Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/374
KARAR NO : 2018/1407
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücu)
DAVA TARİHİ : 23/12/2013
KARAR TARİHİ : 27/12/2018
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket nezdinde … nolu yangın sigortası poliçesi kapsamında sigortalı bulunan … Tic. Ltd. Şti.’ne ait olan işyerindeki demirbaş ve emtiaların, 26/01/2013 tarihinde davalı …’ın yapı sahibi olduğu, davalı şirket tarafından işletilmekte olan fabrika bölümünde meydana gelen ve sigortalısına ait fabrika alanına sirayet eden yangın sırasında hasara uğradığını, …’e ait fabrika sahasında gece saatlerinde başlayan yangının, sigortalı … Tekstile ait fabrika alanına siyaret ederek fabrika alanında bulunan makine tesisat, demirbaş ve emtiaların ağır şekilde hasara uğramasına neden olduğunu, fabrika binasının arkasında yaklaşık 50 metre mesafede bulunan … Tekstil firması kamera kayıtları incelendiğinde, yangın esnasında rüzgarın … Firması binasından … Tekstil binasına doğru güçlü şekilde estiği ve yangın başlangıcının … Tekstil firması arka taraf demir kapısı civarında gece 02.00 sıralarında başladığının görüldüğünü, fabrika içi elektrik panolardan çıkan besleme kablolarının dış izolasyon kısımları dış ısıdan etkilenerek tamamen yandığını, iç kısımdaki parlak bakır rengi iletkenlerin yangın ve ısı sonucunda renk değiştirdiğini, yangın sonucu kabloların yapışık durumda olması kabloların izolasyon erimesi sonucu direk kısa devreye maruz kaldıklarını gösterdiğini, müvekkilinin yangın sigortası poliçesi kapsamında ödenmiş bulunan toplam 1.486.547,36 TL tazminat tutarının 492.926,36 TL’lik kısmı için ödeme tarihi olan 21.03.2013 tarihinden itibaren, 975.761,00 TL’lik kısmı için ödeme tarihi olan 16.05.2013 tarihinden itibaren ve 17.860,00 TL lik kısım için de ödeme tarihi olan 26.09.2013 tarihinden itibaren işlemiş ve dava tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faizleri ile birlikte davalılardan müşterek ve meteselsilen tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkiline ait binada meydana gelen yangının kiracıların fiili hakimiyeti esnasında gerçekleştiğini, müvekkilinin kiralananı gerek dava dışı …’a ve diğer davalıya boş olarak teslim ettiğini, kiracıların fiili iştigal konusu gereğince yangının meydana gelmesini ve yayılmasını engelleyecek tedbirleri almakla yükümlü olduğunu, müvekkili tarafından davacı … Sigorta A.Ş.’ne sigortalısı Şitap’a ödeme yapılmaması gerektiği hususunda bildirimler yapıldığını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddini, talep etmiştir.
Davalı … Ltd.Şti. vekilleri cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taleplerin mükerrer olarak talep edilmesi nedeniyle davanın dinlenmesinin mümkün olmadığını, yangının mücbir bir sebeple maydana geldiğini, olayda müvekkiline bir kusur izafesinin mümkün olmadığını, duvar kısmın üzerine yıldırım düşmesi neticesinde yangın olayının meydana geldiğinin tahmin edildiğini, Meteoroloji Genel Müdürlüğü yazısının da yangının yıldırım kaynaklı olduğunu teyit ettiğini, yangından hemen sonra alınan sigorta şirketi tarafından alınan raporda da müvekkiline izafe edilebilecek bir kusur olmadığının belirtildiğini, davacının dayandığı tespit raporlarının delil vasfı olmadığını, diğer tespit raporlarının ise, olaydan çok sonra düzenlenmiş itibar edilmesi mümkün olmayan raporlar olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, rücuen tazminat talebine ilişkindir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Düzenlenen 20/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda “… ‘da davalı … Firmasının kiracı olarak faaliyet gösterdiği işyerinde masura üretiminin yapıldığı, üretimde kağıt, karton, kalsit ve nişasta hammaddelerinin kullanıldığı, bitişik nizamda araları hazır duvarla bölünmüş kısımda … Tekstil’e ait işyerinin bulunduğu, bu şirketin de tekstil atıkları, yarı mamul sentetik maddelerin geri dönüşümü alanında faaliyet gösterdiği, sözü edilen yerde 26/01/2013 tarihinde yangın çıktığı, … İtfaiye Müdürlüğü’nün düzenlediği yangın raporunda, yangının saat 02:21’ de bildirildiği, olay yerine 02:48’de ulaşıldığı, … ile … Tekstil’in işyerlerinin ortak kullanılan ara bölme duvarının yaklaşık orta noktasındaki duvar yakınlarındaki ürünlerin çatı kısmının alev almış yanar durumda olduğu, … Şirketinin faaliyet gösterdiği yerin tamamen yanarak kullanılmaz hale geldiği, havanın yağışlı olduğu, kısa süreli fırtına ile birlikte yıldırım oluşmasına uygun olduğu, … fabrikasının 5-6 saat öncesinde makinelerin çalışmaması, elektrik üretiminin az oluşu nedeniyle, aşırı akımdan söz edilemeyeceği, yangının doğal afet kapsamında olduğu, yangın sebebinin şimşek çakması ve yıldırım olduğu, bu nedenle yangının doğal afet kapsamında değerlendirebileceği, binada paratoner olmaması nedeniyle şimşek çakması sonucunda statik elektriğin … Firmasının bulunduğu yerde, ham maddelerin yanmasına neden olduğu, yangının aşırı rüzgar sebebiyle bitişikteki … Tekstil’e sıçradığı, Binaların Yangından Korunmasına İlişkin Yönetmeliğin 64. maddesine göre, binada paratoner olması gerektiği, bu nedenle davalıların kusurlu oldukları, meydana gelen yangın sebebiyle … Tekstil’de makine ve tesisatta 968.500,00.-TL, emtiada 461.111,11.-TL, Demirbaş ve Dekorasyonda 5.550,00.-TL olmak üzere toplam 1.435.161,11.-TL hasar meydana geldiği belirtilmiş, iş yerini kullanan …’in olayda %70, bina sahibi davalı …’ın ise %30 oranında kusurlu olduğu…” belirtilmiştir.
İtirazlar üzerine ve bu kez heyete Meteoroloji Mühendisi Bilirkişinin de katılımıyla ek rapor alınmış, ek raporda itirazlar cevaplandırılmış, Meteoroloji Mühendisi Bilirkişi …’un düzenlemiş olduğu raporda, “…’nin Türkiye’de pek çok noktada gözlem İstasyonu bulunduğu, dakikalık periyotlarda dahi gözlem sonuçlarının alınabildiği, uydu ve radar gibi uzaktan algılama temelli gelişmiş cihazlarda dünyanın herhangi bir alanındaki şimşek ve yıldırım yoğunluğunun tespit edilebildiğini, dosyada bulunan tutanaklarda yangın sebebinin yıldırım düşmesi olarak gösterilmesine rağmen bu tutanakların tahmine dayandığını, oysa teknik verilere (Meterolojik rasat kayıtları, Meteorolojik harita, diagram, uydu ve radar görüntüleri, sayısal hava tahmin ürün analizi…) göre dava konusu yangının meydana geldiği yerde 00:00 ile 03:00 saatleri arasında havanın sağanak yağışlı olduğu, fırtına bulunduğu, bu olgulara göre söz konusu saat aralığında gök gürültülü sağanak yağış ve yıldırım düşmesi hadisesinin oluşma imkanının bulunmadığı, uzaktan algılama temelli haritalarda da belirtilen yerde ve belirtilen zaman aralığında şimşek ve yıldırım olayının mevcut olmadığı, tüm bu meteorolojik verilere göre belirtilen yer ve saatlerde yıldırım hadisesinin meydana gelmemiş olduğu…” ifade edilmiştir.
Tanık Beyanları:
Tanık …; “….’in faliyet gösterdiği fabrikanın yan tarafında bulunan … Tekstil firmasında vardiya amiri olarak görev yaptığını, olay günü…’in kazanlarının bulunduğu yerde alevli şekilde bir yangın başladığını, rüzgarın etkisiyle binaya yayıldığını, sözünü ettiği kazanın …’in fabrikasında kömürle çalışan ve kağıtların kurutulmasında kullanılan bir kazan olduğunu, …’te akşam 06.00 sıralarında kazanın yakıldığını ve çalışanların tamamının fabrikadan ayrıldığını, sabaha kadar bu kazanda kağıtların kurutulduğunu, çalıştığı yerde bulunan … isimli arkadaşıyla bu olaya tanık olduklarını, …’ün …’in söndürme ile ilgili aletlerinin bulunduğu yere gidip bir şeyler yapmak istediğini ancak bunun için kurulan tesisatın çalışmadığını, itfaiyeye haber verdiklerini, ayrıca …’in yetkilileri ile … firmasının yetkililerine haber verdiklerini, …’dan da o gün kimsenin olmadığını, olay tarihinde elektrik kesintisi olmadığını, kendi çalıştığı yerde, Dilmenler’de ve Zümrüt Duvar Kağıdı Fabrikası’nda paratoner olduğunu, …’te paratoner olmadığını…”
Tanık …; “… olay günü … Textilde çalıştığından yangını gördüğünü, gece 23.00 sularında …’in buhar kazanının yanmakta olduğunu, kendi çalıştığı yere gitmek için …’in bahçesinden geçmek gerektiğini, geçerken buhar kazanı içinde kor şekilde ateş bulunduğunu gördüğünü, saat 24.30 sularında buhar kazanının olduğu yerde çatıdan alev çıkmaya başladığını, rüzgar şiddetini artırınca … Textile doğru yangının büyüdüğünü, itfaiyeye haber verdiklerini, yangına müdahale etmeye calıştıklarını ama başarılı olamadıklarını, kendilerinin … ile ilgili bir bakım görevlerinin olmadığını, olay günü ince ince yağmur yağdığını, şimşek ve yıldırımın olmadığını, elektriklerin kesik olmadığını, … ve ..’te gece görevli personel olmadığını, …’te ve …’ta paratoner bulunmadığını, yan taraftaki … ve … Textilte paratoner olduğunu, yangına müdahale etmek için jenerötör odasının kapısını kırıp girdiklerini, içeride yangına müdahale için vanayı açtıklarını ama su gelmediğini, daha önce … Textil’de o gün görevli kimse olmadığını söylemiş ise de o tarihte … Textil’de bir oda içinde 3 kişinin yatmakta olduğunu, bunlardan birinin patron, birinin patronun oğlu, diğerinin de çalışan bir kimse olduğunu, yangının çıktığını onlara haber verdiklerini, uyandırdıklarını….”
Tanık …; “…’in faaliyet gösterdiği yerin mülkiyetinin kardeşine ait olduğunu, … kullanmadan önce kendilerinin kullandıklarını, ayakkabı imalatı yaptıklarını, daha sonra burayı tamamen boşalttıklarını, her hangi bir malzeme bırakmadıklarını, elektrik tesisatının kullanılır halde olduğunu, yangının olduğu kardeşine haber verilince birlikte oraya gittiklerini, yangının neden ve nasıl çıktığını bilmediğini, fabrikayı … ve …’a bıraktıklarında elekrik tesisatının trafoya kadar olduğunu, trafodan fabrikaya tesisatın … ve … tarafından kurulduğunu…” söylemiştir.
TBK.’ nun Yapı Malikinin Sorumluluğu’na ilişkin 69 . maddesine göre; “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır.”
Türk Borçlar Kanunu’nun 69.maddesinden kaynaklanan inşa eseri sahibinin sorumluluğu, kusursuz yani objektif bir sorumluluğa dayanmaktadır. Başka bir deyişle, zarar ile bina veya yapı eserinin kullanılması arasında illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir. Ayrıca kusur aranmamaktadır. Ancak, yapı ya da bakım noksanı ile zarar arasındaki nedensellik bağı, üçüncü kişinin kusuru ile kesilmiş olursa, malik meydana gelen zarardan sorumlu tutulamaz.
Yargıtay 3. H.D.nin 2016/8900- 2018/5306 sayılı kararında da konu ayrıntılı şekilde ele alınmıştır:
“…6098 sayılı yeni Türk Borçlar Yasası’nın 69’uncu ve önceki 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 58’inci maddelerinde, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın doğan zararı gidermekle yükümlü tutulmuşlardır. Bu sorumluluğa öğretide “kusursuz sorumluluk” veya daha geniş tanımıyla “kusura dayanmayan nesnel sebep sorumluluğu” denilmektedir. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığının çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran, bir başka deyişle, zarar ile yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında uygun “nedensellik bağı”nı kesen nedenler ise mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru ve üçüncü kişinin kusuru olarak belirlenmiştir.
Buna göre, elektrik iletim direkleri de maddede belirtilen imal olunan şey kapsamında olduğundan, elektrik iletim direklerinin sahibi bu tesisin korunmasından, bu bağlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz olarak sorumludur…”
İddia, savunma, toplanan deliller, tanık anlatımları, meteoroloji kayıtları ve bilirkişi raporları dikkate alındığında davalılardan…’in kullandığı, diğer davalı …’a ait iş yerinde yangın çıktığı, yangının yıldırım vb. harici bir sebepten kaynaklanmadığı, her ne kadar meteoroloji uzmanın yer almadığı kök raporda yangının yıldırım kaynaklı olduğu görüşü bildirilmiş ise de Meteoroloji Mühendisi Bilirkişi …’un düzenlemiş olduğu raporda belirtildiği üzere olay anında şimşek/yıldırım olgusunun bulunmadığının teknik olarak ve kesin biçimde saptanmış olduğu, davalı…’in kullandığı işyerinin tamamen yanmış olması sebebiyle, kesin yangın sebebinin belirlenemediği ancak davalı…’in faaliyet gösterdiği ve yanması kolay hammaddelerin bulunduğu yerde yangının çıkmasının engellenmesi ve çıkan yangının söndürülmesi konusunda yeterli altyapının oluşturulmadığının sabit olduğu, bu nedenle hem yapı malikinin hem kiracı sıfatıyla kullanıcı…’in meydana gelen zarardan sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda yangın sebebiyle davacı sigortacının, sigortalısının makine, tesisat, emtia, demirbaş ve dekorasyon hasarı değerlendirilip tespit edilmiş mahkememizce rapor ve ek rapor hüküm vermeye elverişli görülerek davanın belirlenen tutar üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜYLE, 1.435.161,11-TL tazminatın (492.926,36-TL’sinin 21/03/2013, 942.234,75-TL’sinin 16/05/2013 tarihinden itibaren değişen oranda avans faiziyle birlikte) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,
2-Davacı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 67.004,83-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Davalılar vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 6.002,49-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 25.386,55-TL’sinin davalılardan müteselsilen alınıp davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 28,05-TL açılış gideri, 4.200,00-TL bilirkişi ücreti, 1.474,19-TL tebligat, posta vs. gideri olmak üzere toplam 5.702,24-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre takdir edilen 5.474,15-TL’sinin davalılardan alınıp davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılardan… tarafından yapılan 241,40-TL tebligat ve posta giderinin, kabul ve ret oranına göre takdir edilen 9,65-TL’sinin davacıdan alınıp bu davalıya, davalılardan … tarafından yapılan 238,00.-TL tebligat ve posta giderinin kabul ve ret oranına göre takdir edilen 9,52 TL’sinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
7-Bu dava sebebiyle 98.035,85-TL Karar harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 25.386,55-TL’nin mahsubu ile kalan 72.649,30-TL’nin davalılardan müteselsilen alınmasına,
8-Karar kesinleştiğinde taraflardan alınan gider ve delil avansının harcanmayan kısmının iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.27/12/2018
Başkan
¸E-İmza
Üye
¸E-İmza
Üye
¸E-İmza
Katip
¸E-İmza