Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/808 E. 2018/621 K. 04.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/808 Esas
KARAR NO : 2018/621

DAVA : Hisse Devri İptali, Tescil (Muris muvazaasına dayalı)
DAVA TARİHİ : 27/03/2017
KARAR TARİHİ : 04/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan, muris muvazaasına dayalı limited şirket hisse devrinin iptali ve miras hissesi oranında tescili veya tenkis istemli davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davalı gerçek kişilerle müvekkillerinin kardeş olduklarını, 18/07/2006 tarihinde vefat eden …’ın mirasçıları olduklarını, murislerinin ölmeden önce … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil no.da kayıtlı … Tic. Ltd.Şti’de adına kayıtlı olan 800.000.000,00 TL karşılığı hisse payının 200.000.000,00 TL’şer hissesini … 6. Noterliğinin … gün ve … ve … yevmiye nolu hisse devir sözleşmeleri ile oğulları davalılar … ve …’a diğer mirasçılardan mal kaçırmak kastı ile devir ve temlik ettiğini, yapılan devrin 08/12/2005 tarihli ortaklar kurulu toplantısı ile şirket pay defterine kayıt ile tescil ve ilanına karar verildiğini; yine murisin aynı şirkette 08/12/2005 tarihli ortaklar kurulu kararı ile 1000 paya tekabül eden ve 1.000,00 TL. olan şirket sermayesini 49.000,00 TL. artırarak 50.000,00 TL.ye çıkarttırıp, bu sermayenin tamamı muris … tarafından taahhüt edilip ödendiği halde, sermaye artışı ile davalı … ve …’ın her birine 11.600,00 TL örtülü olarak muvazalı şekilde pay değeri verilerek yapılan işlemlerle davacılardan mal kaçırmak iradesi ile sermaye artırımı yapıldığını; murisin ölümü ile çıkartılan varaset ilamına göre anne dışındaki davacıların herbirinin şirketteki sermayesinin 1.325,00TL/Pay olmasına karşılık, davalıların şirketteki payının 13.325,00 TLx2 = 26.650,00 TL/Paya ulaştığını; şirketin ana sözleşmesine göre şirketin idare ve temsilinin, ödenmiş sermayesinin yarıdan çoğunu temsil eden ortakların kararı ile yapılacağının düzenlenmiş olduğunu, davalıların bu düzenlemeye dayanarak sermayenin yarısından çoğuna şeklen malik olmaları nedeni ile davalı şirketi 01/10/2006 tarihinden itibaren 20 yıllık süre için kendilerini şirkete müdür atayarak sevk ve idare etmeye başladıklarını, davalıların gerek hisse devir tarihinde gerekse sermaye artırım tarihinde öğrenci oldukları ve müteveffa babaları …’ın verdiği harçlıklar ile geçinmekte olduklarını, müşterek murisin ölümünden önce hiçbir zaman kazanç ve gelir getiren meslek icra etmediklerini, bu nedenlerle murisin davalılara şirketten sermaye vermek sureti ile diğer mirasçılardan mal kaçırdığını, davalıların murise hisse devirleri karşılığı veya şirkete sermaye artırımı için bedel ödemediklerini belirterek; murisin muvaza yolu ile davalı oğulları yararına yaptığı şirket hisse devri sözleşmelerinin, davacıların muris terekesindeki miras payı oranında iptali ile davacılar adına miras hisseleri oranında hükmen devir ve tescil ile ilanına karar verilmesini, mümkün olmadığı takdirde yapılan işlemlerin bağışlama niteliğinde olması sebebi ile davacıların saklı payına yapılan tecavüz oranında tasarrufların tenkisine karar verilmesini, davanın sonuçsuz kalmaması açısından öncelikle şirket yönetiminin kayyıma devri, şirket malvarlığına ve kira alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; usul ve yasaya aykırı davanın usulden ve esastan reddine, zamanaşımı ve görev itirazlarının dikkate alınmasına, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, limited şirket hisse devrinin muris muvazası nedeniyle iptali talebine ilişkindir.
Davacılar tarafından önce … 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil ile şirket hisse devirlerinin iptali ve tescil, olmazsa tenkis talepli dava açılmış, anılan Mahkemenin ara kararıyla şirket araç ve taşınmazlarının kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmuş; daha sonra 18/07/2017 tarihli 2017/282 E. 2017/273 K. sayılı kararıyla hisse devri iptali-tescil-tenkis talebi yönünden dosyadan tefrik kararı verilerek davaya sadece tapu iptal-tescil talebi yönünden devamına, limited şirketlerin Türk Ticaret Kanununda (TTK.) düzenlendiği, limited şirket hisse devrinin de TTK.daki usul-şekil kurallarına göre denetlenmesi gerektiği, bu nedenle TTK. 4. madde gereği mutlak ticari dava olduğu, şirket yönetimine ilişkin ihtiyati tedbirlerin de TTK.da düzenlendiği gerekçesiyle bu talepler yönünden yargılamada Ticaret mahkemeleri görevli olduğu belirtilerek davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce dosyanın ve delillerin incelenmesinde, dava dışı muris ile davalılar arasındaki limited şirket hisse devri sözleşmelerinin TTK. hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yani TTK.da düzenlenen şirketler hukuku hükümlerinin uygulanması noktasında taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın tamamen muris muvazaası hukuksal nedenine dayandığı, devirlerin muris muvazaası nedeniyle iptali, miras hissesi oranında tescil veya saklı paya göre tenkis talepleriyle açılmış terditli bir dava olduğu, dolayısıyla yargılamada uygulanacak hükümlerin tamamen Türk Medeni Kanunun (TMK.) muris muvazaası ve miras hukuku hükümleri olduğu, ayrıca şirket yönetimine kayyım atanması ve kira alacaklarına tedbir konması şeklindeki ihtiyati tedbir taleplerinin her davada HMK. hükümlerine göre uygulanabilecek nitelikte geçici hukuki koruma talebi olduğu; iptali talep edilen sözleşmelerin davacılar ile davalılar arasında akdedilmiş sözleşmeler olmadığı gözönüne alındığında, tarafların ticari işletmesini ilgilendiren ve tacir sıfatlarına dayanan nispi ticari dava niteliği de taşımadığı anlaşılmakla, genel mahkemelerde görülmesi gerektiği kanısına varılarak, aşağıdaki şekilde karşı görevsizlik (görev yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi) kararı verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK.’nın 114/1-c, 115 ve 138. maddeleri gereğince mahkememiz GÖREVSİZ olduğundan, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
3-Görev yokluğundan red kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde, İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi de görev yokluğundan usulden red kararı vermiş olduğundan, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ve merci tayini için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Dairesine gönderilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/06/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸