sonrası yapılan 196,4 TL tebligat posta gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.396,4‬ TL yargılama giderinin -tahsilde tekerrür olmamak üzere- davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden 3.945.000,00 TL üzerinden ve yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 128.075,00 TL nispi vekalet ücretinin -tahsilde tekerrür olmamak üzere- davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip