Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/794 E. 2021/779 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/794 Esas
KARAR NO : 2021/779

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/09/2017
KARAR TARİHİ : 22/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı sigortalısı … A.Ş’ye ait olan 14 kap, “RTV Malzeme (Vida, Güç Tahtası, Güç Kablosu, Hoparlör vb)” emtiasının müvekkili sigorta şirketi nezdinde … no’lu Nakliyat Abonman Blok Poliçesi ve anılan poliçeye bağlı olarak tanzim edilen … nolu Blok Poliçe Sertifikası ile nakliyat muhataralarına karşı teminat altında iken, Çin’den Türkiye’ye havayolu ile nakledilmek üzere … no’lu konşimento kapsamında taşıyıcı kargo uçağına 15.01.2017 tarihinde yüklendiğini, davalı şirketlerin bu taşımada taşıyıcı sıfatları bulunduğunu, emtianın davalı … uçağı ile taşınması aşamasındayken 16.01.2017 tarihinde …’dan havalandıktan sonra Bişkek Havaalanı yakınlarına düşmesi sonucu ağır şekilde hasara uğrayarak tamamen zayi olduğunu, hasarın meydana gelme nedenine ilişkin müvekkili şirketçe alınan eksper raporunda da “…Yetkililer ile yapılan görüşme ve incelenen belgelerden; sigortalı … A.Ş. tarafından Çin’de yerleşik …Ltd. isimli firmadan … tarih ve … numaralı fatura kapsamında satın alınan 14 kap (5.090 adet, Brüt 1.266,04 Kg) RTV Malzeme (Vida, Güç Tahtası, Güç Kablosu, Hoparlör vb) emtiasının … Havayollarına ait … tipi kargo uçağı ile havayolu nakliyesi sırasında uçağın … tarihinde … Havalimanı yakınlarında henüz kesin olarak sebebi tespit edilememekle birlikte muhtemelen ağır hava koşulları ve yoğun sis nedeniyle düşmesi neticesinde ağır şekilde hasarlanmış olabileceği görüş ve kanaatine varılmıştır” denildiğini, uzman eksper tarafından yapılan çalışma sonrasında müvekkili sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına 24.03.2017 tarihinde %10 ilave bedel dahil olmak üzere 18.864,19 Euro hasar tazminatı ödediğini ve ödemiş olduğu işbu tutar kadar TTK 1472 maddesi dahilinde sigortalının haklarına halef olduğunu, anılan %10 ilave bedelin tenzili sonucu kalan 17.146,29 EURO tazminatın davalı taşıyıcı firmalardan rücuen talep edildiğini, gerek TTK gerekse Montreal ve … Konvansiyonunda öngörülen sorumluluk sistemine göre taşıyıcıların, emtianın kendilerine teslim edildiği ancak gönderilene teslim edileceği ana kadar geçen süre içinde oluşabilecek ziya ve hasarlardan sorumlu olduklarını, davalılara bu hususta başvuruda bulunulmasına karşın sonuç alınmaması nedeniyle işbu davanın ikamesinin zorunlu hale geldiğini belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 17.149,26 EURO hasar tazminatının müvekkili tarafından dava dışı sigortalısına ödendiği 24.03.2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince fiili ödeme tarihine kadar bankaların döviz cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre işletilecek olan döviz faizi ile birlikte, TBK 99. maddesi uyarınca, fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili (sadece bu anonim şirketi asaleten temsil kapsamında verdiği,…’ye izafeten verdikleri bir cevap dilekçesi olmadığını son celsede açıklamıştır) cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının olduğunu, delil olarak sunulan konşimentoda davalı müvekkilinin konşimentoyu düzenleyen taraf olmadığını sadece evrakların alınması için irtibata geçen taraf olarak zikredildiğini, bu yönden müvekkilinin sorumluluğunun acenta sorumluluğu kapsamında değerlendirilerek kendilerine ancak izafeten sorumluluk yöneltilmesi mümkün olduğu halde işbu davada müvekkiline doğrudan husumet yönlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkili yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, müvekkilinin işbu davaya konu taşımada acente gibi değil, taşıma işleri komisyoncusu gibi sorumlu olacağı düşünülse bile TTK 928/1 uyarınca taşıma komisyoncusunun yalnız zilliyedinde olan malların hasarlanmasından sorumlu tutulabileceğini, oysa ki taşıma hasarının müvekkilinin taşıması sırasında değil ara taşımada meydana geldiğini, malların … uçağına sağlam şekilde nakliyesi için teslim edildiğini, uçağın düşmesinde teknik veya pilotaj hatasından olsa da kendilerinin kusurundan söz edilemeyeceğini, bu nedenle müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca talep edilen tutarın sorumluluk üst sınırını aştığını, kazanın 16.01.2017 tarihinde meydana geldiği ancak ihtilafa konu poliçe tarihinin 17.01.2017 tarihli olduğunun görüldüğünü, bu nedenle davacının geçerli bir poliçeye dayanan bir hasar ödemesi olmadığını, bu nedenle rücu talebinde bulunamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.O. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu uçağın, uçuş ekibiyle birlikte … A.Ş.’den kiralandığını, 16.01.2017 tarihinde gerçekleşen kazaya ilişkin kesin rapor henüz yayınlanmamış olduğundan kazanın sebebinin halen bilinmediğini, davaya konu uyuşmazlığa 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağını, kalkış ve varış ülkelerinin sözleşmenin imzacılarından olduğunu, değer beyan edilmeyen (NDV) emtiaya ilişkin müvekkili ortaklığın 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu kapsamınca ancak sınırlı sorumluluğunun olabileceğini, 16.01.2017 tarihli TK 6491 sayılı taşımaya ilişkin … sayılı konşimentoda malın değerine göre değil, ağırlığına göre beyan edildiğini ve konşimentoda NDV (No Value Declared- Değer Beyan Edilmediği)’ne ilişkin kayıt yer aldığını, bu sebeple davacı taraf zayi olduğu iddia olunan emtianın bedeli için fazlaya dair hakları saklı tutulmak kaydı ile toplam 17.146,29 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki TCMB Efektif Satış Kuru karşılığı olan Türk Lirası parasını talep etmişse de, müvekkilinin sorumluluğunun Montreal Konvansiyonu 22/3 maddesine göre; “kargo taşımacılığında, kontrol edilmiş kargonun taşıyıcının sorumluluğuna verildiği anda gönderen kargonun ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili özel taşıyıcının kargonun tahrip olması, kaybolması yada kargoya hasar gelmesi halinde her kilogram için sorumluluğu 17 Özel Çekme Hakkı ile sınırlıdır” denildiğini, SDR limitinin md 24 uyarınca 19 SDR’ye yükseltildiğini, bu açıdan taşıma konusu 18 kap emtianın 1.670 kg olduğu dikkate alındığında en fazla 1.670,00 Kg x 19 SDR =3.040,00 SDR üst limit sorumluluktan söz edilebileceğini, aşan talebin reddinin gerektiğini, işbu hesaplanan üst limitin her halükarda ödenmesi gereken bir meblağ olmadığını, davacı tarafın bu sınırlı sorumluluk limiti içinde kalmak kaydıyla ispat ettiği ölçüde gerçek zararını talep edebileceğini; müvekkili ortaklığın davaya konu emtianın ziyanından kaynaklanan zararı davadan önce tazmin etmiş olduğunu, dava konusu hava yolu taşımasına ilişkin müvekkili tarafından düzenlenen … sayılı ana konşimentonun göndericisinin… Ltd., alıcısının …A.Ş. olarak belirtildiğini, diğer davalı …Ltd.’nin davacının sigortalısı … A.Ş. ile … ve … sayılı ara konşimentoları düzenlediğini, meydana gelen kazanın ardından gönderici …Ltd tarafından müvekkiline yapılan tazminat başvurusu ve hasar bildirimi sonrası, diğer davalı … AŞ’nin …sayılı konşimentodan kaynaklanan tüm hak ve yükümlülüklerini … Ltd’ye devretmesi üzerine, müvekkilinin sigortacısı olan dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından, talepte bulunan … Ltd.’ye huzurdaki davaya konu emtianın tazminat bedeli olarak toplamda talep edildiği gibi 31.285,00 USD ödeme yapıldığını, bu hususta …Ltd.’nin de ibraname imzaladığını, müvekkilinin böylelikle tazminat sorumluluğunun sona ermiş olduğunu, hal böyle iken davacı … Sigorta A.Ş.’nin müvekkilinden tazminat talep etmesinin mümkün olmadığını, zira tazminat ödemesinin sigortacıları tarafından gerçekleştirildiğini ve bu bedelin diğer davalı tarafından davacının sigortalısına ödenip ödenmediği hususunun müvekkili ortaklığın bilgisi veya sorumluluğunda olmadığını, Montreal Konvansiyonu madde 31 hükmü gereğince kargoda meydana geldiği iddia olunan hasarın en geç 14 gün içinde taşıyıcıya bildirilmesi gerektiğini ve müvekkiline herhangi bir hasar bildiriminin bulunmadığını, davacı şirket tarafından ancak karar tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, ödeme tarihinden itibaren faiz talep etmesinin mümkün olmadığını, Yargıtay 11. HD’nin … A.O. lehine vermiş olduğu 2001/845 E. 2001/1012 K 09.02.2001 tarihli kararının mevcut olduğunu belirterek, müvekkilinin tazminat talebini tazmin etmiş olması nedeniyle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … Ltd ünvanlı yabancı şirkete izafaten…AŞ’ye yöneltilen husumet yönünden, usule uygun tebligata rağmen izafeten davayı takip yetkisi bulunan acente tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, uluslararası taşıma sırasında tam zayi olan emtia nedeniyle nakliyat abonman sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısına maddi tazminat ödemesi yapan davacı sigorta şirketinin, akdi ve fiili taşıyıcıların müşterek müteselsil sorumluluğu esasına dayanarak açtığı rücuen tazminat davasıdır.
Davalılardan … vekilinin süreuzatım talebini içeren ilk cevap dilekçesinde yasal sürede ileri sürdüğü (HMK md 6 gereği Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğuna dair) yetki ilk itirazı yönünden yapılan değerlendirmede, davalılardan birinin (…AŞ) yerleşim yeri ve dava dilekçesini tebliğ aldığı bilinen adresi olan … ilçesi … adliyesi yetki alanında olmakla HMK md 7 gereği mahkememiz yetkili olduğundan, ayrıca zarar gören dava dışı sigortalının yerleşim yeri Beyoğlu adliyemiz yetki alanında kaldığından, yerinde görülmeyerek kabul edilmemiştir.
Dava konusu olan emtia taşıması, davalılardan …’nin hava yolu ile kargo taşıması sırasında uçağın düşmesi nedeniyle meydana geldiğinden, uyuşmazlıkta (dava konusu ürün grubunun yüklendiği ülke olan) Çin Halk Cumhuriyeti ile ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşme olan 1929 tarihli Varşova Sözleşmesi ile bu sözleşmenin devamı-özeti mahiyetindeki 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu hükümlerinin (özellikle kargo taşımasına ilişkin md 18 ve devamı), bu uluslararası sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde TTK taşıma hukuku hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Montreal Konvansiyonuna göre,taşıyıcının sınırlı sorumluluğunun sözkonusu olduğu durumlarda uygulanması gereken üst sınırı-özel çekme hakkı sınırını-SDR belirleyen md.22 uyarınca dava konusu havayolu taşıma tarihinde (2017) geçerli olan SDR limiti 19’dur.
Davalılardan …AŞ cevap dilekçesinde ileri sürülen zamanaşımı def’i hakkında önceki safhalarda hüküm kurulmamış olduğu anlaşılmakla, son celsede bu hususta değerlendirme yapılarak, 16/11/2017 tarihli taşıma sırasında tam hasar gören emtia nedeniyle ödeme yapan davacı tarafından, ödeme sonrası rücu talebi nedeniyle Montreal Konvansiyonu md 62 uyarınca iki yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açılmış olduğundan reddedilmiştir.
Davacı şirketin hasar dosyası, nakliyat abonman sigorta poliçesi, spesifik alt blok poliçesi, ihbar ve ödeme belgesi, eksper raporu, emtianın hasarlandığı havayolu taşımasına ilişkin air waybil ile hava konşimentosu (Türkçe tercümeleri de sunuludur), emtia faturaları, ambalaj listeleri, yazışmalar, taşımayı yaparken düşen … kargo uçağının kaza kırım raporları, davalı …AŞ’nin ticaret sicil kayıtları, davalı …’nin nakliyat sigortacısı olan dava dışı … Sigorta AŞ’den celbedilen hasar dosyası, poliçe, ödeme belgeleri, davalı …AŞ’nin nakliyat sigortacısı olan dava dışı …Sigorta AŞ’den celbedilen hasar dosyası, poliçe, ödeme belgesi, taraf vekillerinin sundukları dilekçeler incelenmiş; önce uluslararası lojistik uzmanı öğretim üyesi bilirkişi ile elektronik mühendisi bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan, daha sonra ise uluslararası taşıma sektör uzmanı bilirkişi ile sigorta sözleşmeleri uzmanı sigortacı bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan iki ayrı kök rapor alınmıştır.
Montreal Konvansiyonu md 31 uyarınca hasar ihbar süresinin 14 gün olduğu belirtilmişse de, konuyla ilgili Yargıtay 11.HD’nin istikrar kazanmış içtihatları uyarınca, herkesçe bilinen bir hasar/kaza durumunda bu ihbar süresi içinde ihbarda bulunulmamış olması, zarar görenin haklarına halel getirmez, ihbar zorunluluğu bile bulunmamaktadır. Dava konusu kargo taşıması sırasında 16/01/2017 tarihinde …’te şehir merkezine düşerek yerleşim yerinde de 33 kişinin ölümüne neden olan uçak kazasının taşıyıcılar tarafından bilinemediği-tespit edilemediği gibi bir durumdan sözedilemeyeceğine göre, dosyada alınan ilk kök raporda da lojistik uzmanı öğretim üyesi bilirkişi …tarafından (her ne kadar gerekçesi rapora yazılmamışsa da) ihbar yükümlülüğünün bulunmadığı belirtilmiştir. Dava konusu olayda zarar gören dava dışı … tarafından dava konusu ürün grubunun taşıma hasarıyla ilgili olarak kazadan hemen sonra (aşağıda açıklanacağı üzere dava konusu hava konşimentosundan akdi taşıyıcının acentesi olduğu anlaşılan) davalılardan …AŞ’ye ihbar yapılmış olup, akdi taşıyıcının malı yüklediği ara fiili taşıyıcı konumundaki …’ye mal sahibi … tarafından hasar ihbarında bulunulmamış olması, taşıma sırasında oluşan zararını akdi ve fiili taşıyıcılardan talep etmesine engel değildir, bu nedenle kendi sigortasından zararını tazmin ettiğinden davacı sigorta şirketinin halefiyet hakkına dayalı rücuen talep etmesine de engel değildir.
Yargılama sırasında davacı vekilince sunulan 21/03/2018 tarihli beyan dilekçesinde, dava konusu tazminata ilişkin olarak davalılardan …AŞ’nin nakliyat sigortacısı olan dava dışı … Sig.AŞ’ye yapılan başvuru üzerine müvekkiline (dava tarihinden sonra 29/11/2017’de) 39.326,00 TL tazminat ödemesi yapıldığı, davaya bakiye kısım yönünden tüm davalılar hakkında devam ettikleri beyan edilmiş, bu beyan nedeniyle ödemenin yapıldığı tarihteki TCMB EURO efektif satış kurundan TL ödeme EURO’ya çevrildiğinde dava sonrası kısmi ödemenin 8.365,81 EURO’ya tekabül ettiği tespit edilmekle, dava açıldıktan sonra ödenen kısım yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Bu kısımla ilgili olarak HMK md 331 kapsamında davalılardan yargılama gideri-vekalet ücreti talebi olup olmadığını açıklamak üzere 20/11/2020 tarihli celsede oluşturulan ara kararla davacı vekiline kesin süre verilip kesin sürede beyanda bulunmazsa talebi olmadığının kabul edileceği ihtarı yapılmış, davacı vekilince bir beyanda bulunulmadığından kesin süreye bağlanan yaptırımın geçerli olduğu anlaşılmakla, KVYO kararı verilen kısım yönünden talep gibi taraflar lehine/aleyhine yargılama gideri-vekalet ücreti yüklenmemiştir.
Dava dilekçesinde davalılardan …AŞ’ye hem asaleten, ayrıca hem de Çin Halk Cumhuriyetinin Hong Kong özerk bölgesinde yerleşik olan … Ltd ünvanlı yabancı menşeli şirkete izafeten husumet yöneltilmiş olması nedeniyle davacı vekiline süre verilerek açıklaması istenmiş, davacı vekilince sunulan husumet açıklama dilekçesinde …AŞ’ye davada hem taşıma işleri organizatörü sıfatıyla asaleten, ayrıca yabancı menşeli şirketin acentesi sıfatıyla yabancı taşıma şirketine izafeten husumet yöneltildiği, müvekkilince bu davalının taşıma işindeki konumunun tespit edilemediği, bu nedenle bu şekilde ayrı ayrı husumet yöneltildiği, yargılama sırasında bu hususun tespiti gerektiği beyan edilmiştir.
Öncelikle, davalı …AŞ’nin dava konusu taşıma işindeki sıfatı/konumu noktasında dosyada mevcut delil durumuna göre yapılan değerlendirmeye göre, davacı vekilince bu anonim şirketin taşıma işleri organizatörü sıfatıyla hareket ettiği, davacının dava dışı sigortalısı (taşıtan) … AŞ’nin akdi taşıma ilişkisini bu davalıyla kurmuş olduğuna dair bir delil dosyaya sunulmamıştır, mahkememizce kendisine bu hususta süre ve imkan da verilmesine rağmen bir delil sunulamamıştır. Davalı …AŞ vekili ise sunduğu davaya cevap dilekçesinde müvekkilinin dava konusu taşımada acente sıfatıyla hareket ettiğini beyan ederek kendisine asaleten husumet yöneltilemeyeceği şeklinde husumet itirazında bulunmasına rağmen, yargılamanın ilerleyen safhalarında sunduğu beyan dilekçelerinde “yabancı taşıma şirketiyle müvekkilinin hiç bir ilgisi olmadığı, sadece ünvan benzerliği olduğu, müvekkilinin tamamen ayrı bir tüzel kişiliği olduğu, dava konusu taşımada taşıyan veya acente sıfatıyla hiç yer almadığı, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceği” ileri sürülmüş, son celsede de dosyaya sunduğu davaya cevap dilekçesini sadece “müvekkiline asaleten (taşıma işleri organizatörü/akdi taşıyıcı sıfatıyla) yöneltilen husumete karşılık” sunduğunu, Hong Kong menşeli diğer davalı şirkete izafeten cevap dilekçesi sunmadığını beyan etmiştir.
Görüldüğü üzere Türkiye’de yerleşik davalı …AŞ’nin dava konusu taşıma faaliyetindeki konumu açısından çelişkili beyanlar bulunmakta olup, bu durumda dosyada mevcut yazılı delil durumu ve taşıma ilişkisiyle ilgili sunulan belgelerdeki duruma göre bu davalının sıfatı/taşımadaki konumunu belirlemek gerekmektedir. Davacı vekilince sunulan ve davamızın konusu ürün grubunun taşımasına ilişkin olan 14 palet ürüne ait akdi taşıyıcının düzenlediği … no.lu ara konişmentoda (house air waybill) davalılardan…Ltd taşımacı olarak, davalı …AŞ ise onun acentesi olarak yazılıdır. Bu durumda …AŞ’nin malın tam hasara uğradığı hava yolu taşıması sırasında yabancı menşeli taşıma şirketinin acentesi sıfatıyla hareket ettiği, bizzat akdi taşıyıcı tarafından düzenlenen ara konişmentoda açıkça yazılıdır, ayrıca doktrin ve içtihatlarda kabul edildiği üzere çelişkili davranış yasağına aykırı şekilde beyanlarda bulunulduğunda esas alınması gereken ilk beyandır. …’nin düzenlediği ana konişmentoda da …AŞ’nin “alıcı” kısmında (ara konişmentosuna göre İstanbul’da havaalanından acentesi vasıtasıyla alınarak … AŞ’ye iletileceği şeklinde) yazılmış olduğu, yani yükün … havaalanından …’a taşınmasında …Ltd’nin acentesi sıfatıyla hareket ettiğinin akdi taşıyıcının bizzat kendisinin düzenlediği ara konişmentoda açıkça yazılı olmasından anlaşılmaktadır.
Ara konişmentodaki açık durum ve …AŞ’nin dava konusu ürün grubunun taşımasında taşıma işleri organizatörü veya akdi taşıyıcı olduğuna dair bir delilin davacı vekilince de sunulamadığı gözetildiğinde, davalı …AŞ’ye ancak yabancı menşeli akdi taşıyıcı şirkete izafeten acentesi olarak husumet yöneltilebileceği anlaşılmakla, bu davalıya asaleten yöneltilen husumet yönünden, taşıyıcı olduğu ispatlanamadığından ve acenteye asaleten husumet yöneltilemeyeceğinden, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; …AŞ’ye … LTD’nin acentesi olduğundan izafeten yöneltilen husumet yönünden ise istikrar kazanmış Yargıtay içtihatları uyarınca yabancı ülkelerde yerleşik şirketlere izafeten Türkiye’deki acentesine husumet yöneltilmesi mümkün ve kabul edilebilir olduğundan, esasa ilişkin değerlendirme yapılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Öncelikle, dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan fatura-ambalaj listesi-ara ve ana air waybill delilleri ile davacı şirketin hasar dosyası ve davadaki tazminat talep tutarı hep birlikte incelendiğinde, aslında düşen kargo uçağında dava dışı …’in iki farkı ülkeden iki farklı şirketten farklı faturalarla, bedellerle, farklı miktarlarda satın aldığı iki farklı ara konişmentoyla taşınan ürün grubunun tek ana … konişmentosuyla aynı anda taşınmakta iken hasarlanmış olduğu, davamızın konusu olan ürün grubunun ise Skyworth firmasından … no.lu 18.060,00 USD bedelli faturayla alınıp uçağa yüklenen 14 kap ve brüt 1.266,04 net 1128 kg’lık ürün grubuna ilişkin olarak davacı şirketin sigortalısına tam hasar tazminatı ödemesinin davalılara rücuundan ibaret olduğu, dava dilekçesi ekinde ara konişmento ile ana taşıma konşimentosu birlikte sunulduğundan davalıların cevap dilekçelerinde hatta bilirkişi raporlarında yapılan hesaplamalarda bu iki ürün grubu da dava konusuymuş gibi değerlendirme ve beyanlar bulunduğu görülmüş, mahkememizce sadece davanın konusu olan mal grubu ve bu grubun taşınmasına ilişkin belge ve deliller ile bilirkişi tespitleri esas alınarak hukuki değerlendirme yapılmıştır.
Davalı …’nin cevap dilekçesi ekleriyle … sigortacısı dava dışı … Sig.hasar dosyasının incelenmesinde, … sefer sayılı aynı uçakta aynı uçuş sırasında … ürünlerinden iki grubun akdi taşıyıcı … Ltd tarafından düzenlenen iki ayrı ara konşimento ve … tarafından düzenlenen bir ana konşimento ile taşınmış olduğu, bunların ise detaylarının:
1-… tarafından Çin’in …şehrinde bulunan … firmasından … tarihli … no.lu 18.060,00 USD bedelli faturayla alınıp akdi taşıyıcı … Ltd’nin … no.lu ara konşimentosu (house air waybill) kapsamında miktarı 14 kap/palet- brüt 1128 kg olduğu yazılan, ambalaj listesinde brüt 1.266,04 kg net 1128 kg olduğu yazılan, elektronik yedek parça vb ürünlerden oluşan ürün grubu (davamızın konusu bu ürünlerin taşımasıyla sınırlıdır)
2-Diğerinin ise … Ltd ünvanlı başka bir firmadan … no.lu 14.545,00 USD bedelli faturayla alınıp … Ltd’nin … no.lu ara konşimentosu (house air waybill) kapsamında miktarı 4 kap/palet-brüt 566 kg olarak yazılan (bunun ambalaj listesi sunulmamıştır) ve yine elektronik ürünlerden oluşan ürün grubu olduğu;
Bu iki ürün grubunun … uçağına yüklenmesi sırasında da fiili taşıyıcı … tarafından … no.lu ana konşimento-air waybill düzenlendiği, yükün toplamda (14+4) 18 palet ve brüt 1.670,00 kg olduğu şeklinde ana konşimentoda belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davamızın konusu ise davacı şirketin hasar dosyası, ödeme belgesi, dava dışı şirketlerin hasar dosyası içerikleri ile davadaki talep tutarından açıkça anlaşıldığı üzere, sadece sigortalısı … tarafından … firmasından alınan 14 kap brüt 1266,04 kg net 1128 kg olan ürün grubunun taşıma hasarı nedeniyle yaptığı ödemeyi rücuuyla sınırlıdır, aynı uçakta taşınan diğer (4 kap-14.545,00 USD bedelli fatura içeriği) ürün grubunun taşıma zararı bu dava dosyasında dava konusu değildir.
…’nin sigortacısına davalı akdi taşıyıcı (…’ye fiili ara taşımayı yaptıran) ……Ltd tarafından yapılan hasar ihbarında bu iki farklı ürün grubu için tazminat talebinde bulunmuş olduğu, ancak bu başvurusu sırasında Skyworth faturasının (dava dilekçesine ekli faturadaki ürün miktarı ile birim fiyatları toplanarak yazılmış bir fatura olmasına rağmen) 18.060,00 USD bedelli şeklinde değil 16.740,00 USD bedelli haliyle sunularak, ayrıca Xiamen’in 14.545,00 USD bedelli faturası sunularak toplam 31.285,00 USD tazminat talep ettiği, … hava aracı mali mesuliyet sigortacısı olan … Sig. (yeni ünvanı Türkiye Sig.AŞ) tarafından davalı yabancı menşeli şirkete 04/07/2017 tarihinde (davadan önce) 35.747,35 USD’lik dekontun içinde 31.285,00 USD’si … ürünlerine ilişkin … no.lu ana konşimento-air …’den doğan taşıma tazminatı olarak (ara konişmentolarda, ambalaj listesinde taşıtan mal sahibinin … AŞ olduğu açıkça yazmasına rağmen) akdi taşıyıcı ……Ltd’ye tazminatın ödenmiş olduğu görülmektedir. Bu nedenle mahkememizce 20/11/2020 tarihli celsesinin 3 no.lu ara kararıyla davalı ……AŞ vekiline (akdi taşıyıcının acentası sıfatıyla) kesin süre verilerek bu tazminatın taşıtan …’e ödenip ödenmediğine dair bilgi-belge sunulması istenmiş, sunulmazsa ödenmediğinin kabul edileceği ihtar edilmiş, alınan tazminatın gerçek zarar gören taşıtana ödendiğine dair bir delil-bilgi-belge dosyaya yargılama boyunca sunulmamıştır.
Davamızın konusu olan emtianın hava konşimentosu … no.lu air waybil- konşimentodur. Bu konşimentoda malı yükleyen …, alıcısı … AŞ, akdi taşımacı (konşimentoyu neşreden) davalılardan … Ltd, taşımacının nakliye acentesi ise davalılardan … AŞ’dir. … bu taşımada sadece fiili ara taşıyıcıdır. Davamızın konusu olan taşıma faaliyeti, sadece bu konşimentoyla yapılan taşımadır.
Davacı şirketin hasar dosyasına göre sigortalısı …’in 25/01/2017’de her bu iki ürün grubunun faturalarını sunarak yaptığı hasar ihbarı üzerine sigortalısına 18.060,00 USD tutarlı (davamızın konusu olan) … faturası içeriği ürün grubuyla ilgili 10/03/2017 tarihli eksper raporu düzenleterek, bu tutarı kendi poliçe teminatı EURO cinsinden verildiğinden EURO’ya çevirmek suretiyle bulduğu sigorta bedeli olan 17.149,26 EURO bedele yine poliçede yer alan %10 ilave bedel ekleyerek sigortalısına 18.864,19 EURO tazminatı 24/03/2017 tarihli dekont ile ödemiş olduğu, kendi abonman ve alt spesifik poliçesinden kaynaklanan %10 ilave bedeli düşerek, iş bu davada taşıyıcılardan TTK md 1472 kapsamında sigortalısının haklarına halefiyet hakkına dayanarak 17.146,29 EURO şeklinde rücuen talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalılardan ……AŞ vekilince sunulan cevap dilekçesinde, davacının poliçesinin uçağın düştüğü 16/01/2017 tarihinden sonra 17/01/2017’de düzenlendiği, bu nedenle davacının ödemesinin hatır/lütuf ödemesi niteliğinde olduğu ileri sürülmüşse de, davacının nakliyat abonman poliçesinin sigortalısı …’in 02/01/2017-01/01/2018 arası her türlü yolla tüm uluslararası taşınan emtialarını kapsayacak şekilde düzenlenmiş olduğu, 17/01/2017 tarihli blok poliçe sertifikasının ise dava konusu ürün taşımasına ilişkin ana abonman poliçesiyle çelişmeyen ve limit dahilinde kalan spesifik alt poliçe niteliğinde olduğu, bu hususun alınan uzman bilirkişi raporlarıyla da tespitli olduğu gözetilmekle, davacının ödemesinin poliçesinin temin etmediği ex gratia ödeme olarak nitelendirilemeyeceği sonucuna varıldığından bu iddiaya itibar edilmemiştir.
Davacının hasar dosyası içeriğinde dava dışı sigortalısı …’in davalılardan ……AŞ’ye olaydan bir gün sonra 17/01/2017’de hasar ihbarına ilişkin dilekçesi de bulunmaktadır. Davalı …..AŞ tarafından ne asaleten yöneltilen husumet yönünden ne de izafeten yöneltilen husumet yönünden, dava dışı taşıtana emtia zararının ödenmiş olduğuna dair bir iddia-delil ise sunulmamış durumdadır.
Davamızın konusu olmamasına rağmen dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulmuş olan dava dışı … mali mesuliyet sigortacısı … Sig.dan celbedilen hasar dosyası içinde yer alan … no.lu ara konşimento ise, başka bir firmadan (…) alınıp tutarı-miktarı-içeriği farklı 4 kap/palet 14.545,00 USD bedelli brüt 576 kg olan ürünlerin taşımasına ilişkin düzenlenen ara konşimento olup, bu ara konişmentoyla taşınan ürün grubunun davamızın konusu ürün grubuyla (aynı … ana konişmentosuyla aynı uçakta taşınması dışında) ilgisi bulunmamakta, davamızda bu 4 kap ürün hakkında rücuen tazminat talebi yer almamaktadır.
Davanın esası yönünden yapılan değerlendirmelere göre, öncelikle belirtmek gerekir ki, Montreal Konvansiyonu md 41/1 ve md 45 gereği, akdi taşıyıcı ve fiili taşıyıcı, taşınan malda oluşan hasar nedeniyle taşıtanın taşıma sırasında oluşan zararından müteselsilen sorumludurlar (Emsal İstanbul BAM 14.HD’nin 2019/212 E 2020/1429 K sayılı kararı). Akdi taşıyıcının görevlendirdiği ara fiili taşıyıcıya eşyayı teslimi sırasında üzene düşen tüm özen yükümlülüklerine uygun edimini yerine getirmiş olması, müteselsil sorumlular arası iç ilişkiyi ilgilendiren husus olup, görevlendirdiği fiili taşıyıcının eşyaya verdiği hasar ve ziyadan TTK md 879 ve Montreal Konvansiyonu hükümleri uyarınca sorumlu olan akdi taşıyıcıyı taşıtana karşı hukuki sorumluluktan kurtarmaz. Davalı fiili ara taşıyıcı …’nin ise hasar tazminatını gerçek zarar gören eşya sahibi yerine kendisini görevlendiren akdi taşıyıcının talebi üzerine ve zarar gören eşya sahibiyle de iletişime geçmeden, muvafakatını almadan akdi taşıyıcıya ödemiş olması, …’yi taşıtan-zarar gören eşya sahibine karşı müteselsil sorumluluktan kurtarmaz, bu husus ancak akdi-fiili taşıyıcı arası müteselsil sorumluluk rücu iç ilişkisinde ileri sürülebilir, … ile arasında taşıma sözleşmesi bulunmayan, bu nedenle …’den doğrudan talep zorunluluğu da olmayan, akdi taşıyıcısına ertesi gün ihbar yapmış olan dava dışı zarar gören/taşıtana (…) karşı ileri sürülemez, bu nedenle halefiyet hakkına dayalı dava açan davacıya karşı da ileri sürülemez.
Fiili taşıyıcı …’nin düşen kargo uçağına ilişkin nihai kaza kırım raporunun dosyaya sunulması sağlanmış olup, rapor incelendiğinde, uçağın Bişkek havaalanına ara yükleme için inişe geçtiği sırada meydana gelen kazanın temel sebebinin, kötü hava koşullarında uçuş-iniş kurallarını (pas geçme vb) doğru uygulayamayan pilotaj hatası olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Dolayısıyla davalı taşıyıcıların sorumluluktan kurtulabilmesine imkan sağlayacak bir mücbir sebep bulunduğundan da sözedilemez.
Dosyada alınan iki kök bilirkişi kurulu raporunda da, taşınan eşyanın tam zayi olduğu, bu nedenle faturayla sabit olan bedelinin tazmini gerektiği, davacı nakliyat abonman sigortacısının sigortalısı …’e yaptığı hasar ödemesinin poliçesinin klozları ve teminatı dahilinde yapmış olduğu ödeme niteliğinde olduğu, dava konusu olaya ilişkin dava dışı taşıtanın taşıyıcılara hasar ihbarında bulunmuş olmasının zorunlu olmadığı, davalı taşıyıcıların kötüniyetli veya pervasız davaranışı nedeniyle eşyanın hasarlandığından sözedilemeyeceğinden sınırlı sorumluluk uygulanması gerektiği, sınırlı sorumluluk ilkesi uyarınca Montreal Konvansiyonu hükümleri doğrultusunda, taşıma/hasar tarihinde yürürlükte olan SDR’nin 19 olduğu, dava konusu ürün grubunun taşıma konşimentosunda yazılı ürün brüt ağırlığı (1128 kg) ve ücretlendirilecek ağırlık (2.792,50 kg) üzerinden 19 SDR hesabıyla yapılan sınırlı sorumluluk limitinin (SDR kuruyla çarpılmasına bile gerek kalmadan) SDR cinsinden bile dava konusu tazminat tutarının çok üstünde olduğu, davalı ..’nin hasar tazminatını zarar gören eşya sahibi yerine akdi taşıyıcıya ödemesinin …’yi taşıtan eşya sahibine karşı sorumluluktan kurtarmayacağı, dolayısıyla davalıların dava konusu hasar tazminatının tamamından müştereken müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği tespit edilip bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, incelenen deliller, alınan bilirkişi kurulu raporları hep birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle acenteye tek başına husumet yöneltilemeyeceğinden ve acentenin aynı zamanda taşıma işleri komisyoncusu olduğu davacı tarafça ispatlanamadığından ……AŞ’ye asaleten yöneltilen davanın pasif husumet yokluğundan reddine; diğer davalılar yönünden dosya kapsamına ve istikrar kazanmış Yargıtay 11.HD ile BAM içtihatlarına uygun, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi kurulu raporlarındaki tespit ve görüşlere itibar edilmemesini gerektiren bir durum bulunmadığı, uluslararası hava yolu taşıması sırasında taşınan eşyanın sovtaj değeri de kalmayacak şekilde tam hasarlanması nedeniyle, taşıtanın miktar ve tutar yönünden fatura-ambalaj listesi-ara ve ana hava konşimentosuyla sabit hasar zararından davalı akdi ve fiili taşıyıcıların TTK md 882-Montreal K md 22 kapsamında sınırlı sorumluluk ilkesine göre ve Montreal K md 18 ile devamı ve 41-45 kapsamında müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, sorumluluktan kurtulabilecekleri bir hususun ise taşıyıcılarca ispatlanamadığı, talep edilen zararın sınırlı sorumluluk limitinin altında kalması nedeniyle tamamının talep edilebileceği, dava dışı sigortalısına poliçesinin teminatı dahilinde ödeme yapan davacı sigorta şirketinin TTK md 1472 uyarınca halefiyet hakkına dayanarak davada talepte bulunabileceği, ayrıca hasarlanan mal bedeli yabancı para cinsinden olduğundan, davacının poliçe teminatı ve ödemesi de yabancı para cinsinden olduğundan, TBK md 99 kapsamında seçimlik hak olarak yabancı para cinsinden (EURO) rücu talep hakkının da bulunduğu anlaşılmakla, yukarıda açıklandığı şekilde yargılama sırasında davalılardan ……AŞ’nin dava dışı sigortacısı … Sig.AŞ tarafından ödenen kısım EURO’ya çevrilmek suretiyle bulunan tutar yönünden (39.326,00 TL: 4,7008 -29.11.2017 ödeme tarihindeki efektif satış Euro kuru = 8.365,81 EURO yönünden) dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bakiye talep (17.149,26 Euro-8.365,81 Euro=) 8.783,45 EURO yönünden ise davanın kısmen kabulüyle davalı … Ltd.’ye izafeten … A.Ş. ile davalı … A.O.’dan müştereken müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, davacının sigortalısına ödeme tarihinden itibaren faiz talep hakkı bulunduğundan, hükmedilen tazminata davacının sigortalısına ödeme tarihinden itibaren (talep gibi ve kanuna uygun talep olduğundan) 3095 sayılı Kanunun 4-a maddesine göre faiz işletilerek fiili ödeme günündeki TL karşılığı ile ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
Konusuz kalan kısım yönünden HMK md 331 kapsamında yapılan değerlendirmeye göre dava açılış tarihi itibariyle davacı haklı ise de, yukarıda açıklandığı üzere talep bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilen kısım yönünden davacı yararına yargılama gideri-vekalet ücreti hükmedilmemiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davalılardan … A.Ş.’ye karşı asaleten açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Diğer davalılara (… Ltd.’ye izafeten … A.Ş.’ye ve … A.O.’ya) karşı açılan davanın KISMEN KABULÜ ile,
8.783,45-EURO maddi tazminatın 24/03/2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4-a maddesine göre devlet bankalarının EURO cinsi 1 yıl vadeli mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranına göre işleyecek faiziyle birlikte ve fiili ödeme günündeki TL karşılığı ile ödenmek suretiyle bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
Bu davalılardan olan fazla istem yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Kabul edilen dava değeri (dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden 36.217,68 TL) üzerinden alınması gereken karar ve ilam harcı 2.474,03 TL olup, peşin alınan 1.206,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.267,94 TL harcın davalı … Ltd.’ye izafeten … A.Ş. ile davalı … A.O.’dan müştereken müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 392,05 TL posta tebligat gideri, 3.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.792,05 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına (%51) isabet eden 1.933,95 TL’si ile (31,40 TL başvuru, 1.206,09 TL peşin harçtan oluşan) 1.237,49 TL harcın toplamı 3.171,44 TL yargılama giderinin davalı … Ltd.’ye izafeten … A.Ş. ile davalı … A.O.’dan müştereken müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, KVYO kararı verilen kısma isabet eden bakiye yargılama giderinin talep gibi davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden (dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden 36.217,68 TL) yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.432,65 TL nispi vekâlet ücretinin davalı … Ltd.’ye izafeten … A.Ş. ile davalı … A.O.’dan müştereken müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Davalı … A.Ş.aleyhine asalaten açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddedilmesi nedeniyle, yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT md 7/2 uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider ve delil avansının karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili, davalılardan ….. A.Ş. vekili ve davalılardan … vekillerinin yüzüne karşı, davalılardan … Ltd.’nin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.22/11/2021

Katip

Hakim