Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/777 E. 2018/420 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/777 Esas
KARAR NO : 2018/420

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2017
KARAR TARİHİ : 11/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Davalı şirkete kasko sigortası ile sigortalı …’ın maliki ve işleteni olduğu … plaka sayılı aracın maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, aracın hasar gördüğünü, hasarın tespiti için eksper hizmeti alındığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile araçta meydana gelen hasar bedeli ile eksper ücretinin davalı taraftan tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Dava konusu aracın 08/07/2016-2017 tarihleri arasında kasko poliçesi sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının genel sigorta hükümleri olduğunu, poliçenin teminat ve muafiyetler ile sınırlı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile araçta meydana gelen gerçek zararın mahkemece tespit edilmesi gerektiğini, davacının dosyaya sunduğu exper raporunu kabul etmediklerini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, trafik kazası nedeniyle davacının halefi olduğu sigortalıya eksik hasar bedeli ödendiği iddiasına dayanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı ,dava dışı sigortalının alacağını temlik alarak sigortalıya halef olmuş ve iş bu davayı ikame etmiştir.
Davacı şirket, bu davayı sigortalının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı gerçek kişi ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davalı sigorta şirketi tarafından, alacağını davacıya temlik eden … lehine kasko sigorta poliçesi düzenlendiği, poliçe düzenlenen aracın hususi otomobil olduğu, dava dışı …’ın tüketici sıfatının bulunduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın, Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği anlaşılmakla davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereği usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereği davanın USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine mütakip talep halinde dosyanın görevli nöbetçi İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-HMK 20 maddesi gereği süre içeresinde talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/04/2018

Katip
(e-imzalıdır)

Hakim
(e-imzalıdır)