Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/787 E. 2021/909 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/787 Esas
KARAR NO : 2021/909

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 27/11/2013
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 12/11/2012 tarihinde saat 20:00 sularında … bulunan iş yerine gitmek için … Bulvarı … Emniyet Müdürlüğünün hemen önünde bulunan ışıklardan yayalar için yeşil ışık yandığı sırada yolun karşısına geçerken davalı …’e ait … plakalı aracın hızla gelip müvekkile çarptığını, müvekkilinin kendisini yerde bulduğunu, davalının olay yerinden uzaklaştığını, müvekkilinin … Hastanesine kaldırıldığını ve orada uzun süre tedavi gördüğünü, müvekkilinin sol bacağı ve kaburga kemiklerinin kırıldığını, sol bacağına topuktan diz kapağına kadar platin takıldığını ve halen takılı olduğunu, kaburga kemiklerinin iş organlara baskı yaptığını bundan dolayı uzun süre ağrı çektiğini, nefes almakta zorlandığını, kalp atışlarının düzensizleştiğini, bedeninin çalışma ritminin bozulduğunu, müvekkilinn halen tam olarak iyileşemediğini, müvekkilinin uzun yıllar pastacılık işi yaptığını, müvekkilinin aylık 3.000-4.000 TL civarında para kazanırken kaza nedeniyle iş yerini kapatmak zorunda kıldığını, davalının trafik kurallarına uymadaki sorumsuzluğunun, zorunlu trafik sigortası dahi yaptırmamasının davalının saçtığı tehlikeyi ortaya koyduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, her iki davalıdan maddi zararlar, için şimdilik 5.000 TL maddi tazminatın; ayrıca davalı …’den 100.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyeceyek yasal faizi, dava masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının iddialarının hayal ürünü ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin böyle bir olay içinde yer almadığını, ilgili aracın olay tarihinde ve olay mahallinde bile olmadığını, müvekkilinin arabasının çarptığını yalnızca davacının iddia ettiğini, müşteki ifade tutanağında hiçbir tanık isminin geçmediğini, kaldı ki olay tarihi itibariyle davacının bahsettiği noktanın trafiğe kapalı olduğunu, olayla ilgili hiçbir mobese kaydının olmadığını, olay emniyetin önünde gerçekleşmişse bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, olaya ilişkin ifade tutanağında tarihin 26/11/2012 olduğunun görüleceğini, sağlık raporunun geçerliliğinin şaibeli olup olayın mahiyeti ile ilgili bile olmadığını tarih itibari ile 13/11/2012 tarihinde saat 14:00’da düzenlendiğini, yani davacının sağlık raporunu dahi sonradan düzenlediğini, müvekkilinin işinde gücünde, eğitim görmüş, ahlaklı, vicdan sahibi bir insan olduğunu, bir insana vurup kaçacak kişilikte olmadığını, müvekkilinin bu güne kadar cezai bir sicilinin olmadığını, müvekkiline bu güne kadar herhangi bir tebligat yapılmadığını, olayı bu davanın açılmasıyla öğrendiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kötü niyetli davacının davasının reddi ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini, karşı taraf vekalet ücretinin avukat olarak kendi adına hükmedilmesini istediklerini beyan etmiştir.
Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Olayın trafik kazası neticesi meydana geldiğinin ispat edilmesi gerektiğini, olay ile ilgili olarak mağdur- müşteki ifade tutanağı dışında hiçbir delilin kendilerine tebliğ edilmediğini, sunulan belgenin tanzim tarihinin 26/11/2012 olduğunu, 12/11/2012 olarak belirtilen kaza tarihinden 14 gün sonra sadece davacının beyanı ile düzenlendiğini, davacının iddia ettiği durumun trafik kazası neticesi olup olmadığı hususunda şüphe uyandırdığını, davacının olayın trafik kazası nedtecisi meydana geldiğini kanıtlaması gerektiğini, … hesabı yönetmeliği çerçevesinde herhangi bir müracaat olmadığını, 6098 Sayılı TBK 62.maddesi gereğince iş ilişki açısında karar verilmesi gerektiğini ve bu bağlamda diğer davalıya rücu haklarının saklı tutulması gerektiğini, talep edilen tazminatın nasıl hesaplandığının açıklanması gerektiğini, kazanç kaybının müvekkilinin gidermekle yükümlü olduğu bir zarar kalemi olmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun kusur oranı ve kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davacının da varsa kazadaki asli veya mütefarik kusur oranının maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini, aylık kazanç tutaranın resmi evrak ile ispatının gerektiğini, müvekkilinin temerrüdü söz konusu olmadığından faiz talebinin kabul edilemeyeceğini, haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın esastan reddi ile avukatlık ücreti dahil her türlü yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istediklerini beyan etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 46. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ceza dava dosyası, davacıya ait usta öğretici belgesi, ustalık belgesi, kalfalık belgesi, vergi levhası ile vergi kayıtları, davacının trafik kazası nedeniyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları, olay anına ilişkin kamera görüntüsü bulunmadığına dair emniyet müdürlüğü cevabı, … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27/11/2013 tarih …Esas … sayılı görevsizlik kararı, davacının rücuya tabi ödeme alıp almadığı hususunda SGK’ ya yazılan müzekkere cevabı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Başkanlığına kazaya karışan araca ait ZMMS poliçesi olup olmadığına dair yazılan müzekkere cevabı, olay yerine ilişkin kroki, çizim ve resimler, sosyal ve ekonomik durum araştırma yazıları, emsal ücret araştırmasına yönelik yazı cevapları celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya, davacının maluliyetinin tespit edilmesi amacıyla İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu Başkanlığı 20/11/2018 tarihli raporunda özetle ve sonuç olarak; “… oğlu, 05.02.1960 doğumlu …’ın 12.11.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 XII (32a…….1) E cetveline göre: %6.0 (altınoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya Makine Mühendisi bilirkişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 14/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Plaka numarası tereddütlü taşıtın kimliği meçhul sürücüsünün %100 (yüzde yüz) oranında tam kusurlu olduğu, Kazazede yaya davacı …’ın kusursuz olduğu, Olayda başkaca kusurlu kişi, kurum, kuruluş bulunmadığı” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dosya Aktüer bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 01/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “Davacı …’ ın 12.11.2012 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucu; Geçici İş Göremezlik Zararı; 4 ay/120 gün geçici iş göremezlik zararının, davacının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile 6.216,41 TL olduğu, SGK tarafından davacıya herhangi bir geçici iş göremezlik ödemesi yapılmadığı, (17. Hukuk Dairesi 2019/6271 E. 2020/8104 K. 03.12.2020 tarihli kararı dahilinde davalı … Hesabının işbu zarardan sorumlu olduğundan söz edilebileceği), Daimi / sürekli iş göremezlik- efor kaybı; “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” ne göre; % 6 maluliyet oranı sonrası, kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile 42.469,46 TL olduğu, Davacının toplam maddi zararının 48.685,87 TL olduğu hesaplandığı, 12.11.2012 kaza tarihi dikkate alındığında ZMMS teminat limitinin 225.000,00 TL’ nin içinde bulunduğu davalı … Hesabının işbu zarardan sorumlu olduğunun kabul edilmesi durumunda; dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile talep edilebileceğinin hukuki değerlendirmesinin Mahkemeye ait olduğu, davacının “Plaka numarası tereddütlü taşıtın kimliği meçhul sürücüsü” nün yaya konumundaki davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığının Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda; talep edilen 100.000,00 TL manevi tazminatın tüm takdir ve hukuki değerlendirmesinin Mahkemeye ait olduğu, … Hesabının elbette talep edilen manevi tazminattan “teminatı dışı (Genel Şartların A/6/ f bendi)” olması nedeni ile sorumluluğundan söz edilmeyeceği, ancak, Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili, sadece davalı … Hesabı için sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde özetle; dava değerini arttırarak 6.216,41 TL. Geçici iş göremezlik alacağı ile 42.469,46 TL Sürekli iş göremezlik alacağının, kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüd faizi ile birlikte davalı … Hesabı’ndan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
… ili … ilçesinde 12/11/2012 günü saat 20:00 sıralarında …Bulvarı trafik ışıklarının bulunduğu kavşakta yayalara yeşil ışık yandığı esnada yolun karşısına geçmeye çalışan davacı yaya …’ a plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın çarpması suretiyle trafik kazasının meydana geldiği ve davacının trafik kazası nedeniyle yaralandığı anlaşılmıştır. Eldeki tüm bilgi, belge, beyan ve deliller ile hastane kayıtları ve soruşturma dosyası / ceza dosyası içeriğinden davacının olay tarihinde trafik kazası neticesinde yaralandığı noktasında duraksama bulunmadığından davalı … Hesabının davacının trafik kazasında yaralanmadığına yönelik savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davacı dava dilekçesinde, kendisine …plaka sayılı aracın çarptığını, akabinde hızla olay yerinden kaçtığını, çarpan aracın ZMMS poliçesinin bulunmadığı vakıasına dayanmıştır. Bu vakıaya dayanırken kendisine çarpan aracın plakasının çevredikeler tarafından söylendiğini, aracın davalı …’ e ait olduğu için bu davalıya karşı hem maddi hem de manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı … cevap dilekçesi ile birlikte yargılamanın her aşamasında ısrarla davacıya kendisinin çarpmadığını, hatta olay tarihi ve saatinde aracının kaza mahallinde dahi bulunmadığını savunmuştur.
Öncelikle, kazaya karışan aracın …plaka sayılı araç olup olmadığının ve davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığının aydınlatılması gerekmektedir.
Davaya konu trafik kazası hakkında müşteki / davacının şikayeti sebebiyle davalı / sanık … hakkında Türk Ceza Kanunun 89/1,2-b maddesi uyarınca taksirle yaralama suçundan soruşturma yürütülmüş, sanık hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılmış, … 46. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas, … Karar sayılı ceza dava dosyası ile yapılan yargılama sonucunda davalı / sanık …’ in beraatine karar vermiştir. İşbu karar, müşteki / davacı tarafından istinaf edilmiş, İstanbul BAM 19. Ceza Dairesi Başkanlığı 2017/2550 E., 2017/2640 Karar sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesinin beraat kararını istinaf başvurusunun esastan reddine karar vererek onamış ve ceza mahkemesi kararı kesinleşmiştir.
Bilindiği üzere, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, Mahkememiz için bağlayıcı nitelikte değildir. Ancak, ceza mahkemesince tespit edilen maddi vakıaya ilişkin olgularla mahkememiz bağlı olup, maddi vakıaların nazara alınması zorunludur.
Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada “… plaka sayılı araçta yayaya çarpıp kaçmaya dair herhangi bir bulguya rastlanılmadığı, … ikamet eden sanığa ait aracın olay tarihinde köprülerden geçişine ilişkin herhangi bir kaydın da bulunmadığına dair yazı cevapları nazara alınarak, katılanın çevreden kendisine çarpan aracın plakasının … olduğunu söylediklerine ilişkin soyut iddiasından başka delil bulunmadığı” maddi olgu olarak belirlenmiştir.
Öyleyse, kesinleşen ceza mahkemesi kararı gereğince tespit edilen maddi vakıalar nazara alındığında davacının iddialarının aksine, kendisine davalı …’ e ait aracın çarpmadığı, kazaya plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen başka bir aracın neden olduğu kanaatine varılmıştır. Öte yandan; davacının bu durumun aksini kanıtlayabilecek yani kendisine çarpan aracın davalı …’ e ait … plaka sayılı araç olduğu noktasında hiçbir delili de bulunmadığından / ibraz etmediğinden bu husus davacı tarafından ispat dahi edilememiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında; davalı …’ e ait aracın davaya konu trafik kazasına karışmadığı, kazaya … plaka sayılı aracın neden olmadığı, bu aracın kaza günü ve saatinde olay yerinde dahi olmadığı nazara alındığında davacının aksini ispat edebilecek herhangi bir delili de bulunmadığından kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgular nazara alınarak davalıya ait aracın kazaya karışan araç olmaması nedeniyle işleten olarak davalının hukuki sorumluluğuna gidilemeyeceğinden davacının davalı … yönünden açtığı maddi ve manevi tazminat davasının tümüyle esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı … Hesabı, davacının maddi vakıa olarak dava dilekçesinde kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi bulunmayan …plaka sayılı aracın çarpması sebebiyle kendilerine husumet yöneltildiğini, ancak hem ceza mahkemesi kararı hem de kusur raporlarına göre kazaya davalıya ait aracın neden olmadığının anlaşıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Ne var ki, … Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-b maddesinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar” için davalının hukuken sorumlu olduğu kadar yine … Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-a maddesindeki “Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar” için de sorumluluğunun bulunduğu, dolayısıyla davaya konu trafik kazası için davalıya ait aracın kazaya karışmadığı tespit edilmiş ise de; davacının trafik kazası neticesinde yaralanmasına neden olan aracın plakasının ve sürücüsünün belirlenemediği, bu nedenle hem 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 14/2-a maddesi hem de … Hesabı Yönetmeliğin 9/1-a maddesi hükmü uyarınca davalı … Hesabının zarar gören davacı yönünden bedensel zararlar için yasal sorumluluğunun devam ettiği, başka bir anlatımla davalının yasal sorumluluğunun ortadan kalkmadığı / son bulmadığı anlaşılmakla hukuki ve yasal dayanaktan yoksun savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davaya konu trafik kazasında plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın meskun mahalde yolun icap ve şartlarına uygun olmayan bir hızda ilerleyen, yolu ve çevresini etkin bir şekilde kontrol etmeyen, ilerisinde trafik ışık kontrollü kavşak ve yaya geçidi bulunan kesime yavaşlamadan yaklaşan, etkili fren tedbiri ile durabileceği yeterli süre ve mesafe mevcut iken kendisine yanan kırmızı ışığı dikkate almayıp durmayan, bu suretle trafik can ve mal güvenliğini tehlikeye düşüren ve nizami şekilde yaya geçidinden geçmeye çalışan davacı yayaya çarparak olay yerinden uzaklaşan, yayaya geçişte öncelik tanımayan dikkatsiz, tedbirsiz ve kontrolsüz kimliği belirsiz araç sürücüsünün %100 oranında tamamen ve asli kusurlu olduğu, yaya geçidini kullanarak nizami şekilde yolun karşısına geçmeye çalışan davacının trafik kazasının meydana gelmesinde üzerine atfı kabil herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Trafik kazasında kusur durumlarının tespitine yönelik olarak dosya, trafik kazalarında uzman Makina Mühendisi ve İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Üyesi …’ e tevdi edilmiştir. Mahkememizin kusur dağılımı yönündeki tespiti destekleyen ve benimseyen uzman bilirkişinin 14/01/2020 tarihli raporundaki tespitler, kazanın oluş şekli, kimliği meçhul sürücünün ihlal ettiği trafik kuralları, yasal geciktirici nedenler ve bilimsel yönden yapılan detaylı açıklamalar içeren kusur raporuna gerekçeli ve denetime açık olduğundan ayrıca itibar edilmiştir.
Davacının yaralanmasına ilişkin olarak görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları getirtilmiş, Adli Tıp Kurumu tarafından eksik olduğu belirtilen tıbbi kayıtlar davacının muayenesi yaptırılarak ve Üniversite Hastanesine sevki sağlanarak ikmal ettirilmiştir. Ayrıca, Adli Tıp Kurumunun yazılı isteği üzerine davacı muayene edilmek üzere kuruma sevk de edilmiştir. Bu çerçevede, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 20/11/2018 tarihli raporunda davacının trafik kazasında yaralanması nedeniyle %6,0 oranında maluliyetinin oluştuğunu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren dört (4) aya kadar uzayabileceğini tespit etmiştir. Bahse konu Adli Tıp Kurumu raporu, kaza tarihi (12/11/2012) itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre tanzim edildiğinden denetime açık olup, rapordaki maluliyet oranı ve iyileşme süresi hükümde esas alınmıştır
Davacı vekili, 27/03/2018 tarihli talep açıklama dilekçesi ile 5.000,00 TL’ lik toplam maddi tazminat talebinin 2.500,00 TL’ sinin geçici iş göremezlik ve bakiye 2.500,00 TL ‘ lik kısmının sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olduğunu açıklamış, bu suretle maddi tazminata ilişkin talep sonucunu somutlaştırmıştır.
Kusur durumunun tespit edilmesi ve maluliyetin tayininden sonra dosya, maddi tazminat hesabı yapılması için aktüerya konusunda uzman bilirkişi …’ a tevdi edilmiştir. Aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması ve prograssive rant formülüne göre maddi tazminatın hesaplanması nazara alındığında yerleşik içtihatlara uygun şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, aktüer bilirkişi 01/11/2021 tarihli raporunda davacının geçici iş göremezlik zararının 6.216,41 TL, sürekli iş göremezlik zararını 42.469,46 TL olarak hesaplamıştır.
Davalı … Hesabu her ne kadar aktüerya tazminat hesaplamasının asgari ücret üzerinden yapılmasını talep etmiş ise de; davacının kaza tarihi itibariyle pasta ustası olduğu, bu hususta gerekli uzmanlık sertifika ve belgelerinin dosyada bulunduğu, dolayısıyla pasta ustası olan davacının sunduğu diğer vergi kayıtları da nazara alınarak kaza tarhi itibariyle asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiğini belgelendirdiğinin sabit olduğu, nitekim bu hususta mahkememizce eksik tahkikat yapılmaması adına emsal ücret araştırmalamalarının kapsamlı şekilde yapılması da birlikte değerlendirildiğinde davacının asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiği kabul edilerek emsal ücret üzerinden maddi tazminatın belirlenmesi hem yerleşik içtihatlara hem de hakkaniyete uygun olup (gerçek zarar ilkesi) davalının dosya kapsamı ile bağdaşmayan itirazlarına itibar edilmemiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında; davacının trafik kazası nedeniyle uğramış olduğu cismani zararlardan dolayı geçici iş göremezlik için 6.216,41 TL ve sürekli iş göremezlik için 42.469,46 TL olmak üzere toplam 48.685,87 TL maddi tazminata hak kazandığı, bu zararının tazminin trafik kazasında sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen araç sebebiyle 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 14/2-a maddesi ve ,,, Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-a maddesi uyarınca davalıdan isteyebileceği belirlenmiştir. Davacı vekili, 09/11/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile sadece davalı ,,, Hesabı yönünden bu miktarlar üzerinden davasını ıslah etmiştir. Islah dilekçesinde her ne kadar kaza tarihinden itibaren temerrüt faizi istenilmiş ise de; somut olayda uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğu, öte yandan davalı … Hesabının dava öncesinde temerrüte düşürülmediğinden somut olayda temerrütün dava tarihi itibariyle gerçekleştiği nazara alınarak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekmiş, davanın ıslah beyanları doğrultusunda kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın ıslah beyanları doğrultusunda KABULÜ ile;
Davacı … için 6.216,41-TL geçici iş göremezlik ve 42.469,46-TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 48.685,87 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 27/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Hesabından alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının davalı … yönünden açtığı maddi tazminat davasının REDDİNE,
3-Davacının davalı … yönünden açtığı manevi tazminatı davasının REDDİNE,
4-Kabul edilen dava değeri (48.685,87-TL) üzerinden alınması gereken 3.325,73-TL harçtan başlangıçta peşin alınan 358,65 TL’ nin ve 150,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 2.817,08 TL harcın davalı … Hesabından alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 358,65-TL peşin harç, 150,00-TL ıslah harcı, posta ve tebligat masrafı 1.026,20-TL, bilirkişi ücreti 1.450,00-TL olmak üzere toplam 2.984,85-TL yargılama giderinin davalı … Hesabından alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 7.129,16 TL vekalet ücretinin davalı … Hesabından alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı … yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat bakımından reddedilen dava değeri (5.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e VERİLMESİNE,
7- Davalı … yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat bakımından reddedilen dava değeri (100.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/1-3. maddesi uyarınca manevi tazminatın tamamen reddine karar verildiğinden maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği koşulu ile belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e VERİLMESİNE
8-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.22/12/2021

Katip …
e-imza *

Hakim …
e-imza *